tualimforum.com  

Geri git   tualimforum.com > EĞİTİM ve ÖĞRETİM > Belirli Gün ve Haftalar > Belirli Gün ve Haftalar Genel Bilgi
Kayıt ol Yardım Üye Listesi Ajanda Bugünki Mesajlar

Belirli Gün ve Haftalar Genel Bilgi Belirli gün ve haftalarla ilgili genel bilgiler.Belirli gün ve haftalar ile ilgili genel bilgiler...


Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Müzeler Haftası ( Genel Bilgi )
Konudaki Cevap Sayısı
27
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
4693

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler
Alt 05.04.08, 13:40   #21 (permalink)
Kullanıcı Profili
Epsilon Üye
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Mar 2008
Mesajlar: 413
Konular: 272
Puan Grafiği
Rep Puanı:1112
Rep Gücü:0
RD:Hazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud of
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 9
8 Mesajına 9 Kere Teşekkür Edlidi
:
Post Erzurum Arkeoloji Müzesi

ERZURUM ARKEOLOJİ MÜZESİ

Erzurum ve çevre illerden çeşitli şekillerde kazandırılan eserlerin sergilendiği müze, 1942 yılında Çifte Minareli Medrese'de faaliyete geçmiş, 1967 yılında yeni binasına taşınmıştır. 1994 yılında Yakutiye Medresesi Türk-İslâm Eserleri ve Etnografya Müzesi'nin açılması ile Arkeoloji Müzesi'ne dönüştürülmüştür. Bağlı birimleri Türk-İslâm Eserleri Müzesi ve Atatürk Evi Müzesidir. Ayrıca çevre illerdeki geniş bir bölgede çalışmalarını sürdüren müdürlüğün idari işleri de bu binada sürdürülmektedir.
Müzede, Kazılar Salonu, M.Ö. II. bin Trans-Kafkas Kültürü Salonu, Urartu Salonu, Tabiat Tarihi Salonu ve Ermeni Katliamları Salonu bulunmaktadır.
Kazılar Salonu
Bölgede bu güne kadar yapılan kazılarda çıkarılan eserler sergilenmektedir. Bunlar arasında Karaz (1942-1944), Pulur (1960), Güzelova (1961), Sos (1994-1998) Höyük kazıları önemli bir kısmını teşkil etmektedir. M.Ö. IV. bin. den Selçuklu Dönemi'ne kadarki döneme ait heykelcikler, kutsal ocaklar, ok uçları, pişmiş toprak kaplar, taş eserler gibi eserler sergilenmektedir.
Ülkemizde, Karaz kültürü olarak bilinen, Güney Kafkasya'dan, Urmiye Gölü'nün batısına ve Filistin'e kadar geniş bir bölgeye yayılmış olan bu kültüre en yoğun şekilde Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da, özellikle de Erzurum ve çevresinde rastlanması, bu kazıların ve bundan sonra yapılacak olan kazıların önemini artırmaktadır.
Roma, Hellenistik, Trans-Kafkas Salonu
İkiztepe tümülüslerinde çıkarılan eserler ile satın alma ve müsadere yoluyla müzeye kazandırılan Roma ve Hellenistik dönemlere ait diadem, yüzük, küpe gibi altın eserler, cam gözyaşı şişeleri, pişmiş toprak, lahit gibi eserler ile M.Ö. II. binde Van Havzası'nın batısı, Doğu Anadolu Bölgesi, güneydoğuda Urmiye Gölü çevresinde, kuzeydoğuda Gürcistan'a kadar yayılmış olan Trans-Kafkas Kültürü'ne ait eserler sergilenmektedir.
Urartu Eserleri ve Sikke Salonu
M.Ö. 900-600 tarihleri arasında hüküm süren Urartular'ın başkenti, Van (Tuşpa) dır. Urmiye, Gökçegöl ve Çıldır göllerini kapsayan batıda Erzincan ve Malatya çizgisine kadar yayılan geniş bir sahada güçlü bir krallık olarak hüküm sürmüştür. Kökenleri Hurriler'e dayandırılmaktadır. Urartular'dan kalan bir çok kale, kaya mimarîsi, baraj ve sulama tesisleri yanında, müzede sergilenen pişmiş toprak ve madeni kaplar, süs eşyaları, mühürler, savaş malzemeleri, adak levhaları ve rythonlar Urartu Uygarlığı'nın gelişmişliğini göstermektedir.
Bu salonda, Hellenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait çok sayıda sikke bulunmaktadır.
Urartu Yazıtları ve Tabiat Tarihi Salonu
Tarihe ışık tutan çok önemli yazılı belgeler olan kitabelerden Urartular'a ait satın alma yoluyla müzeye kazandırılan taş Urartu yazıtları bu salonda sergilenmektedir.
Günümüzden yaklaşık 500 bin yıl önce yaşamış olan Mamut (fil) fosili, yumuşakça fosilleri, bitki fosilleri ve obsidiyenler de bu bölümde yer almaktadır.
Ermeni Katliamı Salonu
1918 yılında Ermeni komitacılar tarafından Anadolu'da Türkler'e yapılan soykırım alanlarından, Erzurum'da Alaca, Yeşilyayla ve Tımar Köyü ile Kars'ta Obaköy kazılarında ortaya çıkarılan buluntular sergilenmektedir.
Buluntular arasında muskalar, düğmeler, ayyıldızlı tabaka ve kolyeler, mermi kovanları, Kur'an-ı Kerim parçaları yer almaktadır.
Hazan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05.04.08, 13:40   #22 (permalink)
Kullanıcı Profili
Epsilon Üye
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Mar 2008
Mesajlar: 413
Konular: 272
Puan Grafiği
Rep Puanı:1112
Rep Gücü:0
RD:Hazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud of
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 9
8 Mesajına 9 Kere Teşekkür Edlidi
:
Post Hatay Arkeoloji Müzesi

Hatay Arkeoloji Müzesi


Hatay Müzesi'nin Tarihçesi
M.Ö. 4 binden itibaren zamanımıza kadar her devrin çeşitli kültür ve tarihi vesikalarını bünyesinde toplayan Hatay'da ilk kez 1932 yıllarında bilimsel kazılara başlanmıştır. Çalışmaların henüz ilk yıllarında bulunan çok sayıdaki eserlerden dolayı, Fransız idaresinde bulunan Hatay'da görevli, Antikiteler Müfettişi M. Prost'un isteğiyle Antakya'da bir müze kurulmasına karar verilmiştir. Günün modern müzecilik anlayışına uygun olarak hazırlanan plan 1934 yılında uygulanmıştır. 1939 yılında inşaatı tamamlanan müzede, üç ayrı bilimsel kazıda bulunan eserler yer almaktadır.

1- Chicago Oriental Institute 1933-1938 yılları arasında Amik Ovası'nda Cüdeyde, Dehep, Çatalhöyük ve Tainat'ta çalışmıştır.
2- British Museum namına Sir Leonard Wolley 1936'da Samandağı'nın El-Mina Mevkii'nde, 1937'den 1948 senesine kadar aralıklarla Aççana Höyüğü'nde hafriyat yapmıştır.
3- Princeton Üniversitesi de Antakya civarında araştırma kazıları yapmıştır. Müzenin esas zenginliğini temin eden mozaikleri çıkaran bu heyettir.
1939 senesinde, Hatay ana vatana ilhak edildiğinde, müze binası tamamlanmış, kazılarla ve muhtelif yollarla elde edilen eserler de depo edilmiş bulunuyordu. Bu tarihten itibaren eserlerin tanzimi dokuz senede tamamlanmış ve 23 Temmuz 1948 yılında Hatay'ın kurtuluş bayramında ziyarete açılmıştır.
Bünyesinde bulundurduğu çeşitli eserlerin yanında, bilhassa zengin mozaik koleksiyonu ile de ilgi görmektedir. 1969 yılında başlayan ek inşaat 1973 yılı sonunda tamamlanmış ve yeni baştan yapılan teşhir ve tanzimden sonra, hizmete girmiştir. Böylece teşhir salonlarının sayısı beşten sekize çıkarılmış; Hitit ve Asur taş eserlerini, küçük eserleri, altın eserleri ayrı ayrı sergileme olanağına kavuşulmuştur.

Istanbul Arkeoloji Müzesi
T.C Kültür Bakanligi , Anitlar ve Müzeler Genel Müdürlügü'ne bagli olan Istanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlügü Sultanahmet Semti'ndeki Gülhane Parki girisinin sagindan Topkapi Sarayi Müzesi'ne çikan Osman Hamdi Bey Yokusu üzerindedir.
Istanbul Arkeoloji Müzeleri; Arkeoloji Müzesi, Eski Sark Eserleri Müzesi ve Çinili Kösk Müzesi olmak üzere üç müzeden olusmaktadir .
19. yüzyil sonlarinda ünlü ressam ve müzeci Osman Hamdi Bey tarafindan Müze-i Hümayun (Imparatorluk Müzesi) olarak kurulan Istanbul Arkeoloji Müzeleri 13 Haziran 1891'de ziyarete açilmistir. “Ilk Türk Müzesi” olarak tasidigi önemin yanisira dünyada müze olarak insa edilmis az sayidaki müze binasi arasinda yer almasiyla da büyük önem ve ayricaliga sahiptir. Çesitli kültüre ait bir milyonu askin eseriyle bugün de dünyanin en büyük müzeleri arasindaki seçkin yerini korumaktadir.
Müze koleksiyonlari arasinda Balkanlar'dan Afrika'ya, Anadolu ve Mezopotamya'dan Arap Yarimadasi'na ve Afganistan'a kadar Osmanli Imparatorlugu sinirlan içinde yer alan bölgelerden degisik uygarliklara ait zengin ve çok önemli eserleri barindirmaktadir.
ARKEOLOJI MÜZESI
Arkeoloji Müzesi iki ayri binadan olusmaktadir ;
I ) ANA BINA (ESKI BINA)
Osman Hamdi Bey tarafindan 1891 yilinda yapimina baslanmis, 1902 ve 1908 yillarindaki ilavelerle bugünkü durumuma gelmistir. Mimari Alexadre Vallaury’dir. Binanin dis cephesi Iskender Lahti ve Aglayan Kadinlar lahitlerinden esinlenerek yapilmistir. Istanbul’daki Neoklasik yapilarin güzel bir örnegidir.
Iki katli binanin üst katinda küçük boyutlu tas eserler, çanak çömlekler, pismis toprak heykelcikler, Hazine Bölümü ve yaklasik 800.000 sikke, mühür, nisan, madalya ve sikke kaliplarinin bulundugu Gayri Islami ve Islami Sikke Kabineleri ile 70.000 civarinda kitabi bulunan kütüphane yer almaktadir.
Binanin alt kat salonlarinda; Iskender Lahti, Aglayan Kadinlar Lahti, Satrap Lahti, Lykia Lahti, Tabnit Lahti gibi Sayda kral mezarlarinda bulunan ünlü lahidler sergilenmektedir .
Lahitler sergilemesinin yani sira, önemli antik kent ve bölgelerden gelen heykel ve kabartmalarin yer aldigi Antik Çag heykelciligi sergilemesi de alt katta bulunmaktadir.Bu sergilemede Arkaik Dönemden Bizans Dönemine kadar olan heykel sanati gelisimi kronolojik siralama içinde en seçkin örneklerle verilmektedir .
II ) EK BINA ( YENI BINA )
Ana binanin güneydogu bitisiginde yer alan ek bina 6 katlidir. Zemin altindaki iki katta depolar yer almaktadir.
Binanin dört kati ise sergileme salonu olarak düzenlenmistir. Binanin 1. katinda "Çaglarboyu Istanbul", 2.katinda "Çaglarboyu Anadolu ve Troia" ile en üst katta "Anadolu'nun Çevre Kültürleri; Kibris, Suriye - Filistin" sergileme salonlari bulunmaktadir . Ek binanin giris katinda ise Çocuk Müzesi ile mimari eserler sergilemesi yeralmaktadir. Agustos 1998'de ziyarete açilan Thrakia-Bithynia ve Bizans sergileme salonu "Istanbul'un Çevre Kültürleri" adi altinda giris katinin hemen altindaki kotta gezilebilmektedir.
Müze 100. kurulus yildönümü olan 1991 yilinda alt kat salonlarinda yapilan yeni düzenleme ve ek bina sergilemesi ile Avrupa Konseyi Müze Ödülü'nü almistir .
ESKI SARK ESERLERI MÜZESI
1883 yilinda Osman Hamdi Bey tarafindan Sanayi-i Nefise (Güzel Sanatlar Okulu) olarak yaptirilan bina 1917-1919 ve 1932-1935 yillari arasinda yapilan çalismalarla müze olarak düzenlenmistir. 1963 yilinda ziyarete kapatilmis olan bina, 1974 yilinda iç mekanlari degistirilip yeni bir sergileme ile tekrar ziyarete açilmistir.
Iki katli binanin üst katinda Anadolu, Mezopotamya, Misir ve Arap eserleri sergilenmektedir Akad Krali Naramsin'in steli, Kades Antlasmasi ve Zincirli heykeli müzenin ünik eserleri arasinda yer almaktadir .
Bu müzede ayrica 75.000 çivi yazili belgenin korundugu "Tablet Arsivi" bulunmaktadir.
ÇINILI KÖSK MÜZESI
Fatih Sultan Mehmet tarafindan 1472 tarihinde yaptirilan kösk Istanbul'daki en eski Osmanli sivil mimarlik örneklerinden birisidir. l875-1891 yillari arasinda Müze-i Hümayun (Imparatorluk Müzesi) olarak kullanilmistir. l953 yilinda Türk ve Islam eserlerinin sergilendigi Fatih Müzesi adi altinda ziyarete açilmis, 1981 yilinda konumu nedeniyle Istanbul Arkeoloji Müzeleri'ne devredilmistir.
Köskün giris cephesi tek, arka tarafi ise iki katlidir. Giriste 14 sütunlu mermer bir revak vardir. Giris eyvani mozaik çinilerle süslüdür. 6 oda ve bir orta salondan olusan köskte Selçuklu ve Osmanli Dönemine ait çesitli çini ve seramikler sergilenmektedir . Müze ve depolarinda yaklasik 2000 eser bulunmaktadir.
Hazan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05.04.08, 13:41   #23 (permalink)
Kullanıcı Profili
Epsilon Üye
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Mar 2008
Mesajlar: 413
Konular: 272
Puan Grafiği
Rep Puanı:1112
Rep Gücü:0
RD:Hazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud of
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 9
8 Mesajına 9 Kere Teşekkür Edlidi
:
Post Hatay Arkeoloji Müzesi

Hatay Arkeoloji Müzesi


Hatay Müzesi'nin Tarihçesi
M.Ö. 4 binden itibaren zamanımıza kadar her devrin çeşitli kültür ve tarihi vesikalarını bünyesinde toplayan Hatay'da ilk kez 1932 yıllarında bilimsel kazılara başlanmıştır. Çalışmaların henüz ilk yıllarında bulunan çok sayıdaki eserlerden dolayı, Fransız idaresinde bulunan Hatay'da görevli, Antikiteler Müfettişi M. Prost'un isteğiyle Antakya'da bir müze kurulmasına karar verilmiştir. Günün modern müzecilik anlayışına uygun olarak hazırlanan plan 1934 yılında uygulanmıştır. 1939 yılında inşaatı tamamlanan müzede, üç ayrı bilimsel kazıda bulunan eserler yer almaktadır.

1- Chicago Oriental Institute 1933-1938 yılları arasında Amik Ovası'nda Cüdeyde, Dehep, Çatalhöyük ve Tainat'ta çalışmıştır.
2- British Museum namına Sir Leonard Wolley 1936'da Samandağı'nın El-Mina Mevkii'nde, 1937'den 1948 senesine kadar aralıklarla Aççana Höyüğü'nde hafriyat yapmıştır.
3- Princeton Üniversitesi de Antakya civarında araştırma kazıları yapmıştır. Müzenin esas zenginliğini temin eden mozaikleri çıkaran bu heyettir.
1939 senesinde, Hatay ana vatana ilhak edildiğinde, müze binası tamamlanmış, kazılarla ve muhtelif yollarla elde edilen eserler de depo edilmiş bulunuyordu. Bu tarihten itibaren eserlerin tanzimi dokuz senede tamamlanmış ve 23 Temmuz 1948 yılında Hatay'ın kurtuluş bayramında ziyarete açılmıştır.
Bünyesinde bulundurduğu çeşitli eserlerin yanında, bilhassa zengin mozaik koleksiyonu ile de ilgi görmektedir. 1969 yılında başlayan ek inşaat 1973 yılı sonunda tamamlanmış ve yeni baştan yapılan teşhir ve tanzimden sonra, hizmete girmiştir. Böylece teşhir salonlarının sayısı beşten sekize çıkarılmış; Hitit ve Asur taş eserlerini, küçük eserleri, altın eserleri ayrı ayrı sergileme olanağına kavuşulmuştur.

Istanbul Arkeoloji Müzesi
T.C Kültür Bakanligi , Anitlar ve Müzeler Genel Müdürlügü'ne bagli olan Istanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlügü Sultanahmet Semti'ndeki Gülhane Parki girisinin sagindan Topkapi Sarayi Müzesi'ne çikan Osman Hamdi Bey Yokusu üzerindedir.
Istanbul Arkeoloji Müzeleri; Arkeoloji Müzesi, Eski Sark Eserleri Müzesi ve Çinili Kösk Müzesi olmak üzere üç müzeden olusmaktadir .
19. yüzyil sonlarinda ünlü ressam ve müzeci Osman Hamdi Bey tarafindan Müze-i Hümayun (Imparatorluk Müzesi) olarak kurulan Istanbul Arkeoloji Müzeleri 13 Haziran 1891'de ziyarete açilmistir. “Ilk Türk Müzesi” olarak tasidigi önemin yanisira dünyada müze olarak insa edilmis az sayidaki müze binasi arasinda yer almasiyla da büyük önem ve ayricaliga sahiptir. Çesitli kültüre ait bir milyonu askin eseriyle bugün de dünyanin en büyük müzeleri arasindaki seçkin yerini korumaktadir.
Müze koleksiyonlari arasinda Balkanlar'dan Afrika'ya, Anadolu ve Mezopotamya'dan Arap Yarimadasi'na ve Afganistan'a kadar Osmanli Imparatorlugu sinirlan içinde yer alan bölgelerden degisik uygarliklara ait zengin ve çok önemli eserleri barindirmaktadir.
ARKEOLOJI MÜZESI
Arkeoloji Müzesi iki ayri binadan olusmaktadir ;
I ) ANA BINA (ESKI BINA)
Osman Hamdi Bey tarafindan 1891 yilinda yapimina baslanmis, 1902 ve 1908 yillarindaki ilavelerle bugünkü durumuma gelmistir. Mimari Alexadre Vallaury’dir. Binanin dis cephesi Iskender Lahti ve Aglayan Kadinlar lahitlerinden esinlenerek yapilmistir. Istanbul’daki Neoklasik yapilarin güzel bir örnegidir.
Iki katli binanin üst katinda küçük boyutlu tas eserler, çanak çömlekler, pismis toprak heykelcikler, Hazine Bölümü ve yaklasik 800.000 sikke, mühür, nisan, madalya ve sikke kaliplarinin bulundugu Gayri Islami ve Islami Sikke Kabineleri ile 70.000 civarinda kitabi bulunan kütüphane yer almaktadir.
Binanin alt kat salonlarinda; Iskender Lahti, Aglayan Kadinlar Lahti, Satrap Lahti, Lykia Lahti, Tabnit Lahti gibi Sayda kral mezarlarinda bulunan ünlü lahidler sergilenmektedir .
Lahitler sergilemesinin yani sira, önemli antik kent ve bölgelerden gelen heykel ve kabartmalarin yer aldigi Antik Çag heykelciligi sergilemesi de alt katta bulunmaktadir.Bu sergilemede Arkaik Dönemden Bizans Dönemine kadar olan heykel sanati gelisimi kronolojik siralama içinde en seçkin örneklerle verilmektedir .
II ) EK BINA ( YENI BINA )
Ana binanin güneydogu bitisiginde yer alan ek bina 6 katlidir. Zemin altindaki iki katta depolar yer almaktadir.
Binanin dört kati ise sergileme salonu olarak düzenlenmistir. Binanin 1. katinda "Çaglarboyu Istanbul", 2.katinda "Çaglarboyu Anadolu ve Troia" ile en üst katta "Anadolu'nun Çevre Kültürleri; Kibris, Suriye - Filistin" sergileme salonlari bulunmaktadir . Ek binanin giris katinda ise Çocuk Müzesi ile mimari eserler sergilemesi yeralmaktadir. Agustos 1998'de ziyarete açilan Thrakia-Bithynia ve Bizans sergileme salonu "Istanbul'un Çevre Kültürleri" adi altinda giris katinin hemen altindaki kotta gezilebilmektedir.
Müze 100. kurulus yildönümü olan 1991 yilinda alt kat salonlarinda yapilan yeni düzenleme ve ek bina sergilemesi ile Avrupa Konseyi Müze Ödülü'nü almistir .
ESKI SARK ESERLERI MÜZESI
1883 yilinda Osman Hamdi Bey tarafindan Sanayi-i Nefise (Güzel Sanatlar Okulu) olarak yaptirilan bina 1917-1919 ve 1932-1935 yillari arasinda yapilan çalismalarla müze olarak düzenlenmistir. 1963 yilinda ziyarete kapatilmis olan bina, 1974 yilinda iç mekanlari degistirilip yeni bir sergileme ile tekrar ziyarete açilmistir.
Iki katli binanin üst katinda Anadolu, Mezopotamya, Misir ve Arap eserleri sergilenmektedir Akad Krali Naramsin'in steli, Kades Antlasmasi ve Zincirli heykeli müzenin ünik eserleri arasinda yer almaktadir .
Bu müzede ayrica 75.000 çivi yazili belgenin korundugu "Tablet Arsivi" bulunmaktadir.
ÇINILI KÖSK MÜZESI
Fatih Sultan Mehmet tarafindan 1472 tarihinde yaptirilan kösk Istanbul'daki en eski Osmanli sivil mimarlik örneklerinden birisidir. l875-1891 yillari arasinda Müze-i Hümayun (Imparatorluk Müzesi) olarak kullanilmistir. l953 yilinda Türk ve Islam eserlerinin sergilendigi Fatih Müzesi adi altinda ziyarete açilmis, 1981 yilinda konumu nedeniyle Istanbul Arkeoloji Müzeleri'ne devredilmistir.
Köskün giris cephesi tek, arka tarafi ise iki katlidir. Giriste 14 sütunlu mermer bir revak vardir. Giris eyvani mozaik çinilerle süslüdür. 6 oda ve bir orta salondan olusan köskte Selçuklu ve Osmanli Dönemine ait çesitli çini ve seramikler sergilenmektedir . Müze ve depolarinda yaklasik 2000 eser bulunmaktadir.
Hazan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05.04.08, 13:41   #24 (permalink)
Kullanıcı Profili
Epsilon Üye
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Mar 2008
Mesajlar: 413
Konular: 272
Puan Grafiği
Rep Puanı:1112
Rep Gücü:0
RD:Hazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud of
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 9
8 Mesajına 9 Kere Teşekkür Edlidi
:
Post Konya Arkeoloji Müzesi

Konya Arkeoloji Müzesi
Arkeoloji Müzesi ilk defa 1901 yılında Karma Ortaokulu'nun güneybatı köşesindeki yapıda açılmıştır. 1927 yılında eserler sergilenmek üzere buradan Mevlânâ Müzesi'ne, 1953 yılında da İplikçi Camii'ne taşınmıştır. 1962 yılında ise bugünkü müze kurularak hizmete sunulmuştur.

Müzemiz Neolitik Çağdan başlamak üzere, Eski Tunç, Orta Tunç (Asur Ticaret Kolonileri), Demir (Frig, Urartu) Kla**** Hellenistik, Roma ve Bizans Devrine ait eserler sergilenmektedir.
I. Prehistorik Eserler Salonu

1- Neolitik Çağ Eserleri (M.Ö. 6500-5300)
Erbaba, Süberde, Çatalhöyük kazılarında bulunan Neolotik Çağ eserlerinin yanı sıra elde yapılmış pişmiş toprak kaplar obsidien ve çakmak taşından yapılmış ok ve mızrak uçları yer almaktadır.

2- Eski Tunç Çağı Eserleri (M.Ö. 3000-1950)
Bu devire ait eserler genellikle Sızma ve Karahöyük kazılarından gelmiştir. Ayrıca Beyşehir Gölü çevresinden gelen ve Göller Bölgesi'nin tipik özelliklerini taşıyan üzeri yivli pişmiş toprak kaplar sergilenmektedir.

3- Orta Tunç (Asur Ticaret Kolonileri) Çağı Eserleri (M.Ö. 1950-1750)
Konya Karahöyük'te 1952 yılından beri yapılan sistemli kazılarda elde edilen çarkta yapılmış, çok çeşitli formlarda pişmiş toprak kaplarla, üzüm salkımı şeklinde kandiller, hayvan biçimi kaplar, bronz halkalar, silindir mühürler bulunmaktadır.
II. Demir Devri Eser Salonu

1- Demir Çağı Eserleri (M.Ö. 8. 7. 6. yüzyıl)
Konya Aladdin Tepesi'nde bulunan üzeri figürlü Frig Devri kap parçaları, Konya Karapınar İlçesi'nin 20 km. kuzeyinde Kıcıkışla'da bulunan çeşitli formlarda Frig Devri boyalı kapları, Urartu'lara ait bronz fibulalar (iğne) üzeri figürlü plakalar vardır.
Kıcıkışla'da Frig kapları ile birlikte çeşitli formlarda yapılmış pişmiş toprak, boyalı Lidya kapları yer almaktadır.

2- Klasik Devir Eserleri (M.Ö. 480-330)
Bu döneme ait Kıcıkışla'dan gelen üzeri parlak siyah boyalı ithal malı kyliks'ler, lekythos'lar ve üzeri siyah figür tekniğine göre işlenmiş bir oinokhoe vardır.

3- Hellenistik Devir Eserleri (M.Ö. 330-30)
Çeşitli formlarda yapılmış, üzeri parlak perdahlı, tabaklar, çanaklar ile derin oymalı bir kap kalıbı parçası yer almaktadır.
4- Roma Devri Bronz Heykelcikleri (M.Ö. 30-M.S. 395)
Bir vitrinde, bronzdan yapılmış, Roma Devri Hermes, Eros ve boğa heykelcikleri vardır.

III. Roma Devri Salonu

1- Roma Devri Eserleri (M.Ö. 30-M.S. 395)
Bu devirden Beyşehir İlçesi, Yunuslar Köyü'nde bulunan Sidemara tipi sütunlu mermer Herakles Lahdi (M.S. 250-260) Iconium (Konya) nekropolünde bulunan Sidemara tipi sütunlu ve Pamphylia tipi girlandlı mermer (M.S. 2. 3.yüzyıl) lahitleri ile bir Poseidon heykeli, pişmiş toprak lahitler, yatay vitrinlerde aynı devirden kalma pişmiş toprak kandiller, koku kapları, cam gözyaşı şişeleri, parfüm kapları, deney tüpleri, bardaklar, sürahiler ve cam bilezikler, altın yüzük ve küpeler, kıymetli taşlardan yapılmış yüzük kaşları, fildişi tarak ve manikür aletleri sergilenmektedir.

2- Bizans Devri Eserleri (M.S. 395-1453)
Müzemizce 1990 yılında Sille, Tatköy'de yapılan kazıda Tatköy Kilisesi'nden elde edilen ve M.S. 6.yüzyıla tarihlenen 6,30 x 3,50 m. boyutlarındaki taban mozaiği ve Çumra, Alibeyhöyük, Kilise Mevkii'nde 1991 ve 1992 yıllarında yapılan kazılarda elde edilen taban mozaikleri sergilenmektedir. Bir vitrinde ise yine Bizans Devrinden, bronz kapı tokmakları, kazan kulpları, rölikerler, haçlar, markalar ve ok uçları vardır.
IV. Bahçedeki Eserler

1- Revaktaki Eserler
Müze girişindeki revakta, Sille'den ve Konya merkezinden gelen Bizans Devri, taş ve mermerden yapılmış mimari parçalar, mezar taşları ile Roma Devrinden (M.S.2., 3.yüzyıl) mezar stelleri sergilenmiştir.

2- Ön Bahçedeki Eserler
Ön bahçede, taş ve mermerden yapılmış Roma Devri (M.S.2. 3.yüzyıl) heykelleri, lahitleri, mezar sandukaları ve stelleri, kül kutuları, mezar aslanları, sütun başlıkları ile yazıtlar görülmektedir. Bu yazıtlardan St. Paul'ün ziyaret ettiği şehirler olan Iconium, Derbe ve Lystra yazıtları çok önemlidir.
Hazan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05.04.08, 13:41   #25 (permalink)
Kullanıcı Profili
Epsilon Üye
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Mar 2008
Mesajlar: 413
Konular: 272
Puan Grafiği
Rep Puanı:1112
Rep Gücü:0
RD:Hazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud of
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 9
8 Mesajına 9 Kere Teşekkür Edlidi
:
Post Kütahya Arkeoloji Müzesi

Kütahya Arkeoloji Müzesi
Ulu Camii yanında Vacidiye Medresesi olarak bilinen yapıdadır. Medrese binası 1314 yılında Germiyan beylerinden Umur Bin Savcı tarafından yaptırılmıştır. Kesme taştan inşa edilen yapının portali Selçuklu sanatının özelliklerini gösterir. Kapıları kubbeli orta mekana açılan dokuz küçük odası vardır. Müzede yer alan vitrinlerde Miyosen döneminden itibaren, Paleolitik, Kalkolitik, Eski-Tunç, Hitit, Frig, Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait eserler teşhir edilmektedir. Restorasyonu ve yeni teşhir düzenlemesi yapılarak 5 Mart 1999 tarihinde ziyarete açılmıştır.
Hazan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05.04.08, 13:46   #26 (permalink)
Kullanıcı Profili
Epsilon Üye
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Mar 2008
Mesajlar: 413
Konular: 272
Puan Grafiği
Rep Puanı:1112
Rep Gücü:0
RD:Hazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud of
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 9
8 Mesajına 9 Kere Teşekkür Edlidi
:
Post Ankara - Atatürkün Mekanı Müze Köşk

Ankara'nın Çankaya köyünde tahminen 1800'lü yılların sonlarında yapılan bir bağevinin inşa edilirken tarihe tanıklık edeceği, ülkenin kaderini değiştiren dünya çapında bir lidere konut olarak hizmet vereceği kimin aklına gelirdi?
Ankara'ya geldiği 27 Aralık 1919 tarihinden 1921 yılına kadar önce Ziraat Okulunda, TBMM Başkanlığına seçilmesinden sonra da İstasyondaki taş binada ikamet eden Atatürk, 1921 yılının Haziran ayında Çankaya'daki bağevine yerleşti. Bugün Müze Köşkü'nün girişinde, Atatürk'ün 56 yıllık ömründe en uzun süre ile yaşadığı ikametgâh olma özelliğini de taşıyan bina ile ilgili şu satırları görürüsünüz:
" Eski bir bağ evidir. Ankaralı Bulgurluzade Mehmet ve Rıfat Beyler tarafından satın alınmış olup, 1921 yılı başlarında Ankara Müftüsü Hoca Rıfat Börekçi'nin önderliğinde Ankara halkı adına Atatürk'e armağan edilmiştir. Atatürk tarafından ordu namına devir ve ferağ edilmesi üzerine 'Ordu Köşkü' adını alan bina, ilk haliyle alt kat holünde mermer bir havuzu bulunan iki katlı bir yapıdır. 1921 yılı Haziran ayı başlarında Atatürk Ankara Garı'nda ikamet etmekte olduğu konuttan bu Köşk'e küçük bir onarımdan sonra taşınmışlardır.
1924 yılında Mimar Mehmet Vedat Bey tarafından Köşk'e ilaveler yapılarak bugünkü şekline getirilmiştir.
Bu ilaveler ön taraftaki camekânlı giriş arkada ise uzunlamasına bir ofis ve mutfak, yan tarafında bulunan kuledir. 1932 Haziran ayına kadar Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanlığı Köşkü olarak kullanılmış olan ve Cumhuriyet tarihinde çok önemli bir yer tutan bu yapı yeni köşke taşınıldığında tüm mefruşatı ile korunarak o günkü hali ile muhafaza edilmiştir."
Sonradan "köşk" haline getirilen ve büyük sarayların ihtişamından uzak, mütevazı, ancak zevkli ve rahat bir biçimde döşenen binanın methal taşlığına ayak bastığınız anda, kendinizi birden 1920'li yıllarda bulursunuz.
Tarihe yapılan bu ani yolculuğa beyniniz ve duygularınız uyum sağlamaya çalışırken, bedeniniz hole varmıştır bile. Ve o andan itibaren tarihi yaşamaya başlar, her eşyada, her köşede Atatürk'ün izlerini görür, hemen bir kapıdan çıkıverecek gibi bir beklentiye kapılarak o anı yaşama heyecanı ile tüm köşkü beyin kıvrımlarınıza yerleştirmeye başlarsınız. Giriş holünde, ortada duran bilardo masasının Atatürk'ün Köşk'te yaşadığı süre içinde üst katın sofasında bulunduğunu, ancak çok ağır olduğu için binada çökme yaratabileceği endişesi ile alt kata konulduğunu hemen belirtmek gerekir.
Holde tam karşıda yemek salonunun, sağda yeşil salonun kapıları, solda ise elçi kabul salonunun kapısı ile üst kata çıkan merdivenler Müze Köşk'ü tanıma isteğinizi anlamışçasına davetkârdır. Holde piyano ile altılı oturma grubu bulunur. Duvarlarda ise 2 adet tablo ile Atatürk'ün çeşitli tarihlerde çekilmiş 3 adet fotoğrafı asılıdır. Üç girişli holün ortada bulunan kapısı kapatılmıştır ve önünde bilardo dolabı bulunmaktadır. Bu kapıda asılı bulunan kilim perdelerin güzelliğini dikkatli gözler hemen yakalar. Geçen yıllar perdenin zarafetini hiç mi hiç etkilememiş gibi görünüyor.
Holün sol tarafındaki elçi kabul salonunda, Mısır Hıdivi Abbas Hilmi Paşa tarafından kendilerine hediye edilen ve Atatürk'ün çok sevdiği 3 koltuk, 1 kanepe, bir çalışma masası ve dolaptan oluşan sedef kakmalı bir takım ile sol tarafta ayrı bir çalışma masası bulunmaktadır.

Odaya girer girmez Atatürk'ün huzuruna çıkmışçasına bir duygu tüm benliğinizi sarıverir. Duvarlarda bulunan sedef kakmalı çerçevelerdeki bazı fotoğrafların yanı sıra çalışma masası üzerindeki bir fotoğraf insanı adeta içine çeker. Fotoğrafın üzerinde el yazısıyla yazılmış şu notu okursunuz:
"21.9.1935-İstanbul'dan Ankara'ya vagonda." Elçi kabul salonunun karşısında bulunan yeşil salon; oturma grupları, bazı fotoğraflar ve bir vitrin dolabın yer aldığı kabul ve oturma odasıdır. Yemek salonuna da bir kapısı bulunmaktadır.
Çankaya'da Atatürk'ün verdiği yemeklerle ilgili çeşitli anıları hemen hepimiz okumuş olduğumuz için midir, yemek salonuna girdiğiniz anda kendinizi erken gelmiş bir konuk gibi duyumsayabilirsiniz. Döneme özgü möblelerin yer aldığı salonda ilk göze çarpan şey, hole açılan kapının tam karşısında bulunan, bacası ve yan tarafları tahta oymalı şömine ile şöminenin her iki yanının üst kısmındaki ikişer adet vitray kaplı pencerelerdir. Yemek salonunda bir de dört kişilik kahvaltı masası ile yeşil salon giriş kapısının poker masası yer alır.
İki vitrin dolap, bir büfe, bir konsol, iki gramofon ve şömine ile kapı kenarlarında bulunan büyük çini vazolar salona uyumlu bir biçimde yerleştirilmiştir ve vitrinlerle büfede bulunan takımlar kullanıma hazır gibidir. Kanepenin önünde tam ortada büyük bir gümüş mangal bulunur.
Yemek salonuna holden açılan kapının üzerinde Hüseyin Avni Lifiş'in 1922 tarihini taşıyan tablosu, yeşil salondan açılan kapının üzerinde ise eski harflerle atılmış imzası olan ağlayan kadın tablosu gözünüze ilişecektir.
Cepheden sadece eşyaları dönen şehite yakılan ağıt kulaklarınızda çınlar. Salondan hole çıkınca hemen sağda bulunan merdivenler Atatürk'ün yaşamının özel anlarına uzanan bir yoldur.
Üst katta "sofa"ya açılan 6 kapı vardır. Birisi merdivenlerden sofaya girilen kapıdır. Bunun hemen solundaki kapı yatak odasına, sağdaki kapı istirahat odasına, ön cepheye bakan kapı balkona, tam karşıdaki kapı da kütüphaneye açılır. Sofanın ortasında oval bir masa (eskiden bilardo masasının bulunduğu yer), bir kanepe ile iki koltuk ve iki tane vitrin dolap bulunur. Balkon kapısının önünde büyük bir mangal vardır. Vitrinlerin birinde Atatürk'ün madalyaları ile 1931 milletvekilliği mazbatası, diğerinde de ilk Atatürk serisi pullar sergilenmektedir.
Merdiven sahanlığına açılan bir kapısı daha olan istirahat odası tek kişilik mütevazı bir yatak odasıdır. Bir divan yatak, bir koltuk, küçük bir yazı masası, bir gardrop ile iki puf yer alır. Duvarlarında bir duvar saati, bir tablo ile Atatürk'e ve Fethi Okyar'a ait birer fotoğrafın bulunduğu bu odayı Atatürk'ün çok sevdiği rivayet olunur.
İstirahat odasının karşısında bulunan iki kapı da kütüphaneye açılır. Sağ taraftan girdiğinizde çalışma masasında Atatürk'ün oturduğu hissine kapılabilirsiniz. Çünkü, Atatürk pek çok konu hakkındaki fikirlerini bu masanın başında oluşturmuştur. "Büyük Nutuk"u burada kaleme almıştır.
Kütüphanedeki kitaplar Atatürk'ün geniş ufkunu ve kültür yapısını nasıl oluşturduğunu gösteren önemli delillerdir. Kitaplarda aldığı küçük notları, işaretlediği bölümleri ve altını çizdiği satırları bulmak mümkündür.
Kütüphanenin devamı şeklinde döşenen ve bir kapı ile yatak odasına bağlanan arka kısmında yine kitaplıklar ve dört sandalyeli yuvarlak bir masa ile köşede okuma koltuğu ve abajurun bulunduğu bölümle kule odaya adım atarsınız. Koyu renklerin hakim olduğu kule odada yine bir çalışma masası ve koltuklar ile yerde Moskova Sefiri Muhtar Bey'in hediyesi bir ayı postu yer alır.
Adımlarınız artık sizi Köşk'ün görülecek en son bölümüne, insanların en özel mekânı sayılan yatak odasına ulaştırmıştır.
Yatak odası da Köşk'ün diğer bölümleri gibi son derece sade, ama zevkli bir şekilde döşenmiştir. Atatürk'ün yastığı ve yorganı, örtüsü ile birlikte yatağın üzerinde muhafaza edilmektedir. Yatağın kenarına bırakılan terlikleri her an sahibi gelip giyiverecek gibidir. Odadaki iki tuvalet masasından birisi banyo kapısının yanında durur. Üzerindeki tuvalet malzemelerinin Latife Hanım'a ait olduğu bilinir. Atatürk'ün 9 Ocak 1923 tarihinde başlayıp 5 Ağustos 1925 tarihinde sona eren evliliğine tanıklık eden Köşk'te Latife Hanım'a dair tek iz de, bu tuvalet malzemeleridir.
Yatak odasında, gardırop, bir koltuk, iki sandalyeli küçük, yuvarlak bir masa dışında dikkat çeken bir başka şey de, şöminenin üzerindeki Zübeyde Hanım'ın gençlik resmidir. Yatak odasından geçilen banyonun dönemin en iyi malzemeleri ile yapıldığı görülür. Gömme küvetin yanında merdiven sahanlığına açılan bir kapı bulunur.
Atatürk'ün mekânındaki gezintiniz banyo dairesi ile sona erer. Merdivenlerden inip Köşk'ün dışına çıktığınız zaman karşılaştığınız ana döndürür ve gözleriniz Atatürk'ün "en büyük eserim" dediği Cumhuriyet'in modern başkenti Ankara ile buluşur. Adres: Cumhurbaşkanlığı Köşkü Bahçesi Çankaya/Ankara
Tel: (312) 427 43 30/317
Hazan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05.04.08, 13:51   #27 (permalink)
Kullanıcı Profili
Epsilon Üye
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Mar 2008
Mesajlar: 413
Konular: 272
Puan Grafiği
Rep Puanı:1112
Rep Gücü:0
RD:Hazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud of
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 9
8 Mesajına 9 Kere Teşekkür Edlidi
:
Post Sakarya Deprem Kültür Müzesi

Sakarya Deprem Kültür Müzesi

17 Ağustos 1999 yılında yaşanan Marmara Depreminde hayatını kaybedenleri anmak, yaşananları anlatmak ve hatırlatmak amacıyla depremin Sakarya ilinde yaptırılmış müzedir. Depremin ikinci yıldönümünde yapımına başlanan müze, hukuksal sorunlar yüzünden yıllarca kapalı kalmış ve 2004 yılında ziyaret açılmıştır.

Müze; Sakarya, Merkez, Cumhuriyet Mahallesi Kavaklar Caddesi'nde yer alaır. 450 m²’lik kullanım alanına sahiptir. Adapazarı Merkez Belediyesi'ne aittir.
Müze binası göçük şeklinde tasarlanmıştır; yıkık duvarlar ve eğik kolonları vardır. Binanın mimarisi ve iç düzenlemesi tamamen fotoğraf, tablo, resim ve bu gibi malzemelerin sergilenebileceği bir sanat galerisi şeklinde inşa edilmiştir. 1967 ve 1999 yılı depremlerine ilişkin deprem öncesi ve sonrası fotoğraflar sergilenmektedir. Müzenin bir bölümü makinelerle yapay sarsıntı oluşturulacak şekilde dizayn edilerek depremin etkisi plastik eşyalarla izlenebilmektedir. Sanal deprem platformunda 7.4 büyüklüğünde sarsıntının bir benzeri yaşatılır. Müzede, depremde yıkılan binaların yapım tekniği ile ilgili inşaat malzemeleri ve sismograf görülebilir.
Deprem Kültür Müzesi, dünyadaki dördüncü Deprem Kültür Müzesi'dir. Sergi Salonları dışında kafeterya ve sinevizyon salonu bulunur.

Hazan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 18.12.17, 09:23   #28 (permalink)
Kullanıcı Profili
Moderator
 
Tarot - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Jan 2012
Nerden: İstanbul
Mesajlar: 8.969
Konular: 7801
Puan Grafiği
Rep Puanı:4150
Rep Gücü:62
RD:Tarot has a reputation beyond reputeTarot has a reputation beyond reputeTarot has a reputation beyond reputeTarot has a reputation beyond reputeTarot has a reputation beyond reputeTarot has a reputation beyond reputeTarot has a reputation beyond reputeTarot has a reputation beyond reputeTarot has a reputation beyond reputeTarot has a reputation beyond reputeTarot has a reputation beyond repute
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 355
246 Mesajına 315 Kere Teşekkür Edlidi
:
icon Müzeler Haftası ( Genel Bilgi )

Müzeler Haftası ( Genel Bilgi )

Teşekkürler
--------------Tualimforum İmzam--------------
Kahve Falı

Tarot Falı

Rüya Tabirleri
Tarot isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Tags
bilgi, genel, haftasi, milli eğitim vakfı kuruluşu, milli eğitim vakfı kuruluşu ile ilgili genel bilgi, milli eğitim vakfı kuruluşu konulu genel bilgi, muzeler, müzeler haftası, müzeler haftası ile ilgili genel bilgi, müzeler haftası konulu genel bilgi

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar son Mesaj
Müzeler Haftası ile İlgili Kompozisyon-Müzeler Haftası Konulu Kompozisyon Nokia Belirli Gün ve Haftalar ile İlgili Kompozisyonlar 1 24.09.17 00:58
Müzeler Haftası Konuşma Metni Nokia Belirli Gün ve Haftalar Konuşma Metinleri 1 18.10.15 23:18
Müzeler Haftası ile İlgili Resimler SERDEM Belirli Gün ve Haftalar ile İlgili Resimler 1 07.09.09 00:08
Müzeler Haftası Şiirleri Sibel Belirli Gün ve Haftalar Şiirleri 3 25.03.08 22:37
Standartlar Haftası ( Genel Bilgi ) Nokia Belirli Gün ve Haftalar Genel Bilgi 0 15.03.08 09:18


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 05:25 .


Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2