tualimforum.com  

Geri git   tualimforum.com > ÇOCUK DÜNYASI > Masallar ve Hikayeler > Çocuk Masalları/Çocuk Hikayeleri
amp;markreadhash=guest" rel="nofollow">Bütün Forumları okunmuş kabul etrel="nofollow">Bütün Forumları okunmuş kabul et
Kayıt ol Yardım Üye Listesi Ajanda Arama Bugünki Mesajlar Bütün Forumları okunmuş kabul et

Çocuk Masalları/Çocuk Hikayeleri Çocuk masalları,Türk ve Dünya edebiyatından çocuk masalları,Çocuklar için masallar...


Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Fareli Köyün Kedisi/Şiir Gibi Masallar
Konudaki Cevap Sayısı
0
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
1006

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler
Alt 13.01.09, 19:53   #1 (permalink)
Kullanıcı Profili
Moderator

 
Okyanus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Jan 2008
Mesajlar: 9.373
Konular: 7149
Puan Grafiği
Rep Puanı:16317
Rep Gücü:20
RD:Okyanus has a reputation beyond reputeOkyanus has a reputation beyond reputeOkyanus has a reputation beyond reputeOkyanus has a reputation beyond reputeOkyanus has a reputation beyond reputeOkyanus has a reputation beyond reputeOkyanus has a reputation beyond reputeOkyanus has a reputation beyond reputeOkyanus has a reputation beyond reputeOkyanus has a reputation beyond reputeOkyanus has a reputation beyond repute
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 54
889 Mesajına 1.404 Kere Teşekkür Edlidi
:
Standart Fareli Köyün Kedisi/Şiir Gibi Masallar

Fareli Köyün Kedisi


Bir zamanlar bir yerde safça bir delikanlı
Gurbet gurbet gezerken karnı aç, heyecanlı;

Bir çiftlikte iş bulur yanaşmalık edecek,
Biraz tarla sürecek, biraz hayvan güdecek.

Bir anlaşma yapılır bir sene çalışacak,
Yıl sonunda ağayla hesaba oturacak.

Canla başla çalışır, sevdirir kendisini;
Elleri nasırlanır, gün bozar derisini.

Derken yıl tamamlanıp gelince hesap günü
Ağa güçlükle açar kesenin düğümünü.

Ona bir altın verip der: "ister dön köyüne,
İstersen kal devam et burda beleş öğüne."

Çocuk: "ben gideyim," der "köyüme kavuşayım;
Ne haldedir ailem anam babam bakayım."

Az sonra yolu geçer bir derenin üstünden;
Düşüncelere dalar köprüden geçecekken.

"Anam tembih etmişti: el uzatma harama
Bu kazandığım para helal midir acaba?

En iyisi ben bunu dereye atayım da,
Anlarım ki helaldir eğer suya batmazsa..."

Tabi para kaybolur, o da çiftliğe döner:
"Bir yıl daha kalayım kabul edersen eğer."

O yıl da aynı geçer, sonunda üçüncünün
Ağa der ki: "üç altın yapar sana bir düğün."

Çocuk biraz da mahcup, olanları anlatır;
Ağa bu hikâyeye şaşırır baka kalır.

"Öyleyse" der "yapalım başka türlü bu sefer;
Bakalım ne olacak, ne gösterecek kader."

"Hani hep beslediğin şu kara kedi var ya;
Hadi ücretin olsun, hem de helaldir sana."

prüye ulaşınca gene vesvese tutar,
Zavallı kediciği kaldırır suya atar.

Suyu pek sevmese de kedi de yüzme bilir,
Çıkar hemen kıyıya şöyle bir silkelenir.

İçi rahat etmiştir: "artık kalmadı zarar."
Peşinde kedi ile yola koyulur tekrar.

Dere tepe aşarlar bir köye ulaşırlar:
"Vakit de akşam oldu elbet bize bakarlar."

"Hoş geldin" der köylüler, "buyur konuğumuz ol;"
"Sana yeter yerimiz, yiyeceğimiz de bol."

"Lâkin o arkan sıra yürüyen şey de nedir?
Daha önce görmedik zararlı bir şey midir?"

"Korkmayın," der genç adam, "arkadaşım o benim;"
"Kimseye zarar vermez, yediği de bir dilim."

Muhtar evi açılır yere sofra serilir;
"Buyurun" diyerekten konuk davet edilir.

Gösterilen mindere oturunca misafir
İki yanına iki adam gelir dikilir,

Ellerinde upuzun kocaman birer sopa!
"Bunlar da ne?" diyerek konuğu alır tasa.

"Korkma!" der ev sahibi "onlar senin koruman."
"Kime karşı?" demeden devam eder konuşan:

"Şimdi yemek gelince iki şeytan çıkacak,
Yiyeceği sofradan kaparak kaçıracak;

Bu adamlar sopayla onları kovarlarsa,
Yemeği yiyeceksin sen de sonra rahatça."

Gerçekten de sofraya konunca önce ekmek
İki köşeden iki fare çıkar hemencek.

Daha sopa kalkmadan vurmak için havaya
Kara kedi ok gibi atlar girer araya.

Her birine bir pençe yeter de artar bile
Sonra da yer bitirir hepsini afiyetle.

Köylüler sus pus olmuş hayretlerle bakıyor,
Hem merak hem de korku yürekleri yakıyor.

Misafir yemeklere uzatırken elini
Fark eder ki herkesin sanki tutulmuş dili.

"O şey ... o şey ne yaptı, nasıl yaptı?" der biri
Sonunda toparlayıp bütün cesaretini.

O zaman hatırlar ki bunlar görmemiş kedi.
"Ne yapacak, gördünüz yakaladı ve yedi.

Bu onun sanatıdır, gayet ustadır hem de.
Hadi artık başlayın hayli açıktım ben de."

Artık her gün bir evde misafir oluyorlar,
O şey’in sayesinde bir güzel doyuyorlar.

Ama çabuk sıkılır, ağır gelir gönlüne,
Ayrılıp gitmek ister ocağına, köyüne.

"Olamaz, gitmenize izin veremeyiz biz;
Rahat yemek yer olduk, bundan vazgeçemeyiz.

Ama o şeyi bırak, sana para veririz;
Ancak öyle gidersin, hakkı neyse öderiz."

Çaresiz kabul eder madem oldu olacak,
Hem zaten ne de olsa paranın yüzü sıcak.

Her kes kendi gücünce üç beş kuruş bırakır,
Sonunda bir keseye doldurulur her mangır.

Helalleşir ayrılır tutar köyün yolunu.
Ama daha bitmedi o şey'in her oyunu.

Üçer beşer avlarken farelerini köyün
Bir hayli semizleşir tam olunca her öğün.

Sonunda fare biter bırakmadan hiçbir iz.
Aç kalırsa bir kedi neler yapar dersiniz?

Civcivlerle başlayıp kendince avcılığa,
Tavuklara da gelir av olmak için sıra.

Yedikçe de büyüyor sonu kötü bu işin;
Acaba sıra kimde hele dur da bir düşün.

Kümeslerin nüfusu azalıyorken hızla,
Gün geçtikçe büyüyor gönüllerdeki tasa.

Kurtulmaları lâzım o şey’in belasından.
En sonunda bir çare bulurlar kısasından.

Üçer beşer ayrılıp terk ederler evleri,
Çıkarak karşı dağa seyredecekler geri.

Seçkin birkaç gönüllü bilerek sona kalır;
Köyden çıkmadan önce biraz ateş bırakır.

Çok geçmeden yükselir evlerinden dumanlar,
Gözyaşına karışır feryatlar ve figanlar.

Lakin katlanmak gerek kurtulmanın yolu bu;
Kendi canavarını beslemek olur muydu?

Kaç gün sürdü bilinmez biter ateşe katık.
Sonunda karar çıkar: gidip bakmalı artık.

Gene birkaç gönüllü yaklaşırlar sinerek,
O şey’in ölüsünü görmek ümit ederek.

Uzun sürmez arama, çıkmış bir taş duvara,
Etrafına bakıyor dönerek ara sıra;

Patisiyle yüzünü silip temizliyordu,
Elini hep ağzına yüzüne sürüyordu.

Koşarak kaçıştılar ulaştılar o dağa;
Bekleşiyordu herkes neticeyi merakla.

Elin hareketini taklit ederek derler:
"O şey dedi ki bize: sizi sizi gidiler!

Sıranız gelsin diye acele etmeyin siz,
Nasılsa yiyeceğim hepinizi biliniz!

Bir günde birinizi, bir gün öbürünüzü;
Ama hepsi sırayla, bekleyin gününüzü! ..."

--------------Tualimforum İmzam--------------
Okyanus isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Tags
fareli, gibi, kedisi siir, koyun, masallar


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar son Mesaj
Kıskanç Kurbağa/Şiir Gibi Masallar Okyanus Çocuk Masalları/Çocuk Hikayeleri 0 13.01.09 20:23
Son Söz/Şiir Gibi Masallar Okyanus Çocuk Masalları/Çocuk Hikayeleri 0 13.01.09 19:47
Ensesi Kalın/Şiir Gibi Masallar Okyanus Çocuk Masalları/Çocuk Hikayeleri 0 13.01.09 19:45
Tilki ile Üzüm/Şiir Gibi Masallar Okyanus Çocuk Masalları/Çocuk Hikayeleri 0 13.01.09 19:43
Ava Giden/Şiir Gibi Masallar Okyanus Çocuk Masalları/Çocuk Hikayeleri 0 13.01.09 19:31


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 02:51 .


Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2