tualimforum.com  

Geri git   tualimforum.com > ATATÜRK KÖŞESİ > Atatürk Kronolojisi > Eylül
Kayıt ol Yardım Üye Listesi Ajanda Bugünki Mesajlar


Konu Bilgileri
Konu Başlığı
22 Eylül
Konudaki Cevap Sayısı
0
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
1338

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler
Alt 09.04.08, 18:15   #1 (permalink)
Kullanıcı Profili
Moderator

 
Okyanus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Jan 2008
Mesajlar: 9.373
Konular: 7149
Puan Grafiği
Rep Puanı:16317
Rep Gücü:20
RD:Okyanus has a reputation beyond reputeOkyanus has a reputation beyond reputeOkyanus has a reputation beyond reputeOkyanus has a reputation beyond reputeOkyanus has a reputation beyond reputeOkyanus has a reputation beyond reputeOkyanus has a reputation beyond reputeOkyanus has a reputation beyond reputeOkyanus has a reputation beyond reputeOkyanus has a reputation beyond reputeOkyanus has a reputation beyond repute
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 54
889 Mesajına 1.404 Kere Teşekkür Edlidi
:
Standart 22 Eylül


22 EYLÜL


1937 - Atatürk'ün, öğleden sonra Florya'dan Dolmabahçe Sarayı'na gelerek 2. Türk Tarih Kurultayı'nın çalışmalarını izlemesi.

1936 - Atatürk'ün, akşam İsmet İnönü ile Haydarpaşa'ya gelerek onu Ankara'ya uğurlaması, Dolmabahçe Sarayı'na dönüşü.

1935 - Atatürk'ün, İsmet İnönü ve Fevzi Çakmak'la beraber İstanbul'dan Ankara'ya gelişi.

1930 - Atatürk'ün, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin olağanüstü toplantısında Başbakan İsmet Paşa'nın millî para siyaseti ve doğu olayları hakkındaki konuşmasını izlemesi.

1929 - Atatürk'ün, küçük çoban Sığırtmaç Mustafa'yı Şişli Çocuk Hastanesi'nde tekrar ziyaret ederek tedavisi hakkında bilgi alması.

1925 - Atatürk'ün, İzmit'ten Reşitpaşa vapuru ile Mudanya'ya gelişi ve -kendisini İstanbul'a davet eden- İstanbul Heyeti'ni kabulü ve söyledikleri: "...İstanbul'u ziyaret etmeyi çok isterim. Bu arzumun gerçekleşmesinde doğrusu bugüne kadar çok gecikmeler oldu. Bunun sebepleri kolaylıkla izah edilebilir, inşallah bu sebeplerin ortadan kalkmasıyla İstanbul ve İstanbulluları da ziyaret etmek bahtiyarlığına kavuşacağım."
Atatürk'ün, Reşitpaşa vapurunun hatıra defterine yazdıkları: "Gördüğümüz intizam ve mükemmeliyet, Seyrisefain (Denizbank) idaremizin yetenekli ellerde bulunduğuna şüphe bırakmamaktadır. Bu yazılarım teşekkürdür."
Atatürk'ün, Mudanya'dan Bursa'ya gelişi.

1924 - Mustafa Kemal Samsun'da Ticaret Okulu'ndaki konuşmasında bilime olan inancını belirten, ünlü konuşmasını yaptı: "Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir."
Atatürk'ün, Öğretmenler Birliği'nin Samsun İstiklâl Ticaret Mektebi'nde şerefine verdikleri çayda konuşması: "Bu çay ziyafetini düzenleyenlere özel olarak teşekkür ederim. Bu vesile beni, Samsun'un çok aydın ortamında bulundurmuş oldu. Bu vesile beni, kafaları ilim ve fen ile bezenmiş kıymetli insanlardan oluşmuş bir topluluk huzurunda bulunmakla pek mutlu etti. Dünyada her şey için, uygarlık için, hayat için, başarı için en gerçek yol gösterici ilimdir, fendir, ilim ve fennin dışında yol gösterici aramak dalgınlıktır, bilgisizliktir, doğru yoldan sapmaktır! Yalnız, ilim ve fennin yaşadığımız her dakikadaki gelişimini kavramak, ilerlemeleri zamanında izlemek şarttır."
Atatürk'ün, Samsun'da Öğretmenler Birliği'ni ziyareti ve Birliğin hatıra defterine yazdıkları: "...Bütün Türkiye'yi içine alan Öğretmenler Birliği'nin, bütün milleti aydın birlik haline getirdiği zaman, Türk milletinin nasıl bir demir kütle olacağını düşünmek cidden büyük zevk ve saadettir!"

1922 - Atatürk'ün, İkdam gazetesi muharriri Yakup Kadri (Karaosmanoğlu) Bey'e İzmir'de, barış şartları hakkında demeci: "...Askerî hareket, siyasî faaliyetin ümitsiz olduğu noktada başlar. Ümidin güven verici bir surette avdeti, orduların hareketinden daha hızlı, hedeflere erişmeyi temin edebilir."
Atatürk'ün, İstanbul ve Boğazlar üzerine harekât ile ilgili Kâzım Karabekir'e telgrafı: "Pek kuvvetli olmamıza rağmen siyasette de pek hesaplı ve mutedil bulunuyoruz. Herhalde meseleyi siyasetle çözümlemeyi tercih etmekteyiz."
General Harington'un, İngiltere Savunma Bakanlığı'na telgrafı: "...Mustafa Kemal tarafsız bölgeyi çiğnememe kararını bugün verecektir, sanırım. Çiğnerse, karşısında İngiltere'yi ve dominyonları bulacağını açıkça kendisine duyurdum(!)"
Fransa Başbakanı Poincaré'in, Paris'te İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Curzon'a söyledikleri: "Mustafa Kemal kuvvetleri ileri yürümek istiyor; Mustafa Kemal, onları frenlemeye çalışıyor. Çatışmayı önlemenin tek yolu Mudanya Konferansı'nı başlatmaktır."
Mustafa Kemal Paşa'nın İstanbul ve Boğazlar üzerine harekatı ile ilgili, Kazım Karabekir Paşa'ya telgrafı:
"Pek kuvvetli olmamıza rağmen, siyasette de pek hesaplı ve mutedil bulunuyoruz. Herhalde meseleyi siyasetle halletmeyi seçmeliyiz."
Ezine'nin kurtuluşu.
Milli kuvvetlerin Susurluk'a girişi.
Damat Ferit Paşa'nın İstanbul'dan Avrupa'ya kaçışı.

1922 - Paris'te biraraya gelen Poincaré, Lord Curzon ve Kont Sforza oldukça gergin bir toplantı yaptı.
Damat Ferit Paşa eşi ve çocuklarıyla Nice'e kaçtı.

1919 - Atatürk'ün, Vahdettin'in İstanbul hükümetine yardımcı olunmasını isteyen 20 Eylül 1919 tarihli bildirgesini cevaplaması ve Damat Ferit Paşa Hükûmeti'nin derhal düşürülmesini istemesi.
Mustafa Kemal Paşa'nın Amerikan heyetinin başkanı General Harbord ile Sivas'ta görüşmesi.
General Harbord Hey'eti ve General'e Verdiğim Cevap (Nutuk)
Efendiler, hatırlarınızda olsa gerektir ki, memleketimizde ve Kafkasya'da incelemeler yapmak üzere Amerikan Hükûmeti General Harbord'un başkanlığında bir hey'et göndermişti.

Bu hey'et Sivas'a geldi. 22 Eylül 1919 günü General Harbord ile uzun uzadıya görüştük. General'e, Millî Mücadele'nin maksat ve gayesi, millî teşkilât ve birliğin ortaya çıkış sebebi, müslüman olmayan azınlıklara karşı gösterilen duygular, yabancıların memleketimizdeki yıkıcı propaganda ve eylemleri üzerinde ayrıntılı ve belgelere dayanan açıklamalarda bulundum.
General'in bazı garip soruları ile de karşılaştım. Söz gelişi: «millet, tasarlanıp yapılabilecek her türlü teşebbüs ve fedakârlığa başvurduktan sonra da başarı sağlanamazsa ne yapacaksın?» gibi.
Yanlış hatırlamıyorsam, verdiğim cevapta demiştim ki: Bir millet varlığını ve istiklâlini kurtarabilmek için düşünülebilen her türlü teşebbüs ve fedakârlığı yaptıktan sonra başarıya ulaşır.
Ya başaramazsa demek, o milletin ölmüş olduğu hükmüne varmak demektir. Öyle ise, millet yaşadıkça ve fedakârca teşebbüslerine devam ettikçe başarısızlık da söz konusu olamaz.
General'in bu sorusunun altında yatan asıl maksadın ne olabileceğini araştırmak istemedim. Ancak, verdiğim cevabın kendisince takdirle karşılandığını bugün yeri gelmişken belirtmek isterim.

1918 - Atatürk'e, olağanüstü hizmetleri ve ordusunu imhadan kurtardığı için fahrî yaverlik unvanı verilişi (A.H.E., s.153; Borak, s.165;Ata ve i., s.75). (Bu tarih A.K.D.D.A.Y., s.87'de 21 Eylül 1918; A.Y.A., s.50, K.A.B.K.Ö., s.104 ve A.N.M., s. 179 'da 23 Eylül 1918 olarak gösterilmiştir).

1909 - Selânik'te "İttihat ve Terakki Büyük Kongresi"nin toplanışı.
Atatürk'ün 1907'de üye olduğu İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin 2. Büyük Kongresine katılması.
Atatürk, bu kongrede bir konuşma yaparak ordunun siyasetten çekilmesi gereğini savunmuştur.
Selanik'te, İttihat ve Terakki Cemiyeti 2. Büyük Kongresi'nin toplanışı, bu kongre'ye Trablusgarp delegesi olarak katılmış olan Atatürk'ün, bir konuşma yaparak ordunun siyasetten çekilmesi gereğini savunması: "...Ordumuzun içinde bulunan Cemiyet arkadaşlarımız, politikada devam etmek istiyorlarsa, ordudan çıkmalı ve Cemiyetimizin halk içindeki teşkilâtı arasına girmelidirler. Bu suretle gün bile kaybına meydan vermeyerek, ordumuz politikadan uzaklaşmalıdır. Ve ordu içinde kalacak dostlarımız da, artık politika ile meşgul olmamalı ve bütün gayretlerini ordumuzun kuvvetlenmesine çevirmelidirler. Cemiyetimiz de, bir an önce, teşkilâtımızı halkın içinde genişleterek milletimize dayanan siyasî bir parti haline gelmelidir." Atatürk, II. Meşrutiyeti takiben ordunun, "İttihat ve Terakki Cemiyeti" ile sıkı alâkasının ve siyasete karışmasının tehlikelerini sezinlemeye başlamış, bu görüşlerini kongrede açıkça dile getirmişti. Fakat Cemiyetin önde gelenleri onun bu görüşlerini paylaşmadılar. Mustafa Kemal de kendisini Cemiyetten uzak tutarak doğrudan doğruya askerî vazifesine verdi, İttihat ve Terakki Cemiyeti ile anlaşmazlığı ve aralarının açılması böyle başladı.

1908 - Bulgaristan, Osmanlı'dan bağımsızlığını ilan etti.


Kaynak:edebiyatogretmeni.net
--------------Tualimforum İmzam--------------
Okyanus isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Tags
22, eylul


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar son Mesaj
4 Eylül Ahmet ve Sebahat Özmen İlköğretim Okulu Kula Manisa - Manisa Kula 4 Eylül Pelince Anaokulu - İlköğretim 0 19.05.13 20:45
Sekiz Eylül Kemal Neşen Dömekeli İlköğretim Okulu Manisa - Manisa Sekiz Eylül Kemal N Pelince Anaokulu - İlköğretim 0 10.05.13 19:25
Eylül İsminin Anlamı ve Açıklaması - Eylül Adının Anlamı ve Açıklaması Kartal Kız Bebek İsimleri ( Kız Bebek Adları ) 0 11.11.12 23:16
9 Eylül Sosyal Güvenlik Kurumu Merkezi Adresi ve Telefonu - İzmir 9 Eylül SGK İletişi Goeben İzmir 0 13.09.12 18:17
Koç Burcu Eylül 2012 Yorumu - 2012 Eylül Ayı Koç Burcu Yorumları ASYA Koç 0 25.08.12 03:38


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 01:31 .


Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2