tualimforum.com  

Geri git   tualimforum.com > KÜLTÜR VE SANAT > Dini Konular > Peygamberler
Kayıt ol Yardım Üye Listesi Ajanda Bugünki Mesajlar

Peygamberler Peygamberler hakkında bilgiler,peygamberlerin hayatı ...


Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Peygamberimizin Vakarı ve Sükûtu
Konudaki Cevap Sayısı
0
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
972

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler
Alt 14.01.09, 03:25   #1 (permalink)
Kullanıcı Profili
Delta Üye
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Jun 2008
Mesajlar: 581
Konular: 477
Puan Grafiği
Rep Puanı:4934
Rep Gücü:0
RD:ÇisiL has a reputation beyond reputeÇisiL has a reputation beyond reputeÇisiL has a reputation beyond reputeÇisiL has a reputation beyond reputeÇisiL has a reputation beyond reputeÇisiL has a reputation beyond reputeÇisiL has a reputation beyond reputeÇisiL has a reputation beyond reputeÇisiL has a reputation beyond reputeÇisiL has a reputation beyond reputeÇisiL has a reputation beyond repute
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 1
58 Mesajına 390 Kere Teşekkür Edlidi
:
Smile Peygamberimizin Vakarı ve Sükûtu

PEYGAMBERİMİZİN VAKARl VE SÜKÛTU

Vakar; ağırbaşlılık, temkinli davranmak, ciddi, haysiyet sahibi olmak anlamına gelir ki, kibir, gurur ve bencillik gibi kötü huylardan farklıdır.
Vakar, imandan gelen bir ciddiyet ve ağırbaşlılık iken, gurur, imandaki zaafın bir neticesi olarak görülür. Mesela bir idarecinin makamındaki ciddi olması vakar sayılırken, aynı ciddiyeti evinde sürdürmesi şefkata, merhamete, samimiyet ve içtenliğe aykırı düşer.
Peygamberimiz son derece vakarlı, ciddi ve izzet sahibi idi. Onun peygamberlik vakarı, görene önce bir ürperti ve korku verir, fakat daha sonra onun ne kadar şefkatli bir insan olduğunun farkına varırdı. Peygamberlik gibi yüce bir görevi omuzlayan insanın, etrafında bulunan binlerce Müslümana hak ve hakikat dersi veren bir insanın ciddi ve vakarlı olması kadar tabii bir şey yoktur. Zaten vakar, peygamberliğin en önemli özelliklerinden birisi olarak belirtilmektedir.
Peygamberimiz ciddiyete zarar veren hareketlerde bulunmazdı. Onun konuşması hikmetle doluydu. Boş ve lüzumsuz sözler söylemezdi. Dedikodu yapmaz; kimsenin aleyhinde bulunmadığı gibi, başkalarını o halde görürse de engel olurdu.
Gülmesi sadece tebessümdü. Sadece gülümserdi. Gözlerinin içi gülerdi, yüzü ışıl ışıl olurdu, Tatlı ve şirin bir durum alırdı. Sesli olarak gülmez, kahkaha atmazdı. Hoşuna giden bir şey olur veya sevindirici bir haber duyarsa, sadece dişleri görünür ve inci gibi parlardı.
Peygamberimizin oturuşu da gayet vakarlı idi. Oturduğu zaman cübbesiyle ayaklarını ve dizlerini örter, elleriyle kendisine çekidüzen verirdi. Başkalarını rahatsız edecek veya üzecek hareketlerde hiçbir zaman bulunmazdı. Çoğunlukla bağdaş kurarak veya dizüstü otururdu. Sağa sola yayılmaz, ayaklarım uzatmazdı. Özellikle kıbleye hiç uzatmazdı.
Peygamberimizin yürümesi de vakurdu. Sağa sola bakışlarını salmaz, karşıya bakarak sert, fakat mütevazı adımlarla yürürdü. Yürüyüşü yüksekten akan suyu andırırdı.
Kısaca, Peygamberimiz konuşmasında, susmasında, oturmasında, yürümesinde, ibadetinde ve bütün yaşayışında vakur bir insandı.
Peygamberimizin halinde sükût, yani sessizlik hakimdi. Sükûtu çok sever, ihtiyaç olmadan konuşmazdı. Güzel konuşmayan veya konuşurken edep ve terbiyeye uymayan kişiden yüzünü çevirirdi.
Sahabîlere, "Resulullahla sohbet eder miydiniz?" diye sorduklarında, onlar, "Evet, fakat o çok az konuşurdu" şeklinde cevap verirlerdi.
Peygamberimiz konuşsa dahi az ve öz konuşur, lüzumsuz lakırdı yapmazdı.
Ebû Mâlik, babasından Peygamberimizin konuşması ve susması ile ilgili gördüklerini şöyle anlatıyor:
"Biz çocukken Resulullahın (a.s.m) meclisinde otururduk. Ben ondan daha az konuşan hiçbir kimse görmedim. Bazı Sahabîler konuşup da sözü uzattıkları zaman tebessüm ederdi."
Peygamberimizin üvey evladı Hind ise, Peygamberimizin sükûtunu şu şekilde anlatır:
"Onun sükûtu dört şekilde olurdu:
"Söylenenlere karşı tahammül ve sabrederek, başkalarına sataşmaktan kaçınmak için, başkalarından hoşuna giden bir hareket görürse takdir manasında ve tefekkür için susardı."
Sükûtu, bedene kolay ve hafif gelen bir ibadet olarak vasıflandıran Peygamberimiz, bir meselenin mahiyetini bilmeden peşin fikirle konuşan kimseleri de ikaz ederdi.
Yine Peygamberimiz, Sahabîlerin sorusu üzerine cihat, oruç ve zekâttan sonra en hayırlı ibadetin sükût olduğunu bildirerek, şöyle buyuruyordu: "Susmak, konuşunca da hayır konuşmak." Muaz bin Cebel'in, "Dilimizin söylediklerinden mes'ul olur muyuz?" demesi üzerine Peygamberimiz şöyle buyurdu:
"insanları Cehenneme yüzüstü düşürecek olan şey, dillerinden başkası değildir. Kim Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsa, ya hayır söylesin, ya da sussun. Hayır konuşun, faydalanın, kötü konuşmayın ki, selâmette olasınız."
Yerinde konuşmanın, boş yere söz söylememenin önemini her fırsatta Peygamberimiz bildirmektedir. Bazen de Sahabîlerin sorusu üzerine bu meseleye dikkatimizi çekmektedir.
Ubade bin Samit anlatıyor:
Bir gün Peygamber Efendimiz bineğine binerek Sahabîleri ile birlikte bir yolculuğa çıktı. Sahabîlerden hiçbiri onun önüne geçmiyor, hep sağında ve solunda yürüyorlardı. Muaz bin Cebel sordu:
"Yâ Resulallah! Allah'tan bizim günümüzü sizin gününüzden önce getirmesini dilerim. Allah o günü bize göstermesin. Şayet size bir şey olursa sizden sonra hangi amelleri yapmamızı tavsiye edersiniz?"
Peygamber Efendimiz:
"Allah yolunda cihada devam ediniz."
Muaz:
"Anam babam size feda olsun."
Peygamber Efendimiz:
"Allah yolunda cihad çok iyi bir şeydir. Fakat bugünkü insanlar için ondan daha önemli bir şey vardır."
Muaz:
"Ondan daha önemli şey herhalde oruç tutmak ve sadaka vermektir."
Peygamber Efendimiz:
"Oruçla sadaka elbette iyi şeylerdir. Fakat onlardan daha önemli bir şey vardır."
Bunun üzerine Muaz iyi bildiği bütün şeyleri sırasıyla söyledi. Peygamberimiz hepsine de:
"Daha önemli bir şey vardır" diye cevap verdi.
Sonunda Muaz:
"Öyleyse yâ Resulallah açıklayın bize. O önemli olan şey nedir?"
Peygamber Efendimiz dilini göstererek:
"Bununla, iyilikten başka hiçbir şey söylememektir" buyurdular.
ÇisiL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Tags
peygamberimizin, peygamberimizin vakarı ve sükûtu, sukutu, vakari, ve


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar son Mesaj
Peygamberimizin Adaleti ÇisiL Peygamberler 1 23.10.19 16:52
Rüyada Peygamberimizin Halifelerini Görmek - Rüyada Peygamberimizin Halifelerini Gör Tarot N-O-Ö-P-R-S-Ş ile Başlayan Rüya Tabirleri 0 02.01.13 02:59
Peygamberimizin Nezaketi ÇisiL Peygamberler 0 14.01.09 03:22
Peygamberimizin Tevazuu ÇisiL Peygamberler 0 14.01.09 02:40
Peygamberimizin Gençliği ÇisiL Peygamberler 0 14.01.09 02:36


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 00:09 .


Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2