tualimforum.com  

Geri git   tualimforum.com > KÜLTÜR VE SANAT > Dini Konular > Sahabeler - Evliyalar - İslam Alimleri
Kayıt ol Yardım Üye Listesi Ajanda Bugünki Mesajlar

Sahabeler - Evliyalar - İslam Alimleri Sahabeler Hakkında Bilgiler.Evliyalar Hakkında Bilgiler.İslam Alimleri Hakkında Bilgiler.Sahabelerin Hayatı.Evliyaların Hayatı.İslam Alimlerinin Hayatı


Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Hasan Hilmi Efendi - Hasan Hilmi Efendi Hayatı - Hasan Hilmi Efendi Kimdir
Konudaki Cevap Sayısı
0
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
945

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler
Alt 15.08.11, 21:41   #1 (permalink)
Kullanıcı Profili
Moderator
 
Tuna - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Jan 2008
Nerden: Konya
Mesajlar: 1.782
Konular: 1135
Puan Grafiği
Rep Puanı:3960
Rep Gücü:57
RD:Tuna has a reputation beyond reputeTuna has a reputation beyond reputeTuna has a reputation beyond reputeTuna has a reputation beyond reputeTuna has a reputation beyond reputeTuna has a reputation beyond reputeTuna has a reputation beyond reputeTuna has a reputation beyond reputeTuna has a reputation beyond reputeTuna has a reputation beyond reputeTuna has a reputation beyond repute
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 174
122 Mesajına 291 Kere Teşekkür Edlidi
:
Arrow Hasan Hilmi Efendi - Hasan Hilmi Efendi Hayatı - Hasan Hilmi Efendi Kimdir

Hasan Hilmi Efendi - Hasan Hilmi Efendi Hayatı - Hasan Hilmi Efendi Kimdir

On dokuzuncu yüzyıl Anadolu velîlerinden. İsmi Hasan Hilmi olup, babası Abdullah Ümmî, dedesi Hasan Efendidir. 1825 (H.1240) senesinde Kastamonu iline bağlı Azdavay ilçesinde doğdu. 1911 (H.1329) senesinde İstanbul'da vefât etti. Kabri, Süleymâniye Câmii bahçesindedir.

Ümmî yâni okuma yazma bilmemesine rağmen gönül ehli velî bir zâtın oğlu olan Hasan Hilmi Efendi, Kur'ân-ı kerîm okumayı, sarf, nahiv ve temel dînî bilgileri memleketinin âlimlerinden öğrendi. Ümmî Abdullah Efendi oğlunu daha fazla ilim tahsîl etmesi için İstanbul'a gönderdi. Mahmûd Paşa Medresesine yerleşen Hasan Hilmi Efendi, fıkıh, tefsîr, hadîs ve diğer ilimleri Nevşehirli Büyük Ahmed Hâzım Efendi ile Küçük Ahmed Hâzım Efendilerden okudu. Her iki hocası da ona icâzet verdiler. Bu sırada Ahmed bin Süleymân Ervâdî'nin İstanbul'a gelip Ayasofya Câmiinde iki sene okuttuğu hadîs derslerine Ahmed Ziyâüddîn Gümüşhânevî ile birlikte devâm etti.

Hasan Hilmi Efendi, Bâb-ı âlî karşısındaki Fâtıma SultanCâmii müezzinliğine tâlib oldu. Derslerine devâm ettiği medreseye de yakın olan bu câmiyi kısa zamanda tâmir ettirdi. Önceden pek cemâati bulunmayan bu câminin cemâati fazlalaştı. Genç yaşta gönüllü olarak tâlib olduğu bu câminin baş müezzinliğine getirildi.

Bir Cumâ günü cemâattan yaşlı bir zât, Hasan Hilmi Efendiye, Ahmed Ziyâüddîn Gümüşhânevî'yi kasdederek; "Nerededir oğlum o pîr-i zaîf?" diye sordu. Hasan HilmiEfendi; "Dergâha gitti biraz sonra gelir." cevabını verdi. Bu konuşmanın bitimini müteâkip Ahmed Ziyâüddîn Gümüşhânevî geldi. Yaşlı zât ona dönüp; "Hazret!O dergâh nerededir? Bize göster. Gittiğin doğru yola biz de gitmek isteriz." deyince, Gümüşhânevî; "Benim esas hocam vefeyiz pınarım burada değiller. Burada sohbet şeyhim Abdülfettâh-ı Akrî hazretleri var. O da nisbetini hocamın şeyhinden almıştır. Sizleri kendilerine takdim ve teslim edeyim." buyurdu. Sonra hep birlikte Abdülfettâh Efendinin huzûr-ı âlîlerine çıkıp, ona talebe oldular. Böylece ilk olarakAbdülfettâh-ı Akrî hazretlerine talebe olan Hasan Hilmi Efendi, ondan feyz aldı. Sohbetlerinde bulunup tasavvuf yolunda ilerledi. Abdülfettâh-ı Akrî hazretlerinin vefâtı üzerine Ahmed bin Süleymân el-Ervâdî'nin irşâd, insanlara doğru yolu anlatma izni verdiği Ahmed Ziyâüddîn Gümüşhânevî'ye bağlandı. Tasavvuf yolundaki ilerlemesini onun hizmet ve sohbetinde tamamladı. Tasavvuf yolunda olgunlaşıp insanlara İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlatma vakti gelince; "Henüz gerekli olgunluğa kavuşmadığı ve hilâfete hak kazanmadığı" düşüncesiyle bir müddet Ahmed Ziyâüddîn Gümüşhânevî'nin gözü önünden kaybolarak gizlenmeye çalıştı. Bu sırada karşılaştığı ve kendileri ile sohbet ettiği âlim ve velî zâtlar onun yanlış hareket ettiği, bu takdirin kendine değil, hocasına âid olduğunu beyân ettiler. Gafletten kurtularak, hocasına dönmesini ve ona teslim olmasını tavsiye ettiler. Yaptıklarına pişman olan Hasan Hilmi Efendi, hocasının hizmetine devâm etti ve olgunluğa ulaştı. Hocası ona icâzet ve hilâfet verdi.

Hasan Hilmi Efendi 1863 senesinde hocası Ahmed Ziyâüddîn Gümüşhânevî ile birlikte Hicaz'a giderek hac vazîfesini yerine getirdi ve sevgili Peygamberimizin kabr-i şerîflerini ziyâret etti. Ahmed Ziyâüddîn Gümüşhânevî'nin ikinci haccı ve üç yıl müddetle Mısır'da kaldığı sırada hem en kıdemli halîfesi hem de sırdaşı olarak Hasan Hilmi Efendiyi yerine vekil tâyin etti. İstanbul'da hocasının talebelerine ders verdi ve insanlara İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlatarak, dünyâda ve âhirette saâdete kavuşmaları için gayret etti.

Ahmed Ziyâüddîn Gümüşhânevî Mısır dönüşünde talebelerini birbirlerine muhabbetle bağlı görünce hepsini toplayıp; "Ey Hasan Hilmi Efendi! Ey Şerîf! Sizde letâfet dolu feyz gördüğümden bütün kardeşlerimi sana ısmarladım." diyerek Hasan Hilmi Efendiye verilen hilâfetin vekâletten, asâlete döndürüldüğünü ilân etti.

Hasan Hilmi Efendi hocasının izni ile bir müddet Geyve'ye insanlara İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlatmak üzere gitti. Burada bir medrese inşâ ettirerek hadîs okuttu. Medresenin yanında yaptırdığı dergâhta, insanlara Allahü teâlânın rızâsına ulaştıran yolun esaslarını anlattı. Ancak hocası Gümüşhânevî hazretleri ihtiyarlığı ve zayıflığı sebebiyle vazîfesini yürütmekte güçlük çektiği için, Hasan Hilmi Efendiyi İstanbul'a dâvet etti. Dergâhını ona teslim etti. Talebelerine de kendi yerini HasanHilmi Efendiye bıraktığını bildirerek ona teslim ve tâbi olmalarını istedi. Hasan Hilmi Efendi hocasının vekili olarak irşâd hizmetlerini yürütüp, Nakşibendiyye yolunun gereklerini yerine getirdi. Böylece daha hocasının sağlığında vazîfesini üstlenen HasanHilmi Efendi, 1893 (H.1311) senesinde Ahmed Ziyâüddîn Gümüşhânevî'nin vefâtı üzerine bu vazîfeyi asil olarak yürütmeye başladı.

Hocasının vefâtından sonra on sekiz yıl fiilen ders okutan, İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlatan Hasan Hilmi Efendi, dergâhında hadîs öğretti. Senede iki defâ hatmetmeyi usûlhâline getirdiği Râmûzü'l-Ehâdis kitâbını okuttu. Onun sohbetinde ve ilim meclisinde, Mehmed ZâhidKevserî başta olmak üzere Ezineli Mehmed Hulûsî Efendi gibi yüzlerce zât yetişti. Yetiştirdiği talebelere icâzet verdi.

Hasan Hilmi Efendi 1896 (H.1314) senesinde yerine Safranbolulu İsmâil Necâtî Efendiyi vekîl bırakarak hacca gitti. Mekke-i mükerremeye giderek hac vazîfesini yerine getirdi. Hac esnâsında başka İslâm memleketlerinden gelen âlim ve velîlerle karşılaşıp sohbette bulundu. Sonra Medîne-i münevvereye giderekPeygamber efendimizin sallallahü aleyhi ve sellem kabr-i şerîflerini ziyâretle şereflendi. Burada kaldığı sırada Ahmed Ziyâüddîn Gümüşhânevî hazretlerinin talebelerinden Hâfız Ahmed Ziyâüddîn Efendiye misâfir oldu. On sekiz gün Peygamber efendimizin Ravza-i mütahherasında halvet ederek mânevî feyzlerinden istifâde etti.

Medîne-i münevverede bulunduğu sırada on beş bin kuruşu fakirlere ve ihtiyaç sâhiplerine dağıttı. Böylece pekçok kimsenin de duâsını aldı. Vazîfelerini tamamladıktan sonra İstanbul'a döndü.

İstanbul'da bulunduğu sırada her gün dergâhına gelen yüzlerce kimseye vâz ve nasihat ederek onların kurtuluşları için çalıştı.

Hayatı boyunca elli altı halîfe yetiştiren Hasan Hilmi Efendi, ömrünün son zamanlarında irşâd hizmetlerini yâni talebe yetiştirmek ve insanlara İslâmiyeti anlatmak faâliyetlerini yerine getiremez duruma gelince, Ahmed Ziyâüddîn Gümüşhânevî'nin halîfelerinden Safranbolulu İsmâil Necâti Efendiyi yerine vekîl tâyin etti.

Ömrünün son günlerinde dergâha gelemez oldu.Hastalanıp yatağa düştüğü zaman hiçbir şey yiyip içemez oldu. Bu hastalığı sırasında talebelerine yazdığı vasiyetini bildiren ve onların Safranbolulu Necâti Efendiye tâbi olmalarını isteyen kâğıdı verdi. Vefâtından bir gün önce saat 10.00 civârında hastalığın şiddetinden kapanan gözlerini açarak, hanımına abdest almak ve giyinmek istediğini işâret etti.Abdest aldıktan sonra, hırkasını giyindi. Sonraseccâdesine kapanarak, artık bu fâni âlemde Allahü teâlâdan ayrılığın ateşine dayanamadığını bildirerek duâ ve niyâzda bulundu. Bir saat öylece seccâdede kaldı. Daha sonra yatağına yatırdılar. Bütün gece süren Rabbine kavuşma isteği zevkinin verdiği vecd ve dalgınlık hâlinin ardından sabaha doğru gözlerini açtı. Yanında bulunanların mahzûn bakışları arasında; "Benim Rahmet-i Rahmâna kavuşma vaktim geldi. Bu rûh artık Rabb-i Mecîdîne kavuşmayı diler." dedikten sonra derinden bir "Allah" dedi. 10 Şubat 1911 (H.24 Safer 1329) Perşembe günü İstanbul'da vefât etti.

Vefâtına halîfelerinden Kâtip MustafaFevzî Efendi tarafından şu beytle târih düşürüldü.

"Âh Cenâb-ı Hilm-i kutb-i zemân
Oldu bugün Mûcib-i dâvet-i Rahmân."

Hasan Hilmi Efendinin cenâze namazı talebeleri ve sevenleri tarafından kılındıktan sonra SüleymâniyeCâmii bahçesinde defnedildi. Kabri sevenleri tarafından ziyâret edilmektedir.

Ahlâk bakımından çok mazbut, tevâzûda üstün derece sâhibi ve cömert bir zât olan Hasan Hilmi Efendi, zühd, takvâ ve tâatta parmakla gösterilebilecek durumdaydı. Kendisinehizmet edenlere sanki bir arkadaş ve talebelerine karşı can yoldaşı gibi samîmî bir davranış içinde bulunurdu. Orta boylu, ak sakallı, açık kaşlı, elâ gözlü, çekme burunlu, nûrânî yüzlü bir zât idi. Açık renkli elbise giymeyi tercih ederdi.

1) Menâkıb-ı Haseniyye; s.6-21
2) Sefînetü'l-Evliyâ; c.2, s.189
3) İrgâmü'l-Merîd; s.100-104
4) Et-Tahrir; s.34
5) Son Devir Osmanlı Ulemâsı; c.3, s.281
6) Râmûzü'l-Ehâdîs Tercümesi; 1. cild girişi
--------------Tualimforum İmzam--------------
Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol.

Şefkat ve merhamette güneş gibi ol.

Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol.

Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol.

Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol.

Hoşgörülülükte deniz gibi ol.

Ya olduğun gibi görün,ya göründüğün gibi ol.

MEVLANA CELALEDDİN RUMİ

Tuna
Tuna isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Tags
efendi, hasan, hasan hilmi efendi, hasan hilmi efendi hakkında genel bilgi, hasan hilmi efendi hayatı, hasan hilmi efendi kimdir, hasan hilmi efendi yaşamı, hayati, hilmi, kimdir


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar son Mesaj
Hilmi Ok Biyografisi - Hilmi Ok Kimdir - Hilmi Ok Hayatı Kartal Futbolcuların Hayatı ( Biyografileri ) 0 10.10.12 17:29
Darendeli M. Hilmi Efendi - Darendeli M. Hilmi Efendi Hayatı EZEL Sahabeler - Evliyalar - İslam Alimleri 0 16.08.11 02:27
Hasan Adlî Efendi - Hasan Adli Efendi Hayatı - Hasan Adli Efendi Kimdir Tuna Sahabeler - Evliyalar - İslam Alimleri 0 15.08.11 22:01
Ahmed Hilmi Efendi - Ahmed Hilmi Efendi Hayatı - Ahmed Hilmi Efendi Kimdir? EZEL Sahabeler - Evliyalar - İslam Alimleri 0 13.08.11 23:13
Ünsi Hasan Efendi - Ünsi Hasan Efendi Hayatı - Ünsi Hasan Efendi Kimdir Tuna Sahabeler - Evliyalar - İslam Alimleri 0 13.08.11 00:25


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 21:26 .


Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2