tualimforum.com  

Geri git   tualimforum.com > KÜLTÜR VE SANAT > Biyografiler > Şairlerin Hayatı ( Biyografileri )
amp;markreadhash=guest" rel="nofollow">Bütün Forumları okunmuş kabul etrel="nofollow">Bütün Forumları okunmuş kabul et
Kayıt ol Yardım Üye Listesi Ajanda Arama Bugünki Mesajlar Bütün Forumları okunmuş kabul et

Şairlerin Hayatı ( Biyografileri ) Türk ve yabancı şairlerin hayatları ( Biyografileri )


Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Aşık Ferrahi Biyografisi,Aşık Ferrahi Hayatı,Aşık Ferrahi Yaşamı,Aşık Ferrahi Kimdir?
Konudaki Cevap Sayısı
1
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
2296

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler
Alt 25.06.09, 14:18   #1 (permalink)
Kullanıcı Profili
Gamma Üye
 
İpek - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Feb 2008
Nerden: Mersin
Mesajlar: 1.271
Konular: 1076
Puan Grafiği
Rep Puanı:3790
Rep Gücü:0
RD:İpek has a reputation beyond reputeİpek has a reputation beyond reputeİpek has a reputation beyond reputeİpek has a reputation beyond reputeİpek has a reputation beyond reputeİpek has a reputation beyond reputeİpek has a reputation beyond reputeİpek has a reputation beyond reputeİpek has a reputation beyond reputeİpek has a reputation beyond reputeİpek has a reputation beyond repute
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 71
210 Mesajına 272 Kere Teşekkür Edlidi
:
icon1c Aşık Ferrahi Biyografisi,Aşık Ferrahi Hayatı,Aşık Ferrahi Yaşamı,Aşık Ferrahi Kimdir?

Aşık Ferrahi Biyografisi,Aşık Ferrahi Hayatı,Aşık Ferrahi Yaşamı,Aşık Ferrahi Kimdir?

Aşık Ferrahi, (1934 - 22 Nisan 1969), şair, halk ozanı, asıl adı Mehmet Ali Ergattır. Babası Mustafa Ergat 1914-1918 yılları arasında Siirt ili Eruh ilçesi Kiver günümüzdeki ismiyle Çetinkol köyünden göç ederek Adana’nın Ceyhan ilçesi’nin Kurtkulağı Köyü’ne yerleşmiştir.

1967 yılında II. Konya Aşıklar Bayramı’nda kendisinin çalıp kızı Emine Ergat’ın okuduğu Ela gözlü nazlı yari türküsüyle, türkü dalında birinci olarak Mihri Hatun, 1968′de ise yine kızıyla beraber türkü dalında Köroğlu birincilik ödülünü almıştır.

Aşık Ferrahi’yi askerde yakalandığı tüberkuloz yakasını bırakmaz ve daha sonraları da yakalandığı gırtlak kanseri sonucu 22 Nisan 1969 yılında yaşama veda eder.
İpek isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 21.10.12, 23:07   #2 (permalink)
Kullanıcı Profili
Moderator
 
Başak - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Jan 2008
Mesajlar: 7.449
Konular: 6324
Puan Grafiği
Rep Puanı:14360
Rep Gücü:167
RD:Başak has a reputation beyond reputeBaşak has a reputation beyond reputeBaşak has a reputation beyond reputeBaşak has a reputation beyond reputeBaşak has a reputation beyond reputeBaşak has a reputation beyond reputeBaşak has a reputation beyond reputeBaşak has a reputation beyond reputeBaşak has a reputation beyond reputeBaşak has a reputation beyond reputeBaşak has a reputation beyond repute
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 53
719 Mesajına 1.316 Kere Teşekkür Edlidi
:
Standart --->: Aşık Ferrahi Biyografisi,Aşık Ferrahi Hayatı,Aşık Ferrahi Yaşamı,Aşık Ferrahi K

Aşık Ferrahi Kimdir - Aşık Ferrahi Resimleri - Aşık Ferrahi Biyografisi - Aşık Ferrahi Hakkında


Aşık Ferrahi, 1934 - 22 Nisan 1969 şair, halk ozanıdır Aşık Ferrahi asıl adı Mehmet Ali Ergattır.

Aşık Ferrahi Babası Mustafa Ergat 1914-1918 yılları arasında Siirt ili Eruh ilçesi Kiver günümüzdeki ismiyle Çetinkol köyünden göç ederek Adana'nın Ceyhan ilçesi'nin Kurtkulağı Köyü'ne yerleşmiştir.

Aşık Ferrahi 1967 yılında II. Konya Aşıklar Bayramı'nda kendisinin çalıp kızı Emine Ergat'ın okuduğu Ela gözlü nazlı yari türküsüyle, türkü dalında birinci olarak Mihri Hatun,Aşık Ferrahi 1968'de ise yine kızıyla beraber türkü dalında Köroğlu birincilik ödülünü almıştır.

Aşık Ferrahi'yi askerde yakalandığı tüberkuloz yakasını bırakmaz ve daha sonraları da yakalandığı gırtlak kanseri sonucu 22 Nisan 1969 yılında yaşama veda eder.


Ferrahi bir uğrak verdik dünyaya
Bazı atlı gezdik bazı da yaya
Elveda etmeye helallaşmaya
Sabah sabah hoşgeldiniz haneme

Mızrabını sazının tellerine, hoyratça gezindiren adam her nağmede ömründen bir zaman dilimini cömertçe önümüze seriyordu ve diyordu ki,

''Neler geldi girdi benim düşüme
Felek bu dertleri taktı peşime
Bir yazı yazın ki mezar taşıma
Ferrahi dünyada gülmemiş deyin''

Evet, kimdir Ferrahi, kimdir? Aşık Ferrahi'nin babası Mustafa Ergat, Siirt'in Eruh Kazası'nın Kever Köyü'ndendir. 1914-1918 yılları arasında memleketinden göç ederek Adana'nın Ceyhan Kazası'nın Kurtkulağı Köyü'ne yerleştiği bilinmektedir.

Bu köyde hayatını kazanmaya çalışan Mustafa Ergat, çok kısa zamanda kendisini köy ahalisine kabul ettirir ve sevilen biri olur. Hele zamanın şöhretli zenginlerinden hemşehrisi İbrahim Koruklu'yla tanışınca yıldızı iyice parlar. İbrahim Koruklu onu Ceyhan'da mahalle bekçiliği görevine getirtir, ardından da Ceyhan'ın Küçük Mangıt Köyü'nden bir kızla evlendirir.

Hemşehrisi İbrahim Ağa'nın gözüne girmeyi başaran Mustafa Ergat, onun sayesinde Ceyhan'ın sevilen ve sayılan bir siması olur. Fakat, bu arada Küçük Mangıt Köyü'nden evlendiği karısı ölür. Karısını kaybeden Mustafa Ergat yine İbrahim Koruklu tarafından, bu sefer de Ceyhan'ın Kıvrıklı Köyü'nden Osman Metin (Çingil Osman) in bacısı Emine ile evlendirilir.

Mustafa Ergat'ın bu hanımdan 1934 yılında Mehmet Ali, (Aşık Ferrahi) sonra da Sabiha olmak üzere iki çocuğu dünyaya gelir. Mustafa Ergat'ın hayat çizgisi İbrahim Ağa'nın ellerinde yükselmeye devam etmektedir. Artık Mustafa Ergat Ceyhan'ın tütün kolcusudur. Bu görev ona daha büyük bir çevre ve ün kazandırır.

Ancak, Mustafa Ergat görevinin şuurunda bir tütün kolculuğu sevdasına kalkışınca işler tersine döner ve bir gün, bilerek ya da bilmeyerek, zamanın tanınmış zengini İbrahim Koruklu'nun adamlarını, kaçak tütün satarlarken yakalatır. Böylelikle Ağa'ya ihanet etmek gibi büyük bir çılgınlığa düşen Mustafa Ergat, feci şekilde dövülür. Yediği dayak sonucu aklını oynatır ve bir gün evini barkını terk ederek, çeker gider. Ceyhan'a bir daha da dönmez. Onun için nerede, ne zaman öldüğü dahi bilinmemektedir.

Babasının gidişinden çok kısa bir süre sonra annesini de kaybeden Mehmet Ali'yi ve kız kardeşini, dayısı Osman Metin yanına alır.

Daha 7-8 yaşlarındayken hayatın cilvesi ona başka bir dünyanın kapısını aralar. Mehmet Ali, köy tarafından Halil Turan'a besleme olarak verilir. Halil Turan'ın kapısında uzun bir zaman çobanlık yapan Mehmet Ali'nin işe yatkın olduğunu anlayan dayısı onu tekrar yanına alır. Bu sırada kız kardeşi de evlenir. Artık tamamen yalnızdır. Köyün sığırlarını güderek, traktör sürerek ekmeğini kazanmaya çalışır.

Derler ki; Çoban Mehmet Ali on iki yaşındayken bir gün, bir rüya görür. Rüyasında bir kıza aşık olur. Bu aşk onu aşık yapar; sığır gütmeye yarayan değneğini saz yapar, dilini açar, gönlünü kanatlandırır ve onu ''AŞIK FERRAHİ'' yapar.

Aşığımız, bir yandan yaşamaya, ekmeğini kazanmaya çalışırken; bir yandan da dağda, bayırda, kumda bir başına alfabenin hem eskisini hem de yenisini sökmeye çalışır. Başkaları için zor olan, onun için hiç de zor olmamıştır. Gayretleri sonunda Karacaoğlan'ın, Kerem'in, Aşık Garip'in kitaplarını okuyabilecek duruma gelir. Hatla sadece aşk hikayeleri, şiirleri okumakla kalmaz, yazmaya da başlar. İlk şiirlerini bir defterde toplar ve ''Mahsun Çocuk'' adını verir. Fakat ne yazık ki, bu defter günümüze kadar ulaşamaz.

1954 senesinde Aşık Ferrahi İstanbul'dadır. Ayazağa ve Zeytinburnu Süvari Bölüğü'nde askerdir. Ancak askerliği sırasında tüberküloz hastalığına yakalanır. Hava değişimi için köyüne gönderilir. Fakat hastalık geçmediğinden, tekrar asker ocağına dönemez.

Bu hastalık Ferrahi'nin hayatında adeta yeni bir dönemin başlangıcı sayılır. Asker ocağına bir daha dönemeyen Ferrahi'nin verem olduğunu anlayan dayısı, çocuklarını bu bulaşıcı hastalıktan korumak için, onu evinden uzaklaştırır. Bu yüzden Ferrahi de köyünü terk eder, ya da terk etmek zorunda kalır.

İlk gittiği yer Ceyhan'dır. İlk gördüğü dostu Hamit Zorba. Hamit Zorba, çalıştığı çiftlikte ona da bir iş ayarlar. Ferrahi, bir müddet burada çalışsa da traktör sürmek pek işine gelmez. Çünkü O; ''Mahsun Çocuk''una yeni şiirler ekleyecektir, yeni türküler çığıracaktır.

Sene 1958'dir; elinde Kayserili Ömer Usta'nın yadigarı sazı ile varır gider Ceyhan'daki Şevket Eser'in saz evine. Saz çalmadaki ilk marifetini, yani Şevket Eser'in tabiriyle ''Gam yapmasını'' öğrenir. Bu çalışmalar yavaş yavaş, ama daha bilgili ve şuurlu bir şekilde Ferrahi'nin rotasını Aşıklar Dergahı'na yöneltir.

Artık aşığımız sazıyla, sözüyle ve korkunç kaderi ile bir başına ömür sürmeye başlar. Nereye, ne zaman gideceği; kime, nasıl uğrayacağı belli değildir. Çünkü O;

''Neyleyim serveti, neyleyim malı
Şimdi bir serseri Ferrahi'yim ben'' der...

Aşık Ferrahi'nin hayatının bundan sonraki dönemlerine baktığımızda, onu türlü dertlerle, hastalıklarla, sevinçlerle iç içe bir hayat kavgasında görürüz.

Zaman zaman tıpkı diğer aşıklar gibi o da kendisini ispat etmek için ''Aşıklar meydanı''na çıkmaya başlar. Düzenlenen şenliklerde, sazıyla sözü dost olunca, Aşık Ferrahi'nin bütün yurt köşelerine yayılan haklı şöhreti ortaya çıkar.

Bu sırada Adana'nın Kürkçüler Köyü'nde bir düğün gecesi, görüp tanıştığı akrabadan bir kıza gönül verir. Kısa bir süre sonra alıp kaçırır kızı, getirir köyüne, 1959'da onunla evlenir. Sırasıyla biri kız, ikisi erkek üç çocuğu olur. Kızına anasının adını (Emine), ikinci çocuğuna babasının adını (Mustafa), son çocuğuna ise, Konya Aşıklar Bayramı'nda tanıştığı Fevzi Halıcı'nın isteği üzerine, Mevlana'nın Türbesi yakınında mezarı bulunan Konya'lı şair Şem'in adını verir.

1960-1961 yıllan arasında dayısından kalan 35 dönümlük tarlasını satarak Kıvrıklı Köyü'nden Adana'ya göç eder.

Sinanpaşa Mahallesi Kışla Caddesinde bir saz evi açar. Burada bir yandan bu işin meraklılarına saz dersi vermeye çalışır, bir yandan da plak satarak geçimini sağlar.

Bu çalışmalar Adana'daki sanat çevresi tarafından ilgiyle takip edilir. Hatta başta Adana Radyosu olmak üzere İzmir ve İstanbul Radyolarında programlar yapar. Yaptığı programlarda okuduğu ''Ela gözlü nazlı yari'', ''Ah neyleyim gönül senin elinden'' ve ''Hasta gönlüm divanedir durmuyor'' türküleri çok po-(Terbiyeden-Yoksunum)-püler olur.

Ancak Ferrahi'nin mutluluk yıldızı pek fazla ömürlü olmaz. Çünkü askerdeyken yakalandığı verem hastalığı günbegün kendisini iyice hissettirmeye başlar. Her gün biraz daha artan dertlerinin acısıyla yalvarır Allah'a,

''Der Ferrahi takat kalmadı bende
Her türlü yareler açıldı tende
Yarab bu derdimin dermanı sende
Bu derdime çare çare Allah'ım''

Bu çaresizlikler içerisinde biricik kızı Emine'ye beş yaşındayken hem okuma-yazmayı, hem de saz çalıp türkü söylemeyi öğretir Ferrahi.

Ama dertler daha gaddar, daha acımasız olmuştur artık. Kötünün kötüsü, beterin beteri; gırtlak veremi.

''Der Ferrahi kime diyem halimi
Konuşurken sakat ettin dilimi
Yara açtın göğsüme büktün belimi
Vücudumu delik delik eyledin''

Evet, çalıp söyleyen, konuşan, minarelerden ezan okuyan bir Ferrahi yok artık. Sakat olan bir dilin bedeni var. Sessiz ve işaretlerle konuşan bir beden.

Buna rağmen Ferrahi yine metanetini yitirmez. Zira kendisinin sazı ve Emine'sinin sesi vardır. Var olanları değerlendirir aşığımız. Kendisi çalar, Emine okur türkülerini. Artık Ferrahi bir ama, kızı onun değneği olmuştur.

Bu beraberlik alır götürür onları, ilden ile, dilden dile ve 1967'de ikincisi yapılan Konya Aşıklar Bayramı'na. Kendisinin çalıp kızının okuduğu ''Ela gözlü nazlı yari'' türküsüyle türkü dalında birinci olarak Mihri Hatun, 1968'de ise yine kızıyla beraber türkü dalında Köroğlu birincilik ödülünü almaya hak ka-(Terbiyeden-Yoksunum)-zanırlar.

Şanına şan katan birincilikleri onun daha da geniş kitlelere sesini duyurmasına sebep olur. Ama ne yazık ki dertler bir türlü bırakmaz yakasını ''Bahtı kara Ferrahi'nin''. 1969 senesinin 22 Nisan'ında, hayatının en verimli çağında, göçer gider bu dünyadan. Geriye otuz beş yılın bela dolu bir hayat hikayesinin kahramanı olan çilekeş Ferrahi'yi bırakır.


Halil Atılgan

Aşık Ferrahi'nin bazı türküleri : Ah neyleyim gönül, Bir yare gönül verince, Ela gözlü nazlı yari, Vücudum şehrini seyran eylerken...




--------------Tualimforum İmzam--------------
Yeniden gülmem için
Beni baştan sevmen lazım.......
Başak isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Tags
asik, aşık ferrahi, aşık ferrahi biyografi, aşık ferrahi biyografisi, aşık ferrahi hakkında, aşık ferrahi hayatı, aşık ferrahi kimdir, aşık ferrahi özgeçmişi, aşık ferrahi yaşamı, biyografisi, ferrahi, hayati, kimdir, yasami


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar son Mesaj
Aşık Hüdai Biyografisi,Aşık Hüdai Hayatı,Aşık Hüdai Yaşamı,Aşık Hüdai Kimdir? İpek Şairlerin Hayatı ( Biyografileri ) 1 14.01.10 18:57
Aşık Kul Ahmet Biyografisi,Aşık Kul Ahmet Hayatı,Aşık Kul Ahmet Kimdir? İpek Şairlerin Hayatı ( Biyografileri ) 0 26.06.09 23:50
Aşık Ummani Biyografisi,Aşık Ummani Hayatı,Aşık Ummani Yaşamı,Aşık Ummani Kimdir? İpek Şairlerin Hayatı ( Biyografileri ) 0 25.06.09 13:19
Aşık Elesker Biyografisi,Aşık Elesker Hayatı,Aşık Elesger Hayatı Sude Şairlerin Hayatı ( Biyografileri ) 0 20.06.09 17:15
Aşık Feymani Biyografisi,Aşık Feymani Hayatı,Osman Taşkaya Kimdir? Sude Şairlerin Hayatı ( Biyografileri ) 0 20.06.09 17:10


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 08:35 .


Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2