![]() |
Osman Öztunç Şarkı Türkü Sözleri Abdal Musa Şol gökleri kaldıranın, donatarak dolduranın Ol deyince olduranın doksan dokuz adı ile Akdeniz yakası, Aydın illeri Kuşlar gider bizim Abdal Musa'ya Cemalin görünce yürüdü dağlar, Taşlar gider bizim Abdal Musa'ya Katardan ayrılan turna sürüler Her andıkça ümüklerim sızılar İrili, ufaklı embik kuzular, Koçlar gider bizim Abdal Musa'ya Babam Musa'mızdan almış tedbili Gördün mü Kaygusuz, zulmün vaktini Padişahlar tacın ile tahtını toplar, Gider bizim Abdal Musa'ya... Osman Öztunç |
Adı Türk Adı Türk Yanar yürek yanar sönmez su ile Derdime deva bulayım hu ile Yakılmamın gerekçesi şu ile; Yüreği Türk, lisanı, görüşü Türk Mızrabını sazına vuruşu Türk Saçı Türk, sakalı, duruşu Türk Dediler ki : "biz bu ruhu atak" başbuğum "Atak atak hainleri tutak" başbuğum Bedenim ruhumun kölesi imiş İnancım ömrümün çilesi imiş Türklüğüm başımın belası imiş Dediler "bu Türktür başa dert olur" "Adım attığı yer ona yurt olur" "Kurt eli, ta ezelden kurt olur" Düşündüler ki : "biz bunu yiyek" başbuğum "Yiyek yiyek sonra şehit diyek" başbuğum... Osman Öztunç |
Ağlama Küçüğüm Ağlama Küçüğüm Akşamlar yorgun hergün Yıldızlar bana dargın Düşer gözüm yollara El etmez gül etmez Senden haber getirmez Dargın oldum kuşlara Kar yağar üzerime Soğuk denizler Kaldı kara kışlara Karlar yere serilmiş Benim yavrum sürülmüş Buzdan sarkık kuşlar Gelir diyorlar gözlerim Yollarda dağlar tuzak olur Mayınlar pusudadır Aylar yıllar geçti Yavrum gelmez oldu Yokluğun inan cehennemin öbür adıdır Böyle gelmiş işte Böyle gelmiş gider Büyüdün sende büyüdün peşimden Tam her şeyi atsam Yerin dibine batsam Sana nasıl anlatsam Deden dünyadan göçtü Hüseyin evden kaçtı Derin yaralar açtı Beklenmeyen bir andı Dert kapıya dayandı Dün Haticemiz doğdu Fatma gölde boğuldu Bilsem sana ne oldu Anladım bir bir tamam Yüce dağlar başında Kör kuyu içindeler Kurşunlanmış yüzleri Tanınmaz biçimdeler Onursuz rütbelerin Umursuz içindeler Ağlama küçüğüm Ağlama artık yeter Ağlama gözyaşım Ağlama bana ölümden beter Böyle gelmiş işte Böyle gelmiş gider... Osman Öztunç |
Ağlıyor Babam Ağlıyor Babam Bileğimde kelepçe Dudağımda sigara Yaslandığım duvarda Onun ismi yazılı Ağlıyor hep böyle Ağlıyor gülmez yüzüm Ağlama gül bebek Ağlama iki gözüm Bir elinde 14'lü Bir elinde güller var Ağlıyor ağlıyor babam Gözüm gibi karanlık Sözüm gibi daracık Yaslandığım odada Onun resmi kazılı Bakıyor hep böyle Bakıyor rengi solmuş Dalıp gidiyor böyle Yıllar onda kaybolmuş Bir elinde 14'lü Bir elinde güller var Ağlıyor ağlıyor babam... Osman Öztunç |
Akın Akın Türkler; alemlerin rabbi olan Allah'tan buyruk almış gibi Batıya göçmeyi ülkü edinmişlerdi Ötüken bozkırlarından, Tibet çöllerinden Karakurum yaylalarından, Sibirya steplerinden Dalgalana dalgalana coşan bir tufan Hep batıya yürüyor Önüne çıkan engelleri kasıp kavuruyordu Koçakların, koçların, ortaların, uçların Yedilerin, üçlerin, kırkların akını hey Kızıl tuğlu devlerin, gök renkli alevlerin Obaların, evlerin, barkların akını hey Bitmemiş kavgaların, kükremiş dalgaların Zırhların tolgaların, börklerin akını hey Buğraları böğürten, ölümlere seyirten Yüzlere diz çökürten teklerin akını hey Türkmen'in, Kırgızların, Tatar'ın, Tunguzların Güneşin, yıldızların, göklerin akını hey Dönmemek üzre rum'a Türklerin akını hey... Osman Öztunç |
Alişan Alişan İstasyon caddesinde kan var İstasyon caddesinde ölüm Bir türkü daha susturuldu ey babam Zebaniler ölüm getirdi Vurdular Alişan'ı,vurdular Alişan'ı, vurdular Alişanı vurup seyre durdular Alişan benim dostum, o benim arkadaşım Ben ona gardaşım Birazdan ben de gidiyorum Söndürsün bu şehrin bütün ışıklarını Unutmayın beni hem söylediklerimi Artık vuranlar vurulmalı Vurdular Alişan'ı,vurdular Alişan'ı, vurdular Alişanı vurup seyre durdular Alişan bir gül dalı,Alişan bayrak alı Seni vuranlar vurulmalı... Osman Öztunç |
Aşk Aşk Nereden başlasam nasıl söylesem Aşk yaşanır gülüm anlatılmazki Ne saçı ne gözü ne de gölgesi Aşk insan oğlunun kendisi gülüm gülüm Aşk insan oğlunun kendisi gülüm En olmaz dertlere gülüp geçerken Bir tatlı sevince günlerce yanıp İşinde okulda yada kahvede Aklımın bir yerinde hep o var demek Bazen yıldızlara bazen güneşe Bazen karanlığa kafa tutmaktır Ranzana uzanıp ızdırap içinde Uyuyup uykusuz uyanmaktır Bir kere gönlüne düşerse bu ah Alışır tutşur yanarsın eyvah Bazen sevap bazen gizli bir günah Aşk insan oğlunun kendisi gülüm gülüm Aşk insan oğlunun kendisi gülüm Onu her gördüğün yerde renginin kızarıp Dilinin tutulduğu an Dizlerinin bağı çözülürya birden Kalbinin hızlı hızlı vurmasıdır Bazen yıldızlara bazen güneşe Bazen karanlığa kafa tutmaktır Ranzana uzanıp ızdırap içinde Uyuyup uykusuz uyanmaktır... Osman Öztunç |
Bekliyorum Bekliyorum Bekliyorum kör hücrelerde Gelmiyorsun günlerdir Benim senden başka kimsem yok Gelmiyorsun günlerdir Tükenmiş bedenim usta işkencelerde Buz tutmuş gecelerde Yolsuzm u ,pulsuz mu, aç mı, çıplak mısın Senden hala haber yok Utanırım söyleyemem Aklıma kötü şeyler geliyor Aramadın günlerdir,aç mıyım susuz muyum Çayımda yok cigaramda Bir yarım sevdaya kırılan kemiklerim Kalemimde yazmaz oldu Çıplak bırakmışlar çarmıkta isa gibi Bilki utanmamışım Cımbızlanmış tüylerim,süngülenmiş bedenim İnan ki yılmamışım Utanırım söyleyemem Aklıma kötü şeyler geliyor... Osman Öztunç |
Birader Birader Ey güzel insan, benim canım kardeşim Tek tabancasın bu aralar Dostların vardı senin,sevdiğin bir kız Nerdeler şimdi, neredeler Bir sen ağlarsın birde martılar Yalnızlığına senin Fişlenmişsin,seni de bitirirler dostum Haydutlar kol gezer bu şehirde Sen benim çocukluktan arkadaşımsın ulan Sen gardaşımsın ulan Seni bırakamam tek başına birader Gel ölelim beraber Bu şehir şehirlerin hayırsızıdır Toprağı suyu değişmeli İnsanı insanların uğursuzudur Sonuna kadar dövüşmeli Bir sen yanarsın bir de namlular Hürriyet sevdana senin Mimlenmişsin, onlar seni ısırmadan Sen onları yemelisin Sen benim çocukluktan arkadaşımsın ulan Sen gardaşımsın ulan Seni bırakamam tek başına birader Gel ölelim beraber... Osman Öztunç |
Bolu Beyi Bolu Beyi Hey hey yine de hey hey, yine de hey hey Benden selam olsun Bolu Beyi'ne Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır Ok gıcırtısından, kalkan sesinden Dağlar gümbür gümbür seslenmelidir Hey hey yine de hey hey, yine de hey hey Düşman geldi tabur tabur dizildi Ak alnıma kara yazı yazıldı Delik demir çıktı mertlik bozuldu Eğri kılıç kında paslanmalıdır Hey hey yine de hey hey, yine de hey hey Köroğlu düşer mi yine şanından Çoğunu ayırır er meydanından Kır at köpüğünden, düşman kanından Çizmem dolup şalvar ıslanmalıdır... Osman Öztunç |
Canciğer Canciğer Ben, senin için karakollarda kalmazmıyım Ben, senin için geceleri sokaklarda kalmazmıyım Ben, senin için memleketi birbirine katmazmıyım Ey arkadaşım, arkadaş değil gardaşım Ey dostum ey sen canciğer Vakit gayret kemerini kuşanma vaktidir Vurmalı bir intikam fişeği gibi zulmün çatısına Ve soytarı kahkahaları boğmalı Allah-u tekbir Ve korku salmalı küfrün damarlarına Sağım, solum, önüm, arkam kıyamet olmuş Ve ben kıyamdayım Kendi cenazeme durdum, er kişi niyetine Bu kaçıncı ölüşüm ey kahpe devran Bu hangi dirilişim? Ben kaçıncı Musa'sı Sen hangi firavunusun bu gök kubbenin En ulu hazretler aşkına, Abdulkadir Geylani Şah-ı Nakşibendi, Mevlana Halit aşkına Şeyh Ahmet Er Rufai sırrı ile sırla bizi En mukaddes zaferlere hazırla bizi Dostum canciğerim, özlemim, hasretim Çilem ortağım unutma beni Ben senin için elimde saz Yalınayak yollara düşmüşüm yollara düşmüşüm Ben, senin için meydanlarda adım öç koymazmıyım Senin uğruna cellatlara kınalı koç olmazmıyım Sırf senin için tepeden tırnağa suçlu kalmazmıyım Ey arkadaşım, arkadaş değil gardaşım Sen dostum sen, sen canciğer... Osman Öztunç |
Cinayet Var Cinayet Var Otogarda cinayet var Ne ambulans ne polis var Vuruldum düştüm yerlere Üzerime yağmakta kar Arkadaşlar gelmediler Sen gel sevdiğim Sen gel sevdiim Sen gel sevdiğim Üzerime gazete ört ki Uyuyacağım Uyuyacağım Uyuyacağım Haydutlar el ele verip Etrafımı çevirdiler Yüzleri çirkin adamlar Her yanımdan ateş açar Herkes bir yere kaçar Sen gel sevdiğim Sen gel sevdiğim Sen gel sevdiğim... Osman Öztunç |
Dadaloğluyam Dadaloğluyam Ve ey benden bin yıl sonraki nesil Nedir seni sende yitiren bu hal Titre kendine dön Öz cevherini şehitler, gaziler tarihinden al Ne çileler çektim ben bu yollarda Meçhule sürüldüm, yine ölmedim Ne kanlar kaybettim şu meydanlarda Sırtımdan vuruldum, yine ölmedim Koç Köroğlu'yam, Dadaloğlu'yam Dağlarda aslan, dillerde destan Zamanın rüzgarı tersine esti Zalimler gül tutan elimi kesti Işığım karardı, kalemim sustu Belimden kırıldım, yine ölmedim Koç Köroğlu'yam, Dadaloğlu'yam Dağlarda aslan, dillerde destan... Osman Öztunç |
Dağlara Çıkmanın Tam Zamanıdır Dağlara Çıkmanın Tam Zamanıdır Zulme çatıp zalimle dövüştüğüm Dertlenip te telaşına düştüğüm Bağrımı yarıp ta kabir eştiğim Dağlara çıkmanın tam zamanıdır Ululardan bir kutlu ferman ola Ferman ola derdime derman ola Vur yiğidim vur ki vatan var ola Kuşlar ölmüş karanfiller kurumuş Sevdiğimin gözünü yaş bürümüş Yiğitlerim pusaklanıp yürümüş Dağlara çıkmanın tam zamanıdır Hünkarımdan bir kutlu ferman ola Ferman ola derdime derman ola Vur yiğidim vur ki vatan var ola Ağlayıp ta dizlerimi dövdüğüm Yana yana etrafında döndüğüm Ben gidiyorum ver elini sevdiğim Dağlara çıkmanın tam zamanıdır Aslan beyden bir kutlu ferman gele Ferman gele derdime derman gele Vur yiğidim vatan kalmasın ele... Osman Öztunç |
Dön Yurduna Dön Yurduna Neydi o son sözlerin, geçmişi karalayan Senin ela gözlerin güzel kalbimi yaralayan Dön yurduna dön güzel, sen yurduna dön Yar esmer bakışların, nergizdir kokuşların Dillere destan oldu ay kız gönüller yakışların Dön yurduna dön güzel, sen yurduna dön... Osman Öztunç |
Durmuş'un Tüküsü Durmuş'un Tüküsü O her sabah gün doğmadan Horozlar ötmeden eller uyurken Erken kalkar cigara yakar Dağlara düşer dağlara hey Nedir kimdir kimseler bilmez Hiç yüzü gülmez hiç söz etmez Sakin Durmuş derdik adına Korkarım birgün gider de delmez Garip bir şeyler olmuştu Bütün köylüler susmuştu Durmuş erken indi dağdan Ve ilk defa konuşmuştu Eğilin Anadolu'ya Ayak degil kulak verin Neden ağlarmış ninniler Durun susun ve dinleyin Abam şalvarım çarığım Emeğim terim nasırım Kalemim kağıdım yazım Oğlum kızım karım sazım Gaflet çökerken uyukur Çoban uyur kurt uluşur Tetik düşer can vuruşur Can vuruşur can vuruşur Bir yaralı aslan ki yurdum devinir durur Çakallar birden ürledi Yağmur yağdı gök gürledi Üç gün üç gece yamaçta Sakin Durmuş görünmedi Dediler ki kuşlar gider Taşlar gider başlar gider iki gözüm Durmuş gider Gider diyar diyar gider Şimdi ürkek dudaklardan Dökülürmüş masal masal Uzun kış gecelerinde Durmuş'un türküsü Kalmış Eğilin Anadolu'ya Ayak degil kulak verin Neden ağlarmış ninniler Durun susun ve dinleyin Abam şalvarım çarığım Emeğim terim nasırım Kalemim kağıdım yazım Oğlum kızım karım sazım Gaflet çökerken uyukur Çoban uyur kurt uluşur Tetik düşer can vuruşur Can vuruşur can vuruşur Bir yaralı aslan ki yurdum devinir durur... Osman Öztunç |
Farkeyledim Farkeyledim Aşk seliydim sana akan Gönülleri ark eyledim Her güzelde sana bakan Tarafımı farkeyledim Emrin almışım imandan Sendin bana tek kumandan Sığındım her limandan Tekrar sana çarkeyledim Vesileyi at bir yana Sevişelim kana kana Değmezleri aşktan yana Birer birer terkeyledim Emrin almışım imandan Sendin bana tek kumandan Sığındım her limandan Tekrar sana çarkeyledim... Osman Öztunç |
Geri Gelen Mektup Geri Gelen Mektup Ruhun mu ateş yoksa o gözler mi alevden Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu Pervane olan kendini gizler mi alevden Sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu Gün senden ışık alsa da bir renge bürünse Ay secde edip çehrene yerlerde sürünse Her şey silinip kaybolurken nazarından Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse Hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince Çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince İçimdeki azgın devi rüzgârlara attım Gözlerle günah işlemenin zevkini tattım Gözler ki birer parçasıdır sende İlah'ın Gözler ki senin en katı zulmün ve silahın Vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin Sen öldürüyorken de vururken de güzelsin... Osman Öztunç |
Gitme Gitme Beni bırakma Beni terk etme Beni unutma gitme Sen gidersen Dertlenirim Yaram büyür seninle Gitme, gitme Bunca onulmaz acıya Beraber göğüs gerdiğimizi unutup gideceksin demek Hani bir sevda şehri ki Ellerimizle, gözlerimizle, yüreğimizle biz yapmıştık bu Şehri Bütün kavgalardan İhanetlerden Namertlilikten İkiyüzlülük ve sevgisizlikten uzak bu şehri Yıkıp ta gideceksin eğer gideceksen Haydi durma haydi durma git gidebilirsen Sen hep suskun, böyle dargın Ben acılara vurgun Kahrolurum Ezilirim Dayanmaz ki yüreğim... Osman Öztunç |
Hasretin Düşer Hasretin Düşer Hasretin düşer Yüregimin orta yerine Garip bir hüzün sarar ruhumu Her zaman yazdıgım bu şehir sensin Fakir odamda döner durur yoklugum Kalar, gider gözlerim uzaklara Silindi rüyalarım süslü bir renkle Ne kar tanelerini tutuyor ellerim Ne de bebekler teselli ediyor beni Düşlerim kap karardı, düşlerimde bile yalnızım Birden çalsan diyorum kapımı, ansızın uyandırsan beni Kurtarsan bu kabustan, kurtulsam bu mah****an Güneşi getirsen bana yani sen gelsen diyorum Ellerim acıyor, ellerim baglı şimdi, ellerim tutsak Ellerim saklı, ellerim kayboldu karanlıgında gecelerin Ellerime yoklugun kelepçesi vurdu Sana çiçek veren ellerim Ellerim acıyor, ellerim baglı şimdi, ellerim tutsak Resmin pusduvak dibine düştü düşlerimin Mezar olacak bana bu dört duvar Yoklugun kadar gerçek bu ecel Yoklugun kadar büyük içimde acı Azar azar ölüyorum sen bunu bilmiyorsun Mezar olacak bana bu dört duvar Resmin pusduvak dibine düştü düşlerimin Şimdi ben yokluguna tutsagım Ölüm şiirim sensiz her güne İşte bu ben senin hakir şaiirin Gökyüzüne şekil veren o ressamım ben Bundan gayrı okunasıla Eshedü en La ilahe illallah ve Eshedü enne Muhammeden abdühü ve resulühü Bir sen yoksun, görünmüyorsun Gökyüzünde döner durur bir kartal Ben yaralıyım vurgun yedim gözlerimden Terliyim Ateş gibi yanıyorum Bir yudum su olsan diyorum çatlayan dudaklarıma Yüregim kurak topraklar gibi, gözlerim karanlık kuyu gibi Sevdanın kurşununa dalacam kahpelerin hesabı var ömrüme Bir sen yoksun, görünmüyorsun Kahpelerin hesabı, bir sen yoksun Hasretin düşer Yüregimin orta yerine Garip bir hüzün sarar ruhumu Her zaman yazdıgım bu şehir sensin Fakir odamda döner durur yoklugum Kalar, gider gözlerim uzaklara... Osman Öztunç |
Hep mi Ağlayacak Bu Adam Hep mi Ağlayacak Bu Adam Sere serpe bir yağmur gelir üstüne Ne kadar gamsız bu adam Sırtında pardesü yüzünde sakal Ayağında postal adam Ne kadar solgun, ne kadar mahsun Yaklaştı yanıma gözgöze geldik İkimizde tedirgindik Bana gelir bana gider, bende güler bu adam Hep mi ağlayacak bu adam Çaresi ben umudu ben, her şeyi ben bir adam Hep mi ağlayacak bu adam Dalından koparılmış bir çiçek gibi Hep örselenmiş bu adam Hesapsız kitapsız halk arasında Bir beni bulmuş bu adam Ne kadar ne kadar benziyor bana Yaklaştı yanıma göz göze geldik İkimizde tedirgindik Bana gelir bana gider, bende güler bu adam Hep mi ağlayacak bu adam Çaresi ben umudu ben, her şeyi ben bir adam Hep mi ağlayacak bu adam... Osman Öztunç |
Hoşçakal Hoşçakal İşte gidiyorum canım Anneciğim Dönüşümü bekle hoşça kal Diremişim arına gecegündüz dua et Hoşça kal şimdi hoşça kal Hemen gitmem gerekli Orda çakal yürekli Yiğit arkadaşlarım bekler Pençesi kanla süslü Her biri dağ göğüslü Yiğit arkadaşlarım bekler Hep birden hey hep birden Harkete geçtik İzmir'den İlden ile şan yürür İşte gidiyorum canım Babacığım Al künyemi göğsüne tak Hem kendine iyi bak,hemde övün kendinle Oğlumdu de hoşça kal Gidiyoruz dün gibi Evvel gidenler gibi Yiğit arkadaşlarım ve ben Ötelerden ağıtlı Atalardan öğütlü Yiğit arkadaşlarım ve ben Hep birden hey hep birden Harkete geçtik İzmir'den İlden ile şan yürür... Osman Öztunç |
Kerkük Ağıtı Kerkük Ağıtı Bütün minarelerde sustu ezan sesleri Artık yaşamak zordu. Zehir zıkkım bir rüzgar esiyordu Irak'tan Ölüm sokaklarda kol geziyordu Bir gece Kerkük'te vurdular beni Geçti sokaklardan bir kızıl ordu İslam'ı ve Türk'ü vuruyordu kurşunlar Peygamber kabrinde ağlıyordu. Bütün Hadis-i Şerif'ler, Ayet-i Kerime'ler Yüreğimdeki kordu Ama çıplak ayaklı ve çıplak kafalı adamlar Beni sokak sokak sürüklüyordu Benim kafam kanıyordu kaldırım taşlarında Evim barkım yanıyordu Ve benim cesedim kanlı bir bayrak gibi Demir direklerde sallanıyordu. Artık yaşamak zordu Ölüm sokaklarda kol geziyordu Evim barkım yanıyordu Peygamber kabrinde ağlıyordu Bir gece kerkük te vurdular beni Geçti sokaklardan bir kızıl ordu İslam'ı ve Türk'ü vuruyordu kurşunlar Peygamber kabrinde ağlıyordu... Osman Öztunç |
Mehmedim Mehmedim Gayrı anlatılmaz bu savaş bence Dağ taş konuşmuştu kendi dilince Hücum diye bir ses duydum ilk önce Sonra Allah Allah dedi Mehmedim Ne ana ne sıla ne yar hayali Bir gör mehmetteki kükremiş hali Kırpmadı gözünü yağmur misali Mermi yedi havan yedi Mehmedim Can askerim Bu öyle bir iman öyle ihlaski Secde eder cümle canlı ve bitki Bir temmuz akşamı Allah şahit ki Şaha kalkmış vatan idi Mehmedim Bu akşpam yıldızlar sararmış gibi Tepeler titreşir hava kış gibi Bir dağın sırtında dağ varmış gibi Omuzlamış bir Mehmedi Mehmedim Can askerim... Osman Öztunç |
Mevlana Mevlana Her gün bir yerden göçmek ne iyi Her gün bir yere konmak ne güzel Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş Dünle beraber gitti cancağızım Ne kadar söz varsa düne ait Şimdi yeni şeyler söylemek lazım Alemin bal şerbetinden bana ne İşte ölümde benim ayran tasım Ne malım, mülküm var benim, ne azığım Ben genede senin malın mülkün olsun diye çalışırım Senin başını sokacak bir yerin olsun diye Senin bir dikili ağacın Ama hürriyeti kulluğa taş çatlasa satmam Kusuruma bakmayın benim dostlar Bağışlayın beni, Ben; davullara, bayraklara aldırmayan Bir padişahın yoluna düşmüşüm Deli-divane olmuşum Çok uzaklardan yürüyen bir adam gibiyim ben Çok uzaklardan geçen bir hayal gibi Ama yok ta sayılmam hani Var olan birşeyim ben Hadi ben bensiz geleyim, sen sensiz gel Ne varsa şu ırmağın içinde var Soyunalım iki can, dalalım şu ırmağa hadi Bu kupkuru yerde sitemden gayri ne gördük Bu kupkuru yerde ne gördük zulümden gayri Bu ırmakta ne ölmek var bize Bu ırmakta ne gam var, ne keder var, ne dert Bu ırmak alabildiğine yaşamaktan Bu ırmak iyilikten cömertlikten ibaret Durma, çabuk gel Gelmem deme Ne evet demek yaraşır sana, ne hayır Senin şanına sadece gelmek yaraşır dostum... Osman Öztunç |
Oğul Oğul Vatan oğul, bayrak oğul, devlet oğul, can oğul Sevmek nedir bunu bilen aşıklara bismillah Bu oğullar sümeyya can analardan doğdular Rabbi esir dileklerden beşiklere bismillah Ad verirken, ilk ezandan ilk duyduğun kelamda Göz ve gönül aydınlatan ışıklara bismillah Emeklerken, diz vurduğun iz vurduğun her yerde Ayaklanıp atladığın eşiklere bismillah Düşte gördüm kanlı başım peygamberin dizinde Ocaklara eşiklere beşiklere bismillah Karamürsel Kara üzüm gözlü mürsel Soy oğul gündüzbey çanamlı yiğit Bey dağımca bey oğul Gazi battal ülkesinin kara yiğit palası Devlet oğul, mürfet oğul, fidan oğul, toy oğul Anam dedin, babam dedin, atam dedin bayrağa Hem al bayrak oldun işte hem bayrakta al oğul Bağrımdaki kurşunlarla çık peygamber katına Ol mübarek avucun içini birer birer say oğul Bet yüzler kem gözler hor bakarmış vatana Biz tükenip yok olmadan olmaz böyle şey oğul Denilmiştir Can sağ iken yurt vermeyiz düşmana Hem sütünden hem kanından hem canından Bu sende ki huy oğul... Osman Öztunç |
Öğretmenim Öğretmenim Adını penceremin buğusuna yazdım öğretmenim Resmine baktım bir süre Elimden tabancamı bıraktım öğretmenim Çiçeklere güllere su verdim Üzerime geldi katil rüzgar güllerimi kopardı O gün bu gün çarpışmaktayım Zemheri ile yoğrulmuşum yorulmuş vurgun yemişim Kapındayım yarıcan bak ölmemişim Yorulmuşum vurgun yemişim Vuracaklar biliyorum vuracaklar öğretmenim Penceremin buğusunda gözyaşları var Cigaramın dumanında nefes nefes Kaçıyorum alabildiğine yağmurdan Yolumu kesiyor katil rüzgar Yaralı bir ceylan gibi düştüm kapına Sığınmak için sana korunmak için Her gün bin kere ölürüm yaşamak için... Osman Öztunç |
Ölüm Şarkısı Ölüm Şarkısı Gün doğacak Gün doğacak Gün doğacak gün, Gün doğacak Gün doğacak Gün doğacak gün, Çıkma benim bahtı karam gece yarısı, Yağar yağmur rüzgar söyler, ölüm şarkısı Çıkma benim bahtı karam gece yarısı Yağar yağmur rüzgar söyler, ölüm şarkısı Sevda gözünü gül korur vay vay Sağ yanımı dar ağacında Bir yanıma ferman vurur ooff Hilal yıldızlar kucağında Sevda gözünü gül korur vay vay Sağ yanımı dar ağacında Bir yanıma ferman vurur ooff Hilal yıldızlar kucağında Gün doğacak Gün doğacak Gün doğacak gün, Gün doğacak Gün doğacak Gün doğacak gün, Lanet olsun ,lanet olsun kara ellere Sırtımıza coplar indi hergün kaç kere Lanet olsun ,lanet olsun kara ellere Sırtımıza coplar indi hergün kaç kere Şu sevdamı Allah bilir vay vay Sağ yanımı hal nazarında Asın beni kim ne bilir vay vay Çamlıbel'in Mal Pazarında Şu sevdamı Rabbim bilir vay vay, Sağ yanımı hal nazarında Asın beni kim ne bilir ooof Çamlıbel'in Mal Pazarında... Osman Öztunç |
Ölüyorum Sanmayın Ölüyorum Sanmayın Şimdi ben bir celladın yağlı urganında ölüyorum Burada benim günahlara seçilen kurban İşte bu ben; kirli dileklerin adağı Burada sürtüklerin elindedir sevda kalemi Ve kahpeler yön verir seyrine aşkın Yitikler, yitikler, atıklar, satıklar Maskeli adamlar ve kokanam adamlar dilinde dikildir ferman Çamur erkekler, hamur erkekler çizer resmini sevgilerin Ve pusulası mermerdendir bunların Ve çağının kumandalı tanrısıdır ruhsuz robotlarına İşte ben bu celladın yağlı urganındayım Bu cellat arsız, bu cellat damarsız Ve bir saz paramparça edilir gözler önünde Ve bir harita yırtılır uzakları gösteren Şimdi ben bir celladın yağlı urganında ölüyorum Yalancılar, talancılar, düzenbazlar, gambazlar, cambazlar Sizlersiniz insanlığın silik rüyası Fedekar, cefakar, vefakar maskeler Hilekar, şerefsiz ve namussuz yüzlerinizde Gülün namussuzlar gülün Ben kendime gülmeyi haram ettim Ama ağlamayı sevmem Ben bir tebessüm eriyim Öldüğüme kanmayın, ölsemde inanmayın Haydi cellat. Haydi Boynumda yağlı urgan Ölüyorum sanmayın, Ölüyorum sanmayın... Osman Öztunç |
Sen Gel Sevdiğim Sen Gel Sevdiğim Otogarda cinayet var Ne ambulans ne polis var Vuruldum düştüm yerlere Üzerime yağmakta kar Arkadaşlar gelmediler Sen gel sevdiğim Üzerime gazete örtün Uyuyacağım Ben yurdu anadolunun Ötüken yürrekli yiğidi Vuruldum vatan için Şehir beni sordu ben şehri sorguladım Düştüm düşler ardına Gezdim vatanı bir uçtan bir uca İnsanlar gördüm zevki sefa içinde Birde kabristanlar,şehit yazar Hiç kimse ölmek için genç değildir Haydutlar elele verip Etrafımı çevirdiler Yüzleri çirkin adamlar Dört yanımdan ateş açar Herkes bir yerlere kaçar Sen gel sevdiğim Üzerime gazete örtün Uyuyacağım... Osman Öztunç |
Sensin Sensin Dağlardan muhabbet aldığım zaman Pirler dergahında kaldığım zaman Zincirimden kopup geldiğim zaman Bu öksüz yapıda vardığım sensin Yüzüme bakasın diye gözünü Dizime dayasın diye yüzünü Sana gelmek için şu yeryüzünü Boranla, tipiyle sürdüğüm sensin Şah sultanım, canım, canda kaynasın Söz ehlinde kılıç kında oynasın O cihanda, bu cihanda aynasın Her iki kapıda gördüğüm sensin... Osman Öztunç |
Sessiz Çığlık Sessiz Çığlık Ak sakallı kocaların Yüzlerce yıldan beri Duyarlı ve titrek ellerinde çevirdiği Işıl ışıl sayfalardan Beyaz takım elbisemi giyinerek döndüm Tepeden tırnağa tertemiz Ve en insancıl yanımla Vakit dağların bakır rengiydi Şaşırdılar Parkamı palaskamı ve postalımı Çıkarıp bırakınca nehrin kıyısına Üzüldü dost üveyikler kanaryalar ve ağaçlar Demek gitti dediler Bilge yol başçı Bu üzüntüye fazla dayanamadı anam Ve toprağa düştü usulca gözyaşları babamın Dedim ki onlara İçimdem kopup giden öncünün Geri dönmeyeceğini biliyorum Sırf bu yüzden İğrenç şairlerin çaldığı şiirlerimi de Bıraktım anaforuna doğurgan bir öfkenin İlişmen bana Birde beyaz takım elbiseme Ben Vefa Sultan Hazretleri'nin daima bahsettiği Bir dil bir dilek bir kültür aynasından Bir başbuğ gönderdim Güneşin geldiği yerden gittiği yöne doğru Tanrı Türk'ü asıl şimdi korusun Dinle dinle beni Harun Parkamdan palaskamdan postalımdan Bir de o nehirden sana sır vereceğim Zebaniler Üsküdar'ı basmadan üç gece evvel Şeyh Yahya heybeme biraz azık biraz telaş Sayısız düş tohumu doldurup gökyüzüne gönderdi Buğdaya kuru üzüme tütüne İncire erik ve kaysıya kıtlık düşmeden Koyuna yaşlı öküzlere Bil cümle hayvanlara hastalık bulaşmadan Kervansaray Bedirkale Arap Köyü topraklarına Kuraklık düşmeden Gece ile gündüz çekilmeden Yerle göğün arasından Erkekler dölsüz kalmasın Anasından emdiğini yavrusuna emdirsin diye Dişi gençliğim Hürriyet yıldızları yurdumun yeryüzüne Dökülsün emrini verdi Vird-i evrad ile Sırlara ermiş erenler gece sarhoştular Yıldızların arasından doğrulup Tuğ kaldıranda Bilge Kağan "Ey Türk! Üstte mavi gök çökmedikçe Altta yağız yer delinmedikçe Senin ilini ve töreni kim bozabilir" Haykırışıyla ezilirken zebaniler Uğurladık kutlu törenin son mümessilini Ey yiğitler sultanı Alparslan Seni görüpte baştan çıkmayan bir aklın başını Ezmek yaraşır Çünkü çirkin bir yılandır o Toprak yağmura doymadı dedim Sus dedi Güneşi anlatsaydım doğmayı unuturdu Kahrolayım Şeyh Yahya'dan Vefa Sultan Hazretleri'nden Başbuğum'dan Bir de Üsküdar'dan ayrılamadım İlkokul çağlarımdan 29 yaşıma kadar Varlığım Türk varlığına armağan olsun... Osman Öztunç |
Susmam Ben Susmam Ben Bir çocuk yumruklar göğün yüzünü Yıldızlar birer birer dökülür güzel Sesim yokluğumdan daha mı ağır Ufkumu karartan bıçaksa güzel Ya konuş bir kalbi ayağa kaldır Alda yırt yahut ta boş suretimi Vallahi gücenmem,billahi küsmem Yeter ki sus deme,ölürüm susmam Namlu görmüş ceylan gibi Şahlanan küheylan gibi Kükredim bir arslan gibi Susmadım,susamam,susmam ben Yüzülse de bu derim İp olsa da kaderim Yine seviyorum derim Susmadım,susamam,susmam ben Korkuyorum gülüm,gülüm Kıyacaklar sana gülüm Ben ölümden korksa idim Burada olur muydum gülüm? Dışarılar zemheri ne durursun gülüm Rüzgarlara vurulursun,kurursun gülüm Sığınacak bir rüyam da yoktur yalnızım Eline düşmüşüm kör vakitlerin Ve sokaklar tenha,ben ben silahsızım Göğsü tekmelenmiş bir çocuktu her yan Ya konuş bir kalbi ayağa kaldır Alda yırt yahut ta boş suretimi Vallahi gücenmem,billahi küsmem Yeter ki sus deme,ölürüm susmam Namlu görmüş ceylan gibi Şahlanan küheylan gibi Kükredim bir arslan gibi Susmadım,susamam,susmam ben Yüzülse de bu derim İp olsa da kaderim Yine seviyorum derim Susmadım,susamam,susmam ben... Osman Öztunç |
Türk'ün Türküsü Türk'ün Türküsü Türk oğluyum Türk olarak ölürüm Kanım Türktür dilim Türkçe sözüm Türk Türk olmayı en mukaddes bilirim Dinim islam içim Türktür özüm Türk Türk'e karşı kim olursa karşım var Arş ileri arş ileri marşım var Bu ülkede Türk İstiklal Marşım var Ayyıldız'lı bayrağım Türk tezim Türk Türkçe yürür her kıtada gezerim Şiirim Türk,bağlamam Türk,yazım Türk Türklüğüme zarar görsem ezerim Avrupa'da iz bıraktım izim Türk Türk'e karşı kim olursa karşım var Arş ileri arş ileri marşım var Bu ülkede Türk İstiklal Marşım var Ayyıldız'lı bayrağım Türk tezim Türk... Osman Öztunç |
Türk'ün Türküsü 2 Türk'ün Türküsü 2 Türk oğluyum, Türk olarak ölürüm Kanım Türk'tür, dilim Türkçe, sözüm Türk Türk olmayı en mukaddes bilirim Dinim İslam, içim Türk'tür, Özüm Türk Türk'e karşı kim olursa karşım var Arş ileri, arş ileri arşım var Bu Ülkede Türk istiklal marşım var Ay-yıldızlı bayrağım Türk'tür, tezim Türk Türkçe yürür her kıtada gezerim Şiirim Türk, bağlamam Türk, yazım Türk Türklüğüme zarar görsem ezerim Avrupada iz bıraktım, izim Türk Türke karşı kim olursa karşım var Arş ileri, arş ileri arşım var Bu Ülkede Türk istiklal marşım var Ay-yıldızlı bayrağım Türk, tezim Türk Allahın Osman'a verdiği devlet sayesinde Dünya mamur olacak Devlet ki; ilk işi harabelerle kırık gönülleri tamir olacak Devlet ki; haksızın sırtına kırbaç, haklının omzuna samur olacak Devlet ki; bayrağı altınla, yıllar saadetle dolu ömür olacak Duysun iklim-i rum, diyar-ı küfür, cihan işte büyük umur olacak Yavrum; islamın ruh teknesinde Türk milleti hall-i hamur olacak Firavun gururu hak ile yeksan, nemrud ateşleri kömür olacak Anda dikenlikler lale bahçesi, anda çirkinlikler dumur olacak Osman'ın gönlüne düşen kıvılcım asırlar boyunca münir olacak Onun devletinin hadsizliğine Allahın takdiri sınır olacak Emek ekmeğinin helal lokması onun sofrasında yenir olacak Onun devletinde insan kendini asr-ı saadette sanır olacak... Osman Öztunç |
Usta Usta Ellerinden değil ayaklarından öpüyorum Sebebim ustam koca babam Sana yazıyorum ey gidi ihtiyar Ellerinden değil ayaklarından öpüyorum Köylüydün belki ama onurlu mamur Bilirdin bir çok şeyi bir çok bilenden Sıcaklar altında orak sallayan Güneşten kavrulan teni bilirdin Kendini bilirdin kendini Onaltı yaşındaydım Bir gün türkiye tanıyacak diyordum beni Rençperiydim vahşi ve çılgın saflıkların Gülerdim benden ileri ve geri olanlara Dengesiydim her ikisinin Çocuksu, saf, masum gülerdim Birazda erkekçe Onaltı yaşındaydım Kırıldım belki defalarca bil ki eğilmedim Utanmadım ruhuma çizilen resmin yırtılışından Bir gül dalıydım koparılan Çelik bir kol Her fırsatta kasırgalaşan yellerinde Yerlerinde yeller eser diyebilecek kadar büyümüştüm Kırıldım belki defalarca bil ki eğilmedim Bu ezan hangi selaya çıkar baba Nefesim acıyor Sözlerim gözde kaldı artık Kaşlarım sual Duymasın güzellerin gülü can birazdan gideceğimi Birikmesin gözlerinde intihar yüklü bulutlar Ben de yolculuk telaşı var Bu ezan hangi selaya çıkar baba Vurgun yedim baba vurgun Oltu taşı tesbihim , tütün tabakam ve siyah çakmağım şahit Bir de yüreğime çizdiğin resmin vardı yanımda Üç damla kan düştü geceye Üç damla baldıran zehri Vurgun yedim baba vurgun Ben böyle düşünmüyordum ölmeyi baba Altından azgın suların geçtiği demir köprüde olacaktım Rakipte olacaktı İkimizin elinde iki 14'lü ve gece Birbirimize sıkarak koşacaktık birbirimize Yıldızlar yağacaktı üzerime Beni sabaha ***üren Ben böyle düşünmüyordum ölmeyi baba Bir gece düşüme giren ihtiyar adam "Murad olsun söyleyim oğul" dedi Zafer nerde gizlidir dedim Ömrüne ömür can güzelin yüreğinde Peki güneş nerede saklanır dedim "Yavuzun atının ak yelesindeki sırdır oğul" dedi Bir gece düşüme giren ihtiyar adam. Burda insanların yalnız ağzı var Siyah beyaz bir fotoğrafın içindeyim muzdarip Düşüncelerim kurşuna dizildi sabaha karşı Esselatu hayrun minen nevm derken ezanlar Açıldı sonsuza giden yol Burda insanların yalnız ağzı var Ne açtı yüreğini güzellerin gülü can Ne de beyaz atın yelesindeki sır'a erdim Ve buyur eyledi ötelerden o ihtiyar adam Hoş geldin oğlum osman hoş geldin Ne açtı yüreğini güzellerin gülü can Ne de beyaz atın yelesindeki sır'a erdim... Osman Öztunç |
Üsküdar Üsküdar Ellerin buz, yüzün soğuk Sesin boğuk, rengin kaçmış Kar mı yağdı sokaklara Üşüdün mü ah Üsküdar Sende mi sahipsiz, yorgun Boynu bükük kaldın söyle Hep gözlerin dalgın bakar Ne var aklında Üsküdar Kaç gün, kaç gece uykusuz Ahlara düştük vakitsiz Ben kaçarım kuralsızca Sen yanarsın ah Üsküdar Üsküdar, Üsküdar, Üsküdar yanıyor Üsküdar yanıyor Üsküdar yanıyor, ben aranıyorum Meydanlarda gümbür gümbür Kavgalar döner gülüm Olmuşum üç beş ****un katili Karakollar baskında Vurgun yer polisler Kukumavlar kan emer İhtilal namlusudur Üsküdar yanar durur Polisten kaçar bir adam Radyolar beni söyler Gazetelerde adım var Parkamın derdinde üç beş piç Öldür öldür öldür öldür, Her gün senin derdindeyim Yüreğinden sök at beni Her gün seni düşünmekteyim Ne olur bir sabahta Süngüsüz, silahsız uyansak Gözlerimizde tebessüm Hayata baksak Takılmasa peşimize adımlar Sıradan insanlar olsak Ne olur bir sabah ta yıldızların altında Yataksız, yorgansız uyansak Islatsak yağmurları baharları, uzansak Az da olsa Dünyadan zevk alsak Gölge gibi yapışmasa yakamıza ölüm Ne olur bir sabahta Süngüsüz, silahsız uyansak gülüm Sahilde kemancı adam Tastaki su, gökteki kuş Patlayan mermi, gülen kız Hepsi masalmış Üsküdar Yar hayal meyal aklımda Yollar uzun gelmez diyorlar Ciğerlerim paramparça Vakit tamam, tamam Üsküdar Kaç gün, kaç gece uykusuz Ahlara düştük vakitsiz Ben kaçarım kuralsızca Sen yanarsın ah Üsküdar... Osman Öztunç |
Vur Vur Ey Türk Vur vatanın bakirlerine Günahkar gömleği biçenleri vur Kemikten taslarla şarap yerine Şehitler kanını içenleri vur Vur güzel aşıklar cenazesinden Kırmızı meşaleler yakanları vur Şehvetin raksına yetim sesinden Besteler şarkılar yapanları vur Vur katlin o kızıl sapanlarıyla Dünyaya ölümler ekenleri vur Vur zulmün o kanlı urganlarıyla Bir kavmi iplere çekenleri vur Vur etten kemikten saraylar kuran O vahşi ruhları ezmek için vur Dört büyük rüzgara küller savuran O mücrim elleri kesmek için vur Vur sende mukaddes hürriyet için Dünyanın diktiği bayrak için vur Her dinin sevdiği adalet için Her yerde haykıran bir hak için vur Vur aşkın ve hakkın zaferi için Vur senden bak dünya bunu istiyor Vur yerde bak tarih senin seyircin Vur gökten bak Allah sana vur diyor Vur çelik kolların kopana kadar Olanca aşkınla kuvvetinle vur Son düşman son gölge kalana kadar Olanca kininle şiddetinle vur Vur senin darbenden çıkacak ateş İntikam isteyen bir milletindir Alnında doğacak kırmızı güneş Bu senin ilahi hürriyetindir... Osman Öztunç |
Yalnızım İşte Yalnızım İşte Seni aldı ellerimden bir deli rüzgar Diyorlarki bu gidişin dönüşü olmaz Yokluğun başımda dağ gibi efkar Seven yürek bin yerde kalsa kaybolmaz Saçlarına ölüm getiren gökyüzüne gidip dalaştım Dökülüverdi yıldızlar avuçlarıma Sen hergece gelip benim rüyema giriyorsun Seni çok özledim diyor ve gidiyorsun Kahrından delirmişti aşka kızanlar Aşkımıza ağlıyordu aşkı yazanlar Gidşine şiir yazdı cümle ozanlar Seven yürek bin yıl yerde yatsa kaybolmaz Saçlarını dağıtan rüzgarlara gidip dalaştım Korktular seni bana söylemediler Sen her gece gelip benim rüyeme giriyorsun Seni çok özledim diyor ve gidiyorsun... Osman Öztunç |
Yan Çizdim Yan Çizdim 18 yaş çağlarımdır Sokaklarda bu ilk kalvgam Girdim delice dövüştüm Kimseye bir şey sormadan İki can bir beden olduk Bulmuştum o gün sevdamı Beynimi tırmalıyordu Okuduğum o son kitap Yan çizdim,yan çizdim,Jandarmaya hürriyete Çok sevdiğim bir millete yan çizdim Yan çizdim,yan çizdim,başım döndü,vurdum öldü Sebep oldum adalete,yan çizdim Uzun tren raylarında Yanıyordu son bir ışık Alıp ***ürdüler seni Çarem çok uzaklarda 18 yaş ilk cigaram Ağlıyordum,gülüyordun Kurtuluş var var diyordu Okuduğum o son kitap Yan çizdim yan çizdim Hem anama hem babama Karıma,kızgardaşıma yan çizdim Başım döndü,vurdum öldü Sebep oldu adalete yan çizdim Gidiyorum Sizin olsun öz yurdum Ben kudurdum... Osman Öztunç |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 18:28 . |
Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2