Mustafa Yıldızdoğan Şarkı Türkü Sözleri Akşama Kadar Güneş burada da var Ta ki batana kadar Yıldızlar yine parlak Şafak atana kadar Bilsen şimdi nerdeyim Çılgın gecelerdeyim Uzun bir seferdeyim Gücüm yetene kadar Gonca güllerim vardı Burcu burcu kokardı Rengi soldu sarardı Sevip tutana kadar Bilsen şimdi nerdeyim Çılgın gecelerdeyim Uzun bir seferdeyim Gücüm yetene kadar... Mustafa Yıldızdoğan |
Al Beyazım Al Beyazım Biz ki kartal misali göklerde uçmalıyız Merhamet bekleyene yürekler açmalıyız Al beyazım beyazım Türküm elinde sazım Sen göklerde dalgalan Çıksın benim avazım Kaldır başını kaldır dik gözünü güneşe Gölgesinden korkanlar tutuşamaz güreşe Hak haklının değil ki hak kuvvetli olanın Öyle bir yarıştayız şansı yok yorulanın... Mustafa Yıldızdoğan |
Aman Ayşem Aman Ayşem Ayşe'nin yeşil sandığı daha elinin değdiği Hiç aklımdan çıkmıyor ki kapılıp sele gittiği Aman Ayşem mor menevşem dağlarbaşı duman Ayşem İndi ürgüp çöllerine geleceğim liman Ayşem Dara çadır eğmeğinen göğsü sedef düğmeğinen Adam kendin selem atar kayınbaba övmeğinen Aman Ayşem mor menevşem dağlarbaşı duman Ayşem İndi ürgüp çöllerine geleceğim liman Ayşem... Mustafa Yıldızdoğan |
Amirim Amirim Ah anam ah Yine sana yazıyorum, yine sana döküyorum içimi. Senden başka kim anlar ki beni. Dün o fırtınalı gecede eve giderken, karanlık kuytu bir köşede, bir adam çıktı karşıma "Beyim, beyim" dedi, elindeki yarım sigarayı göstererek ateş istedi. Tam sigarasını yakıyordum ki, parmağındaki yüzüğü görünce, o buz gibi elleri ta ciğerimi yaktı. "Bu yüzük" dedim, kafasını kaldırdı, yüzüme baktı dokunma dedi. Hey Allah'ım bu o, Amirim. Sarıldım boynuna, tanıyamadı, hatırlayamadı beni. Yalvara yalvara zor razı ettim eve gitmeye. Soğuktu. Bir Allah'ın kulu yoktu ortalıkta, bizden ve peşimizden ayrılmayan siyah kediden başka. Eve varıncaya kadar o günleri anlattım. Beni nasıl çatışmadan kurtardığını, yüzüğü de o günün hatırası olarak parmağına taktığımı, daha başka Aydınlı plakacı 09 Osman'ı, Trabzonlu Laz Dursun'u, Maraşlı Ede Ökkeş'i, Erzurum'lu Yanık Ömer'i, ama nerede, beni dinlemiyordu bile hep bir şeyler mırıldanıyordu ağırdan ve sessiz. Gidenler gelmeyecek, gidenler gelmeyecek. Amirim başka dünyalardaydı. Eve vardık. Kediyi kucağına aldı, kediyi ısıtıyordu, halbuki kendi titriyordu. Sobanın farkında bile değildi garibim. Beraber çektiğimiz fotoğrafları, bana hediye ettiği cevşeni gösterdim, oralı bile olmadı. Tedirgindi, bir şeyler arıyordu. Cebinden eski bir kağıt parçası çıkardı, baktı, baktı kül tablasına bıraktı. Fark ettirmeden aldım bir telefon numarası yazılıydı aradım. Telefona çıkan karısıydı. Amirimin yanımda olduğunu söyleyince kadın öyle bir çığlık attı ki, kalp atışını yüreğimde hissettim. Nasıl bu hale düştüğünü sorunca, kadın bir ah çekip anlatmaya başladı; "Teskeresi 12 gün geçen fakat çatışmada olduğu için alayına dönemeyen evli, 27 günlük yeni bebeği olan, bir evin bir oğlu, Sivaslı Ali adında bir asker kucağında şehit olmuş, o anda şuurunu kaybetmiş, velhasıl kafayı yemiş" vay be... Amirim ki eksi 25 derecede Hakkari'nin dağlarında kara kışa ve haydutlara karşı meydan okurdu. Vatan dedi mi bir vatan daha çıkardı ağzından, zoru sevdirmişti, çileyi sevdirmişti. Ay yıldızlı bayrak için ölümü, ölümü sevdirmişti Amirim. Lafın kısası güzel anam, biraz sonra kadıncağız iki çocuğunu da alıp geldiler. O karşılaşma anı var ya; vicdansızı merhamete getirecek bir an. Karısını ve çocukları karşısında görünce, o umursamaz adam, doğruldu, kanatlanacak kuş gibi öyle bir atıldı ki çocuklarının üstüne, anlatamam. Ne kadar ısrar ettimse de kalmak istemediler, vedalaştık. Kapının önünde arkalarından bakakaldım. Kavuşmak ne güzel şey, ah bir de ben sana kavuşabilsem ey güzel anam. Amirim sanki bir şey unutmuş gibi birden geri döndü. Elini omzuma koydu, gözlerini gözlerime dikti, yutkundu yutkundu ve şu okkalı sözler döküldü dudaklarından: "Bir ağaçtan bir milyon kibrit çıkar, bir kibrit bir milyon ağacı yakar." Mustafa Yıldızdoğan |
Ankara'ya Yağmur Yağacak Ankara'ya Yağmur Yağacak Dar geliyorsın artık dar Başkent olsan neye yarar Ben kendimi sevmedim Seni sevdiğim kadarar Ankaraya yağmur yağacak Ankaraya yağmur yağacak Yağacak yollar ıslanacak Yağacak yollar ıslanacak Kızılayın kaldırımları Kızılayın kaldırımları Bakıpda halime ağlayacak Bakıpda halime ağlayacak Yar etmem seni yar etmem Yar etmem seni yar etmem Düşsem de şikayet etmem Düşsem de şikayet etmem Uğruna bin kez ölürüm Uğruna bin kez ölürüm Başkasına yar etmem Başkasına yar etmem Ankaraya yağmur yağacak Ankaraya yağmur yağacak Yağacak yollar ıslanacak Yağacak yollar ıslanacak Kızılayın kaldırımları Kızılayın kaldırımları Bakıpda halime ağlayacak Bakıpda halime ağlayacak Dar geliyorsın artık dar Başkent olsan neye yarar Ben kendimi sevmedim Seni sevdiğim kadarar Ankaraya yağmur yağacak... Mustafa Yıldızdoğan |
Anlat Mektupta Anlat Mektupta Günlerin ayların ne isimleri Gönder de hatırlat yok resimleri Unuttum unuttum tüm mevsimleri Kar nasıl yağardı anlat mektupta Arıyı peteği bal özünü de Yeşili çimeni kır sözünü de Unuttum unuttum gökyüzünü de Kuş nasıl uçardı anlat mektupta Kelebek rüzgara kızar mı bazı Dal dal öpüp de eder mi nazı Unuttum unuttum baharı yazı Gül nasıl kokardı anlat mektupta Düşümde görürüm bazen anamı El açıp yalvarır dua bana mı Unuttum unuttum yaşlı babamı O nasıl yiğitti anlat mektupta Beklerken hücremde sehpa sıramı Bir sızı gelip de yakar şuramı Unuttum unuttum yerim bura mı Er nasıl yutulur anlat mektupta Anlat anlat çünkü hasretiyim bunların Ozan Mustafa'mda özlem yıllarım Unuttum unuttum biten yolları Son nasıl derler anlat mektupta... Mustafa Yıldızdoğan |
Aşan Bilir Aşan Bilir Aşan bilir karlı dağın ardını Çeken bilir ayrılığın derdini Bülbül kaca aldın gülün nargını Gül alıp satmanın zamanı değil Yaprak gazel olmuş durmuyor dalda Vefasız güzelden bize ne fayda Bu ayda olmassa gelecek ayda Ölürüm vazgeçmem sevdiğim senden Selvinin dalları boyumdan uzun Yavrular gözümde bir salkım üzüm Ölmeden görseydi o yari gözüm Koyun kuzu kurban olur o zaman... Mustafa Yıldızdoğan |
Aşk Budur Aşk Budur Mecnuna dar gelen çölde yerim var Ferhat dağlar deldi taşta terim var Nesiminin bedeninde derim var Yüzyıllardan bana geçen aşk budur Fermanları hiçe sayan aşk budur Yeseviden ödünç aldım hırkayı Hacı Bektaş nefesinde kılpayı Yunus oldum tamamladım halkayı Yüzyıllardan bana geçen aşk budur Fermanları hiçe sayan aşk budur Dede Korkut destanında harf benim Köroğluna giden posta benim zarf benim Mazi benim ati benim örf benim Yüzyıllardan bana geçen aşk budur Fermanları hiçe sayan aşk budur... Mustafa Yıldızdoğan |
Barışmam Barışmam Küstü yar beni kırdı kalbimi Düğün olsa bayram olsa barışmam Bilemedi kadirimi kıymetim Ağlasa sararsa solsa ölse barışmam Feymani kar yağar boran üstüne Bina yapılır mı viran üstüne Yemin etmedim ya Kuran üstüne Gayrı bundan sonra ölse barışmam... Mustafa Yıldızdoğan |
Biz Bu Hallere Düşecek Adam mıydık Biz Bu Hallere Düşecek Adam mıydık Biz bu hallere düşecek adam mıydık Duymadıklarımızı duyduk Görmediklerimizi gördük İki dirhem aklımız vardı Onu da yedik bitirdik Freni patlamış kamyon gibiyiz Allah'a havale gidiyoruz Biz bu hallere düşecek adam mıydık Dalından kopan yaprak misali Bir rüzgara kapıldık ki sormayın gitsin Kos koca 5000 yıllık çınar Batının hızarına düştü Felegin nazarına düştü Yigit diye namım vardı Namert pazarına düştü Biz bu hallere düşecek adam mıydık Ne batılı olabildik ne dogulu İki camii arasında kalmış beynamaz gibiyiz Bizi biz yapan, bize ait ne varsa her şeyi attık Tıpa tıp taklit ettik, aslını yaşattık Üretmedik, tükettik, hazıra konduk hep yattık Hazıra dag mı dayanır beyler İlimsiz çağ yakalanmaz, ilimsiz kaldık Sıg kaldık, kaldık böyle kıraç Cigeri beş para etmeyenlere el açtık Ve kahretsin yaşıyoruz, onlara muhtaç Bu son liman, bu son gemi başka yol yok Anlayın artık anlayın Türk'ün türk'ten başka dostu yok Yardım almaya alışanlar, Emir almaya da alışırlar Alıştılar beyim alıştılar Üç beş kuruş için Dalınız, kökünüz dediler, açtılar Kıyınız, köşeniz dediler, ortalıga saçtılar Gururumu kö p rü ettiler, geçtiler Ölçtüler, biçtiler Sah damarımı kestiler beyim kestiler Şerefe diyerek haysiyetimi içtiler Bizler gölgemizle oynaşırken Onlar daglarımızda poyraz olup estiler Biz bu hallere düşecek adam mıydık Hürriyetin tarifini unuttuk Çanakkale'yi, sakarya'yı unuttuk Unuttuk ecdadı, maziyi unuttuk Muhtaç oldugumuz kudret, damardaki asil kanı unuttuk Unuttukça musibetlere gark olduk Unuttuk beyim unuttuk Sanki bu vatanı bedava bulduk Biz bu hallere düşecek adam mıydık Hey gidi asırlar hey, ses verseniz Yürekleri o günlere çevirseniz Hey gidi üç kıta, yedi deniz Hey gidi uçsuz bucaksız vatan Vatan için can veren Şimdi elin vatanında yatan Mezarsızlarımız, sahipsizlerimiz Gariplerimiz Yani aziz şehitlerimiz Özür dileriz özür dileriz, özür dileriz Velhasıl Biz bu hale düşecek adam mıydık... Mustafa Yıldızdoğan |
Bu Vatan Kimin Bu Vatan Kimin Bu vatan toprağın kara bağrında Sıra dağlar gibi duranlarındır Bir tarih boyunca onun uğrunda Kendini tarihe verenlerindir Tutuşup kül olan ocaklarından Şahlanıp,köpüren ırmaklarından Hudutlarda gaza bayraklarından Alnına ışıklar vuranlarındır İleri atılıp sellercesine Göğsünden vurulup tam ercesine Bir gül bahçesine girercesine Şu kara toprağa girenlerindir... Mustafa Yıldızdoğan |
Bulamazsın Bulamazsın Bir gün beni anlarsın da Ararsın da bulamazsın Yokluğumla alevlenir Yanarsın da bulamazsın Gelir o an aklın başa Yalın ayak koşa koşa Dağa taşa uçan kuşa Sorarsın da bulamazsın Ölüm ömür ardı dersin Koca dünya dardı dersin Bir Mustafa vardı dersin Ararsın da bulmazsın... Mustafa Yıldızdoğan |
Çırpınırdı Karadeniz Çırpınırdı Karadeniz Çırpınırdı Karadeniz Bakıp Türk'ün bayrağına Ah ölmeden bir görseydim Düşebilsem toprağına Sırmalar sarsam koluna İnciler dizsem yoluna Fırtınalar dursun yana Yol ver Türk'ün bayrağına Kafkaslar'dan esen yeller Şimdi Sana selam söyler Olsun bütün Moskof eller Kurban Türk'ün bayrağına Ayrı düştüm dost elinden Yıllar var ki çarpar sinem Vefalı Türk geldi yine Selam Türk'ün bayrağına Kafkaslar'dan aşacağız Türklüğe şan katacağız Türk'ün şanlı bayrağını Moskova'ya asacağız Türk eşine, Türk eşine Kıyar mı hiç Türk eşine Bütün dünya kurban olsun Türk'ün Başbuğ Türkeş'ine Ülküdaşlar dua etsin Türk'ün Başbuğ Türkeş'ine... Mustafa Yıldızdoğan |
Dağıtma Saçlarını Dağıtma Saçlarını Dağıtma saçlarını bahar rüzgarlarına Gül diye koklayan olur Kıyamam Bakma öyle uzağa gözün gurbet yaratır Yol diye bekleyen olur Kıyamam... Mustafa Yıldızdoğan |
Dayanamıyorum Dayanamıyorum Senden ayrı yaşamak bana ölüm bana zulüm Senden ayrı yaşamak bana ölüm bana zulüm Gitme gülüm uzaklara bensiz habersiz Gitme gülüm uzaklara bensiz habersiz Dayanamıyorum, dayanamıyorum, dayanamıyorum Yürek sende gidiyor aklım sende fikrim sende Yürek sende gidiyor aklım sende fikrim sende Sende beni koyup gitme gitme ellere Sende beni koyup gitme gitme ellere Dayanamıyorum, dayanamıyorum, dayanamıyorum... Mustafa Yıldızdoğan |
Deli Kız Deli Kız Benim derdim senin derdin Ne farkımız vardı derdin Ölene dek hep yanyana Hani benle beraberdin deli kız Dağ küser mi toprağna Dal küser mi yaprağına El küser mi parmağına A benim aşkım deli kız Durma öyle sessiz sessiz Ne yaparım söylesensiz Olamayız biliyorsun Ne ben sensiz nesen bensiz Deli kız Dağ küser mi toprağına Dal küser mi yaprağına El küser mi parmağına A benim aşkım deli kız... Mustafa Yıldızdoğan |
Geceleri Geceleri Yüreğim fırtınalı Yüreğim hep yaralı Hele sensiz kalalı Dayanacak halim yok Geceleri zehir oluyor Umutlarım tehir oluyor Gözlerim nehir oluyor Geceleri zehir oluyor Umutlarım tehir oluyor Gözlerim nehir oluyor Zift karası geceyim Çözülmez bilmeceyim Kafayı yiyeceğim Dayanacak halim yok Geceleri zehir oluyor Umutlarım tehir oluyor Gözlerim nehir oluyor Geceleri zehir oluyor Umutlarım tehir oluyor Gözlerim nehir oluyor... Mustafa Yıldızdoğan |
Geçmek Lazım Geçmek Lazım Uyan malı dağım taşım Dik durmalı eğik başım Ver elini arkadaşım Yeni bir yol seçmek lazım Geçmek lazım geçmek lazım Harekete harekete geçmek lazım Geçmek lazım geçmek lazım Harekete harekete geçmek lazım Hilal yıldız barışmalı Barış için yarışmalı Batı doğu karımalı yürekleri açmak lazım Geçmek lazım geçmek lazım Harekete harekete geçmek lazım Geçmek lazım geçmek lazım Harekete harekete geçmek lazım Mazlumları duymak için Derede derman olma kiçin Vatan için bayrak için Yardan sereden geçmek lazım Geçmek lazım geçmek lazım Harekete harekete geçmek lazım Geçmek lazım geçmek lazım Harekete harekete geçmek lazım... Mustafa Yıldızdoğan |
Gidenler Dönmüyor Gidenler Dönmüyor Canım tutuşuyor,içim yanıyor Ayrılık ne zormuş,çekemiyorum Hasret can ucumda,sinem kanıyor Hayal girdabımda,çıkamıyorum Gidenler dönmüyor geri Sevdan bir ateş çemberi O gittiğin günden beri Gör ne haldeyim Geceler yalnız,geceler tasa Nereye bakrasam bürünür yasa Canıma razıyım günah olmasa Yüregimden seni sökemiyorum Gidenler dönmüyor geri Sevdan bir ateş çemberi O gittiğin günden beri Gör ne haldeyim... Mustafa Yıldızdoğan |
Gözleri Gözleri Ne yeşil ne siyah nede eladır Bu kızın gözleri başa beladır Fethedilmez bir girilmez kaledir Bin orduya kılıç çeker gözleri Şiir: Güneşi söndürür ayı karartır Ayrı gecirdiğim zaman zarardır Cebinde çok aşık vebali vardır Daha nice kısmet çeker gözler Taş çatlatır durgun suyu çağlatır Divanında nice eller bağlatır Ah çektirir aşığı ağlatır Gözlerden gözyaşı döker gözleri Gözleri gözleri aman gözleri Gözlerden gözyaşı döker gözleri... Mustafa Yıldızdoğan |
Haydi Gençler Haydi Gençler Geceyi yenmeliyiz Şafağa ermeliyiz Hedef güçlü Türkiye El ele vermeliyiz Haydi haydi gençler Sevgiyle çıkın yola Çalışmak yarış olsun Öyle bir eselim ki Rüzgarlar yarış olsun Haydi haydi gençler Durmayın, yorulmayın Bu zafer senin hakkın Türkiye düğün dernek Coşmalı bütün halkın Haydi haydi gençler... Mustafa Yıldızdoğan |
Helal Etmem Helal Etmem Sonu yoktu da bu aşkın, niye başladın Çile kazanında canlı canlı haşladın Gönüllü gönülsüz gittin, beni boşladın Helal etmem hakkımı ben, öbür tarafta Bu gönülün hesabını, nasıl verirsin Nasıl sevdim seni bilsen, inan erirsin Bunu bilsen, zaten şimdi döner gelirsin Helal etmem hakkımı ben, öbür tarafta... Mustafa Yıldızdoğan |
Her Gece Her Gece Doğmaz şu güneş doğmaz, doğup ta sabah olmaz Bende ki bu feryadı kimseler duymaz Her gece artık yeter Her gece dünden beter Her gece seni düşünmek Her gece hasretin tüter Gece çökünce gece, gece olur işkence Gözlerimde gözlerin, yüreğimde kelepçe... Mustafa Yıldızdoğan |
İçim Gider İçim Gider Dağlar gibi, dağlar gibi Başım karlı dağlar gibi İçimde bir sıkıntı var Yar yoluma ağlar gibi Kuzusuyla, kuzusuyla Koyun meler bile kuzusuyla Garip gönlüm nasıl gülsün İçindeki sızısıyla İçim gider, içim gider İsmin duysam içim gider Dizlerimde derman galmaz İçin, için içim gider... Mustafa Yıldızdoğan |
İnsanlar İnsanlar Kimler geldi geçti Dünya denen handan İnsanlar Kalıcı bir eder Geridde tek kalan Zengin ne ***ürdü O servetten maldan Fakirden farkı ne Yalan hepsi yalan İnsanlar insanlar Emanet bu dünya Bedende can bile İnsanlar Ne var ki sevgiyle Yaşasak el ele Bir yanda israflar Bir yanda sefalet Bir bebek oluyor Açlıktan merhamet İnsanlar insanlar... Mustafa Yıldızdoğan |
Kim Ne Bilsin Kim Ne Bilsin Gözlerinde sevda gördüm o anda Eridim karşında soldum,kör oldum Kara bulut gibi doldum o anda Yağmur oldum,dolu oldum,kar oldum Kim ne bilsin karşılıksız yar oldum Dünya bedel konsa gönül tacıma Değişmem kurban kirpiğin ucuna Varsın yansın gönül cana acıma Alev oldum,ateş oldum,nar oldum Kim ne bilsin karşılıksız yar oldum Sevdam gizli kaldı sazım telinde Mustafa'm dökülür seher yelinde Görüşmek mümkünmü günün birinde Hayal oldum,serap oldum,sır oldum Kim ne bilsin karşılıksız yar oldum... Mustafa Yıldızdoğan |
Kızıl Elmam Kızıl Elmam Aşkınla yanarım Yanarım sönmem Dünyayı verseler Bu aşktan dönmem Seni görmek için Yaşamışım ben Ben seni görmeden Ölmem ölmem Ölmem ölmem Ölmem ölmem Ölmem ölmem Kızıl elmam... Mustafa Yıldızdoğan |
Korkuyorum Korkuyorum Gözüm aşktır mihnetlisin, candan öte kıymetlisin Sen gönlüme zimmetlisin, yitirmekten korkuyorum Bana ne ki dünya yana, sen bir yana can bir yana Aşk böyledir anlayana, delirmekten korkuyorum Bana ne ki dünya yana, sen bir yana can bir yana Aşk böyledir anlayana, delirmekten korkuyorum Senle kavuştum rahmete, dünden razıyım zahmete Kavuşmadan ahirete, ***ürmekten korkuyorum Bana ne ki dünya yana, can bir yana sen bir yana Aşk böyledir anlayana, delirmekten korkuyorum Bana ne ki dünya yana, can bir yana sen bir yana Aşk böyledir anlayana, delirmekten korkuyorum Bana ne ki dünya yana,can bir yana sen bir yana... Mustafa Yıldızdoğan |
Mektup Mektup Ya işte böyle gözüm, bakıyorum da şunlara , şaşıyorum. Canım sıkılıyor, Allah canımı alsın. Zengin babaları sayesinde, lüks arabalarla, gündelik sevgili değiştiren, aşkı ve sevdayı iki öpücük zannedenlere kızıyorum. Kızdığım gibi de acıyorum. Bana ne diyemiyorum işte. Takıyorum kafama. Bölüyorum uykularımı. Çünkü bu gençlik bizim bizim. Anlat anlat diyorsun ya ikide bir, yaralı yüreğimle yaralamak istemezdim seni. Ama sevda ne demek, ama gönül ne demek, vefa ne demek ve ben seni nasıl sevmişim vay vay ki vay. Ben , insanların toprakla haşır neşir olduğu, çocuklarına helal lokma için terlerini toprağa akıtan,eli nasırlı mı nasırlı, yüzü güneş yanığı, gönlü ezelden yanık, güneşin toprakla öpüştüğü, buram buram dert, buram buram hasret, buram buram sevda kokan, hürriyet sevdalısı milyonlarca gençten biriyim. Anam, abdestsiz göğsünü vermemiş bana,ola ki Allah'a ola ki Vatana, ve ola ki sevdiklerine ihanet eder diye. Anamın ak ve helal sütünden midir nedir? Vefasızlığın v' si yoktur kitabımızda. Hele güzelim sevdiğini yarı yolda bırakmak nankörlüğün ve namertliğin en adisi budur işte. Gönül dersen gönül, yürek dersen yürek, aşk dersen aşk, bırak duygularımı yüreğimde. Yüreğimde bul kendini. Gel gör ki nasıl sevmişim seni, vah vah. 18'inde deli taylara benzer kızlarımız, geçit vermez yüce dağ gibi heybetli, şahin bakışlarında mertlik ama yufkadır yürekleri. Onlar ki sevdiklerine toprak kadar vefalı onlar ki sevdiklerine gün gibi, güneş gibi sadık, kardelen çiçekleri kadar sabırlı, ki onlarda iffet, ki onlarda edep. Onlar sevdiler mi başka severler güzelim. 21.asırda ne Karacaoğlan' ı ne Köroğlu' nu ne de Ferhat'ı aratır yiğitlerimiz. Gönül, bu ya hep ulaşılmaz, erişilmez dallara bağlanır. Çile ise çile dert ise dert, pes etmek mi asla. Ve yiğitliğin kitabı yazılmaz gülüm. Yiğitlik yürekte gönülde gizlidir. Yiğitlik sadece bilekte değil. Bizi biz eden bizi farklı kılan bu düşüncemiz bu gönlümüz. Çünkü biz sevdiğimizi iki öpücük niyetine değil, Allah'ın bir emanet kuşu bilip,bir ömür boyu aynı yastıkta bir ömür sürmek için severiz. Ben sevdiğime gel dediğim vakit dağları yırtıp gelen, git dediğim vakit kaşlarını çatmadan, arkasına bakmadan gidendir. Zannetme ki korkudan, edepten, gönülden, sevgiden. İşte güzelim, diyorum ya iki de bir, gönül dersem gönül, yürek dersem yürek, aşk dersem aşk, bırak duygularımı yüreğimde, yüreğimde bul kendini. Gel gör ki nasıl sevmişim seni vah vah... Mustafa Yıldızdoğan |
Ne Mutlu Ne Mutlu Toprak bedenimi sarsa Bayrak gönlümde ki yarsa Selam Edirneden Karsa Adım, adım yürüyene Yeseviden başlayan yol Hacı Bektaş, Yunus kol, kol Hepsinde bir beraber ol Gönül sözü dinleyene Çağlar açtım, çağlar dürdüm Yirmi dört boy hayat sürdüm Dünyaya adalet ördüm Medeniyet dinleyene Üç kıtada ayak izim Üç kıtada dilim sözüm Türküm, Türküm diye sazım Avaz avaz söyleyene Ne mutlu Türküm diyene... Mustafa Yıldızdoğan |
Neredeysen Duy Sesimi Neredeysen Duy Sesimi Neredeysen duy sesimi Sitemlerim ahlarım var Gözlerimi kapatmadan Uykusuz sabahlarım var Keder ise çekmekteyim Göz yaşları dökmekteyim Hadi gel beklemekteyim Pes etmeyen huylarım var Gitmelisin diyemedim Aşkını söndüremedim Gönlümü güldüremedim Feryattayım aylarım var Keder ise çekmekteyim Göz yaşları dökmekteyim Hadi gel beklemekteyim Pes etmeyen huylarım var... Mustafa Yıldızdoğan |
Oğlum Sana Emanet Oğlum Sana Emanet Bu oyuna bir son versem Kalemimi kendim kırsam Abi eğer ben gidersem Oğlum sana emanet Bana benzer, tez kırılır Tez köpürür, tez durulur Çok içlidir, tez darılır Oğlum sana emanet Elini tut, yolu açık Düşer belki daha çocuk Gözü kara ama küçük Oğlum sana emanet Baba sabah gelir desen İnanır o ne söylesen Önce Allah ve sonra sen Oğlum sana emanet... Mustafa Yıldızdoğan |
Ön Kuzu Ön Kuzu Ön kuzu hey ön kuzu Önde gider ön kuzu Anası Dursun demiş Durmaz gider ön kuzu Kuzu yürür kuzu yürür Önde ön kuzu yürür Kuzular meledikçe Gönlüme sızı yürür Dursun adı Dursun adı O gitti dursun adı Binlerce türküm olsun Yürekte vursun adı... Mustafa Yıldızdoğan |
Paşa Gönlün Bilir Paşa Gönlün Bilir Sana gülüm diyen benim Yüreğimde solamazsın Benim gibi bir seveni Çok ararsın bulamazsın sen Paşa gönlün bilir gayrı Ne ararım ne sorarım yar Gece gündüz nasıl diye Ne de kafamı yorarım yar Bir günün bir güne uymaz Çeşit çeşit huyların var Ya tam yar ol ya da çek git Yeter bu kadar tantana yar Paşa gönlün bilir gayrı Ne ararım ne sorarım yar Gece gündüz nasıl diye Ne de kafamı yorarım yar Sevmişim ben ta yürekten Sevda ektim dert biçerim Ne yapayım ne edeyim Vefasızmış der geçerim yar Paşa gönlün bilir gayrı Ne ararım ne sorarım yar Gece gündüz nasıl diye Ne de kafamı yorarım yar... Mustafa Yıldızdoğan |
Paylaşamam Paylaşamam Bakışlarında bir şeyler gizli Sanki canımda can parçan gibi Kıskanıyorum baktıgın yeri O gözler yalnız bana bakmalı Paylaşamam paylaşamam Seni asla paylaşamam Sensizlige alışırım Ama seni paylaşamam Gönül dagıma girmeyin sakın Vurun öldürün bir kurşun sıkın Herneyim varsa Alın ve yakın yeter ki Onu bana bırakın Paylaşamam paylaşamam Seni asla paylaşamam Sensizlige alışırım Ama seni paylaşamam... Mustafa Yıldızdoğan |
Saçların Saçların Söküp atılmıyor bende mi kusur Doğarken kök salmış öze saçların Bir kara sevda ki ya büyü ya sır Sığmıyor kaleme, söze saçların Örgüde bir başka, düzde bir başka Gizlendiği zaman nazda bir başka Omuzda bir başka yüzde bir başka Kirpik olmuş inmiş, göze saçların İpekten sırmadan, tel tel yaratmış Telini bir ömre bedel yaratmış Sanki vasfi için özel yaratmış Dört mevsim bir başka taze saçların Ahh o saçların ahh o saçların Dört mevsim bir başka taze saçların... Mustafa Yıldızdoğan |
Sarı Zeybek Sarı Zeybek Şu dağların meşeleri karanlık Etekleri olur çayır çimenlik Kızanlarda burda eder yarenlik Sarı zeybek şu dağlara yaslanır Yağmur yağar pusatları ıslanır Sarı zeybek dağdan dağa taşınır Taşınırda yüce dağlar aşınır Molaverip gökçen kızı düşünür Efe dağdan köye doğru seslenir Güzel gökçen sesi duyar süslenir... Mustafa Yıldızdoğan |
Satan Satana Satan Satana Günaydın Türkiye Günaydın Millet Bu gaflet delalet hatta hıyanet Yutan yutana yutan yutana Yutan yutana yutan yutana Bu rüzgarlar sahte başlar rotasız Bu rüzgarlar sahte başlar rotasız Banane diyerek dertsiz tasasız Yatan yatana yatan yatana Yatan yatana yatan yatana Kanadı kırılmış kartal yatıyor Kanadı kırılmış kartal yatıyor Baykuşlar ortada nara atıyor Yazık vatana yazık vatana Yazık vatana yazık vatana Bagır tellal bagır her şey bedava Bagır tellal bagır her şey bedava Hürriyet bedava, vatan bedava Satan satana, satan satana Satan satana, satan satana Satan satana, satan satana Belkide hayır, burda belkilerin yeri yok Kesin ama kes kesin bunlar aklına sok Çözülemeyen onca sorun dert çok Koftiden çözümlere karnımız tok Şiar edip kendine kabullenip zilleti Gaf yapıp uyutan var milleti Hiç kimse görmedi bu şekil ihaneti Peskeş çekip memleketi Satan satana, satan satana Satan satana, satan satana Satan satana, satan satana... Mustafa Yıldızdoğan |
Sen O Yandan Sen O Yandan Gönül bahçesine reyhalar katak Sen o yandan ben bu yandan sevdiğim Uzat ellerini güneşi tutak Sen o yandan ben bu yandan sevdiğim Meydani Merih'de yayla yaylayak Türküler söyleyip coşup çağlayak Yıldızları yıldızlara bağlayak Sen o yandan ben bu yandan sevdiğim Rüzgarlar esmesin bulut olmasın Sevdan bana yeter yağmur yağmasın Durdurak dünyayı güneş doğmasın Sen o yandan ben bu yandan sevdiğim Meydani Merih'de yayla yaylayak Türküler söyleyip coşup çağlayak Yıldızları yıldızlara bağlayak Sen o yandan ben bu yandan sevdiğim... Mustafa Yıldızdoğan |
Sen Yoksun Sen Yoksun Aklımdasın her an her gün Hayalin var sen yoksun Gönlüm sarhoş gönlüm üzgün Dertlerim var sen yoksun Her yerde izin hatıran varda Birtek eksiğim sen yoksun Gönlüm ateşinle yoldaş Yanıyorum sen yoksun İçimde sen yitiğim sen Arıyorum sen yoksun... Mustafa Yıldızdoğan |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 12:19 . |
Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2