![]() |
Geçer Geçer Hasret bir rüzgâr, kapı kapı aralar geçer; Gördüğüm her güzel şey, beni yaralar geçer... Necip Fazıl Kısakürek |
Geçer Akça Geçer Akça Hasis sarraf, kendine bir başka kese diktir! Mezarda geçer akça neyse, onu biriktir! Necip Fazıl Kısakürek |
Geceye Şiir Geceye Şiir Kalbim bir çiçektir, gündüzler ölgün; Gelin, gelin, onu açın geceler! Beni yadedermiş gibi, bütün gün Ötün kulağımda, çın çın geceler! Geceler çekmeyin benim için hüzün, Gelin siz, ruhumu tenimden süzün; Bırakın naşımı yerde gündüzün, Gölgemi alın da kaçın geceler! Necip Fazıl Kısakürek |
Geceye Şiir I Geceye Şiir I İnsanlar içinde en yalnız insan; Düşün, taş duvara başın gömülü! Ve kapan sükûta, granitten, taştan, Mazgallı bir kale gibi örülü. Gözünü tavandan ayırma ki, sen, Üşürsün, gölgeni yerde görürsen. Dikilir karşına, mumu söndürsen, Ölüler içinde en yalnız ölü... Necip Fazıl Kısakürek |
Geceye Şiir II Geceye Şiir II Sesimi alıp da kaybetse rüzgâr, Versem gözlerimi bir sonsuz renge! İçimde bir mahşer uğultusu var; Ruhumdur çağıran, tenimi cenge. Gözlerim bir kuyu, dilim kördüğüm, Bir görünmez âlem olsa gördüğüm; Mermer bir kabuğa girip, ördüğüm, Kapansam içimden gelen âhenge... Necip Fazıl Kısakürek |
Geçilmez Geçilmez Bu kapıdan kol ve kanat kırılmadan geçilmez; Eşten, dosttan, sevgiliden ayrılmadan geçilmez. İçeride bir has oda, yeri samur döşeli; Bu odadan gelsin diye çağrılmadan geçilmez. Eti zehir, yağı zehir, balı zehir dünyada, Bütün fani lezzetlere darılmadan geçilmez. Varlık niçin, yokluk nasıl, yaşamak ne topyekün? Aklı yele salıverip çıldırmadan geçilmez. Kayalık boğazlarda yön arayan bir gemi; Usta kaptan kılavuza varılmadan geçilmez. Ne okudun, ne öğrendin, ne bildinse berhava; Yer çökmeden, gök iki şak yarılmadan geçilmez. Geçitlerin, kilitlerin yalnız O'nda şifresi; İşte, işte o eteğe sarılmadan geçilmez! Necip Fazıl Kısakürek |
Geçti Geçti Geçti Geçti Geçti, geçti mevsimler... Süpürüldü takvimler. Gidenlerden kalan şey; Duvarlarda resimler, Mezarlarda isimler... Geçti, geçti mevsimler... Hani eski iklimler? Has ekmekten dilimler. Hey gidi zamane hey! Tesellisiz ilimler, Adaletsiz taksimler... Hani eski iklimler? Necip Fazıl Kısakürek |
Gel! Gel! Yüzün bir sebepsiz korkuyla uçuk, O gün başucuma karalarla gel Arkanda, çepçevre, kızıl bir ufuk, Tepende simsiyah kargalarla gel Elinden, dal gibi düşerken ümit, Ne bir hasret dinle, ne bir ah işit; Bir yaprak ol, esen rüzgarlarla git, Kırık bir tekne ol, dalgalarla gel.. Necip Fazıl Kısakürek |
Gözler Gözler Bir şey kalmaz, yalınız, Kalır maziden gözler. Ölür de her yanımız, Sağ kalır, neden gözler? Birer yıldız olur da, Kırpışırlar havada, Kupkuru bir kafada, Apaçık giden gözler... Necip Fazıl Kısakürek |
Gurbet Gurbet Dağda dolaşırken yakma kandili, Fersiz gözlerimi dağlama gurbet! Ne söylemez, akan suların dili, Sessizlik içinde çağlama gurbet! Titrek parmağınla tutup tığını. Alnıma işleme kırışığını Duvarda, emerek mum ışığını, Bir veremli rengi bağlama gurbet Gül büyütenlere mahsus hevesle, Renk renk dertlerimi gözümde besle! Yalnız, annem gibi, o ılık sesle, İçimde dövünüp ağlama gurbet!.. Necip Fazıl Kısakürek |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 04:35 . |
Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2