Enver Özçağlayan Şiirleri Adamlık Vardım meclisine adam kalmamış Maymunlara kalmış artık adamlık Önden gidenlerin yeri dolmamış Kimi zift suratlı, kimi yağdanlık. İstanbul/Fatih - 08.04.2005 Enver Özçağlayan |
Akdeniz Büyüsü Akdeniz Büyüsü Akdeniz'i çok seviyorum Akdeniz'de ben, Akdeniz oluyorum. O bende sevgili, geleceğe umut Onunla düne bakıp yarına yürüyorum. Bir an hayâle dalsam Kıbrıs'ı görüyorum Açık kalan bir defteri hıncımla dürüyorum. Oynamak olmaz, Bu sularda ne kavimler yok olmuş Bilmeyene bir daha soruyorum... Bazan güneşin ey Akdeniz Cehenneme denk düşer Lâkin meltemin var ya, Cennet oradan eser. Cenneti bulmak için Hep sana geliyorum Akdeniz'i çok seviyorum... Erdemli - 17.07.2002 Enver Özçağlayan |
Big Bang Big Bang Zaman, içinde mi zamânın, dışında mı Ya mekân denilen mutfak? Milyon kere milyona denk beynimde kanayan çatlak... Gökleri döven balyoz, kafama inen tokmak. Heran infilâk üstüne infilâk... Gitsin ebedi karanlık, Gelsin aydınlık mutlak!.. Big Bang, yeniden Big Bang; Rabbin bu muhteşem idrak!.. Enver Özçağlayan |
Bir Gün Anlarsın Bir Gün Anlarsın Çâresiz yaşamak zor gelir oldu Ne senle, ne sensiz yapamıyorum Göklere sığmazdı aşkımız bizim Şimdi bir kâsede tutamıyorum Ne senle, ne sensiz yapamıyorum. Senden kaçış değil gittiğim yerler Seni ilk gördüğüm yerlerde gözüm İçimde yaşamak seni tek çözüm Bir dağ ki görünmez, aşamıyorum Ne senle, ne sensiz yaşamıyorum... Mersin - 26.09.2004 Enver Özçağlayan |
Bir Özlem ki Gönlümde Bir Özlem ki Gönlümde Özlemim sanadır, hep sana artık Gönlümde tutuşan en son emelsin Varlığım seninle dolup taşıyor Kimbilir belki de bana ecelsin Çok mudur yanayım aşkına bilmem Ömrümde hem ebed, hem de ezelsin Benliğim özünde seni yaşıyor Sevdiğim, her şeyden daha güzelsin... Mersin - 05.12.1998 Enver Özçağlayan |
Bir Şaire Bir Şaire Laf etmişsin bir araba Çevir dönder boşa çaba Kafa boş, gönül harâbe Hazmetmeye yürek gerek. Az söz ile çok şey anlat Dinleyenler alsınlar tat Lafını imbikten damlat Kel de olsa tarak gerek. Sözün kime diye sorma Boşuna aklını yorma Her lafın önünde durma Anlamaya merak gerek. Oldu bu söz burda tamam Dost üstüne fazla varmam İşte meydan, işte harman Bazı yolda durak gerek... İstanbul/Fatih - 03.11.2007 Enver Özçağlayan |
Bir Yayla ki Fındıkpınarı Bir Yayla ki Fındıkpınarı Fındıkpınarı diyorlar, gelinkız gibi Havası üşütür, suyu buz gibi İnsanları kanlı canlı, besli kaz gibi Güzel olur genç kızları yaylanın Sıcağını yel alır, yağmur yağar sel alır Yağlısını gelen yer, köylüye yavan kalır Demi böyle buranın, ne uzar ne kısalır Nazlı olur genç kızları yaylanın Çam havası yaylanın esansıdır Mor tepeler yeşilin nüansıdır Bir yayla ki yaylaların hasıdır Yanık olur genç kızları yaylanın... Mersin - 07.10.2001 Enver Özçağlayan |
Bulamazsın Bulamazsın Hazânında bülbül olsan, gül bulamazsın Sevdiğin bahçeye doğru, yol bulmazsın Hayâlinden neler geçer, neler istersin Gül değil gülzâr bulunsa, hal bulamazsın. Enver Özçağlayan |
Damlalar Damlalar Özün sözün doğru ise adâlet çok çabuk gelir Açıksa gönlün âleme asâlet çok çabuk gelir Düşme cahilin peşine felâket çok çabuk gelir İki günü denk geçirme atâlet çok çabuk gelir Gıybete sakın bulaşma adâvet çok çabuk gelir Her yolun yolcusu olma musibet çok çabuk gelir Alçak otur, engin söyle âkibet çok çabuk gelir. İstanbul - 24.10.1998 Enver Özçağlayan |
Durum-Vaziyet Durum-Vaziyet "Mertçe" ses ve sözlerin mimarı Rahim Balcıoğlu'na Ayranımı sorma, südümüz bozuk Bu yoğurdun ayranı olur mu azık? Maya tutmaz oldu, kesildi zaman "Kısrak durdu domuza" halimiz yaman. İstanbul/Fatih - 13.12.2006 Enver Özçağlayan |
Düş Kurguları Düş Kurguları Seni methettiler; yokmuş emsâlin, Nice düşlerdesin sormaya geldim Devâdır dediler nazarı derde Derdime bir çâre bulmaya geldim Güzel denilince titrer yüreğim Bir zaman ardınca yol iz süreyim Ne gösterir Rabbim sonunda yolun Bu yolun sonunu görmeye geldim Elma yanakların girdi düşüme Siyah saçın yorgan oldu döşüme Ceylan gözlüm kızma Allah aşkına Sinenin közünde yanmaya geldim Can dayanmaz, dudakların kirazdır İnciden dişlerin kardan beyazdır Boyun selvi desem, billahi azdır Bahçenden gülleri dermeye geldim Kaşların yay imiş hilal misali Kirpikler gerilmiş okların hâli Bakmaya doyamam bin yıl vallahi Güzelim, vaslına ermeye geldim Anladım ki sensin güzelin hası Tenin misk-ü amber, cennet havası Rahmeyle sendedir derdin devâsı Fermânın olursa sarmaya geldim Enver'im düş görme, vazgeç hülyâdan Hayâli süsleyen pembe rüyadan Kime ne kaldı ki fâni dünyadan Dilersen cânımı vermeye geldim. İstanbul/Fatih - 25.02.2006 Enver Özçağlayan |
Esra'ya Esra'ya Bir mini tomurcuktun, gonca olmuşsun Yaprakların açılmış, yonca olmuşsun Sen şükrünü unutma hiç Allah'ına Yaradan'ın izniyle bunca olmuşsun. Mersin - 02.08.2002 Enver Özçağlayan |
Geceler Geceler Ne pembe ne de mâvi zamanları yaşadım Kaderime taht kurdu o simsiyah geceler Gecelere gündüzü şifâ diye taşıdım Sesimde düğümlendi hasret dolu heceler Kaderime taht kurdu o simsiyah geceler. İstanbul - 18.01.2001 Enver Özçağlayan |
Gitti Sazım-Gitti Sözüm Gitti Sazım-Gitti Sözüm Ne sazda sevdiğim ses, ne bende nefes kaldı Tutuldu bütün yollar eşkiya sardı bizi Güvendiğim dağlara yıllar yılı kar yağdı Âti sandığım eller bitirdi mâzimizi. İstanbul/Fatih - 26.10.2006 Enver Özçağlayan |
Hızlı Tiktaklar Hızlı Tiktaklar Sona doğru sanki zaman hızlandı Tiktaklarım hep aşırı vuruyor Omuzlarım geleceğe yaslandı Büyük Usta saatleri kuruyor Yeni kalktı sandım koca tireni İstasyonda inecekler çoğaldı Hatırlamaz oldum gelen gideni Yoluma çıkanlar beni de aldı... İstanbul/Fatih - 31.01.2008 Enver Özçağlayan |
Hiç Yanmayın Bana Dostlar Hiç Yanmayın Bana Dostlar Bir gün "öldü" diyecekler Dostla düşman duyacaklar Soğuk suyla yuyacaklar Hiç yanmayın bana dostlar Salâlarım verilecek Kefenciğim dürülecek Son namâzım kılınacak Hiç yanmayın bana dostlar Aydınlığı soyacaklar Teni kabre koyacaklar Bana benden soracaklar Hiç yanmayın bana dostlar Kimse kalmadı bu handa Ne sarayda, ne eyvanda Yola koyulduk meydanda Hiç yanmayın bana dostlar Sözden önce biter ömür Böyle hüküm koymuş âmir Yerine gelince emir Hiç yanmayın bana dostlar. İstanbul/Fatih - 26.05.1998 Enver Özçağlayan |
İçime Kazıdım Seni İçime Kazıdım Seni İçime kazıdım seni bilesin Tanrı'nın yazdığı yazısın bana Gözünde yaş mıyım hemen silesin Çözülmez bağlarla bağlıyım sana Belki de ezelde yanyana geldik Kaderin oyunu bize oynanan Sevgide birleşip zamanı deldik Zaman mekân bilmez bu aşka kanan Rüyamın görünmez yüzünde her an Sensizliğinde ben seni yaşadım Gönlüme tıklayıp girdiğin zaman Seninle başlayıp bitti muradım. İstanbul/Ağva - 03.06.2007 Enver Özçağlayan |
İdealist İdealist Altmış yetmiş arası bir yerdeyiz Yılların kararttığı seherdeyiz Şöyle dönüp tüm geçmişe "Bir varmış, bir yokmuş" mu diyeceğiz? Yok yok, yağma yok arkadaş; Biz nelere direndik, Daha nelere direneceğiz... İstanbul/Fatih - 27.05.2003 Enver Özçağlayan |
İnancım Var İnancım Var Sevmem sürünen yaprakları Hazanları sevmem Taş binada, Akıl başta gerektir. Çelenk çelenk güllerime kıymayın Çiçekler dalında gerçektir. Gemiyi karaya bağlayan kadere Hıncım var Kesmez içimdeki sancıyı Kınında paslanan kılıçlar. Manda yuva yapmasın artık Söğüt dalına Sevgiler yüreklerde kalmasın Salınsın tüm insanlara Asırlarca acım var. O insanlar ki köşe bucak Dolaşırken mumlar ellerinde Olanlar olacak Aranan bulunacak İnancım var... İstanbul/Fatih - 30.08.2007 Enver Özçağlayan |
İnsan Görünür İnsan Görünür Nice dar pencerelerden erkân görünür Bazan ufuklar daralır ekran görünür Ne ararsan düşte değil, kendinde ara Âlem aynasında ancak insan görünür. Adana - 13.10.1994 Enver Özçağlayan |
Kışa Doğru Kışa Doğru Bahar da güz de bitti, kış geldi kapımıza Yaradan hüküm koymuş besbelli yapımıza Ne oldu da tükendi harcı tuğlası işin, Yaradan hüküm koymuş besbelli yapımıza. Mersin - 07.08.2001 Enver Özçağlayan |
Leyla ile Mecnun Leyla ile Mecnun Dün gece Leyla'yı sarayım derken Sardı Leyla beni karanlıklara Aşkımız böyle yazılmış ezelden Rûhumuz yüceldi aydınlıklara Ben karardıkça Leyla pürnûr oldu Mehtap gibi parladı, aynûr oldu Kuşattı gökkuşağı çevremizi Sevdâmız âlemlere gurur oldu. İstanbul/Fatih - 28.01.2006 Enver Özçağlayan |
Melankoli Melankoli Karardı mehtâbım, güneşim, ayım Şimdi baştanbaşa karasevdâyım Kafeste çırpınan kuşlar misali Çıkmaz sokaklarda dolaşmaktayım Yokluğun içinde bir yalnız adam, Benim boşlukları sessiz tarayan Kaldırdığım her bir taşın ardından Her gün başka derde bulaşmaktayım İfritler rûhumu tutsak ettiler Cismimi bir karanlığa ittiler Şimdi ne varlıkta, ne yokluktayım Bilmem ki nereye yanaşmaktayım Yıllar akıp gitti, zaman tükendi Efendi mi köle, köle mi efendi Aynadaki yüzü hiç çizemedim Perişan aklımla dalaşmaktayım. İstanbul/Fatih - 15.02.2006 Enver Özçağlayan |
Mersin'de Akşam Mersin'de Akşam Mor dalgalar kumsallarda eriyor Bugün de Mersin'in akşam vaktidir Kıbrıs el uzatmış selâm veriyor Bugün de Mersin'in akşam vaktidir. Güneş batadursun karşı tepede Ummâna inmekte bir kara perde Işığın saltanat sürdüğü yerde Bugün de Mersin'in akşam vaktidir. Nasıl ki sessizlik çığlığı boğar Öyle susar akşam vakti dalgalar Bilsen ne hülyalı âleme dalar Bugün de Mersin'in akşam vaktidir. Artık Akdeniz'de şehrâyin başlar Seyreylesin tepelerden bakışlar Sanki elmas olmuş sahilde taşlar Bugün de Mersin'in akşam vaktidir. Gündüz sıcağına tül çeker bir el Mersin'de akşam Mersin kadar güzel İster şarkı söyle, ister çek gazel Bugün de Mersin'in akşam vaktidir. Mersin'den ayrılmak güç geliyor güç Artık bize kaldı çekilecek suç Enver'in uzatma kalkacak bu göç Bugün de Mersin'in akşam vaktidir. Mersin - 15.07.1997 Enver Özçağlayan |
O Şair O Şair A.Rahim Balcıoğlu'na Dağlar ile, taşlar ile, uçan kuşla davalı Ağrı'dan daha yüksek,Toroslar'dan havalı Marmara'nın lodosundan, Akdeniz'den dalgalı Bir tek şeyle barışık, şairliğe sevdâlı... Mersin - 02.06.1999 Enver Özçağlayan |
Ömr-ü Hazin Ömr-ü Hazin Ötelerden öte nice yol gittik Aşınmadı yollar bizi bitirdi Eldeki metaı yok paha sattık Aşınmadı yıllar bizi bitirdi Kalan kaldı, giden gitti yollarda Ne umutlar soldu geçen yıllarda Sata sata mal kalmadı ellerde Aşınmadı yollar bizi bitirdi Bazan elif sattık, bazan be sattık Bazan cim karnından noktayı attık Ne bala ulaştık, ne kaymak tattık Aşınmadı yıllar bizi bitirdi Kala kala tozu kaldı yolların Benliğimde izi kaldı yılların Suları çekildi çamlıbellerin Aşınmadı yollar bizi bitirdi. İstanbul/Fatih - 20.10.2005 Enver Özçağlayan |
Ömür Bitti Ömür Bitti Hayâl günler dünde kaldı Geleceğe üşüyorum Umudumu düşler çaldı Geçen güne şaşıyorum Yaklaştıkça gelecek gün Kör kuyular çeker beni Çırpınmak nafile bugün Karanlıklar bekler teni Çok yaşadım, az yaşadım Hepsi rüya oldu gitti Suyu kalburda taşıdım Yolcu yolda, ömür bitti. İstanbul/Fatih - 25.02.2008 Enver Özçağlayan |
Özlem'e Özlem'e Son özlemsin gönlümdeki ey nazlı çiçek Bil ki yüzüm sen gülünce ancak gülecek Şebboy açan gözlerinden tüm hüznünü sil Sen ağlarsan bil ki yüzüm hiç gülmeyecek. Mersin - 05.08.2002 Enver Özçağlayan |
Peynir Gemisi Peynir Gemisi Biz "Yürür" dedikçe Onlar "Yürümez" dediler; "Lafla peynir gemisi yürümez!" De, Dedi, Dediler... En doğru yalanı yine onlar söylediler. Gemiyi bırakıp, Peyniri yürüttüler... İstanbul/Fatih - 30.11.2005 Enver Özçağlayan |
Saklanbaç Saklanbaç Kara bir gün gibi çöktü içime Seneler geçse de dinmez hasreti Ayrılığı ak düşürdü saçıma İçimde yaşattı bana gurbeti Gurbet ki hasretin keskin çizgisi Dağları düşürdü benim bağrıma Soluk soluk ecel kokan nefesi Devâsız bir acı kattı ağrıma. Hangi bağın bülbülüydü bilmedim Şakıyarak geçip gitti yanımdan Hangi dağın maralıydı sormadım Biran durup bakakaldım ardından. Susuz çölde serap mıydı gördüğüm Kovaladıkça kaçmaya doymuyor Düğümler üstüne attı kördüğüm Kimler gönlümle saklanbaç oynuyor!.. İstanbul/Fatih - 03.03.2007 Enver Özçağlayan |
Sana Yazdım Sana Yazdım Sana yazdım birtânem Günbegün artan özlemimle Sana yazdım. Yollar uzar Sana doğru Hasretin büyür. İçimde çavlan oluşturur Yolumu kesen ırmaklar. Çiçekten tarlalar görürüm Çok uzaklarda Bahtımın çorak topraklarını aşamam. Zamanı arkada bırakıp Sana koşmak isterim, Dağlar çıkar yoluma Dağ dağ büyür özlemin Koşamam. Sana yazdım birtânem Sana yazdım tüm özlemimle Karabulutlar kaplamış göklerimi Sisli, bulanık Zaman. "Tavşan bayırı aştı" artık Ulaşamam... İstanbul/Fatih - 21.03.2008 Enver Özçağlayan |
Selâm Selâm Sevgili Mehmet ÇETİN'e Akdeniz'in kıyısında Sen varsın Mehmet'im, karşısında ben... Donmuş gözlerinle bakmaktasın İçime, beni görmeden. Selâm ve sevgiler gönderiyorum Sana, yağmurla yıkanmış bir deniz gibi Saf ve temiz Erdemli'den... Erdemli - 29.09.2000 Enver Özçağlayan |
Sen ve Ben Sen ve Ben Bir an sevdân olayım yüreğine ek beni Yağmur olayım bir gün çorağına dök beni Güneş olayım sende ölesiye yak beni Bazan çiçek olayım hep göğsüne tak beni Sen, Ben kalmasın ayrım yar içine sok beni. İstanbul/Fatih - 04.09.2005 Enver Özçağlayan |
Sevgi Düğümü Sevgi Düğümü Özlemin Akdeniz kadar derin ve sıcak Hangi kitap senden bıktığımı yazacak Öyle bir sevgi düğümü attın ki bana Sensizliğin bil ki benliğimi yakacak. Mersin - 18.07.2002 Enver Özçağlayan |
Sevgi Pınarına Çığ Düştü Sevgi Pınarına Çığ Düştü Dağ başını duman almış, kar almış Sevgi pınarına çığ düştü bugün Açmadan goncayı yine har almış Enginlere yelken açtı gönlümüz Kaderine ancak sığ düştü bugün. Mersin - 03.10.2004 Enver Özçağlayan |
Sis Vurdu Yüreğime Sis Vurdu Yüreğime Yamaçlar karardı Sis sardı ortalığı. Sisli, dumanlı başınla Yürüdün yüreğine yüreğine Sisin... Sis durdu, Sen gittin. Bakakaldım donan gözlerimle Ardından Bakakaldım, Sis kaldı, Sen gittin. Bir bahar geçti gözlerimin önünden Sisli bulanık... İçinde Sen yoksun. Anladım, kuş yüreğinle gittin Sen gittin. Sis bastı gönlümü koyu, karanlık; Sen yoksun içinde, Sen yoksun... Böyle kapandı perdesi aşkımızın Sen gittin, Ben bittim... İstanbul/Fatih - 14.01.2008 Enver Özçağlayan |
Sitem Sitem Mâvinin yeşille kaynaştığı yerde gözlerini görürüm Sevgi tomurcukları açar içimde Ben seninle yaşarım,senin için ölürüm Gün gelir kıymetimiz bilinir bir biçimde. Varsın uzasın yollar, kesişsin kavşaklar Dağ dağ olsun dalgalar bağrıma vursun Gönül bahçemde seninle sulanır bereketli başaklar Sen de bir şeyler söyle ne olur, ne olursun... Mersin - 06.06.1997 Enver Özçağlayan |
Tarsus Şelâlesi Tarsus Şelâlesi Her ânının değeri ömre bedel Şelâle Tarsus'ta erişmişsin cânân ile visâle Seni nasıl anlatsam sığmıyorsun misâle Tarsus'ta erişmişsin cânân ile visâle Yeşillikler içinden düşüyorken suların Kuğuları andırır köpüren dalgaların Nice renk katıyorsun düşümdeki hayâle Tarsus'ta erişmişsin cânân ile visâle Serinleten dalgalar billurdan daha parlak Mutlu burada her şey; duygular şen, dil şakrak Gönüllerdeki hüznü ömrünce sile sile Tarsus'ta erişmişsin cânân ile visâle Kumruların "Hû" suna ses veriyor böcekler Doğayı selâmlıyor gülümseyen çiçekler Yürüyelim seninle sonsuza dek elele Tarsus'ta erişmişsin cânân ile visâle Duyduğun sesi sanma, sadece bir su sesi Tene ürperti veren, Yaradan'ın nefesi Kayalarla suların söyleşirken dil dile Tarsus'ta erişmişsin cânân ile visâle Limonlar, portakallar suyundan lezzet taşır Bağrı yanık Ovaya Berdan Suyu yaraşır Sana laf yetmiyor ki, ne söylesem bu hâle Tarsus'ta erişmişsin cânân ile visâle. Tarsus - 28.07.2002 Enver Özçağlayan |
Tüketici Tüketici Suyun ekmeğin katığın İki dirhem enerji Sayılı tiktaklarla Zamânı öğütürsün. "Tüketici" diyorlar Garip insana; Tüketmek ne demekmiş Bakanlar seni görsün... İstanbul/Fatih - 13.07.2001 Enver Özçağlayan |
Vasiyet Vasiyet Koymayın mezarıma ne bir çelenk, ne de çiçek Yazılsın baştaşıma sâde ve tek yalın gerçek "Hu vel bâki", gerisi nasılsa bir gün ölecek. İstanbul/Fatih - 15.09.2007 Enver Özçağlayan |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 13:35 . |
Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2