![]() |
Erkan Bal Şiirleri Ay Hikayeleri I gece güzeldir ay hikayeleri dolunay ilk dördün son dördün hilal, ah hilal sendin başımı belaya sokan aydınlık gecelerinde karanlık kasabamın ışığınla avundum kundakta bebek gibi aya şavkın vurdu buz gibiydi gece varlığınla ısındım yaz diyemedim. Güzlendim denizlere çağırma beni med olur cezir olur büyüktür dalgaları denizin kıyıları yeter bana kıvrım akan deremizin taş kalpliyim değil mi sana git derken git ve kurtar beni tunç heykelleri gibi yeryüzünün duygusuz olmalıyım gülümsemen karda ateş gibidir tunçtan katılaşmış yüreğim yakma beni kalıplarım dayanmaz kalın duvarları yasak şehrimin bir, bir yıkılmakta tut ellerimden diyemiyorum dimdik durmalıyım ayakta gecenin karanlığında kol kola yürüsem yeter ışığınla baş başa sen beni bilmiyorsun ben var ya ben iflah olmaz biriyim yokuşlarında sevdanın ansızın tükenebilirim. ağrılarım benimdir bedenim gibi yüreğim sende kaldı sana yanarım istasyonsuz duraklarında trenlerin makas değiştirir hainler. şiir mi bir ayrılıktır ölümü çok şeyler saklıdır ötelerden duygusuz suratsız tunç heykelleri evrenin gülümseme nedir bilmezler. ve dondum kaldım öylece beni Ege'nin sularına gömmeyin ve heykelbol şehri ülkemin İzmir de kalmasın ellerim. Bursa belki şeftali kokusu "mermer şadırvanda şakırdayan su" zamanı var her şeyin ölmekte acele etme bekle sevdiceğim... Erkan Bal |
Ay Hikayeleri II Ay Hikayeleri II ay beyazdı gülbeyaz gün beyazdı gönül beyaz gönül beyaz bir kuşa sevdalandı barış aklına esenin çerçeve çizdiği gelişigüzel çerçeveler imparatorluğunda aykırı bir sevdaydı aşkımız manzarası ay dı güneşi ay yıldızı ay ay kokardı mutluluk ay beyazdı gül beyaz gülümsemen beyaz gözlerin ela başıma belaydın sevdiğim hasretin yaman şimdi uçsuz bucaksız gecede olmayan sabahlara sitemim uyku mutluluk değil ölümdür belki bekleyene. şimdi anlıyorum dışarıda yağmur var ve ben aptalın tekiyim yağmur yağmayabilir ama ben yine de aptalın tekiyim değişen sadece derinlikle delilik arası bir şey kavgasını yapmadık ki gecenin gündüzlerden şikayete hakkımız yok belanı arama çocuk yüreğim uslu dur. ay beyazdı gülbeyaz gün beyazdı gönül beyaz gönül beyaz bir kuşa sevdalandı barış aklına esenin çerçeve çizdiği gelişigüzel çerçeveler imparatorluğunda aykırı bir sevdaydı aşkımız gönül beyaz bir kuşa sevdalandı hadi barışalım. Erkan Bal |
Ay Hikayeleri III Ay Hikayeleri III olmadık zamanlar ay karanlık bulutları var düşmanların gölge ettiler. şiiri katlettiler şiir adına kan kokuyordu şiir sevgisiz yobazca ve kaba umutlar bulutlara isyan etti rüzgar ol sen götür gölgemi ay dolsun yüreğime ılık sabahlarında evlerimizin emek kutsal ekmek de öyle neyin kavgası bu sevda yaman kelime sevdalım ne zaman döneceksin neredesin şimdi sorsam bildiğimi ne kazanır karanlık ay tutsak değil diyorlar gel öyleyse aydınlık olmadık bir öykü hiç tanımadım seni görmedim gözlerini sustum, sustun sen yoksun ben yokum yok, yok olmalı şimdi olmazlarınla sevdim ben seni Ay karanlık... bu adamı adam etmeli şiir tekdüze şiir sıradan olmaz olur vasat günleri de var dünyamızın esaret kader değil cesaret sevdiceğim... Erkan Bal |
Ay Hikayeleri IV Ay Hikayeleri IV Ay kana bulandı kes artık çırpındığın yeter umut kuşu ölmelisin gelmeyecek beklediğin bilmelisin çöllerinde gökyüzünün kaybolmak ve serap gel serap da olsan bir selam ver sabrımı deniyorum sabır boyun eğmek değil direnmektir yokluğuna sensizliğe alışmak hiç değil nasıl bir kavga bu mektupları yakılmış doğmamış bir aşkın kaygıları oldu korkumuz çok acımasızsın yeryüzü bak unut istersen doğmadığımı söyler kimliğim annem bile unutmuş ben kimim ve öleceğimi bilirim o kadar zor değil mutluluk bilirim sen de öleceksin gülümse aykırıdır fikrim aykırıdır zikrim en iyisi unut beni unutabilmelisin unutabilmeliyim şiire darılmak olmaz dizeler yolunu kendi bulur yorumluyorum öyleyse uyumuyorum uyuyamıyorum. hadi gel bak ne haldeyim sınır ötesinde bir gemi deniz bitti su bitti ömür bitebilir dayan yüreğim gece ay aydınlık olacak aydan sonrası mevlâ kerim sabaha az var tükenmemeliyim... Erkan Bal |
Ay Hikayeleri V Ay Hikayeleri V direnemedim kalemimi kırdılar ellerim yetim şimdi ellerim neredesiniz ya ellerin kimin şimdi sen kimin ellerindesin ellerin kimin şimdi dolunay, med cezir uslu dur yüreğim zamanı değil kavga zamanı mı bir dal bir orman kaçıncı fidan bu yıkılan yıkılan biziz farkında değiliz. yıldırımı ellerinle tut yangını yüreğinde büyüt zehri bir yudumda iç sevda fedakarlık ister bedava değil ölüm gülümse gülüm kitap olacak bu sevda ve okunmayacak asla dokunmayacak ellerim ellerine uzaksın uzak kal sevdiceğim boşuna bu kavga hadi git ay bulutta geç vakitleri var ömrümüzün en geci belki ilk günümüz üzgünüz. yokluğunda ağlayacağımı bilmelisin elinden oyuncağı alınmış bir çocuk gibi hıçkıra, hıçkıra git ve unut umutsuzluk mutsuzluk hoş değil ama olmasaydın keşke görmeseydim mi desem bize göre değil bu sevda elveda... Erkan Bal |
Ay Hikayeleri VI Ay Hikayeleri VI hayat her zaman düz giden doğru bir çizgi değildir ve bir damla suyun kıymetini çölde susuz kalan bilir hiç tanıma beni ben zencisiyim bu denizlerin kurban olurum dağlarınızda yarınlarımız için nedensiz sorularım var cevapları bende gizli ve sensiz bu bulmaca çözülmeyecek hadi gel soldan sağa sen... yanmak nasıl bir şey ben bilirim kafdağı'nın ardında ne bekleyebilirim gözlerin onu söylesin kaç günlük şu ömrümüz oysa kaç yıl yaşadık saydın mı saymayalım... ellerin ateş yüreğim ateş. nabzımı tut alnıma dokun yanımdaysan ölebilirim. ay güzeldir sen güzel sen şiirsin ve bu öykü hiç bitmesin... Erkan Bal |
Ay Hikayeleri VII Ay Hikayeleri VII Soğanları ince doğra yüreğimi bütün, bütün kısık ateşte pişir yanabilirim. havadan sudan konuşalım yağmurdan bulutlardan mutluluktan belki belki uslu çocuk olmaktan aynalar yalancı değil yüzümde hep sen varsın seni görmek ne güzel, gözlerimde erişmek zor olsa da hayal denizlerinde. saçlarımı okşa dizlerindeysem yüzüme bak ve gülümse sakın unutma beni unutma ve önemse kulağımı çek sokağa bırakma yaramazlık yapsam da öcüler yemesin beni emi ve sevdiceğim bir gün öleceğim... benimle ol yanımda ve yakınımda... Erkan Bal |
Ay Hikayeleri VIII Ay Hikayeleri VIII idam mahkumuyum kendi verilmiş kararlarımla ipim boynumda. ipimi sen çek ateşimi sen yak suyumu sen dök cesedimi sen yıka sen sar kefenimi... her ağaçtan bir dal her çiçekten bir bal demedim ürktüm hep dalgalı denizlerden med-cezir manzaraları Ay, ayaklar altında yere düşen gölgemiz değil bedenimiz keşke karaya otursaydık sorunlarla yaşamak ve ölmek sorularla öyle zor ki. iki bodrum var yüreğimde birinde hasretin diğeri kömür karası yeraltı suçları cinayet şebekesi su boruları hasret limanında kayıp mahsur ve yolcusuz kalmış bir gemiyim alnını uzat... pusulam olmalısın dudakların püfür, püfür üfür rüzgar alsın yelkenlerim yüzmeliyim yüzmeliyim. iki gecedir ömür iki kelimedir hayat söylendikçe bıkılmayan bir sevdadır delice Ay, aydınlık inkar etmiyorum etsem de biliyorsun seviyorum... Erkan Bal |
Ay Hikayeleri IX Ay Hikayeleri IX gökyüzü benimsin kırmızı güller kiraz, şeftali kan kırmızılar pembe kalanlar benimsiniz. unutulan keşifler geriye dönüş irtica on sekiz yaşı yeniden yaşamalıyız kırk'a varmadan bir kez daha bir bebek ağlaması bülbül sesi kucağına yasla ninni söyle uyumayacağımı bile, bile. olamadık seninle el ele bile adımı bilir gezegen biz gezmeliyiz kolumu kır ama kanadımı asla yüz ver, yüz elli ver paylaşırız mutluluk verdikçe hayat güzel tatil yapmaz katiller ölümü öldürelim gel. cinayet ilk kez böyle güzel beklemek yalnızlık gurbet memleket hadi git. ben gittim bile farkında mısın? Erkan Bal |
Ay Hikayeleri X Ay Hikayeleri X şiir böylece yetim kaldı önce sevmekten vazgeçtik sonra direnemedik kavgalarda. ardından okumayı unuttuk sevdaları, aşkı başkaları için üzülebilmenin güzelliğini kibritçi kızı okumadı çocuklarımız Polyanna ile mutluluk oyunu oynamadılar ve onların hiç olmadı Kemalettin Tuğcu'ları hiç seksek oynamadılar çamurdan ebem sol, sol ekmekleri yapmadılar kum fırınlarda yüreklerini katıp pişirmediler sevgiyi hiç üzülmedi onlar sevmedikleri için ve ağlamadılar sevdikleri adına bile bir kez olsun. Ne Ay’ı sevdiler ne yıldızları yakmadı bile yüreklerini sevecen çingene kızları sonra sevgisiz sonra duyarsız sonra umarsız bir dünya kumar oynadık hayatla ve kaybettik. şiir böylece yetim kaldı çünkü biz önce sevmekten vazgeçtik karşılıksız ve olabildiğince sevmekten. vazgeçme sevmeliyiz... Erkan Bal |
Ay Hikayeleri XI Ay Hikayeleri XI vakit yok mutluluğa anlık yaşa günü kurtar bu ben değilim yuvarlanmak belki ama yaşamak değil kafdağı deli dumrul realite mutluluk bu o değil hamamböcekleri ekmek kırıntıları rutubetten nem kap akrep dolu zihinler kaç yelkovan kaçtı gitti önümüzden yıldızları seyret sırtüstü ve mutlu ol orda bir yıldız gülümsüyor bak mutluluk paritesi dolar yüreklere samanyolu... ışığının peşi sıra Ay da hayat var mı Ay sevmeyi bilir mi yada sen bilir misin onu söyle bir hayat olabilir. eğil, boyun eğ ayaklarının arasından seyret dolunayı ve insanlar tersten bakınca küçücükler küçümse ve gülümse yılan besle akrep ve çıyan derdim derdinle dost gezmeye çıktılar sabaha karşı paylaşacak çok şeyi var insanların ev kirası elektrik su parası yazlık taksidi bir sevgiye vakit kalmadı ayrı düştü ayrılamayanlar dua ediyoruz duyarsan sende katil dua etmek iyidir iyi olan sensin tüm iyiler için eller havada yürek yanığının yok ki merhemi sabır zor bir çare biz biçare ver Allah'ım ver yağ, yağ yağmur Tarlada çamur. çocuk şarkıları küskün çiçeğim benim küsme geleceğim... Erkan Bal |
Ay Hikayeleri XII Ay Hikayeleri XII gündüzlerde kayıbız gündüz kiminiz bilinmez korkular bürüyünce yeryüzünü gece sığınaklardayız. yalnızlık sevilir mi kolay mı ürpertisi karanlığın bir limandır kolları gecenin hadi gelsene. güvenme bana güvenme ona aynaya bak güveneceğin biri olacaktır mutlaka insan insanın aynası. hadi yollara düşelim elimi tutsana gözlerinde yolculuk uçsuz bucaksız bir evrene gidelim mi ne dersin kırk yıl hatırı var bir acı kahvenin ya kahverenginin renklerin dünyasında soyludur göz bebeklerin asıldığımı düşün ve gülümse aynı suçtan idamım peşin sıra mısralar oldu celladım hadi asılalım korkma mutluluktan ve diren kaderine roller aynı mı acaba ağlamak da bir rol mü keşke ağlayabilsek... yan çizilmiş bir dünya deprem olmuş yürekler yıkık dökük binalar yeniden imarı sevginin seferberlik başlasın. mutlu olma arzusu kuşun kanadında bir sevi ve korkular, korkular... sevmekten korkulmaz ki korkmuyorum, korkma korkmayalım... Erkan Bal |
Ay Hikayeleri XIII Ay Hikayeleri XIII birisi daha var gecenin yalnızlığında uykusuz. birisi daha var umutlu ama mutsuz. mutluluklar getirdim getiren bir ben değilim bilirim birisi daha var. birisi daha var yüreği adımla çarpan birisi daha var gözleri benim gibi ışığıyla ışıldayan ve bilirim bir ceylan sabah serinliğinde pınarbaşına gelir bilirim yolların uzunluğunu ürkekliğini çiçeğimin bilirim sevdasını birisi daha var bilirim bağrıyanık. birisi daha var bilirim gözleri yaşlıdır şimdi. birisi daha var iç geçiren her gök gürültüsünde bilirim birisi daha var öteler ötesinde birisi daha var sıcaklığımı arasa da yanmasını bilen sevdi mi gerçekten seven birisi daha var isteyen. istendiğini de bilen... bilirim birisi daha var gecelerde uykusuz... Erkan Bal |
Ay Hikayeleri XIV Ay Hikayeleri XIV gel deme korkuyorum korkmaktan. dalları kırılmış, boynu bükük ve yetim yaşamaktan özlesem de gelemem... ağlayana çok zordur düşünmek bile gülebilmeyi kelepçeler tutmasa istemez miyim gelebilmeyi kelepçeler benim zindancı benim mahkum olan yüreğim koşardım inan yeter ki geleceğini bileyim ben güçlü değilim yok ki köklerim gittiğin gün yüreğimde acın beklerim ve gelmezsin. gelmediler bilirim. adaleti sevmiştim o da terk etti yeryüzünü ve istediklerin vermeyeceklerim değil, belki görmeyeceklerim. kör yaşadın mı hiç en zor o sanırsın oysa kör olmak engel değil hayale sağır olmak en kötüsü duyamamak hadi konuş. zor derler yazmaya şiiri yaşamak daha mı kolay yine de çiğ damlası düşmesin yapraklarına çiğ değilim delili bak işte göz bebeklerim. çözülsün dillerin özgürlüğünü ister kelimelerim. istediklerin zor bilirim sanırım onlar asla veremeyeceklerin... Erkan Bal |
Ay Hikayeleri XV Ay Hikayeleri XV şiir tadındaydın sevgili su gibi yudum, yudum hava gibi nefes, nefes ekmek gibi dilim, dilim ben seni özlemişim. gözbebeklerinde yüzümü dudaklarında adımı hayalinde düşümü canım deyip gülüşünü ben seni özlemişim. niçin dolar gözlerim niçin bulurdum ben her şarkıda seni niçin her hüzünlü şiir derinden dağlarmış yüreğimi ben seni özlemişim. yokluğunda üç gece titrediğini ellerimin delice çarptığını yaralı yüreğimin saklasam bilmeyeceksin bilmelisin ki birsin her an benimlesin ben seni özlemişim. nereden baksan ayrılık nereden baksan yoksulluk nereden baksan sensizlik ölüm gibiymiş bana yaşayıp bilmeliymişim ben seni özlemişim. uykusuz gecelerde kalmayı senle sevdalara uyanmayı yangınlarda suya kanmayı yeniden sana sevdalanmayı ben seni özlemişim. ayrılık nasıl olurdu ölüm gibi yokluğun sensiz gecelerde benim bir şey var farkında olduğum ben seni, yanı başımda iken özlemişim... Erkan Bal |
Ay Hikayeleri XVI Ay Hikayeleri XVI yol... çileli, uzun ve ince yorgun gönül dinlenince. arzu, özlem, sen, ben ve gece bu bilinmez bir bilmece... yolcu... çileli, mahcup ve kederli tükenmiş, susuz, uykusuz ve dertli gel desem, gelmezsen sen, sen, sen. bu bilinmez bir işkence. han... çileli, yolcuların mekanı hüzün. ve gam yüklü duvarları hancı gideli beri tükendi dil, kelime ve hece bu bilinmez bir dönence... umut... ay döndü, gündöndü ve sen dönmedin ömür bitti, ben bittim şiir bitti dönmedin. ben hiç yaşadım mı sende bilmem ama sen ey sevgili sen bende hiç ölmedin... Erkan Bal |
Ay Hikayeleri XVII Ay Hikayeleri XVII gel buraya, ürkek bir çift kumru... güvercin yüreği derler ama ölümüne sevmez güvercinler sevda için kurban olur kumrular oysa ürker, kaçar yine konar pencerene sevdası sensin hiç inanmasan da gelir sanırsın bir ekmek kırıntısına sevdalı yusufçuk türküleri fısıldar sana rüzgarın uğultusunda yalnız ölmez hiçbir kumru bir kedinin pençesinde, gel, buraya ağlamak isteyen bir sen değilsin gözyaşları döndüğünde bir sele hasretle kanayan yüreğimi gel hele bir dinle. gel buraya bak, bahar kokusu. dallar çiçeğe durdu yarın belki yorgun yürekler uyanacak bir deli nehir, bir çağlayan belki gürül, gürül akacak. gel buraya bahar saçlarındaydı kokmadığım hasret gözlerindeydi bakmadığım uzansam dokunabilir miydim bilmem ki bir ateş bu hep yandığım ama hiç yakmadığım gel buraya. hadi gel. yine ağlayalım... Erkan Bal |
Ay Hikayeleri XVIII Ay Hikayeleri XVIII bir hayalin peşinde bir gölgenin izinde acı meyva kör yolculuk gittikçe uzayan bir yol hasret, sen veya yağmur. yağ yağmur. uyku vakti, dipsiz kuyu deli rüya bilinmez gerçek tatlı hayal uzak ülke koşuldukça koşulası bir yol hasret, sen veya yağmur yağ yağmur. içli şarkı, hüzün yeli garip umut çile seli. sıcak nefes tende buğu tükendikçe gidilesi bir yol hasret, sen veya yağmur yağ yağmur. özlem ve bahar kokusu çiçek, çiçek dağlar yudum, yudum sevda yamaçlarında koşmak gecenin ve kaybolmak kollarında bilinmez bilmecenin... hayal, meyal ama bilmelisin hasret, özlem. özlenen sensin. sen veya yağmur yağ yağmur... Erkan Bal |
Ay Hikayeleri XIX Ay Hikayeleri XIX günaydın... henüz pazartesi yüreğimden kalkan kuşlar başıboş, serseri ve ürkek uçuyorlar öylesine. ne olur sevdiğim kelepçesini çöz de ellerimin dallarına bülbül konsun güllerin... hadi gel gökkuşağının altında yedi renkli bir dilek tutalım ayçiçekleri bugün söyle nereye baksın. sular nereye aksın ve yağmur ölesiye nereye yağsın. aç hadi pencereni yeni güne rüzgar kalbimden selam getirsin yine iliklerine... yık şimdi duvarlarını köleliğin ve aç perdelerini gözlerinin bak kediler sütünü içmemiş daha hala gözleri mahmur minik bebelerin şu köşede esneyen güneşe ne olur sevdiğim yüreğinle bir selam ver de, içimizi ısıtsın artık. ve kalem tutup şiir yazsın şairler rüya görüp fal baksın kahinler herkes işine, aşına koşsun sayende günaydın'la aydınlansın günyüzü ne olur sevdiğim sevdaya kanat çırparken güvercinler bir adım daha bana gel ve yine yeniden hoş gelsin bahar... Erkan Bal |
Ay Hikayeleri XX Ay Hikayeleri XX yaralı martı kanadına merhem olsam solgun güneş yüreğine ateş olsam yansan, yansam, yakılsam... Erkan Bal |
Ay Hikayeleri XXI Ay Hikayeleri XXI gel bir tanesi bak gözlerimin içine kendini göremediğin gün o gözler kapanmış demektir. Erkan Bal |
Ay Hikayeleri XXII Ay Hikayeleri XXII gidiyorum. yüreğim ellerimde yetim çocuklar gibi onu kapına bırakıyorum iyi bak ona sensiz belki ama ben yüreksiz yaşayamam. Erkan Bal |
Ay Hikayeleri XXIII Ay Hikayeleri XXIII bir selam verdim aynalara gülümseyip yüreğinde hissedebildi mi beklediğimi çağırdığımı sesimi duyabildi mi kulaklarında ulaşabildi mi fısıldamak istediklerim gel derim ki dileğim gelirsin de kaçar gideriz kırlara. bak güneş ısıttı toprağı çiçekler isyan edip başkaldırdılar bayrak açtı yürekleri evrenin gelirdin de dağların tepelerinde birlikte haykırırdık hani yankı yapar ya ben sana seslenirdim yüreğimle yankısını duy diye yüreğinde ve arada bir soluklanırdım nefesim tükense de senden gelen sesin yankısı duyulana dek yüreğimde çığlık çığlığa haykırırdım adını bulutlara bakardık birlikte gökyüzünde sonra uzatıp ellerimi ellerinden tutardım ve kanatlanırdık tepeden bakar küçümserdik insanları kar beyaz bir buluttan bir başkasına atlardık ve minik şimşekler bırakırdık ardımızda ürkütmezdi varlığımız hiç kimseyi ve bir yağmur damlası olup birlikte yağardık bir çiçek bahçesine el ele yapraklarından süzülürdük bir gonca gülün yüreğine o gülde gül gibi olurduk birlikte hayat verir büyütürdük ve güpegündüz bir rüyayı paylaşırdık tüm sevecenliğiyle biz diyebilir miydik kim bilir adı sevgi çiçeği mi olurdu o gülün dost yüreğimi adını söylemek istemezdik belki de belki de adı hiç olmazdı rüyadaki bu masalın adsız birer kahramanı olurduk belki de sonra ipeksi bir elin işaret parmağı uzanırdı ve ben susardım aslında hep susardım. mühürlenirdi kelimeler tutuklu kalırdım kendi bedenimde ve gözlerimi yumardım sadece beklerdim beklerdim pamuk prens değildim ama rüyadan uyanmak için değil uykudan bir sevince uyanabilmek için beklerdim bir hayalim olsun isterdim uzanıp dizlerinde gece karanlığında kimsesiz bir gecenin yalnızlığında yıldızları seyredebilmeyi ve şarkılardan fal tutar gibi bu yıldız senin o yıldız benim sayardık belki de sabaha kadar kollarımız iki yandan kuşatır geceyi kucak, kucak toplardık yıldızları bir ucundan sen alır gelirdin dünyanın öteki ucundan ben toplardım onları bir samanyolunda kavuşurdu bizler gibi onlarda birbirlerine ellerimizle. bir düş bu bir hayal gözlerimi yumuyorum uyanmak mı bir gün evet ben uyandığımda daha güzel bir dünyaya doğabilmek istiyorum hayalse hayal masalsa masal bir tek bunu biliyorum... seviyorum... Erkan Bal |
Ay Hikayeleri XXIV Ay Hikayeleri XXIV Nasıl büyüdü çocuklar ağlamakla başlamıştık hayata korkusuna dayandık ayrılığın sevda dağlarındaki kör yangınlarda koca bir ormanı tüketen bu kötü adam yüzlerce fidanı yetiştirip gönlünde yine dağlara taşlara dikmeye çıktı yeniden yeşillensin diye yeryüzü. hiç yüksek tepelerde çamların altına oturdun mu rüzgar sana yedi kat ötelerden güzel çiçek kokuları getirir ayakta rüzgarın sertliğini hissedersin ama oturduğunda ılımandır durgundur ve adınla çarpan bu yürek, sana vurgundur. baharı yaşamak güzeldir devrilmemiş çamların gölgesinde çiğdemleri görürsün yeryüzünde ümitle çıkarlar toprağın bağrından tıpkı kardelenler gibi yaşama sevinci dolar yüreğine ve dağlara çıkıp haykırmak istersin - umudum, umudum, umudum - ben dört yapraklı yoncayı buldum. sevmek ne güzel şeydir sevgili ötelerden hissedebilmek yüreğinin kıpırtısına ortak bir yüreğin sesini duymak kulaklarında bir ırmağın gürültüsünden haberdar olmak ve o ırmak sevda dağlarından doğar mutluluk denizine dökülür saçlarını rüzgara vermiş bir deniz kızının kopup gelen bir tel saçında mutluluğu düşleyebilmek uzanıp dokunabilmek ellerine gecenin sessizliğinde çölün kimsesizliğinde dizlerine uzanıp gökyüzünde yıldızları sayabilmek elini tutup göğe yükselebilmek ipek kanatlı bir kelebeğin ipeksi elleriyle Samanyolu'nda bir yolculuk geceye sevi dolu bir selam verip gündüze tebessümle uyanabilmek - günaydın biriciğim çocukça paylaştık bir hayali bir rüyayı gerçek kıldık ve bir sevgi oyunu oynuyoruz uzak diyebileceğin kadar uzak yakın diyebileceğin kadar yakın neden rüzgarı sevdiğimi anla ve neden dalgaları yaşadığımızı durgun sularda. dağların doruklarında yetişmiş nadide çiçekleri sana sunabilsem gökten adı adın olan bir yıldızı avuçlarımda pencerene getirebilsem günaydın diye camına konan her sabah ürkek bir çift kanat olabilsem gözlerinde kaybolup avuçlarından bir yudum su ile ben sende kendimi bulabilsem keşke her yeni gün senle doğup keşke her gün kollarında olabilsem. Erkan Bal |
Kelebek I Kelebek I bütün şiirler Rosa içindir. yorgun bir kelebek düşünde sevi kısacık ömürde yaşam ötesi yaşam çığlıklarımız ... ve karanlık bulutlu bir gece rüyasında renkleri ne kadar yeşil ve gülleri nasıl kan kırmızıdır bir kelebeğin zor olan sevmek değil gülümseyebilmek göz bebeklerinde bir aşkı tutup tutkulu mu, tutuklu mu bilmeden yaşayabilmek gözlerim sıradan bir kelebek rengi tüm servetim kanatlarım siyah-beyaz bir dünya bilmediğim değil unutmak istediğim her sorunun bir üçüncü cevabı yoksa yaşadığımız yaşam değil işkence üç tek'tir cevaplar içinde ve sen bir tek bense bir hiç imkansız ötesi ısrarlar direnmek gerek kadere ne yazık ki gücümüz boyun eğmiş bir dal direncin de düşlerim, düşlerinin eşi mi yüreğin, yüreğimin kardeşi mi ya sen sevdiğim sen ne kadar benimsin yüreğin söyleyebilsin ilk ışıklarında doğan güneşin prematüre bir bebek çığlığında güven katili bir korku neyin çilesi çektiğimiz sevi güveni yaşatır, güvense seviyi besler içimizde bir kelebek kelebeği sever bülbülün şarkısı bülbüle sanma güller yetim kalır gülün sevdası da güle perdeliyorum öyle mi yüzümü ellerimle aynada sevdiğim hayalin gözlerimin içine bir bak görmüyorsan ne diyebilirim bir sarmaşık ısrarıyla tutunmak hayata ve yazık etmemek bir kelebek ömrünü kaç gün yaşadık ki ve kaç gün var, elde daha yanlış sevdaların değil yanlış zamanların faturası gözyaşları, korkular, güvenmelisin güvenebilmeli yüreğim hiçbir sorunun cevabından korkmaz sevgiye sevdalı bir yürek yarınları mı tükettik de şimdi dünün hüzünleri olmasın olmalısın . neden? kanatlarını delice çırpan bir kelebeğin yarını yoktur ve bir kelebek düşünde ancak bir kelebekle mutludur gökyüzü ve gökgürültüsü yeryüzünde deprem diren haydi yıkılmamalıyız ıslandık iliklerimize dek bu yağmurun adı gözyaşı ... sevdiğim tut ellerimden bastığım toprak kaymasın rüya da olsa yaşamak güzeldir bir şiiri ya sen, söyle var mısın? Kaynak: Kelebek Düşünde Sevi 1999 Erkan Bal |
Kelebek II Kelebek II bütün şiirler Rosa içindir. denizkızı deniz adamı yer mi denizkızı ipeği düşün ve ipeksiliğini ellerinin kaç ipek böceği ömrü var kozamızda dokun hayata bir ucundan yâr, olduğunu bileceksin varlığını sevinin ve sevgilinin yaşamıyorsan, yazamıyorsun avcı, nasıl bir merak bu bir günlük ömrü çok mu gördün sen sevdin mi hiç avcı ağlamak nedir bilir misin yüreğine kanar bir kelebeğin içi damarlarında kanın kurudu mu avcı, canı cananı bilir misin zor ve dar zamanları ömrün koşma peşimden iki kanat çırpınışı daha gün batımında bekle söz ölmeye gelirim bir kez daha ya da yaşamaya belki bir denizülkede bir dolunay öyküsünü kara adamlarının beyaz öykülerinde birleşsin ellerin kenetlendik kelepçelerle bir ucundan sen tut sevinin bir ucum bahar dalı bir uçtan bir uca serap çöller vahaya döndü önce sonra bir barajın yüksekliğinden suya kavuştu toprak ve zelzele yeşil bir rüya, yeşil çiçek dalında yeşil yaprak Bandırma’dan tren gelir oysa benim feribota biner gözlerim bir farenin kuyruğunda biter Egeliliğim ben Marmaralıyım Marmara, sevgilim ben bir kürek mahkumuyum forsa! çek kürekleri yanık buğday kokusu yere düşen bi damla kan gözyaşından kurumuş gözler bana sevdaları ver artık ağlamak istemiyor ellerim ellerim yanıyor şimdi benim her gece özlemin ışığı camımda ellerimde bir düş hayat bulur kalem gözyaşımla ıslak dudaklarından gelen bir rüzgar kelimelerin sihri can yakar tesadüflerin kucağında büyüyüp yanmışım yanacağım kadar beni de getirecek seni getiren yollar bana pusulamda bir dişi kuşun bin dişi kemirir beynimi uç hadi beynimi de al yüreğim zaten gitti gideceği yere kadar köleliğini seviyorum ellerimin o eller ki seni yazar o eller ki seni dizer o eller ki seni çizer seni sevdiğim gibi ellerimi de seviyorum hey kelebek! bitmedi ömrün hadi yaz ... Kaynak: Kelebek Düşünde Sevi 1999 Erkan Bal |
Kelebek III Kelebek III bütün şiirler Rosa içindir. bir yudum çayda iki damla can bir kaşığa sarılıp birlikte döndükçe sarhoş su damlası dudaklarda yarım şeker tadı muhabbet kuşu deliliğinde anlamsız şarkılar sen sevdalı bir gecede getir bana seni mola verdin mi pınar başlarında sıcak bir yaz günü terledinmi ve coşkulu akan bir pınarın sesinde yıkadın mı ellerini gölgesinde güzel ağaçların önce, serinliği ateşi tatmış elleri hisseder insanın içersin bir yudumda kana kana dinmeyen bir pınardır, sevin bir düş ülkesinin mecnun masalı bu yorgun, soluk soluğa gözlerinde ateşe bakar birde geride kalan yollara değerdi yaşamaya ömür boyu eteklerinden kopup geliyor her şey nice dağların tepesinde rüzgar sevi, perisini buldu yorgun bir kelebek düşü hep bildiğin, aramadığın doğduğun dünden beri içimde özgür ve güçlü kanatlı rüyalarda vardın inanmadığım ülkelerin keşfedilmemiş prensesi uyku esir alır yorgunluğa eziliriz hak ediyorsun herşeyi sevda dalı ikincil bir yaşam sunsun yeniden gelseydim derler ben de geldim şansımla şansım bir tek sensin mutluluk ağacımda sevinç çiçeğimdin aldın, verdin ve beni yendin paylaştığın sevi sardı yüreğimin yüreğinde evi vardı iki şımarık çiçek dileğinde ifadeler ellerini serbest bırak zorlama sakın hiçbir şeye ne ürk ne de beklenti say yazmayı sevdiğim kadar kalbine yaslanıp dinlemeyi bana sen canı anlat kuş kalbinin sevincini kıpırtıları ve sarsıntıları ürkmeden, beklentisiz bilerek özgür ve rahat esaretiyle mutlanma çabası ellerin içeriği içten hisleri iletmekten ötesi kelimelerin kıpırtılar bir seviyi anlatır daha saçlarından söz etmemişsem gözlerinden bile yürek ürkütmez ki bu bir sevi paylaşımı bizim kelimelerimiz söylemekten ürke ürke mapuslarda tükettiğimiz çizgisini bilir dilimiz öyleyse korkma, söylemeliyiz sen temiz bir bahar havası ve sırtımı yasladığım söğüt ağacı öyle sızıları var ki yüreğimin varlığın yenerken hoyrat ve zalim kader, keder istenmeyen misafirler yetiştirip büyüttüler bizi hüznün kollarında onlar gitsin duyarsız sevgisiz insanlara seviyi öğretsin ... Kaynak: Kelebek Düşünde Sevi 1999 Erkan Bal |
Kelebek IV Kelebek IV bütün şiirler Rosa içindir. İnatçı bir dolunay ısrarıyla sabah kapında sevi metal bir kanarya sesi böler uykularımı ölüm vakti geldi mi çiçeklerin kırma dallarımı güpegündüz O "ölü bir ozan" bazan bazan susuz bir balık bir dev adamın minik yorganlarda üşür parmakuçları ört üstüme yıldızları şiirannem kapında ısrarlı zil sesi değişimin vakti geldi. vazonda su, güller ve hanımelileri koparma derken bile kokusunu bildiğin çiçeklerin kökleri içimden kopar gelir bir yetim bahçedendir sevincin bilmeyecek misin? her su veren ele açmayan narin çiçek kara gecelerin kör kelebeği ellerimde gözlerim hey! ümit ışığım gel desem gelmeyecek misin? gel dendiğin yer beklendiğin durak kal dendiğin yer yakınlar içinde ırak güpegündüz düşlerinde varolmanın bayramı Kutlu olsun! "varlığım varlığına armağan." Kaynak: Kelebek Düşünde Sevi 1999 Erkan Bal |
Kelebek V Kelebek V bütün şiirler Rosa içindir. bilinmezlik içinde gizli ve anlamlıdır sevi kimine göre kolaydır öldürmek elleri üşüyen bir devi tabutlarınıza sığmaz oysa yüreği ve gözleri mezarlık kapısında bir adam bekler kendi cesedinin gömülmesini ruhunu almak için kömür karası avuçlarına trenler geçer şairlerin içinden kimisi ezer geçer kimisi istasyonda bekler bir yüreği oysa benim istasyonsuz duraklarda raylara zincirli esir tren vagonları içinde geçti çocukluğum gelmedin ve ben sana gidemedim siyahı seviyorum karanlık insanların gündüz yüreklerinden siyah bir geceye sığınırım ve yıldızlı bir yorgan örter üstümüze o zaman zaman tersine bir dünya ışık kölesi pervanenin yaşaması için sevgilinin yanma mesafesince uzak durmalı yüreğin ve her gelen dost giden bir sevgilidir dost ölümleri seçer yüreğim ipeği sunmak için insana kozalarda can verir binlerce kelebek düşü sen hayal geminin tek ilk ve son yolcusu ben ayakları yok elleriyle yürüyebilen adam yüzümde tebessüm bir gün yine ıraklar yakın olmalı şimdi gidiyorum sen de gel... Kaynak: Kelebek Düşünde Sevi 1999 Erkan Bal |
Kelebek VI Kelebek VI bütün şiirler Rosa içindir. her sevinç biraz öyledir yine de güçlü elleri olmalı adamın toprağa dokunduğunda sarsılmalı yeryüzü ve güçlü kolları sardığında bir kadını güçlü gözleri olmalı baktı mı delip geçmeli mıhlamalı sevdalara en önemlisi güçlü bir yüreği ya bu beceriksiz ve ifadesiz adam bu kör karanlığa kanat çırpan bu aptal kelebek ... gel yorgun savaşçı bir dost yüreğe yaslan. kavgacı bir fidan kök salıyor toprakta derine giderken her kök sarsılır yer sarsılır gök üşür elleri cebinde insanın ve söyle hangi can gülen bir yüzün ardında saklı hüznü de görebilir pencereme geldiğinden beri sarıldığım bir dalsın yürek yangınlarında elimden tutan bazan küskün bir çiçek "dost bir liman" bazan sevgili kimi zaman ve bazen şiirannem başımı omzuna yasladığım. ben bana ben diye sahip bir canı sevdim hani misafirliğim vardı yüreğine yakın bir yerde nerelerde geziyoruz taze bahar kokusu mu bu duyduğum ne yüreklerin teslim olma anı yakalayamadığım bir ilk öyküsü yeniden yazmalı ürkek ellerimin şiirini gözlerinde tutuklu başlamış ve ezberlenmiş bir yağmur türküsünü anlatmakla bitmeyen sen' i sana karanlık odalarda yalnız değiliz ben sahip çıksam da bu bizim şiirimiz ellerin ellerimde olsun diye hep içimde yaşattım seni derim ki yüreğime yaslan dirensin kalplerimiz bir dalda iki yaprak gibi düşlemek ve bir sarmaşık gibi tutunmak hayata kanatlarını hak etmiş sevi kuşlarımız uçsunlar özgür ve yine güvenle gelsinler gönül kafeslerine adını yüreğimde duy ve huzurla yanımda uyu sarıl bir dala tutunur gibi sarıl bir seviyi içinde hissedip sarıl iki yarım elmanın sevdası sarıl kavuşmalar gördüğüm anlardır ve düşünü kurduğum dünyada seninleyim bir ömür boyu... Kaynak: Kelebek Düşünde Sevi 1999 Erkan Bal |
Kelebek VII Kelebek VII bütün şiirler Rosa içindir. ellerim üzülme dokunamam diye hangi gülü gördün dikensiz dikenli güller asla çirkin olmaz ki Roza böyle daha da güzelsin ayın karanlık yüzünde çirkin bir adam gölgesi sevinin masumiyetine özlemin hoyratlığı katık olmuş kara gölgeler sarar düşleri sorma, ellerim niye yanar dikta yüreğim şiire hapseder kendini ve sevgili şiirle mahkum susma vakti geldi mi bir ozanın bir güvercin vururlar şehirde bir hırçın kız ağlar geceleri gün ışığını görmeden gözlerim ellerim kan revan düşler devam ediyor dudaklarda gözden inen bir damla acı tuz tadı senden gelen rüzgarlara bıraktım kanatlarımı ölümüne direnmeyeceğim ve düşler senin için saklı penceremde geleceğinin düşü, gitmelerin hüznünü silsin ... Kaynak: Kelebek Düşünde Sevi 1999 Erkan Bal |
Kelebek VIII Kelebek VIII bütün şiirler Rosa içindir. yine binlerce kelebek can verir kozalarda ne olur pencerelerini açma açma bir daha tükendim ... ve siz ipeği seyredersiniz hiç dokunmadan ... Kaynak: Kelebek Düşünde Sevi 1999 Erkan Bal |
Kelebek IX Kelebek IX bütün şiirler Rosa içindir. hiç hiç olmak nedir diye düşündün mü hiç hatırlanmamak hiçe gitmek hiç kimseyle ve alışmak yokluğuna sana rağmen seni sevmek ben içimde yaşarım yaşatırım bunu kötü sona rağmen yine yeni bir dilek dilek ağacında asılı delikanlı yüreğim korkuyorum karanlığa koşmaktan düşersem ki acıdan değil ayağa kalkamam diye oysa yürümeliyim koşmalısın sevdiğim bir gün bıkacaklar kalemimden ve asacaklar bileklerimden... Kaynak: Kelebek Düşünde Sevi 1999 Erkan Bal |
Kelebek X Kelebek X bütün şiirler Rosa içindir. günaydın günle gelen güneşle gitmeyen bahar günaydın çiçeklerin nazlısı ve küskünü kaderimin acı olsa da gitmelerin kelebek düşleriyle yine gel sensizliği tüketmek isterim avuçlarımda kelimeler sonsuzluğu verir bir hayat ışığı ellerinden kulaklarımda Ay hikayeleri en içimdeki ürkek çocuk dalgalarından korkup uyumaya gidiyor düşlerime savaşamaz ki yüreği sevgiden öteyi bilmez kumrular ellerim uslu bir çocuksun sen hiç olmadığın kadar sen günebakan ben yere düş gezgini bir yürek alnımda kırışıklıklar düşlerden korkuyor musun ya da gerçeklerimden gel tut ellerimden ne servetinde gözüm dünyanın ne koparılmış bir çiçek düşümde eridim tükendim de bir yürek bekliyorum gözlerine giden yolculuklarda Kaynak: Kelebek Düşünde Sevi 1999 Erkan Bal |
Kelebek XI Kelebek XI bütün şiirler Rosa içindir. rüzgar çağıracak seni ve dağlara çıkacaksın doruklarda haykıracaksın sevgiyi kalemin yazacak ve gözleri okuyacak sadece sonra o gözlerde tükenene dek kalacaksın bir seher vakti ... kasabamı kuşbakışı görebildiğim bir tepede rüzgarla gelen serinliğe verdim yüzümü sen miydin ateşi tutabilir misin kaçar mı ki tutasın kanatları mı var -evet sevda kanatlıdır direnemediğim bir cansın sevdam, ateştir ellerin hayatımı ellerine bıraktım sana direnmiyorum artık güneş çiçeği güneşten mi gelir güneş kollarını açtığında kendini mi fark eder ve yakmaktan mı korkar ki bir adım geridedir en zor aşk belki de güneşinki saramaz gönlünce sevdiğini kelimenin yolculuğunda bu yürek beni bırakmaz ki ne dokundurur güzelliğine ne de can verir ellerime eller mi, onlar sadece elçi aç ellerini duaya adın adımdır bir nefesi paylaşmak ne demek paylaşmaktan öte bir elmanın yarısını düşlemek sevda çarşıda pazarda satılsaydı bütün bütün bir med cezir daha ve kendi içimde bitirdim dalgaları bu kez güneşi görmek güzel ya serinliği, gölgenizin deli gönlümün deli kızı ah buz dağlarını eriten kardelen ben seni sordumdu can çiçeği kelebeğin rüyasına renk katmalısın yağmurlu günlerde gökkuşağından... Kaynak: Kelebek Düşünde Sevi 1999 Erkan Bal |
Kelebek XII Kelebek XII bütün şiirler Rosa içindir. dalgalar alır kollarına ve götürür derinlere yüzme bilmediğimi bile bile ben yine de bırakırım kendimi denize ya bir deniz kızı tutar ellerimden ya ölürüm gece kollarında sevmem denizi, sevmem aslında kanatlarım olmalı benim çıplak ayaklarım değmeden suya gözlerine ulaşabilmeliyim su beni boğar dalgalar ürkütür insanlar ah insanlar mangal yürek sevdalar yürek işidir sanat bazen fırçada hayat bulur bazen kalem elimde denizin tutmasına benzemez toprağın tutması insanı ve sarması bir bulutun geceyi kolay değildir sanat emek ister acı da tuzu biberi yasak sevdam "boyalı kuşum" neden resimde kan kırmızı alev mi dudakların ateş mi yüreğim yangın kızıllığı mı bu güneşin fırçayı tuvale yüreğinden ayrı mı vurursun makyajı bozulmuş monalisam ağlayan denizkızım söz sana denizi getireceğim ilmek ilmek dantel dantel ince oya boydan boya doyasıya beni boya ... Kaynak: Kelebek Düşünde Sevi 1999 Erkan Bal |
Kelebek XIII Kelebek XIII bütün şiirler Rosa içindir. bitince karanlıklar bir seher vakti gelip de al yanına sinende sakla beni geceye dek yaşat ellerinde ve gece usulca ağladığım yastıklarda bırak gözyaşlarımı bir martının kanatsız yaşaması ya da kelebeğin ölmesi kozada ipek yorganlarda sen uyu diye ben bir deniz büyüttüm yangınlarda su yanar derler ve yanar usum delikankızım gülenyüzüm gel artık sensiz kaç gecenin sabahında hayal meyal bir halde uyanmak hüznü kardeş bildiğin yüreğinde sevinci de özkardeş kılmak -öyleyse sevmeli be kardeşim gözlerinde pırıltısı geleceğin bir hayalin yansıması aynamda yüreklerde çırpınan umut kuşu hayat ipte yaşamaksa cambaz ustalığıyla özgürlüğün elinde meşale ve dengede durma sanatı yaşam sevmekse kaçınılmaz azığı canların canlar canım mısın sevda gecedüşüm umutkuşum seni bulmuşum delikankızım gülenyüzüm gel artık... Kaynak: Kelebek Düşünde Sevi 1999 Erkan Bal |
Kelebek XIV Kelebek XIV bütün şiirler Rosa içindir. birlikte koşmak da güzeldir birlikte konuşmak da dinlemenin büyüsü dinginliği de getirir ve suyun berraklığını akıcılığını ellerimizin şimdi gönüller kanat çırpar -hey! ufukta yolculuk mu var nasıl bir hayal gibi geldiysen bir gerçek gibi kal öylesine dağlara birlikte tırmanırız belki serin vadilerde konaklarız deli mavilerde, denizde tuz tadı bir pınarbaşı serinliğini düşlemek yaz sıcağında ve ıslanmak yağmurda delicesine güçlü rüyalar ülkesine hoş geldin kalbimden geçeni bilir misin bilirmişsin . karşındaki yüreği kocaman kendi küçücük bir çocuk halimi ürkekliğime ver vefasızlığıma değil ve bana seni anlat anlat ki kendimle kalmayayım sensiz elim tutmaz gözüm görmez mademki elin elimde seni bırakmam yağmur fırtına boran gelmişsen gidemezsin ve ebruli sevdaları gönlümün sevilen özlenen kokusu ötelerden gelen yaz çiçeği sevilelim sen üzülme... Kaynak: Kelebek Düşünde Sevi 1999 Erkan Bal |
Kelebek XV Kelebek XV bütün şiirler Rosa içindir. yaslanırsın göğsüne ulu bir çınarın ve uyursun belki gözlerini sımsıkı kapatıp olmasın sabah dersin körebe ürkekliğiyle ellerin bulur sevdayı bırakmak istemezsin sımsıkı sarılırsın ışığa ışık beyazdır ve bir beyaz yedi renktir en az bilirim dersem inan kendi içimden önce yangınlarını bilirim sebepsiz alev alev gelen mısraları okurken yanar ellerin dokunduğum taşlar erir uzak dedikleri diyarlarda öyle yakın bildiğim sen sahi neredeydin yaz sarhoşluğunu gecenin yaz sarhoşluğunu ellerinin ve gözlerimin içine bak hayal mi hayal rüya mı rüya oysa gerçek kadar güzel olmaz dediğim bilmediğim olsun ... uyanmak istemem sabaha sürsün ömür boyu gece yıldızlı bir gecede ellerini ver bana şahit tutarak hilali belki rüzgar soluklu yaşadım ama hep meltemdi adın kasırgalar kopsa da içimde fırtınayı duysa da bir dost yüreği ben hiç bir dalı bilerek kırmadım bir kez daha gelsen pencereme gözlerini sorsam talihsiz gecemde yine gelmeyi dener misin yüreğime adımı sordun ya adın adımdır ve sonrası birkaç adım daha daha yürürsün yoları daha daha sevda daha delice koşarsın ufka ve bir kez daha söz vermeli mutluluğa hüzün nasıl gelirse gelsin de biz onu çevirmeliyiz sevince ellerimizle sevmeyi öğrettim kalbime önce beklentisiz ve kaygısız her şey olsa da ya da hiçbir şeye de teslim ettim onu sonra rüzgarı bekledi yelkenlerim uzak denizleri yakın eder küçücük sandallar sevgi bir gemi yolcusu iki can ve ne varsa derya içre... Kaynak: Kelebek Düşünde Sevi 1999 Erkan Bal |
Kelebek XVI Kelebek XVI bütün şiirler Rosa içindir. bir yaz gecesi rüyası güneş bizimle birlikte batıyor ellerimizde doğacak yeni güne gel ve ışığın dahasını iste yitik bir değerdir ve kolayca harcanan yoklar şehrinde zaman kelebekler ölmesin kozalarda sensiz sessiz çığlıklarla Tüm işgallerine kapattım yüreğimi sevdaların yokluğuna değil gülüm varlığına direneceğim ve ömrümün son deminde de sadece seni seveceğim gecelerde severek sabahlanan bir candan gündüz neden ürker gözlerim korkma sevdiceğim tüm güzel elbiseler senindir gel dilediğince giyin ne yarınım var ne de henüzüm gün geçtikçe tükenen can kuşum sevdalara vurulmuşum O, defterlerden adını sildiğim bir tanımdır kötülük seni silmek ise ellerimle intihar havalansın diye yerküre bir pencere açtım geceme bir kelebek geldi bir iğne deliğinden yüreğimi deldi seni içime sakladım şiire yazdım gelirsin diye ve okursun gözlerimden... Kaynak: Kelebek Düşünde Sevi 1999 Erkan Bal |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 04:07 . |
Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2