tualimforum.com

tualimforum.com (http://www.tualimforum.com/)
-   Türk Şairlerin Şiirleri (http://www.tualimforum.com/turk-sairlerin-siirleri/)
-   -   Hünkar Dağlı Şiirleri (http://www.tualimforum.com/turk-sairlerin-siirleri/12495-hunkar-dagli-siirleri.html)

Josephine 20.08.08 05:51

Bu Şehir 1
 
Bu Şehir 1

Yabancıyım burda, böyle tanıyor
Hiç kol-kanat germez bu şehir bana
Bak gözlerim cayır cayır yanıyor
Bir damla su vermez bu şehir bana

Hep üstüme, hep üstüme yürüdü
Kan gelir, içimi duman bürüdü
Yere çala çala sırtım çürüdü
Hasır bile sermez bu şehir bana

Hedef oldu sinem nice pençeye
Satmadım sevdamı üç-beş akçeye
Yıllardır bakarım bağa, bahçeye
Tek dal çiçek dermez bu şehir bana

Üflese yıkılır, değse göçerim
Kalkarım, tırmanıp suru geçerim
Aslında ben ne istese seçerim
Hiç bir şey önermez bu şehir bana...

Hünkâr Dağlı

Josephine 20.08.08 05:51

Bu Şehir 2
 
Bu Şehir 2

Bu şehir bize küçük gelecek!..
İhanet kesti yağmurları;
Yıkanmıyor caddeler
Sokaklar satıcı pisliği dolu
Boşuna çıkma bulvara
Kaldırım çiğneyemez yüksek topuklar
Gözlerin çakılıp neon lambalara
Ne bakacak, ne görecek
Bu şehir bize küçük gelecek!..

Bu şehir bize dar gelecek!..
Hıyanet kuruttu ağaçları;
Yaprak döktü bütün parklar
Vitrinleri kütük dolu çarşının
Ve bir çift siyah göz,
Kararacak küller arasında
Adımlarımız sığmayıp çarşafa
Ne gidecek, ne dönecek
Bu şehir bize dar gelecek!..

Bu şehir bize az gelecek!..
Nedamet uyuttu asrın bebeklerini
Zifiri karanlık kundaklarımız
Mezarlıkta sıra taşlar;
Önünü keser rüzgarların
Bilmem nasıl salınacak sitede
Gecekondu endamın
Avuçla boş böğrünü cüzdan yerine
Ne yetecek, ne bitecek
Bu şehir bize az gelecek!..
Bu şehir bize sıkıcı gelecek!..
Atalet doyurmuş insanları
Bir adım gayret yok huzura doğru
Gündoğumundaki köpek uykusu;
İştahını açar çakalların
Boşuna yutkunma miden bozulur
Yağmurda ıslanmayı sevemedin ömür boyu
Seyreyle cam kenarından
Ne bakacak, ne dönecek
Bu şehir bize sıkıcı gelecek!..

Bu şehir bize gülünç gelecek!..
Sefalet parlıyor kadın gözleri
Mart kedisi gibi ortalıkta,
Farelerle dans eder
Delik-deşik asfaltlar ne hacet arabaya
Nasırına mı bastılar gözlerin doldu
Yüz yıkamak için midir küvetler
Asansörde kaldın ya sen
Ne çıkacak, ne inecek
Bu şehir bize gülünç gelecek!..

Hünkâr Dağlı

Josephine 20.08.08 05:52

Bu Şehir 3
 
Bu Şehir 3

Şu Ankara şehri, şu koca başkent
Hiç beş para etmez sen yoksan eğer
Sen ordayken bana öyle gelir ki
Değiştirsek onu cennete değer

Sensin bu şehirin en güzel gülü
Seninle mest eder şehir gönülü
Şu fâni dünyanın nefis ödülü
Bana bahşedilen yegâne eser

Sen aydınlatırsın sokaklarını
Sen yeşerttin parkın yapraklarını
Saçının telini, tırnaklarını
Bütünüyle sensin bence muteber

Meftunum bu şehre sen varsın diye
Bozmam adresimi ararsın diye
Sen tam bana göre bir yarsın diye
Sırf senin adındır bildiğim ezber

Şehir ve sen canım, bütün günümsün
İstikbâlim sensin, sen hem dünümsün
Sağım, solum, yanım, arkam, önümsün
Şehirden bana ne! Bana sen yeter...

Hünkâr Dağlı

Josephine 20.08.08 05:53

Cenk Duası
 
Cenk Duası

Yüce tanrım! Dizildik biz önünde
Aşağı düşürme dik başımızı
Gayrı dindir akan gözyaşımızı
Zafere eriştir kavga gününde

Tekbir sesleriyle kutlu akında
Her yiğit kendini ileri attı
Sıçrayıp geçtiler ateşten hattı
Beklenen zaferi getir yakında

El açıp Allaha dua ederiz
Silinsin tüm alınlardan karalar
Bir zaferle kapatılsın yaralar
Bu duayla kalkıp cenge gideriz...

Hünkâr Dağlı

Josephine 20.08.08 05:54

Çağrı
 
Çağrı

Hüzünle sarardı ümid goncası
Daha açamadan solsun mu dersin
Başucunda şifa, çaresiz hasta
Edeb ve mantıkla ölsün mü dersin

Akıl pazarına çekme gönlümü
Menfaat kaygısı kesmez önümü
Bir tebessüm için seçen ölümü
Gül yüzüne kurban olsun mu dersin

Lezzet aramadım günlük heveste
İçtenliğim mahcub durur, kafeste
Sen varsın aldığım her dem nefeste
Firakın sinemi delsin mi dersin

İstemem kuru bir gönül oyunu
Sen sensin be gülüm! Bilirim bunu
İstemem düşmanca biterse sonu
Keşke belasını bulsun mu dersin

Mecburunum kötü yorma herşeyi
Gönül sırça saray, kırma şişeyi
Muhabbet bezminde görsek neşeyi
Az da bizden taraf gelsin mi dersin

Esrar perdesini arala gayrı
Kendini bir dinle çevrenden ayrı
Dostluktur insanın insana hayrı
Gayrı yüzlerimiz gülsün mü dersin...

Hünkâr Dağlı

Josephine 20.08.08 05:55

Çekerim Üstünden
 
Çekerim Üstünden

Çekerim üstünden bakışlarımı
Mutlu ol prenses, bensiz de olsa
Aşka inanmadın.. Evet inanma!
Belki de doğru bu; kızma, utanma!
Ne çıkar bir gonca açmadan solsa

Kaldır gözlerini endişen yersiz
Çekerim üstünden bakışlarımı
Zaten pırıltı yok, gözlerim fersiz
Başım hafif eğik; belki üzgünüm
Benim yarınım yok, olmadı dünüm

Vebal mi? zahirde benimdir mutlak
Lakin isteyerek düşer mi yaprak
Çekerim üstünden bakışlarımı
Sevgim yüreğimde müebbet hapis
Çağın insanına hükmeder nefis

Genç, güzel, güçlüsün.. Gayen olacak
Hayatı, her şeyi gırgıra almak
Devam et yılmadan, engeller biter
Çekerim üstünden bakışlarımı
Sen iste, sen iste, sen iste yeter!

Gerek yok bilmeye ne oldu, neden
Belki de istedin bu aşkı, "rağmen"
Her şeyi, her şeyi iste.. Hakkın var
Yüreğim yansa da sonsuza kadar
Çekerim üstünden bakışlarımı!

Hünkâr Dağlı

Josephine 20.08.08 05:56

Çığlık
 
Çığlık

Kırdı, -Narin bildiğim- sarılan kollar beni
Yönüm gurbete dönsem, bırakmaz yollar beni
Bıktım bu dikenlerden; uzandığım her yerde
Görmeye tahammülsüz bağdaki güller beni
Ne haldeyim bilmezler, tanıyan kullar beni!

Hünkâr Dağlı

Josephine 20.08.08 05:56

Dağ Yerinde Durdukça
 
Dağ Yerinde Durdukça

Sevda hengâmesinde berbad eyler yar beni
Vazgeçmeye yeltensem, yuhalar ağyar beni!

Yazar arzuhâlimi, bıçak sırtı bakışlar
Kınından sıyrılmışa eyleme duvar beni

Perçinledi aczimi soru işaretleri
Zar-ı figân-ı kaygı sarıp sarmalar beni

Gururum eşiğinde eski bir pöstekidir
Duvara tırmandırır senden bir nazar beni

Zafiyet teşhisinde uykusuzluk illeti
Geceleri korkular ayakta tutar beni

Toplayıp yıldızları gözlerinin içine
Çerağ-ı ümid-i aşk.. Korkarım yutar beni

Bu hesabın hâkimi mutlak sensen, meğerki
Adl-i Nuşirevanca, bu işten kurtar beni

Kumandam kilitlenmiş bu sevda hedefine
Saptıramaz rotamdan, bozamaz ayar beni

Elhak bir dağa çarptı; infilak kaçınılmaz!
Dağ yerinde durdukca.. İhtimal anar beni...

Hünkâr Dağlı

Josephine 20.08.08 05:57

Daha Herşey Bitmedi
 
Daha Herşey Bitmedi

Pembe bir gurubun letafeti
Hoş dokunuşlarla sıvazlar önce
Rehavete sarınır bütün beden
Uzanır dimağın sükûnetle
Haz duyarak gevşer el ve ayaklar
Süzülür gözlerin, meyletmez bakışa
Toplanır günebakanlar, kapanır dışa
Kendiliğinden gelir yasaklar

Daha bu saadet hazmedilmeden
Batmış olur güneş, değişir renkler
Suyu kesilir zevk çeşmesinin
Işıkla beraber yavaş, usulca
Geri çekilir saadet ve haz
Hafifçe sallanırsın biraz
Bronz bir grilik buz keser önünde
Ürperirsin, üşümeye ramak kalır
Gözlerin tutunacak bir yer aramaktadır
Hangisi nedir? Kestiremezsin
Sağa-sola seğirtirsin kısa kısa
Hep tereddüt, hep çekince
Bitiyor dürtüsü aklından geçince
Zınk diye çakılır kalırsın

Birdenbire çöker üstüne gece
İliklerine sokulmaktadır karanlık
Bigâne olmaya kalksan bir anlık
Acı dürter zehir gibi
Bütün bedene yayılır da işkence
Hiç kımıldamadan put gibi durursun
Çaresizlikten kudurursun
Her taraftan siyah yağar, doldurur
Ve her şey bu siyahta kaybolur

Tam bitti artık zamanındayken
Serin bir yel gelip çarpar yüzüne
İncecik bir pırıltı titreşir önce
Yeniden uyanır yüreğin
Ağarma başlar doğudan azar azar
Gayrı ihtiyari de olsa, o yana dönünce
Şafak atar ufukta,
Şafak atar yürekte..
Ve en kılcal damarına kadar
Uzanır hayat yine, yeniden

Güneş serper ışıklarını cömertçe
Alır, dirilirsin
Tad olur, doyum olur, hırs olur
Suyun ışıltısını, kuşun kanat sesini
Tekerin gıcırtısını, menekşenin rengini
Her şeyi, herşeyi kucaklar, gerilirsin
Dinamik bir patlamaya can atarcasına
Azmine biraz da şevk katarcasına
Canlılık büyür alabildiğine
Gerekenlere verilirsin
Ve bilinmez bu ne kadar sürer
Bir de bakarsın uzun uzun olmuş gölgeler
Boşalmış bir çuvalcasına
Yerlere serilirsin..
Daha her şey bitmemiştir hâlbuki
Daha her şey bitmedi!..

Hünkâr Dağlı

Josephine 20.08.08 05:58

Davetiye
 
Davetiye

Gel ey canan, cevr eyleme; bir beni yar eyle gel
Yâd ellerle ülfet olmaz, terk-i ağyar eyle gel

Reva mıdır mah yüzünü, saklamak sevgiliden
Âşık-ı sadıktan utan, hicab et, ar eyle gel

Şimdiye dek geldiklerin bana fayda etmedi
Önde gelmiş olsan bile yine tekrar eyle gel

Kınanmazmış mecnunluğu aşığın vuslat içün
Gel çekinme, gel utanma.. Sevgin izhar eyle gel

Yok, bilmesin ahvalini hiç kimse, kendin bile
Guruba dal, subha karış; cismi esrar eyle gel

Senin derdin ile asla gözüm uyku görmüyor
Ne var terk et gafletini, dil-i bidar eyle gel

Cevrin ile bi-nihaye, gece gündüz boşalan
Gözyaşıma bedel olsun; zülfünü tar eyle gel

Kavuşmadan öldüğümde inlemek neye yarar
Pişmanlığı hatırda tut, peşinen zar eyle gel

Hayaline yüz tutuben hasbıhal olsa bile..
İsterim ki nazlı canan, arz-ı didar eyle gel

Âdetidir güzellerin, tebessüm dağıtalar
Goncalar açsın yüzünde, gamze nisar eyle gel

Ayrı düşme bu sevdadan, dolan dur çevresini
Pervane ol; gönlü nara at, giriftar eyle gel

Sana hemcins olduğundan utansın tüm Leylalar
Mürvetinden cümlesini.. Var, haberdar eyle gel...

Hünkâr Dağlı


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 01:02 .

Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2