tualimforum.com

tualimforum.com (http://www.tualimforum.com/)
-   Türk Şairlerin Şiirleri (http://www.tualimforum.com/turk-sairlerin-siirleri/)
-   -   M. Fethullah Gülen Şiirleri (http://www.tualimforum.com/turk-sairlerin-siirleri/12938-m-fethullah-gulen-siirleri.html)

Josephine 24.08.08 00:49

Hicranlı Yıllar
 
Hicranlı Yıllar

Hazânla geçti yıllar, aylar Muharrem gibi,
Yollara dökülüp bekleyen gözler pek yorgun.
Girdapla iç içeydiler, girdap ki yok dibi,
Ruh sarsık, gönül hafakanlı, düşünce durgun...

Yasla buruk dudaklarda kederli besteler,
Sînelerde sessiz çığlık, dimağlarda hummâ...
Ve her gün poyrazla gelen hüzünlü bir haber,
Biz bize hasm olmuştuk, yaygındı bu muammâ...

Çözülüş çok kadîm... sanıldığından da erken;
Bu kara günleri sezmiştik gün ortasında.
Ay uykuya dalıp güneş ufukta sönerken,
Uyanmıştık ama, iki ateş arasında...

Şimdi yeni iklimlere açılan yelkenler,
Bir uzun sefere azmetmiş gibi yürekten;
Bu hülyâlı mâviliklerde tüllenen günler,
Mutluluk bestesi söylüyor ışıktan, renkten.

Bir kasvetli rüyâdayız şu anda, bu gerçek;
Önümüzde aydınlıklara açık bir çağ var.!
Gece koyulaşsa da bir gün şafak sökecek...
Ve dalganacak rüzgâr bekleyen bayraklar.

Azmet, azmet ki göründü yer-gök sultanlığı,
Yılma uçurumlar gibi görünen boşluktan;
Yakala çağlar arasında o Altın Çağ’ı!
Peygamber safına gir, kurtul uyuşukluktan..!

M. Fethullah Gülen

Josephine 24.08.08 00:49

Hicret Ekseni
 
Hicret Ekseni

Hicret nedir bilmez ki onu, hicret etmeyen,
O bir gurûbdur, ümidi inkisarı bitmeyen...
Kan damlar gibi damlar sînelere her zaman,
Bir başka hasret, başka tasa ve başka hicran.
Günlerin aylar, ayların yıllar uzunluğu
Ve ruhların ahbab, sıla, vuslat susuzluğu,
Duyulur gönlün derinliklerinde sessizce...
Ve melâl türküleri dinler İnsan her gece.
Kederi gibi sevinci de boldur hicretin;
Hakk’a götüren yollar arasında en metin...
Büyüklüğe yürüyenler için o bir köPage Rankingü,
Herkes ona uğramalıydı bundan ötürü.!
Asırlar önceydi; âdet-i ilâhi bu ya,
Tıpkı kabir gecesi gibiydi bütün dünya...
Işığa kapalı sînelerde bir homurtu,
Yarasalar şehrâyiniydi her kuytu.
Güneş doğacak diye zulmet çıldırıyordu,
İblis gönlünce renkli bir hayat sürüyordu.
Yağmura gebe atmosfer sıkışması gibi,
Üst üste bulutlar ki, görünmüyordu dibi.
Kâbe bir kuluçka gibi inim inim haliyle,
Yutkunup duruyordu suskun heyecanıyle.
İnanan dudaklarda sımsıkı bir fermuar,
Ezilen ruhlar ümitsizlik içinde zâr zâr...
Bu binbir gürültü içinde müthiş hissizlik,
Mekân şirke emanet, zamanın dibi delik.
Nebî muzdarip, çevre eza ile hep sarsık,
Canlar dudakta fecir bekleniyordu artık...
Tam bu esnada hâdiselerin en garibi;
Bir sepette Musa’nın Nil yolculuğu gibi,
Işıktan adama "Git" deniyordu şimdilik,
Bir kutlu beldeye ki yollar hep selvilik...
Arkada O, az önde kudsiler dörder-beşer
Ve dirilişe yürüyordu bütünüyle beşer.
Bir sırlı seyahat ki semavî; fakat yerde;
İçinde dönüş muştusuyla biraz ilerde...
Yürüdüler Allah’a güvenerek kol kola,
Ve bir gün ulaştilar devlete giden yola.
Mekke’de gurûb tasası Medine’de şafak,
Dünya yeni bir çagin kapisinda ki apak!
Zamanda hareket, gönüllerde kipirdaniş,
Duyanlar duydu, duymayaninki bir aldaniş...
Eridi kardan adamlar onun nefesiyle
Ve dirildi ölü gönüller altin sesiyle.
Artik çark O’na râm ve önünde iki büklüm,
Gündüzler alnının ziyasından bir tebessüm...
Gönüller "taht-ı revân" O ise bir Süleyman
Her ululuk bir damla, O ise tam bir umman...
Yürüdü iki cihan atının terkisinde,
Yürüdü, son noktanın bir adım berisinde...
Şimdi sırada tekmil çağın garipleri var,
"Hicret" deyip dökülmüş yollara O’nu arar.
Dolaşip durur ve her koyda ayri bir bahar.
Onlarin bagina dikenler eken gül toplar.
Onlarin hamurunu kudret eli yogurur,
Onlarin baginda saksagan tavus dogurur!
Onlar, varligin gaye ölçüsünde nüktesi,
Dillerinde ötelerin güftesiz bestesi...
Felek onlarin ikbaline boyun egmekte,
Kader geçecekleri yollara su serpmekte.
Allah tutkusuyla her zaman başlari mahmur,
Iklimleri cennet kokusuyla buhur buhur...

Kaynak: Sızıntı, Haziran 1995

M. Fethullah Gülen

Josephine 24.08.08 00:50

Hiç
 
Hiç

Yunus'un rûhuna

Gönül Sen’i bulmuş ise,
Başkasini anar mi hiç!
Ateşine yanmiş ise,
Başka nâra yanar mi hiç!

Sen’i bulanlar bulmuştur,
Akip akip durulmuştur,
Ârif Sen’inle doymuştur,
Başkasina kanar mi hiç!

Var eden Sen’sin cihânı,
Varlığın canların cânı;
Bulanlar Sen’de ummânı,
Başka göle dalar mı hiç!

Adı her yerde okunan,
Sînede dertlere dermân,
Gönülden O'na inanan,
Başkasın Rab sanar mı hiç!

İrfan deryâsına dalan,
O'na rûhun fedâ kılan,
Cemâline hayran kalan,
Başka bala banar mı hiç!

O'nu görüp O'na yanan
Yolunun delisi olan,
Arayıp özünde bulan,
Başkasını sorar mı hiç!

M. Fethullah Gülen

Josephine 24.08.08 00:50

Hiç Eskimeyen
 
Hiç Eskimeyen

Ezelden ebede uzayan ibrişim atlas,
Bulutlar gibi serin, yagmurlar gibi berrak;
Rengi, deseni, şivesiyle dünyamiza has,
Tipki Cennetteki süt irmagi gibi apak...
O bir anlik ümit degil, sürüp giden huzur,
Ruhlari semâya taşiyan her yol O’nda...
O’nu tanımak kuvvet, O’na sığınmak nur;
O iklime girenlere sürprizler ard arda...
Taptaze mesajlarıyla hep ilgi odağı,
Cebrail’in ağız suyu var mürekkebinde;
Zümrüt tepeleri sonsuzla halvet otağı;
Atmosferinde şeytan künde üstüne künde...
Varlıkla Yaratan arasında en yeni sır,
En canlı beyan O’nun sesi, O’nun soluğu;
Bu sırra teşne gönüller el pençe ve hazır,
Ufuklarında hep uhrevîlik buğu buğu.
Bahar patlayışı var vaad ettiği günlerde
Ve ebedî var oluş hedefteki emeli;
Yollar sonsuza açılır O’nunla her yerde;
Duyulur yol boyu dost bahçelerinin yeli...
Yıllar hiçlik içinde damla damla erirken,
O’nda ne bilinmez bir zevke dönüşür zaman...
O en sürpriz mesajlarla gelmişti gelirken,
Altin nefesi en onulmaz dertlere derman.
O’nun ikliminde ruhtan feryat işitilmez,
Aşkla yananlar vuslat ümidiyle serinler...
Her mevsim kiş olsa da onda hazan bilinmez
Ve ölümsüzleşir o çerçeveye girenler...
Yürürler sonsuza ellerinde berâtlar,
Vuslata erer ve halvet umarlar her yerde;
Hiç yorulmadan hep uçar bu işik kanatlar,
Aşarlar, aşilmaz meçhulleri perde perde...

Kaynak: Sızıntı, Ekim 1997

M. Fethullah Gülen

Josephine 24.08.08 00:51

Hilafet
 
Hilafet

Gel ey, gül yüzlü, gümüş tenli, gözleri elâ!
Gel ey, gül bahçemde salınan kâmet-i bâlâ!
Uçup gittiğin günden beri hiç göz yummadan,
Hayâlinle söyleşiyorum gurûpta hâlâ...
Dönüp geleceksin diye hep bekleyip durdum,
Uçup gittiğin yolda herkese seni sordum,
Bilsen rûhumda senin’çün neler neler kurdum..!
Hayâlinle söyleşiyorum ey gül-i ra’nâ...

M. Fethullah Gülen

Josephine 24.08.08 00:52

Hızır Çeşmesi
 
Hızır Çeşmesi

Ufukta ard arda şafaklar ve göklerde nûr,
Sarıyor her yanı, boğuyor karanlıkları;
Hırıltıda artık câhiliye artıkları...
Ve üfül üfül esiyor her tarafta huzûr...
Sanki bağrına ışıklar yağıyor gibi Tûr,
Göründü toplumun asırlık aradıkları;
Hızır çeşmesi şimdi başına vardıkları
Çehrelerinde ışıl ışıl bitevî sürûr.
Işık hep karanlığı takib etmiştir meşhûr;
Bütünleşiyor zamanın parçaladıkları,
Bir bir çıkıyor Hakk dostunun anlattıkları;
Bizlere zaferler, gülbanklar; soysuza kubûr...

M. Fethullah Gülen

Josephine 24.08.08 00:52

Hülyâlardaki Gerçek
 
Hülyâlardaki Gerçek

Hayâlimle oturdum o eski bahçelerde,
Bir devri şen-şakrak yaşadığımız yerlerde...
En tatlı rüyâlara açıldım perde perde,
Saâdetlerle coştuğum kutlu tepelerde...
Hayâlimle oturdum o eski bahçelerde...
Derken kasvetli bulutlar ufuktan silindi,
Bin hâtıra zevkiyle gökten baharlar indi.
Cennet yamaçları gibi renkli ve derindi;
Şafağın ağaran dağları bir bir gerindi,
Derken kasvetli bulutlar ufuktan silindi...

Bir yol parıldıyordu az ötede gümüşten,
Yolda ışık vardı geçmişteki tatlı düşten...
Düşler, mesajlar sunuyordu öze dönüşten;
Tam sînelerdeki med vakti bu köpürüşten,
Bir yol parıldıyordu az ötede gümüşten.

Saldım kendimi bir âleme ki, yok serhaddi,
Silinip gitti hayâlimden ne varsa maddî...
Hummâlı gözlerimde yaz rüyâları şimdi,
Çoçukluğumdan beri kurduğum hayâlimdi...
Saldım kendimi o âleme ki, yok serhaddi...

M. Fethullah Gülen

Josephine 24.08.08 00:53

Hülyâlarımdaki Dünya
 
Hülyâlarımdaki Dünya

Söyleyin nerde ruhumun dünyasi o diyâr,
Ferhat gibi daglari yarip yarip gideyim...
Eşigine baş koyup da aglayayim zâr zâr,
"Ne olur gel, gel artik" diye feryât edeyim!
Yillar var senin hayalinle avunuyorum,
Kanayan şu gönlümde en onulmaz yaralar;
Kimse bilmez nasil bir hicranla yaniyorum,
Gözlerimden akan gönlümdeki hâtiralar...
Ey tatli hülyâ bir şifâ sun kendi dilinden,
Âteş-i hicranimi onunla söndüreyim.
Vur mizrabini nagmeler duyur bamtelinden,
Duyur ki onunla efgânimi dindireyim.

Kaynak: Sızıntı, Eylül 1998

M. Fethullah Gülen

Josephine 24.08.08 00:53

Hülyâlı Mavilikleriyle Geceler
 
Hülyâlı Mavilikleriyle Geceler

Her zaman ayrı bir ışıkla tüter geceler,
Ruh o sessizlik içinde sonsuzu heceler...
Aşanlar, kendi serhaddini gecede aşar...
Ve insan bu ufkuyla hep ötelerde yaşar.
Gecede sessizlik huzuru besleyen şarkı;
Budur bence karanlıkların ışıktan farkı...
Her gece kudret gök kapılarını aralar,
Bu büyülü mavilikte tüllenir verâlar.
Renk, şekil, koku bütünüyle silinir gider;
Gecede iç içedir havf-recâ, sevinç-keder.
Yer yer her yanda visâl esintisi duyulur,
Ve duygular matkap salınmış gibi oyulur...
Anlar anlayan, O her yerde Hâzır ve Nâzır,
Bir araya gelmiş gibidir Mûsâ ve Hızır...
Lâhûtun sînelere çarpan akislerinden,
Duyulur kul olmanın neş'esi tâ derinden...
Leylîler mest ü mahmur, dudaklarında kevser,
Gecede rüzgar vuslat kokularıyla eser.
Sıyrılır gönül varlığın dar hendesesinden,
Ve sonsuzluk besteleri sunar kendi sesinden...
Her yana büyüleyen bir uhrevîlik siner,
Sonra ruhlara dalga dalga vâridât iner.
Denizler gibi coşar, köpürür duygular,
Ruh içini dökeceği tenha bir koy arar.
Baş-ayak aynı yerde, öper alnı seccade,
Budur insanı yakınlığa taşıyan cadde...

Kaynak: Sızıntı, Şubat 1996

M. Fethullah Gülen

Josephine 24.08.08 00:54

Hüzün
 
Hüzün

Hayatın sonbaharı güneş ufukta mosmor,
Dünya âdetâ bir hayalet gibi sopsoğuk...
Hüzünle tülleniyor akşam olunca ufuk;
Altın saçlı sabahlar artık gülümsemiyor...
Günler-geceler hep ukbâ türküsü söylüyor.
Tıpkı hazan serinliğinde yaprak sesleri,
Buğulu bir edâ var varlığın çehresinde...
Gönlüm her an değişen renklerin pençesinde,
Daha engin duyuyorum uhrevî hisleri;
Yaşlandıkça gönlümde yıkılan hevesleri...
Ömrün baharında duyduğum neş’eler sonmuş,
Dolaşiyorum ötelere açik koylarda;
Bir boşluk yaşiyorum dügünlerde-toylarda...
Sanki bütün eşya uhrevîlige bürünmüş
Ve gençlikle kizaran günler hasrete dönmüş.
Geçmişe bakip yarinlari heceliyorum,
Hissiyâtim lime lime duygularim yirtik;
Gönlümden kopup gelen bir hüzünlü hiçkirik,
Her gün bir ayri hafakanla geceliyorum...
"Çölden çöle geziyor", "Yâr" deyip inliyorum!
Artik vuslat eli perdeyi aralayincaya dek,
Sakin ayrilma ey tasa, sen bana lazimsin!
Gökkuşagi gibi hep ufkumda kalmalisin!
Tâkatime eş, rahmetin enginligine denk...
Sen gerçek çilekeşlerin çilesine mihenk!

Kaynak: Sızıntı, Mart 1995

M. Fethullah Gülen


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 08:38 .

Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2