![]() |
Çok Sevmek Çok Sevmek Bizi kandıran o şarkılar, o mavi gece O sıcaklığı beyaz ellerin, o ilk bakış Sebepsizliğin sebep olduğu şafak vakti O çok sevmek gecelerde o çaresiz aldanış. Uzayan saçlar, alyında avuçlarımızın İşte o, insanın bir yerde, aşka boyun eğmesi Kırılmak, bölünmek, o hep bütünlenmek O çok sevmek, tenin bir başka tene değmesi. Yanmak mı o eski çağlarda yanmak Kül olup savrulmak rüzgara karşı İlk kesilmişliği mağrur ellerimizin O çok sevmek, kanımızın o ilk akışı. İşte pınarlar, testiler, ırmaklar, çeşmeler Kanlı avuçlarla içmek aşkı kanmadan O kıyılarımızdaki denizin ilk coşkunluğu O çok sevmek büyütmek onu hep, orada o zaman Kazımak ulu ağaç gövdelerine adımızı Yazmak her şeyi bir bir kumların üstüne O her işkenceye mahkum olmuşluğumuz O çok sevmek, daha çok sevmek günden güne. Öyle delicesine, öyle korkunç, öyle çılgın O çok sevmek o yanardağ, o ateş, o yangın... Ümit Yaşar OĞUZCAN |
Dağ Rüzgarı Dağ Rüzgarı Kaderde senden ayrı düşmek de varmış Doğrusu bunu hiç düşünmemiştim... Seni tanımadan Hele seni böyle deli divane sevmeden Yalnızlık güzeldir diyordum Al başını, kaç bu şehirden Ufukta bir çizgi gibi gördüğün dağlara Rüzgarın iyot kokularını taşıdığı denizlere git Git gidebildiğin yere git diyordum Oysa ki, senden kaçılmazmış Yokluğuna birgün bile dayanılmazmış. Bilmiyordum... Yine de dayanmağa çalışıyorum işte Bir kır çiçeği koparıyorum gözlerine benzeyen Geçen bulutlara sesleniyorum ellerin diye Rüzgar güzel bir koku getirmişse Saçlarını okşayıp gelmiştir diyerek avunuyorum Yaşamak seninle bir başka zamanı Bir başka zamanda seni yaşamak Herşeyden önce sen Elbette sen Mutlaka sen İster uzaklarda ol İster yanıbaşımda dur Sen ol yeter ki bu zaman içinde Ben olmasam da olur Seni bir yumağa sarıyorum yıllardır Bitmiyorsun Çaresizliğim gün gibi aşikar Su olup çeşmelerden akan güzelliğin İnceliğin ışık ışık yüzüme vuran Sen güneş kadar sıcak Tabiat kadar gerçek Sen bahçelerde çiçekler açtıran Sudan, havadan, güneşten yüce varlık Sen, o tek sevgi içimde Sen görebildiğim tek aydınlık Bir nefes de benim için al Havasızlıktan öldürme beni Bulutlara, yıldızlara benim için de bak Susadım diyorsam Bir yudum su içmelisin Ben yorulduysam sen uyumalısın Ellerim sevilmek istiyor Saçlarım okşanmak istiyor Dudaklarım öpülmek istiyor Anlamalısın. Ağaçların yeşili kalmadı Gökyüzünün mavisi yok Bu dağlar o dağlar değil Rüzgarında kekik kokusu yok Kim bu çaresiz adam Bu kan çanağı gözler kimin Kaç gecedir uykusu yok Gündüzü yok Gecesi yok Yok Yok Anladım Sensiz yaşanmaz bu dünyada İmkanı yok. Ümit Yaşar OĞUZCAN |
Değer mi Değer mi Bir rüya görür gibi Seninle bulutlara uçtuğumda Bir ateş yakar beni Sevginle tutuştuğumu sanırdım Yağmur olur damla damla Öperdim öperdim dudaklarından Bir nehir gibi çağlar Akardım akardım damarlarından Değer mi hiç değer mi hiç Değer mi değer mi söyle Bir rüya ömür boyu Sürer mi sürer mi böyle Değer mi hiç değer mi hiç Değer canım değer elbet Değer birtanem Aşkı için herşeye Ne hayal ne de gerçek Engel mi kanatlanmadan uçmaya Değer canım değer birtanem Ümit Yaşar OĞUZCAN |
Deliler Deliler Birinci deli kara sevdalı Elinde kağıt kalem İri memeli, geniş kalçalı Kadın resimleri yapıyor Burumuş bir mektup avuçlarında Hem ağlıyor, hem öpüyor İkinci deli Tanrıya küskün Çıkmış dinden, imandan Küfrediyor bütün gün Kocaman kocaman elleri var Bir tutuşta parçalayacak gökyüzünü Bıraksa gardiyanlar Üçüncü deli zavallının biri Bakışları bomboş Cam gibi mavi gözleri Bir yangında dört yıl önce İki çocuğu yanmış cayır cayır Çıldırmış, karısı da ölünce Dördüncü deli bir eski zengin Düşmüş, namerde muhtaç olmuş Bir dilim ekmek için Hala rüyasını görür geçen zamanların Sekiz silindirli otomobillerin Dağ gibi apartmanların Beşinci deli aklı başında Besbelli hayli dirsek çürütmüş Büyük ümitler peşinde Deli demeğe bin şahit ister Beğenmemiş gidişini dünyanın Deli demişler. Ümit Yaşar OĞUZCAN |
Derinlerde Derinlerde Ne zaman tutsam ellerini Gözlerimin önünden mevsimler geçer Ne zaman gözlerin gözlerime değse Samanyolundan bir yıldız düşer Yaşanmış, yaşanacak zamanlar içinde En güzeli akşam saatleri, buluştuğumuz Gözgöze, iki büyük yangın gibi O yanıp yanıp tutuştuğumuz Başdöndüren o sonsuz heyecan Çıldırtan arzular kesen nefesi En güzel bütün korkuların Bu ateşte bir bir erimesi Son değil o başlangıç yaklaşan Tenin bir yerde aşka hazırlığı Bir buğu halinde geçen zaman Ve gözlerde sabahın ilk aydınlığı Yıllarla büyütmek her dakikayı İnmek seninle derinlerine aşkın Öpülen bütün nimetler içinde En güzeli senin dudakların. Ümit Yaşar OĞUZCAN |
Diyebilseydim Diyebilseydim Anladım diyemem ki! Suçluyum Belki ben anlatamadım sana kendimi Tutuştum, yandım da yokluğunda her gece Yine gözyaşlarımla söndürdüm kalbimi Her gün her dakika seni özlerdim Bitmezdi kederim senin yanında bile Susardım, gözlerime baktığın zaman Mermer bir heykelin çaresizliğiyle Oysa neler düşünürdüm sen yokken Sana kavuşunca neler söylemek isterdim Dakikalar bir ışık hızıyla geçerdi Ayrılık başlayınca ben biterdim En kötüsü beni koyup gitmendi O öyle bir yalnızlıktı anlatılmaz Hep yarım kalmış heyecanlar hazlar içinde Biterdi bir kış, geçerdi bir yaz Ve nice yıllar kovalardı birbirini Gözlerimde gitgide büyürdü mesafeler Bütün teselliler uzaklarda kalırdı Bütün çiçekleriyle solardı bahçeler Ne olurdu saadetlerin en büyüğü İşte ellerimde al, diyebilseydim Anlardın, ve hiç gitmezdin, değil mi Bir gün duyduğum gibi kal diyebilseydim. Ümit Yaşar OĞUZCAN |
Dost Bildiklerim Dost Bildiklerim Sanırdım gündüzdü onlarla gecem İçimde ümitti dost bildiklerim. Ne zaman yıkılıp yere düştüysem Bırakıp da gitti dost bildiklerim. Hepsi varken baharımda, yazımda; Kışın bir burukluk kaldı ağzımda, Seneler senesi oysa gözümde Cihana eşitti dost bildiklerim. Nerede o sözlere kandığım günler? Her gülen yüzü dost sandığım günler; Acıdan kahrolup yandığım günler Ta canıma yetti dost bildiklerim. Meydana çıkalı asıl çehreler Aydınlanmaz oldu artık geceler Yalanlar tükendi, indi maskeler Birer birer bitti dost bildiklerim. Korkar oldum bana "dostum" diyenden Yoksa yok olandan,varsa yiyenden Ne onlardan eser kaldı ne benden Beni benden etti dost bildiklerim. Ümit Yaşar OĞUZCAN |
Dost Koşması Dost Koşması Büyük dertler birbirinden Sıralanır, sıralanır Gönül her gün bir yerinden Yaralanır, yaralanır. Yüzleri var türlü biçim Belli değil gerçek dost kim Vefa diye şu yüreğim Paralanır, paralanır Başta bin türlü düşünce Hep karanlık gündüz gece Doğru söyliyen ömrünce Karalanır, karalanır Ömür boyu düşündüğün Sırlar çözülecek bütün Şu demir kapılar bir gün Aralanır, aralanır Ümit Yaşar OĞUZCAN |
Dostlar Seni Unutur mu Dostlar Seni Unutur mu Doldurulmaz yerin senin Dostlar seni unutur mu? Hiç sönmezdi nurun senin Dostlar seni unutur mu? Tertemiz bir özün vardı Apaydınlık yüzün vardı Söylenecek sözün vardı Dostlar seni unutur mu? Her gerçeği gören sendin Aşk sırrına eren sendin Gönüllere giren sendin Dostlar seni unutur mu? Çektin, yazdın ve söyledin Verdin, almak istemedin Sadık yarim toprak dedin Dostlar seni unutur mu? Hiç kimseyi incitmedin Kalp kırmadın, kin gütmedin Dostlarını unutmadın Dostlar senu unutur mu? Şiirde sağlam temeldin İnsanlıkta en güzeldin Biz bir ÜMIT, sen VEYSEL'din Dostlar seni unutur mu? Ümit Yaşar OĞUZCAN |
Düşle Gerçek Arasında Düşle Gerçek Arasında Durup durup seninle karşılaşıyorum her yerde Karşıma çıkıyorsun her köşebaşında sen Kimi gün parklarda, kimi gün sokaklarda, caddelerde Gözgöze geliyoruz, saatlerce bir şey söylemeden. Hiç değişmemiş diyorum içimden, ne güzel İşte yine o! Yine mahzun, yine dalgın, yine ürkek Hadi gel diyor dudakları.----Özledim, hadi gel Biliyorum oysa; uzatsam ellerimi, gidecek. Bu bir aldanış mı? Yoksa var oluş mu yeniden Söyle bir son mu? Bir başlangıç mı? Bir dönüş mü? Ne oldu o güzelim zamanlara ansızın uçup giden? Hadi uyandır beni, söyle; gördüğüm zamansız bir düş mü? Hadi git, uzaklaş, yokluğuna inandır beni gerçekten Yoruldum, her bulduğum yerde seni kaybetmekten Ümit Yaşar OĞUZCAN |
Erkekler de Ağlar Erkekler de Ağlar Kederler vardır yağlı bir ilmek gibi Dolanır boynumuza kör gecelerde. Bir boşlukta durmadan sallanır insan Ki ağlamak son çaredir o yerde. Gözyaşı... O ilk isyanı çocukluğumuzun Bir nehrin yatağından ilk taşması, Yaşamak, sele boğulması arzuların Ve nehirlerin sonunda bir denize karışması Ölür zamanla anılar, dostlar, sevgiler Bir yürek ne kadar dayanır bu özleme? Çalgılar çalmaz olur, şarkılar biter O yer son çizgidir erkekte direnmenin, Son gülüş de uçar gider dudaklarından Bir damla yaş süzülür solgun yanaklarından. Ümit Yaşar OĞUZCAN |
Flört Flört Biz şimdi flört ediyoruz sözüm ona Bir vahşi hayvan sesleniyor içimizden Gözlerini avucumda buluyorum aradığımda Sonra dudakların, küçük, öptükçe güzelleşen Bir mahzun oluşun var kadınca, kadınlarca Bir çağrışın var ellerimi, sevişmeye uzun Ah anlatamam utanırım, yıllarca, yüzyıllarca Ansızın gitsen bile, içimde kalır yokluğun. -2- İpek çoraplarında gözlerim biraz daha tutkun Bir şeydir o şeyler, bir şeydir görüyorum Kaçmaya alışkın ayakların öyle yorgun Bak sen tutup önce dizlerinden öpüyorum Sana sen diyeceğim, sizlerden usandım Ellerin ellerin diyeceğim, sıcacık, küçücük Eskiden bir sevgilim vardı, onu hatırladım Her öpüşmemizde biraz daha ölürdük -3- Lafı mı olur yanında güzelliğin, taptazeliğin Baş döndüren bir çiçektir tenin pembemsi, ak Kollarında, elbet bir şarkıyım söylediğin Elleri kelepçeli mahkum, ayakları prangalı, tutsak Seninle bir çok evlerde, bir çok odalarda Çoğalıp küplerce, karelerce bir çok olmuşuz Biz hep o yerlerde, oralarda oralarda Soyunup tüm korkulardan sevişmeye durmuşuz. Ümit Yaşar OĞUZCAN |
Galata Kulesi Galata Kulesi 6 Haziran 1973 Pırıl pırıl bir yaz günüydü Aydınlıktı, güzeldi dünya Bir adam düştü o gün Galata Kulesinden Kendini bir anda bıraktı boşluğa Ömrünün baharında Bütün umutlarıyla birlikte Paramparça oldu Bir adam düştü Galata Kulesinden Bu adam benim oğlumdu Gencecikti Vedat Işıl ışıldı gözleri İçi Bütün insanlar için sevgiyle doluydu Çıktı apansız o dönülmez yolculuğa Kendini bir anda bıraktı boşluğa Söndü güneş, karardı yeryüzü bütün Zaman durdu Bir adam düştü Galata Kulesinden Bu adam benim oğlumdu "Açarken ufkunda güller alevden" Çıktı, her günkü gibi gülerek evden Kimseye belli etmedi içindeki yangını Yürüdü, kendinden emin Sonsuzluğa doğru Galata Kulesinde bekliyordu ecel Bir fincan kahve, bir kadeh konyak Ölüm yolcusunun son arzusuydu bu Bir adam düştü Galata Kulesinden Bu adam benim oğlumdu Küçücüktü bir zaman Kucağıma alır ninniler söylerdim ona Uyu oğlum, uyu oğlum, ninni Bir daha uyanmamak üzere uyudu Vedat 6 Haziran 1973 Galata Kulesinden bir adam attı kendini Bu nankör insanlara Bu kalleş dünyaya inat Şimdi yine bir ninni söylüyorum ona Uyan oğlum, uyan oğlum, uyan Vedat. Ümit Yaşar OĞUZCAN |
Gel Beraber Ağlayalım Gel Beraber Ağlayalım Gel beraber ağlayalım sabah olmadan Damla damla bir zehir karışsın kanımıza İnsanları affedelim, yaşamayı sevelim Sonra insan yaratıldığımıza zavallılığımıza Gel beraber ağlayalım Hatırla tekrarı, bir ömre bedel dakikaları Gerçek olmayan hayallerimizi düşün Biz de bir yerde insanız neyleyelim Hep böyle bıçağın kemiğe dayandığı gün Gel beraber ağlayalım O ayrılığın kederin hüküm sürdüğü O zamanın ilerlemediği gecelerde Söyle kime yalvaralım, kimi bekleyelim Hep böyle bıçağın kemiğe dayandığı gün Gel beraber ağlayalım Ne aradık, ne bulduk bu yeryüzünde İnan sevdiğim bizi aldattılar Sonunda yapayalnız kaldık neyleyim Gel, dünya duruncaya kadar, ölünceye kadar Gel beraber ağlayalım Ümit Yaşar OĞUZCAN |
Gerçekten Sevmek Gerçekten Sevmek O durmadan kaçıyor; Sen ardından gitmiyorsan; O günün her saatinde saklanıyor, Sen yollara düşüp deli divane aramıyorsan; O sana acıların en büyüğünü tattırıyor, Sen bundan en yüce hazzı duymuyorsan; Boşuna aldatma kendini, Onu sevmiyorsun demektir. Elindeki içki kadehinde, Dudağındaki sigarada , Okuduğun kitapta, Mırıldandığın şarkıda, Söylediğin şiirde, Gördüğün rüyada Ve yaşaman için Ciğerlerine doldurduğun havada O yoksa; Onun vazgeçilmezliğini anlamamışsan; Onu sevmiyorsun demektir. Renkler onunla değerlenmiyorsa, Örneğin onsuz kırmızı kırmızılığının, Mavi maviliğinin farkında değilse, Beyaz yalnız o giydiği zaman Güzelliğini haykırmıyorsa, Sabahları onu görünceye kadar Güneş doğmuyorsa Ve onsuz gökyüzü geceleri Aya, yıldızlara Hasret değilse Onu sevmiyorsun demektir. Sokakta gördüğün her yüzde Ondan birşeyler aramıyorsan, Güzel bir manzara, Hüzünlü bir musiki onu hatırlatmıyorsa, Uykudan uyandığın zaman Yaşamakta olduğundan önce Onu hatırlamıyorsan, Omuzlarına dökülmüş saçları, Bir sis perdesinin ardında Her zaman gülen, Işık saçan gözleri Aklına gelmiyorsa, Durup durup avuçlarının Sıcaklığını özlemiyorsan; Onu sevmiyorsun demektir. Dünyada yaşıyan öteki insanların Senin için hala bir değeri varsa, Ona karşı tutumunu Toplumun köhne ve manasız Kurallarına göre ayarlıyorsan Ve açık açık Sanki var olduğunu haykırırcasına Sevgini söylemiyorsan; Onu sevmiyorsun demektir. Yok o senin için Herşeyden değerliyse, Gözünü yumduğun anda Onu görebiliyorsan, O bütün şarkılarda, Bütün şiirlerde, Bütün resimlerde ise, Ona muhtaç olduğunu Söylemekten utanmıyorsan, Senin içten ve büyük sevgine Karşılık vermiyeceğinden Korkmuyorsan, Bütün bencil duygularından Sıyrılabilmişsen Onun için herşeyi, Ama herşeyi yapacak gücü Kendinde buluyorsan, Her hali sana Ayrı ayrı güzel geliyorsa, Karşısında kendini Bir çocuk gibi hissediyorsan, İstediği anda onun için Ölebileceksen, Onun için yaşıyorsan Ve yine onun için Bildiğin bilmediğin Bütün düşmanlıklara Karşı koyabileceksen, O her geçen dakika Sende biraz daha büyüyorsa Ve kendi kendine bile Çok sevdiğini bütün Samimiyetinle, İnanmışlığınla İtiraf edebiliyorsan, Bir gün o seni hiç, Ama hiç sevmediğini söylese bile, Senin sevginde azalma olmayacaksa Ve ölünceye kadar onu aşkların En ölümsüzü ile sevebileceksen; İşte o zaman Onu seviyorsun demektir. O sana sevmeyi, Gerçek aşkı öğretti. Sen onu hep sevecek Ve sevilmenin mutluluğunu tattıracaksın. O, hiç sen olmasan bile, Seni bir parça sevmese bile... Ümit Yaşar OĞUZCAN |
Giden Bir Ömre Gazel Giden Bir Ömre Gazel Zamanlar iyi kötü yaşanır gider Sanma bu yol sonsuza uzanır gider Anahtar açmaz olur bir gün kilidi Ne kalmışsa içinde paslanır gider Kişi çıktığı yerden düşer ansızın Bir salıncak boşlukta sallanır gider Bir gün anlar her şeyin boş olduğunu İnsan insanlığından utanır gider Çöker omuzlarına birden gökyüzü Ne bulmuşsa hepsinden usanır gider Dönülmez bir yerinde yaşantısının Her insan bir rüyadan uyanır gider Bir gün gelir ümitler solar çaresiz Sevenler sevilenler aldanır gider Anlarız her gerçeği son dakikada Bir hançer bağrımıza saplanır gider Ümit Yaşar OĞUZCAN |
Hatırlama Hatırlama Ne zaman elime bir kalem alsam Sana seslenmek geliyor içimden Güzelliğini hatırlıyorum bir yaz günü Yine gemiler geçiyor uzaklardan Biz yosun kokulu rıhtımlarda el ele Şehirlerden İstanbul, aylardan temmuz Ne zaman elime bir kalem alsam Geçmişi seninle yeniden yaşıyoruz Ne zaman elime bir kitap alsam Hep seni okuyorum inanır mısın istiyorum seni anlatmalı bütün romanlar Sevilen kadın hep sen olmalısın. Ne zaman elime bir kibrit alsam Yine İstanbul'u yakmak geçiyor aklımdan Bu sensiz sokakları, bu evleri Bu plajları bu denizleri Sensiz kaldığım bu şehri tüm yakasım geliyor Yine alev alev bir istanbul düşünüyorum Ve çaresiz yaktığım bütün sigaraların Dumanlarında seni görüyorum. Ne zaman elime bir fırça alsam Yüzünü çiziyorum kapılara, duvarlara Bir bir hatırlıyorum bütün hatlarını Gözlerini dudaklarını saçlarını Baktığım her yere gölgen düşüyor Dokunduğum her şeyde senin sıcaklığın Sonra dağlar, denizler giriyor aramıza Gitgide büyüyor uzaklığın Ne zaman elime bir kadeh alsam Delicesine sarhoş olmak istiyorum İçkiler seni hatırlatıyor yine Kırıyorum birbiri ardınca kadehleri Artık hiç bir şey kâr etmez biliyorum Ne dost, ne içki, ne aşk, ne kadın Gözlerimde yıllardır eşsiz olan Değişmeyen bir sen varsın Ne zaman elime bir ayna alsam Gözlerimden korkuyorum, bakışlarımdan Bu seni unutamayan benden korkuyorum Uçurum çizgiler, kara gölgeler Bir sonun belirtileri yüzümde yer yer Karşımdaki yüz sefil bir akşam Hep sana sesleniyorum duyuyor musun Ne zaman elime bir kağıt alsam. Ümit Yaşar OĞUZCAN |
İmkansız Aşk İmkansız Aşk Falcı kadın yalan söylüyor yalan Bizi birbirimiz için yaratmış Tanrımız Nasıl mümkün değilse Yıldızları toplamak gökyüzünden Öylesine imkansız bir şey aşkımız Kurudu gölgesinde oturduğumuz ağaçlar Bahçelerde sevdiğin çiçekler kalmadı Sadece hatıralarda ebedi olan Vazgeçemediğimiz, unutamadığımız Onlar bile bize yar olmadı Unut benden kalan ne varsa Unutmak tesellidir yalnızlığın Güneşi bir kadeh şarap gibi içip Delicesine sarhoş olmak En güzel tarafı imkansızlığın Ümitlerimiz fırtınalı denizler ortasında Bir hurda teknedir şimdi Dalgalar dünden daha zalim Rüzgar daha hoyrat Ne bulut var ufuklarda ne gemi Mevsimler toz pembe değil Gündüzler gecedir, geceler zindan Güneşin doğmasını beklemek boşuna Boşuna artık medet ummak Taş kalpli zamandan İnan ki! Kırılmış bir ayna gibi Paramparça, kırık dökük aşkımız Çaresizliğin, ümitsizliğin türküsü Türkülerin en içlisi, en hüzünlüsü Büyük aşkımız Ümit Yaşar OĞUZCAN |
Islak Gül... Islak Gül... Seninle paylaşmak uykularda en büyük günahları Seninle uyanmak nice çılgın gecelerden sonra. Alır, götürür beni kokun uzaklara, en uzaklara Ağzın; dudaklarımda ıslak bir güldür sabahları Tenin çekiyor beni, tenin tutmuş saçlarımdan Afrikalı kölenim senin, esirinim, mecburunum Gözlerin değmese gözlerime kahrolurum Ölürüm, çekersen ellerini avuçlarımdan Dönsün başım, tutuşsun damarlarımda kanım Gel, otur yanı başıma, erişilmez kadınım Yum iri gözlerini, devir kirpiklerini Ser önüme, bir hazine gibi güzelliklerini Sana en muhtaç olduğum şu anda gel. Yaşamak olsan da gel, ölüm olsan da gel... Ümit Yaşar OĞUZCAN |
Karanlıklar Üstüne Karanlıklar Üstüne Artık hiç sabah olmayacak yavrum Çok uzun sürecek bu siyah gece Ta zaman durunca, ömür bitince Alış karanlığa, gözlerini yum Artık hiç sabah olmayacak yavrum Bilirim bu mor sükutu bilirim Beyaz olmalı geceler, bembeyaz Karanlıklar üstünedir şiirim Bilirim, bu mor sükutu bilirim Dağlar gibi deryalar gibi sonsuz Karanlık, karanlık ölümden beter Bir yol ki hayatla beraber biter Taştan bir sükut ki hissiz ve ruhsuz Dağlar gibi deryalar gibi sonsuz Artık hiç sabah olmayacak yavrum Bitkin gözlerime son bir defa bak Bir daha o yerden gün doğmayacak Bu mor gecelerde kayboldu ruhum Artık hiç sabah olmayacak yavrum... Ümit Yaşar OĞUZCAN |
Kum Kum Sen kum nedir bilmezsin Deniz görmedin ki Yum gözlerini zamanı düşün Deniz bir gözünde Kum bir gözündedir. Sen taş nedir bilmezsin Dağa çıkmadın ki Yürü ufuklara doğru Dağ bir ayağında Taş bir ayağındadır. Sen kül nedir bilmezsin Ateş yakmadın ki Uzat ellerini gökyüzüne Ateş bir elinde, Kül bir elindedir. Sen kan nedir bilmezsin Ölmedin, öldürmedin ki Yat toprağa boylu boyunca Ölüm bir yanında Kan bir yanındadır. Sen aşk nedir bilmezsin Beni sevmedin ki Ağla ağlayabildiğin kadar Bütün güzellikler sende AŞK bendedir. Ümit Yaşar OĞUZCAN |
Seninle Ölmek İstiyorum Seninle Ölmek İstiyorum Dağ başında bir avcı kulübesi Yerle diz boyu kar Ocakta ateş Dışarda rüzgar Hadi gel Önce sevişmeliyiz uzun uzun Yerdeki ayı postunun üzerine uzanmalıyız Bütün vücudunu santimetrekarelere ayırıp Birer birer öpmeliyim Ve sonra sımsıkı sarılmalıyım sana Böylece ölmeliyiz Aradan yıllar geçip Bizi buldukları zaman Etlerimiz çürümüş olsa da Kemiklerimiz ayrılmamalı birbirinden Hadi gel Nefes almak hüner değil Seninle ölmek istiyorum. Ümit Yaşar OĞUZCAN |
Serenad Serenad Senden başka kimse bilmesin istiyorum Gözlerimin nasıl aşka çağırdığını Bakışlarımın nasıl gel diye haykırdığını Gözlerimden, belli oluyor seni sevdiğim Ellerimin aradığı ellerindir geceler boyu Mümkün değil, bu sevgiyi bıçaklayamam ki Ne yapsam, dolmuşum artık, saklayamam ki Ellerimden belli oluyor seni sevdiğim Nasıl bekliyorum özlemle, görüyor musun? El ayak çekilsin, sonsuz bir gece gel Tarama saçlarını, öylece gel Dudaklarımdan belli oluyor seni sevdiğim Başka yangınlara benzemez bu yangın, sönmez Bir şey var her yerimi tutuşturan yakan Bu sensizlikte sebil çeşmeler misali akan Göz yaslarımdan belli oluyor seni sevdiğim Sevgilerin en ölmezini sana sakladım, gel Simdi denizler en mavi, ormanlar en yeşil Seninle olayım da dünya umurumda değil Dinle; kalbimin vurusundan belli oluyor seni sevdiğim Ümit Yaşar OĞUZCAN |
? ? Beni hatırladıkça için ürperecek, Boşanan gözyaşlarını tutamayacaksın Boşuna zorlama kendini sevdiğim, Biliyorum, unutamayacaksın Ümit Yaşar OĞUZCAN |
BİR GÜN Apansız uyanırsan gecenin bir yerinde Gözlerin uzun uzun karanlığa dalarsa Bir sıcaklık duyarsan üşüyen ellerinde Ve saatler gecikmiş zamanları çalarsa Bil ki seni düşünüyorum Bir vapur yanaşırsa rıhtımına bin, acil Örtün karanlıkları masmavi denizlerde Ve dinle kalbimi bak nasıl çarpıyor nasıl O bütün özlemlerin koyulaştığı yerde Bil ki seni bekliyorum Bir sabah gün doğarken aç perdelerini, bak Sevinçle balkonuna konuyorsa martılar Kendini tadılmamış derin bir hazza bırak Dökülsün dudağından en umutlu şarkılar Bil ki seni istiyorum Gecelerden bir gece uyanırsan apansız Uzaklarda elemli, garip bir kuş öterse Bir ceylan ağlıyorsa dağlarda yapayalnız Ve bir gün kabrimde bir kara gül biterse Bil ki SENİ SEVİYORUM Ümit YAŞAR OĞUZCAN buda emeğin için sevda paylaşım için tşk edrim en sevdiğim şairlerden birisidir |
--->: Ümit Yaşar Oğuzcan Şiirleri YIKIK Bugün yıkığım biliyor musun? Ezginim, çaresizim, umutsuzum Sancılıyım bırakma beni, insanlar kötü Bırakma beni korkuyorum. Bir deli otlar büyüyor içimde Sancılıyım, yorgunum, kederliyim Bu halini sevdim gitme kal Çamurlar çirkefler içindeyim Bir dayak yemiş adamım şimdi Bezginim, kararsızım, yılgınım Al götür beni o kayıp gecelere Yeter ikimize yalnızlığım Ümit Yaşar Oğuzcan |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 23:05 . |
Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2