tualimforum.com  

Geri git   tualimforum.com > GÖRSEL SANATLAR > Ünlü Ressamlar ve Resimleri > Yabancı Ressamların Biyografileri ve Eserleri
Kayıt ol Yardım Üye Listesi Ajanda Bugünki Mesajlar

Yabancı Ressamların Biyografileri ve Eserleri Yabancı ressamların hayatı,Yabancı ressamların eserleri...


Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Henri de Tolouse Biyografisi Eserleri
Konudaki Cevap Sayısı
1
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
1373

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler
Alt 28.02.08, 10:36   #1 (permalink)
Kullanıcı Profili
Administrator
 
tualim - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Jan 2008
Mesajlar: 2.920
Konular: 3793
Puan Grafiği
Rep Puanı:22454
Rep Gücü:20
RD:tualim has a reputation beyond reputetualim has a reputation beyond reputetualim has a reputation beyond reputetualim has a reputation beyond reputetualim has a reputation beyond reputetualim has a reputation beyond reputetualim has a reputation beyond reputetualim has a reputation beyond reputetualim has a reputation beyond reputetualim has a reputation beyond reputetualim has a reputation beyond repute
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 125
207 Mesajına 2.102 Kere Teşekkür Edlidi
:
Standart Henri de Tolouse Biyografisi Eserleri

Henri de Tolouse-Lautrec

19. Yüzyılın sonunda yaşamış ilginç bir ressamdır Lautrec. Aristokrat bir ailenin oğluydu ama akraba evliliğinin bir sonucu olduğu için şu an adı bilinmeyen genetik bir hastalığı mevcut idi. Kırılgan kemikleri ve asimetrik vücut yapısı babasının onu kendinden uzaklaştırmasına yol açmıştı. Boyunu uzatmak için uzun dönem değişik ve ızdırap verici (başından ve ayaklarından çekerek boyunu uzatmak gibi) tedaviler uygulandı ama sonuç alınamadı. Üstelik her iki bacağında yaptığı peş peşe kırıklar nedeniyle bir daha asla uzayamadı.Aristokrat ailesinin deoğru tedavi yöntemleri yerine üfürükçülerle ve büyücülerle tedavi ettirmeye çalışmasının da sonuçta payı büyüktü. Lautrec kendini resme verdi. Ancak klasik anlayışta bir resim yerine poster sanatçılığına soyundu. Ve bu konuda öyle başarılı oldu ki bir dönem reklam amaçlı asılan posterleri hayranlarınca asılır asılmaz sökülür oldu. Asıl ününü Moulin Rouge müzikholünü anlatan resimlerde yaptı. Bir dönem de genelev çalışanlarını resmetmeye merak sardı. Ancak bunlar aristokrat babasının kendisini evlatlıktan reddetmesini engelleyemedi. Fiziksel rahatsızlığı ve duygusal çalkantıları onu alkolizme sürükledi. Bir dönemde evini kapttı, tası tarağı toplayıp genelevde yaşamaya başladı. Bu döneminde ona hediyesi frengi oldu. Frengi ve alkolün hırpaladığı Lautrec son döneminde rehabilitasyona girdiyse de toparlanamadı ve 37 yaşında hayata gözlerini yumdu. Son dakikalarında yanına gelen babasına dönerek "ölümümü kaçırmayacağını biliyordum" dediği söylenir. Aynı zamanda henüz ölmeden (ölüm döşeğindeyken) Louvre Müzesi'ne girmeye hak kazanmış ilk ressam olup olmadığı da sanat tarihçileri tarafından uzun süre tartışılmıştır.





Tarih 24 Kasım 1864. Fransa’nın güneyindeki Albi kentinde, Hotel de Bosc’un bir odası. Kont Alphonse de Toulouse-Lautrec’nin eşi Adele, doğum sancılarıyla boğuşmaktadır. Sabaha karşı saat 06.00 sularında Henri dünyaya gelir. Böylece başlar ünlü ressam Henri de Toulouse-Lautrec’nin yaşamı. Birkaç yıl sonra Henri’nin küçük kardeşi Richard doğar. Ama ne yazık ki çok uzun yaşamaz ve 1868 yılında, henüz bir yaşındayken ölür. Genç çift bu olayın ardından ayrılır. Henri için zor günlerin başlangıcıdır bu tarih. Artık mutlu bir aile yuvası çok uzağındadır.
Her ne kadar annesiyle kalsa da mürebbiyeler tarafından büyütülür. Kontes 1872 yılında sekiz yaşındaki Henri’yi de yanına alarak Paris’e taşınır. Ekim ayında küçük Henri, Fontanes Lisesi’ne kayıt olur. Buradaki yılları güzel geçecektir. Resim merakı okul döneminde başlar. Kitaplarının üstü skeçler ve karikatürlerle doludur. İlk resim derslerini babasının da arkadaşı olan sağır dilsiz hayvan ressamı René Princeteau’dan alır. Daha Paris’e geleli üç yıl olmuştur ki, Henri’nin bir kemik hastalığına sahip olduğu anlaşılır. Bedensel gelişimi neredeyse durmuştur. Kontesle birlikte Albi’ye dönerler. Pek çok doktorun fikirleri alınır ve Henri özel bir bakım altında yaşamaya başlar. Böylece okul yaşamı biter ve eğitimini özel derslerle sürdürür. Artık zamanının çoğunu kitap okuyarak ve resim yaparak geçirmektedir.
1878 yılında geçirdiği bir kaza sonucu sol bacağı kırılır. Henüz sol bacağı iyileşmemiştir ki, 1879 yılı ağustos ayında annesiyle birlikte Barèges’te yürürken tekrar düşer ve sağ bacağını da kırar. Uygulanan hiçbir tedavi işe yaramaz. Ancak bastonlar yardımıyla yürüyebilmektedir. Her iki bacağı da son derece ince ve kırılgandır. Henri artık sakattır. Henüz 15 yaşında olan genç delikanlının en hareketli geçmesi gereken çağı, fiziksel acılarla dolar. Bu zorlu dönemde amcasının da teşvikiyle resme daha fazla yönelir. Bedensel özrü nedeniyle içinde biriken enerji onu daha da üretken kılmaktadır. 1881 yılına gelindiğinde farklı tekniklerdeki çalışmalarının sayısı 2400’e ulaşır. Ressam olmaya karar vermiştir. Annesiyle konuşur ve Paris’e giderek Princeteau’nun stüdyosunda çalışmaya başlar.
Princeteau’nun stüdyosunda geçen bir yıl boyunca pek çok ressamla tanışır. 17 Nisan 1882’de Princeteau ve Henri Rachou’nun tavsiyesiyle ünlü sanatçı Léon Bonnat’ın atölyesine geçer. Léon Bonnat, Paris Akademisi’nin hoşgörüsüzlüğüyle tanınan öğretmenlerinden biridir. Eylül ayında Bonnat’ın stüdyosu kapandığında, Ferdon Cormon’un stüdyosuna devam etmeye başlar. Sınıf arkadaşları arasında Rachou, Albert Grenier, Charles Laval, François Gauzi ve Louis Anquetin gibi isimler vardır. Emile Bernard ve Vincent Van Gogh’la da burada tanışır. Van Gogh’la tanışması onun için bir dönüm noktası olur. izlenimciliğe bir tepki olarak doğan post-empresyonistlere katılır. Bu akım tüm geleneksel kuralları alt üst eder. Akımın temsilcileri, çalışmalarına sadece gördüklerini yansıtmak yerine kendi kişisel dünyalarını da katarlar. Sonraki tarihlerde Toulouse Lautrec de, Van Gogh gibi ressamlarla birlikte akımın en önemli temsilcileri arasında anılacaktır. 1884 yılında ilk karma sergisini açar.
Ardından ilk ilişkisi gelir. 17 yaşındaki Marie Charlet, aynı zamanda modelidir. İlişkileri çok uzun sürmez. İkinci ilişkisini yine modeli olan Suzanne Valadon’la yaşar. Valadon, 1888’de intihar edene kadar onun sevgilisi olarak kalacaktır. Mouilin Rouge da dâhil olmak üzere Paris’in tüm ünlü pavyonlarının ve kabarelerinin düzenli müşterisidir. Çok fazla içer, gece hayatının kendisini yıpratmasına karşın alkol ve eğlence tutkusundan vazgeçmez. Tüm bu mekânlar, kentin varoşları, dansçılar, fahişeler resimlerinin ana konusudur. Hatta dansçıların ve fahişelerin resimlerini yaptığı için sık sık muhafazakârların eleştirilerini alır. 1891 yılında ilk taş baskılarını ve kendisine ün getirecek ilk posterlerini üretir. İlk kişisel sergisi 1893 yılında gelir. 1894–1897 yılları arasında Avrupa’yı dolaşır. Pek çok sergi açar. 1899 yılında sağlığı hızla bozulur, arkasından depresyon ve halüsinasyonlar baş gösterir. Bir sanatoryuma yatarak tedavi görmeye başlar. 1900 yılında yaşama olan bağlılığı giderek zayıflar, alkole olan düşkünlüğü doruk noktasına ulaşır. 1901 yılında Paris’ten ayrılarak annesinin yanına döner. 9 Eylül günü henüz 36 yaşındayken aldığı çok fazla alkolün etkisiyle hayata gözlerini yumar. Arkasında sayısız tablo, desen ve poster çalışması bırakır.
Modern grafik sanatının şimdiki konumuna erişmesindeki en büyük paylardan biri, hiç kuşkusuz Henri de Toulouse Lautrec’ye ait. O, 1800’ler Paris’inin entelektüel yaşamında derin izler bırakmış, o güne kadar ikinci sınıf olarak görülen afişin bir sanat eseri olarak değer kazanmasını sağlamıştı. Fransa’nın en köklü ve varlıklı ailelerinden birine mensuptu. Ama hayatı, aristokratların zengin ve soğuk dünyasından çok kentin kenar mahallelerine, dışlanmışların arasına, asilzadeler tarafından hor görülen Paris’in eğlence mekânlarına doğru aktı. Belki bunun nedeni, tüm yaşamı boyunca kendisine eşlik eden fiziksel acılarıydı. Ne de olsa o, her iki bacağı da sakat, geçirdiği kemik hastalığı ve kazalar nedeniyle boyu 1.52 m. olarak kalmış bir adamdı. Yani asil bir aileden gelmesine rağmen toplumun bir kenara fırlattıklarından biriydi. Ama bu, kentin bohem yaşamında önemli bir yer edinmesine engel olmadı. Bir ressam olmaya karar verip Paris’e yerleştikten sonra Léon Bonnat’tan Ferdon Cormon’a, Emile Bernard’dan Vincent Van Gogh’a kadar pek çok ünlü ressamla tanışarak onların saygısını kazandı. Hareket özgürlüğü doğuştan kısıtlanmış olan Toulouse Lautrec, resimlerinde en çok doğaya, insanlara ve kent yaşamının canlı yüzlerine yer vererek döneminin görsel günlüğünü tuttu. Onu ilk ünlü yapan, Paris’in dünyaca ünlü pavyonu Moulin Rouge için tasarladığı afişti. Oysaki afiş, o tarihte baskıyla çoğaltılabilen, kopyaları çıkarılabilen basit bir reklam aracı olarak görülüyordu. Fakat Toulouse Lautrec’in göz dolduran tasarımlarıyla afiş, ucuz bir baskı nesnesi olmaktan çıktı. Söz konusu olan sanatı olduğunda o, özgür bir ruh ve sınır tanımayan biriydi. Peki, neydi onu böylesine cesur işlere imza atmaya iten? Bu sorunun yanıtı, acılarla dolu yaşamının ayrıntılarında gizlidir.
Henri de Toulouse Lautrec, 1800’ler Paris’inin entelektüel yaşamında derin izler bırakmış, o güne kadar ikinci sınıf olarak görülen afişin bir sanat eseri olarak değer kazanmasını sağlamıştı.
Bedensel özrü nedeniyle içinde biriken enerji Toulouse Lautrec’yi daha da üretken kılar. 15 yaşındayken, farklı tekniklerdeki çalışmalarının sayısı 2400’e ulaşır.









Kaynak:Vikipedi
--------------Tualimforum İmzam--------------
TUALİM



Tualimforum kurallarını okuyunuz Lütfen.
Forum kullanımı hakkında bilgi için TIKLAYINIZ%TIKLAYINIZ.
Soru ve sorunlarınızı BURADAN bize yazabilirsiniz.
Kurallara uymayan kişilerin tualimforum'a girişleri yasaklanacaktır.
Lütfen imzanıza site adı, link içeren resimler koymayınız sorgusuz silinecektir.
tualim isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12.11.11, 17:18   #2 (permalink)
Kullanıcı Profili
Moderator
 
Serap - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Jan 2008
Nerden: Denizli
Mesajlar: 4.745
Konular: 1880
Puan Grafiği
Rep Puanı:5102
Rep Gücü:72
RD:Serap has a reputation beyond reputeSerap has a reputation beyond reputeSerap has a reputation beyond reputeSerap has a reputation beyond reputeSerap has a reputation beyond reputeSerap has a reputation beyond reputeSerap has a reputation beyond reputeSerap has a reputation beyond reputeSerap has a reputation beyond reputeSerap has a reputation beyond reputeSerap has a reputation beyond repute
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 682
226 Mesajına 380 Kere Teşekkür Edlidi
:
Post Henri de Toulouse Lautrec Biyografisi - Henri de Toulouse Lautrec Hayatı

Henri de Toulouse Lautrec Biyografisi - Henri de Toulouse Lautrec Hayatı

Henri de Toulouse-Lautrec, (D. 24 Kasım 1864, Albi - Ö. 9 Eylül 1901) Fransız ressam.



Henri de Toulouse Lautrec

Onun dönemine kadar ikinci sınıf olarak görülmekte olan afişin bir sanat olarak değer kazanmasını sağlamış sanatçıdır. Köklü bir Fransız aileye mensup olmasına rağmen yaşamını aristokratların arasında değil, aristokratların hor gördüğü kenar mahallelerdeki eğlence hayatının içinde yaşadı. Özellikle Moulin Rouge pavyonunu anlatan resimleriyle büyük üne kavuştu. 35 yaşında hayatını kaybeden ressam, çok kısa ömründe çok fazla sayıda eser üretti ve Van Gogh gibi ressamlarla birlikte Art izlenimcilik akımının en tanınmış ressamlarından birisi oldu. Tabloları günümüzdedünyanın belli başlı müzelerinde ve galerilerinde sergilenir.



Moulin Rouge'da Lautrec

Hayatı

24 Kasım 1864’de Fransa’nın güneyindeki Albi Kasabası’nda dünyaya geldi. Babası Kont Alphonse de Toulouse-Lautrec, annesi Kontes Adele de Toulouse-Lautre’dir. Anne ve babası kardeş çocukları olan Henri, akraba evliği nedeniyle ne olduğu saptanamayan genetik bir hastalıkla dünyaya gelmişti.

Birkaç yıl sonra doğan kardeşi Richard, 1868’de bir yaşındayken öldü ve anne-babası bu olaydan sonra ayrıldı. Sekiz yaşındaki Henri, 1868 yılında annesi ile birlikte Paris’e taşındı. Fontanes Lisesi’nde öğrenim gördüğü sırada resim merakı başladı. Ders kitaplarının üstüne çizdiği karikatürlerle büyük resim yeteneği ortaya çıktı. İlk resim derslerini hayvan ressamı René Princeteau’dan aldı.

Bu yıllarda bedensel gelişimi nerdeyse duran Henri’nin genetik hastalığından kaynaklanan bir kemik rahatsızlığı olduğu anlaşıldı. Annesiyle birlikte Albi’ye döndüler ve okul yaşamı sona erdi. Özel bakım altında yaşamaya ve özelderslerle eğitimini sürdürmeye başladı. Kırılgan kemikleri ve asimetrik vücut yapısı nedeniyle babası ondan uzaklaşırken, annesi resme yönelmesi için ona destek oldu.

Henri, geçirdiği bir kaza sonucu 1878’de sol bacağı, 1879’daki bir kaza sonucu sağ bacağı kırıldıktan sonra iyileşemedi ve sakat kaldı. Fiziksel acılarla dolu bir gençlik dönemi geçirdi. Amcasının da teşviki ile resimle daha fazla ilgilendi. Gerçekleştiremediği fiziksel etkinliklerinin yerine resmi koyarak genç yaşında farklı tekniklerde binlerce eser üretti. Ressam olma kararını vermesi üzerine annesi ile birlikte Paris’e taşındılar. Bir yıl Princetau’nun stüdyosunda çalıştı ve pek çok ressamla tanıştı.

1882’den itibaren Paris Akademisi öğretmenlerinden Leon Bonnat’ın atölyesinde çalışmalarını sürdürmeye başladı, bir yandan da Ferdon Cormon’un stüdyosuna devam etti. Cormon’unatölyesinde Emile Bernard ve Vincent Van Gogh'la tanışması, izlenimciliğe tepki olarak doğan post-emperyonizme yaklaşmasının ön ünü açtı.

Serbest çalışmaya karar vererek atölyeden ayrılan Lautrec, sanatçı mahallesi Montmarte’a yerleşti. Günlerini resim yaparak ve içki içererek geçirdi. 1884 yılında kabare sahibi Bruant Laturec’ten illüstrasyonlar yapmasını istemiş ve çalışmalarını kabarede sergilemeye izin vermişti. Lautrec bu sayede Montmarte’de kısa sürede adını duyurdu. 1887’de Le Tabourin kabaresinde Van Gogh ile birlikte sergi açtı. Sanatçı en çok izlenimci ressam Edgar Degas’dan ve Japon resim sanatından etkilendi.

Onu üne kavuşturan asıl eser, Paris’in ünlü pavyonu Moulin Rouge'u anlatan 1891 tarihli afiş çalışması oldu. Klasik anlayışın dışına çıkarak poster çalışan Lautrec, reklam amaçlıçalışmalara sanatsal bir dil kazandırdı. Afişlerinde daha çok dönemin ünlü kabare şarkıcılarını ve dansçılarını resmetti.

Sanatçının kendisi Paris’in tüm ünlü pavyonlarının ve kabarelerinin düzenli müşterisi idi ve kentin varoşlarını, fahişelerini, dansçılarının tablolarının ana konusu yaptı. Resimleri dansçı ve fahişeleri konu aldığı için sık sık muhafazakar kesimlerce eleştirildi. Babası, genelev çalışanlarını resmettiği için kendisini evlatlıktan kovdu. Bu olaydan sonra kendisini tamamen bohem yaşama teslim etti; alkol ve eğlence tutkusundan hiç vazgeçmedi, kısa süreli ilişkiler yaşadı.

1891’de ilk taşbaskılarını üreten sanatçı, 1893’de ilk kişisel sergisini açtı. 1894–1897 yılları arasında Avrupa’yı dolaştı, bir çok sergi açtı.

Frengi ve alkol nedeniyle bozulmaya başlayan sağlığı hızla kötüye gitti. Annesinin 1899’da Paris’ten ayrılması, onu ağır bir bunalıma düşürdü. Senatoryumda tedavigördüğü dönemde aklında kalan sirk ve at yarısı görüntülerini resmetti. 1901’de Paris’ten ayrılıp annesinin yanına döndü. 9 Eylül 1906’da hayatını kaybetti.



Yatakta adlı eseri, 1893

Başlıca Yapıtları

Fernando Sirki’nde (1888)
Moulin Rouge’da Dans (1890)
Moulin Rouge’da (1892)
Jane Avril Dans Ediyor (1892)
Baş Başa Akşam Yemeği (1899)
--------------Tualimforum İmzam--------------
Serap
Serap isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Tags
biyografisi, de, eserleri, henri, henri de tolouse, henri de tolouse biyografisi, henri de tolouse hakkında genel bilgi, henri de tolouse hayatı, henri de tolouse kimdir, henri de tolouse özgeçmişi, henri de tolouse yaşamı, ressam henri de tolouse, ressam henri de tolouse biyografisi, ressam henri de tolouse hayatı, ressam henri de tolouse kimdir, ressam henri de tolouse yaşamı, tolouse

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar son Mesaj
Henri de Toulouse-Lautrec Biyografisi Eserleri Renklerin Dansı Yabancı Ressamların Biyografileri ve Eserleri 1 12.11.11 17:19
Henri Matisse Biyografisi Eserleri tualim Yabancı Ressamların Biyografileri ve Eserleri 2 11.11.11 20:24
Henri Rousseau Biyografisi Eserleri Renklerin Dansı Yabancı Ressamların Biyografileri ve Eserleri 1 10.11.11 23:46
Henri Matisse Eserleri - Henri Matisse Tabloları - Henri Matisse Resimleri Serap Yabancı Ressamların Resimleri 2 10.11.11 22:13
Henri Edmond Cross Biyografisi Eserleri Renklerin Dansı Yabancı Ressamların Biyografileri ve Eserleri 0 23.12.08 23:00


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 10:46 .


Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2