Jorge Luis Borges Şiirleri Anlar Eger,yenıden başlayabilseydim yaşamaya, İkincisinde daha çok hata yapardım. Kusursuz olmaya çalışmaz,sırtüstü yatardım. Neşeli olurdum, ilkinde olmadıgım kadar, Çok az şeyi Ciddiyetle yapardım. Temizlik sorun bile olmazdı asla. Daha çokriske girerdim. Seyahat ederdim daha fazla. Daha çok güneş doguşu izler, Daha çok dağa tırmanır,daha çok nehirde yüzerdim. Görmedigim bir çok yere giderdim. Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye. Gerçek sorunlarım oludu hayali olanların yerine. Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım . Yeniden başlayabilseydim eger,yalnız mutlu anlarım olurdu. Farkında mısınız bilmem. yaşam budur zaten. Anlar,sadece anlar.Siz de anı yaşayın. Hiçbir yere yanında su,şemsiye ve paraşüt almadan, Gitmeyen insanlardandım ben. Yeniden başlayabilseydim eger ,hiçbir şey taşımazdım. Eger yeniden başlayabilseydim, İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım. Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla. Bilinmeyen yollar keşfeder,güneşin tadına varır, Çocuklarla oynardım,bir şansım olsaydı eger. Ama işte 85'indeyim ve biliyorum... Ölüyorum... Arjantin-1985 Jorge Luis Borges |
1972 1972 Şimdiden geçip gitmekte olan geleceğin işe yaramaz, belirsiz ve bulanık, bir boşyücelikten tekrarı, uzayıp giden bir aynalar koridoru olacağından korktum, Ve bu düşten önceki yarı aydınlıkta yalvardım adlarını bilmediğim tanrılarıma günlerime bir şey yada birini göndersinler diye. Onlarda gönderdiler.Bir yudumdu atalarım yasaklara karşın, açlık ve yoksulluk içinde, savaşlarda kendilerini ona adamışardı. İşte bir kez daha karşımdaydı o çekici tehlike. Oysa zamanın unutmadığı dizelerimde övdüğüm o hayalet koruyucularından biri değildim. Yetmişini tamamlamış kör bir adamdım ben Ölüm kokan bir hastane köşesinde, Can çekişen insanlar arasında göğsüne yediği iki kurşunla ölen Doğulu Francisco Borges değilim; Ama şimdi saldırıya uramış yurdum benden kılıcın savaşla ilgili hünerinden uzak bilgiçlik taslayan beceriksiz kalemimle bir destanın ayrıntıların toplayıp kendi yerimi belirtmemi istiyor.Ben de onu yapıyorum... Jorge Luis Borges |
Ay Ay Sessiz arkadaşlığı ayın eşlik ediyor sana, dalgın gözlerinin bugün toza dönüşmüş bir bahçe ya da avluda onu son kez çözümlediği -zamanın derinliğinde yitip gitmiş - o akşam ya da geceden bu yana. Son kez mi? Biliyorum, biri çıkıp şöyle diyebilir günün birinde sana, tam da gerçeği söyleyerek: Parlak ayı görmeyeceksin artık, tükettin yazgının sana bağışladığı fırsatların toplamını. Tüm pencerelerini açsan da dünyanın, boşuna. çok geç artık. Onu bulamayacaksın bir daha. Yaşamımız boyunca keşfeder ve unuturuz o alışılmış güzelliğini gecenin. Biliriz, göktedir hep ay. Oysa iyi bakmak gerekir ona. Kim bilir, belki de sonuncusudur! Jorge Luis Borges |
Ben Ben O kafatası, o gizli yürek, kanın Hiç görmediğim o yolları, Düşlerin o yer altı dehlizleri, o Proteus, O iç organlar, o ense, o iskelet. Onların hepsiyim ben. Garip ama, Bir kılıcın, önce altına, sonra külrengine, Sonra da hiçliğe dönüşerek batan Yapayalnız bir güneşin de anısıyım ben. Limanda yavaş yavaş yaklaşan gemileri Seyreden biriyim. O az bulunur kitaplar, Zamanla aşınan gravürler de; Göçüp gitmiş ölüleri kıskanan da ben. İşin daha garibi bir evin bir köşesinde Bu sözcükleri ağ gibi ören o adam olmam... Jorge Luis Borges |
Beş Parmak Dağında Endymion Beş Parmak Dağında Endymion Uyuyordum doruğunda dağın. Ve güzeldi yılların yıprattığı yıktığı gövdem. Yukarda, elen ormanında, yavaşlatıyordu Kentaur dörtnal koşusunu gözetlemek için uykumu. Hoşlanıyordum düş görmek için uyumaktan ve o öteki, bellekten kurtulan arındırıcı düşe kavuşmak için yeryüzünü yaşamanın yükünden kurtaran düşe kavuşmak için uyumaktan. Tanrıça Diane, o aynı zamanda ay olan, görüyordu uyuduğumu dağın üzerinde. İndi, yavaşça, kollarıma. Altın ve aşk, yanan gecede! Sıkıyordum ölümlü gözkapaklarımı. Görmek istemiyordum, balçık dudaklarımın kutsallığına saygısız davrandığı yüzü. İçime çektim ayın kokusunu ve adımı ünledi ölümsüz sesi. Kavuşan arık yanaklar! Aşkın ve gecenin ırmakları! İnsan buseleri ve gerilimi yayın! Bilmiyorum ne kadar sürdü mutluluğum. Öyle şeyler vardır ki ne salkım ölçebilir ne çiçek ne de narin kar. Herkes kaçtı benden. Korkutuyordu herkesi ayın gönül verip sevdiği erkek. Yıllar geçti. Çılgına çeviriyor beni, bir korku, uyandığım zaman. Düşünüyorum, gerçek miydi, bir düş müydü yoksa dağın doruğunda yaşadığım o altın çalkantı. Boş yere tekrarlıyorum kendi kendime geçmişin anısı ve düş, tek ve aynı şeydir diye. Yalnızlığım dolaşıyor yavan yollarında yeryüzünün; ama ben, arıyorum, hep arıyorum, eskil gecesinde tanrıların, o duygusuz ayı, kızını Zeus'ün... Jorge Luis Borges |
Bir Kör Bir Kör Ne zaman aynadaki yüze baksam, bilmiyorum hangi yüz bana bakıyor; bilmiyorum hangi yaşlı yüz sessizce ve bezgin bir öfkeyle kendi imgesini arıyor. Karanlığımda yavaşça görünmeyen çizgilerimi araştırıyorum ellerimle. Bir kıvılcımın ışığı sızıyor içime. Saçlarını tanıyorum, külrengi, hatta altın sarısı olan. Gene söylüyorum yalnızca boş ve yapay yanlarını yitirdim eşyanın. Bu soylu sözler Milton’un bilgeliği, ama ben gene de harfleri ve gülleri düşünüyorum. düşünüyorum ki görebilseydim yüzümün çizgilerini, bilebilirdim kim olduğunu bu benzersiz akşamda... Jorge Luis Borges |
Doğu Lansing'de Bir Anahtar Doğu Lansing'de Bir Anahtar Bir anahtarım ben perdahlı çelikten. Keyfe bağlı değil düzensiz profilim. Görmediğim bir dolapta uyuyorum belirsiz puslu uykumu, bir anahtarlıkta. Bir kilit var beni bekleyen. Bir tek. Dövme demirden kapı katı kristalden. Bir ev var öte yakada, gizli ve gerçek. Yukarda, aynalar, alacakaranlıkta, görüyor boş aynalar geceleri, gündüzleri, görüyor ölülerin fotoğraflarını ve incecik geçmişlerini fotoğrafların. Çevireceğim bir gün kilidin dilini ve iteceğim ağır kapıyı... Jorge Luis Borges |
Düş Düş Gece yarısı saatleri saçıp savururken Bereketli zamanı, Daha da ötelere gideceğim Ulises’in yoldaşlarından, İnsan belleğinin ulaşamadığı Düşler ülkesine. Aklımın almayacağı parçalar kaldı bende O sualtı dünyasından: İlkel bir bitkibilimden otlar, Her türden hayvanlar, Ölülerle konuşmalar, Aslında hep birer maske olan yüzler, Çok eski dillerden sözcükler, Ve zaman zaman bir korku, gündüzün Bize sunduğuna hiç benzemeyen. Ya bunların hepsi olacağım ya da hiç biri. O öteki olacağım bilmeden olduğum, O öteki düşe, uyanık halime Bakmış olan kişi. Şimdi onun değerlendirdiği, Yakınmadan ve gülümseyerek... Jorge Luis Borges |
Ephialtes Ephialtes Düşler var düşün ardında.Her gece Yitip gitmek isterim karanlık sularda Üstümden gündüzü yıkayan, ama bu katıksız Sular altında, bize en sonuncu Hiçliği sunan Edepsiz harikanın nabzı atıyor bu hüzünlü saatte. Bambaşka yüzümü yansıtan ayna olabilir. Bir dolambacın git gide büyüyen tutukevi olabilir. Bir bahçe olabilir.hep bu karabasandır. Dehşeti başka dünyalardan Adı konulmayan bir şey. Bana ulaşır söylencelerin ve sislerin dününden; Tiksinilen imge retinaya yapışır kalır Lekeler uykusuzluğu tıpkı gölgeyi alçalttığı gibi. Neden boy verir benden bedenim dinlerken ve gönlüm kalmışken yapayanlız, şu ahmak gül? Jorge Luis Borges |
İntihar İntihar Tek yıldız kalmayacak gecede. Gece kalmayacak. Ben ölürken dayanımaz evren de tüm varlığıyla ölecek benimle, Sileceğim piramitleri, madalyaları, Kıtaları ve yüzleri. Sileceğim geçmişin birikimini. Toz edeceğim tarihi, tozu toz. Son günbatımını seyrediyorum şimdi. Son kuşu dinliyorum. Kimseye hiçbir şey bırakmıyorum... Jorge Luis Borges |
Kendine Kıyan Kendine Kıyan Hiçbir yıldız kalmayacak gecede. Ne de gecenin kendisi kalacak. Öleceğim ve benimle birlikte ölecek çekilmez, katlanılmaz evrenin tümü. Yok edeceğim piramidleri, madalyaları, yüzleri ve anakaraları. Yok edeceğim birikimini geçmişin. Toza dönüştüreceğim tarihi ve tozu toza. Son kez batan güneşe bakıyorum. Son kuşu duyuyorum. Kimseye kalıt bırakmıyorum hiçliği... Jorge Luis Borges |
Oyum Ben Oyum Ben Ben kardeşinin imgesini ya da gölgesini (ikisi de aynı şey) sessizliğin ya da kadehinin aynasında izleyen o boşyüce gözlemciden daha az boşyüce olmadığını bilen biriyim. Ben, benim suskun dostlarım, salt unutuştan Başka bir öç ya da bağışlanma olmadığını bilen kişiyim. Bir tanrı bu garip Çözümü sunmuş her türlü insan kinine. Bunca gezip dolaşmama karşın, tekil çoğul, Yorucu, garip, kendimin ve başkasının zamanının labirentini bir türlü çözemedim. Hiç kimse değilim ben. Kimseye kılıç çekmedim savaşta. Yankıyım, unutuşum, hiçliğim ben... Jorge Luis Borges |
Sürgün Sürgün Biri iz sürüyor İthaka yollarında, unutmuş kralını yıllarca önce Troya’ya giden; biri yeni ele geçirdiği toprakları düşünüyor, yeni sabanın, oğlunu, ve belki de mutlu. Yerkürnin sınırları içinde ben, Ulisses, Hades’in derinliklerine indim ve yılanların aşk düğümünü çözen Tebai’li Tiresias’ın hayaletini gördüm, bir de, ovada aslanların gölgelerini öldüren ve Olimpos’ta oturan Harekles’in hayaletini. Biri yürüyor bugün Bolivar ve Şili’de, belki de mutlu, belki değil. Ben o olmak isterdim... Jorge Luis Borges |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 01:16 . |
Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2