tualimforum.com

tualimforum.com (http://www.tualimforum.com/)
-   Yabancı Şairlerin Şiirleri (http://www.tualimforum.com/yabanci-sairlerin-siirleri/)
-   -   Bertolt Brecht Şiirleri (http://www.tualimforum.com/yabanci-sairlerin-siirleri/1631-bertolt-brecht-siirleri.html)

Sevda 27.02.08 13:09

Duvara Tebeşirle Yazilan
 
DUVARA TEBEŞİRLE YAZILAN

"Savaş istiyoruz!"
En önce vuruldu
Bunu yazan...

Bertolt Brecht

Sevda 27.02.08 13:10

Duyumsadiğin Her şeye
 
DUYUMSADIĞIN HER ŞEYE

Duyumsadığın her şeye
En küçük önemi ver.

Söylemişti sensiz yaşayamayacağını
Unutma bunu, yeniden rastlarsan ona
Tanıyacaktır seni.

Bana bir iyilik yap, bu kadar çok sevme beni
Son kez sevildiğimde
Duymamıştım en küçük bir sevinç bile...

Bertolt Brecht

Sevda 27.02.08 13:10

Gecedeki Bulutun şarkisi
 
GECEDEKİ BULUTUN ŞARKISI

Kalbim karanlık, gecedeki bulut gibi
Yurtsuz, ah Sen!
Göklerdeki bulut, üzerinde tarlaların ve ağaçların
Bilmez ne oluyor
Koca bir genişliğin var...

Kalbim, gecedeki bulut kadar vahşi
Yurt özlemiyle çılgın, ah Sen!
Uzak göğün tümünü ister
Ve bilmez neden.

Gecedeki bulut, rüzgarla tek başına...

Bertolt Brecht

Sevda 27.02.08 13:11

Gelen Savaş
 
GELEN SAVAŞ

Bu gelen savaş ilk değil.
Çok savaş oldu bundan önce.
Bittiği gün en son savaş
Bir yanda yenilenler vardı gene,
Bir yanda yenenler vardı.
Yenilenlerin yanında
Kırılıyordu halk açlıktan.
Yenenlerin yanında
Halk açlıktan kırılıyordu...

Bertolt Brecht

Sevda 27.02.08 13:12

Generalim Tankiniz Ne Güçlü
 
GENERALİM TANKINIZ NE GÜÇLÜ

Tankınız ne güçlü generalim,
Siler süpürür bir ormanı,
Yüz insanı ezer geçer.
Ama bir kusurcuğu var;
İster bir sürücü...

Bombardıman uzağınız ne güçlü generalim,
Fırtınadan tez gider, filden zorlu.
Ama bir kusurcuğu var;
Usta ister yapacak...

İnsan dediğin nice işler görür, generalim,
Bilir uçurmasını, öldürmesini, insan dediğin.
Ama bir kusurcuğu var;
Bilir düşünmesini de...

Bertolt Brecht

Sevda 27.02.08 13:13

Göçmenin Sitemi
 
GÖÇMENİN SİTEMİ

Ekmeğimi kazandım ve tükettim sizler gibi.
Bir doktorum ben, doğrusu: bir doktordum.
Saçlarımın renginden mi şeklinden mi burnumun
Bir gün evsiz barksız ve aşsız kodular beni.

Bir yastıkta yedi yıl kocadığım kadın
Yanağımı yanağına elimi kucağına vererek
Kurtuldu benden gerekçe göstererek
Siyah saçlarımı önünde yargıcın.

Ben ama geçtim geceleyin bir ormandan
(Yanlış bir anne tarafından doğurulmuşum)
Bir ülke arayarak dışlamayan bizleri.

Fakat hangi kapıyı çalsam
Utanmaz diyerek çevirdiler geri
Ben utanmaz değil : Mahvolmuşum...

Bertolt Brecht

Sevda 27.02.08 13:14

Halkin Ekmeği
 
HALKIN EKMEĞİ

Bilin : Halkın ekmeğidir adalet.
Bakarsınız bol olur bu ekmek,
Bakarsınız kıt,
Bakarsınız doyum olmaz tadına,
Bakarsınız berbat.
Azaldı mı ekmek,başlar açlık,
Bozuldumu tadı,başlar hoşnutsuzluk boy atmaya.

Bozuk adalet yeter artık!
Acemi ellerle yuğurulan,iyi pişirilmemiş adalet yeter!
Yeter katıksız,kara kabuklu adalet!
Dura dura bayatlayan adalet yeter!

Bolsa insanın önünde ekmek,lezzetliyse,
Gözler öbür yiyeceklere yumulsada olur.
Ama her şey bollaşmaz ki birdenbire...
Bilirsiniz,nasıl bolluk doğurur ekmek:
Adaletin ekmeğiyle beslene beslene.

Ekmek her gün nasıl gerekliyse nasıl,
Adalet de gerekli her gün,
Hem o,günde bir çok kez gerekli.

Sabahtan akşama dek,iş yerinde,eğlencede,
Hele çalışırken canla başla,
Kederliyken, sevinçliyken,
Halkın ihtiyacı var pişkin, bol ekmeğe,
Günlük, has ekmeğine adaletin.

Madem adaletin ekmeği bu kadar önemli,
Onu kim pişirmeli, dostlar, söyleyin?

Öteki ekmeği kim pişiren?

Adaletin ekmeğini de
Kendisi pişirmeli halkın,
Gündelik ekmek gibi.

Bol,pişkin,verimli...

Bertolt Brecht

Sevda 27.02.08 13:17

Hanna Cash'in Türküsü
 
HANNA CASH'IN TÜRKÜSÜ

- I -

Entarisi pazen, atkısı sarı,
Gözleri göller gibi kara,
Ne parası pulu var, ne yapacak işi,
Ama öyle uzun ki siyah saçları,
Değer uçları kirli topuklara.

İşte Hanna Cash, yavrum,
Ayartıp soyardı beyleri.
Geldi esen rüzgarla bozkırdan,
Gitti gene esen rüzgarla.

- II -

Ne iskarpini vardı, ne gömleği.
Bilmezdi dua etmesini bile.
Gelmişti koca kente bir kedi gibi.
Odunlarla leşler arasında
Bozbulanık kanal boyu
Minicik bir kül kedisi
Dolaşır durur ya hani.

Nasıl yıkardı bardakları durmadan, görseniz,
Yıkayamazdı kendini bu yüzden.
Öyleyken Hanna Cash, yavrum,
Gene de sayılırdı tertemiz.

- III -

Düştü bir gece bir gemici barına,
Derin ve karaydı gözleri göller gibi.
Serseri Kent'e rastladı orada,
Saçları vardı Kent'in kapkara,
Barda bıçak oyuncusuydu.
Aldı Hanna'yı yanında götürdü.

Kırparken gözlerini o Kent serserisi,
O yontulmuş, o allahın belası,
Hanna Cach duyuyordu, yavrum,
Bakışlarıyla soyduğunu kendisini.

- IV -

Yürüdüler hayat yolunda el ele,
Öğrendiler hanyayı konyayı.
Ne ev bark, ne kap kacak,
Ne de ad, çocuklarına bırakacak.

Kar yağdı, yağmur yağdı.
Boğuldu sulara orman.
Ama Hanna Cash, yavrum,
Ayrılmadı erkeğinden.

- V -

Polis dedi : Bu adam yankesici.
Sütçü dedi : Hem de topal.
Hanna dedi : Bundan ne çıkar?
Erkeğim benim o.
Benim canım onu çeker.

Orda burda gezer dururdu erkeği.
Sonra gelir çekerdi Hanna'ya sopayı.
Ama Hanna boşverirdi bunlara.
Seviyordu ya kocasını canı gibi.

- VI -

Damları yoktu başlarını sokacak.
Herkes onlara düşmandı sanki,
Gene de yuvarlanıp gittiler iyi kötü.
Şehirlerden ormanlara yıllar boyu,
Ormanlardan kırlara gittiler.

Yürüdüler, ne kar dediler ne tipi,
Kesilinceye dek solukları.
Hanna Cash, yavrum,
İzledi sevgili erkeğini.

- VII -

Üstleri başları dökülürdü.
Ve yoktu gezmeleri tozmaları pazar günleri.
Bir pastaneye giremediler üçü bir arada.
Ne yiyecek poğaçaları vardı,
Ne de armonikaları.

Benzerdi günler birbirine.
Hiç güneş yoktu havada.
Ama parlardı güneşler durmadan
Hanna Cash'ın yüzünde.

Erkeği balık çalar, o tuz çalar,
N'eylersin, "yaşamak çok zor".
Hanna bakar balıkları pişirirken :
Çocuklar oturmuşlar kocasının dizlerine,
Okurlar dua kitabını ezberden.

Dere tepe elli yıl bu,
Uyudular hepsi bir yatakta.
İşte Hanna Cash'ın hikayesi, yavrum.
Tanrı elbet bir gün görür onu...

Bertolt Brecht

Sevda 27.02.08 13:18

Istiyorum
 
İSTİYORUM

İstiyorum gideyim sevdiğimle.
İstiyorum boş vereyim sonu ne olacak.
İstiyorum düşünmeyeyim iyi mi, kötü mü.
İstiyorum bilmeyeyim beni seviyor mu?
İstiyorum gideyim sevdiğimle...

Bertolt Brecht

Sevda 27.02.08 13:20

Kaledonya Pazari
 
KALEDONYA PAZARI

- I -

Yedi kent yatar Troya'nın altında.
Kazıp çıkartmışlar hepsini yeniden.
Londra'nın altında da yedi kent yatar mı?
En dipten çıkanları burada mı satarlar acaba?

Fosforlu balıkların durduğu şu tezgahın orda,
Çorapların arasında işte bir de şapka.
Yedi şiline alamazsınız yenisini, saçma,
Buysa yalnız iki şilin, hem kötü değil o kadar,
Tek bir deliği var.

- II -

Korkunç tanrı oturmuştu kalkmamacasına,
Tabanları dışarı dönük,
Sonra bir gün kırıldı burnu, düştü ayak parmaklarından biri
Ve gözdağı veren kolu,
Ama bronz bedeni ağırdı çok, yalnız el yürütülmüştü
Ve geçerek bir sürü canlı ellerden düşmüştü
Kaledonya pazarına.*

- III -

"Köprü yoktur Doğu ile Batı arasında"
Diye haykırdı ücretli ozanları.
Gözlerimle gördüm ben ama
O büyük Okyanusun sırtındaki kocaman köprüleri.
Ve doğuya taşınan koskoca silahları gördüm
Ve onları şarkılarla el üstünde tutan halkı.
Bu ara, içinden kan damlayan çay geliyordu,
Savaş yaralıları ve altın geliyordu, Doğu'dan Batı'ya.

Ve Winsdor dulu, karalar içinde,
Parayı alır, sokar çorabına,
Pohpohlamadan sırıtır,
Gönderir onu Kaledonya pazarına.
Nerde hani o eski çeviklik,
Bir sabah gelirler topallaya topallaya,
Ve bir tahta bacak satın alırlar, elden düşme,
Uysun diye tahta kafalarına.

Not : Londra'nın ünlü bit pazarı. Bu şiir, Brecht'in bitmemiş şiirlerindendir.

Bertolt Brecht


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 05:58 .

Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2