tualimforum.com  

Geri git   tualimforum.com > OYUN > Online Oyunlar > Oyun İncelemeleri
amp;markreadhash=guest" rel="nofollow">Bütün Forumları okunmuş kabul etrel="nofollow">Bütün Forumları okunmuş kabul et
Kayıt ol Yardım Üye Listesi Ajanda Arama Bugünki Mesajlar Bütün Forumları okunmuş kabul et

Oyun İncelemeleri Oyun İncelemeleri


Konu Bilgileri
Konu Başlığı
S.T.A.L.K.E.R. - Shadow of Chernobyl
Konudaki Cevap Sayısı
0
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
866

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler
Alt 20.11.09, 16:37   #1 (permalink)
Kullanıcı Profili
Gamma Üye
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Jun 2008
Mesajlar: 1.027
Konular: 856
Puan Grafiği
Rep Puanı:2266
Rep Gücü:0
RD:Mavi Lord has a reputation beyond reputeMavi Lord has a reputation beyond reputeMavi Lord has a reputation beyond reputeMavi Lord has a reputation beyond reputeMavi Lord has a reputation beyond reputeMavi Lord has a reputation beyond reputeMavi Lord has a reputation beyond reputeMavi Lord has a reputation beyond reputeMavi Lord has a reputation beyond reputeMavi Lord has a reputation beyond reputeMavi Lord has a reputation beyond repute
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 39
51 Mesajına 124 Kere Teşekkür Edlidi
:
Standart S.T.A.L.K.E.R. - Shadow of Chernobyl

S.T.A.L.K.E.R. - Shadow of Chernobyl

Bir oyun duyurulur ve beğenilirse büyük yankı uyandırır. Geniş bir kesimin ilgisini çekerek yakın tâkip altına alınır. Beklentilerimiz, oyuna bir an önce kavuşmak yönünde gelişir; ancak, yapımcı ve dağıtıcı firma işin cılkını çıkarır. Üst üste gelen ertelemeler ile tahmin edilenden çok daha uzun süren yapım aşaması umudun yitirilmesine, daha doğrusu “Ahah, artık bir cacık olmaz bundan, bitti!” şeklinde söylemlerin ortaya çıkmasına sebep olur. Evet, oyun piyasasının gördüğü hatırı sayılır uzunluklarda yapım aşamalarından geçen oyunlar arasında apayrı bir yere sahip olan S.T.A.L.K.E.R. – Shadow of Chernobyl, bu özelliği, ‘beklendiğine değen yapıtlar’ içerisinde yer alması sayesinde kazanıyor. Zîra, bu kadar bekletip ortalığa bomba gibi düşmek her babayiğidin harcı değil.


Tam beş sene evvel duyurulan oyunun konusu, adından da anlaşıldığı üzere, Çernobil üzerine kurulu. 1986 yılında meydana gelen nükleer santral patlaması ile adı tüyleri diken diken eden bir üne kavuşan bu bölgede, günümüzden yaklaşık beş sene sonra bir patlama daha meydana gelir. Henüz tüm yaralarını saramamış –ve tabii asla saramayacak- bölgenin küçük halkı da göç eder. Ayrıca, yaklaşık otuz yıl arayla meydana gelen iki büyük patlama herkesin psikolojisini bozmuş, yayılan radyasyon da fizyolojik bozukların ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Radyoaktif enerji, garip bir şekilde, değerli taşlar getirmiştir beraberinde. Eh, belki âlâkasız olacak ama, bu tip bir olayın çok da absürd olmayacağını kavrayabilmek açısından şöyle bir örnek verilebilir: 14 gram ‘karbon’un radyoaktif bir bozunma sonrası açığa çıkardığı enerjiye, her biri otuz ton kömür taşıyan 1000 adet TIR’ı yakarak ulaşabiliriz, araçları park ediyoruz müsâit bir yere tabii.

Oyun, bu taşları bulup satarak para kazanmaya çalışan Stalker’lardan, iş üzerindeyken ya da başka bir yerde ölenleri kamyonetinin arkasına atıp bir yere taşımakta olan birinin aracının takla atması olayı ile başlıyor. Adamımız, yani o ‘biri’, kazadan ağır yaralı da olsa kurtuluyor ve görevinin başına dönüp ‘iz sürmeye’ devam ediyor. Stalker’lar, bu değerli taşlar için, her yerinde fink atabildiğimiz(!) haritanın en tehlikeli bölgelerine gidiyor, buldukları taşlar içinde en değerlilerini saklıyorlar. Evet, peki bu tehlikeler neler? Elbette akla gelen ilk olgu radyasyon oluyor ki, bu gayet doğal; “Çerbobil’deyiz birader, ne bekliyordun?” yani. Ama olay yalnızca ‘temiz’ arazilerde dolaşmaya çalışmaktan ibâret değil; bu yüzden radyasyondan kurtulmak, işinizin sadece birinci hazırlık evresi oluyor. Yavaştan oyunun amacına yöneliyoruz, hazır mıyız? Ver gazı evlâdım…

AZADE DÜNYA

BBV’lerde ‘serbest dolaşım’ özelliği görmek pek kolay değildir; çoğu oyun size bir görev ve bir yol verir, bu görevi yapmak zorundasınızdır ve hatta o yolu kullanmanız şart koşulmuştur. Ancak S.T.A.L.K.E.R.’da bu duvar yıkılmış, oyunda çok geniş bir arazi var. Bu arazinin kimi bölgeleri tel örgüler ile çevrili olsa da bir şey değişmiyor, işe yaramayacak arazileri, dağı, bayırı alıyor içine çünkü. Yâni haritayı istediğimiz gibi kullanabiliyoruz; Ahmet ‘A’ yolunu tercih ederken biz ‘B’ yolunda istediğiniz gibi ilerleyebiliyoruz. Tamam… peki yol seçimleri neye göre yapılıyor? Elbette oyunda belirli düşmanlarımız var; bunlar her dâim farklı bölgeler almaya çalışan örgütler. Bazen bir depoyu, bazen harâbe bir binayı, bazen de bir köprüyü ya da tüneli ele geçirmek gerekiyor ve biz, Stalker’lar olarak, onlarla bu noktalar için mücadele ediyoruz. Çatışmalar çıkıyor ve bu çatışmanın sonunda bölge bir grubun kontrolü altına giriyor. İşte biz bu noktada, aldığımız görevi yerine getirmek için yola çıktığımızda seçeceğimiz yolların bizim kontrolümüz altında olmasına dikkat etmek durumda kalıyoruz. Daha doğrusu böyle yapmak çok daha mantıklı gibi görünüyor. Yine de, sanmayın ki bu tip yolları tercih ettiğimizde düşman hiç gelemeyecek yanımıza, dostâne bir yolculuk geçireceğiz. Ortalıkta başıboş şekilde dolaşan çok serseri var…

Oyunun kendine ait bir iç dünyası var. Bu dünya bize birçok imkân sunuyor, tercih hakkı veriyor. Az önce bahsettik ‘bölge çatışmaları’ndan; biz, bu çatışmalara kimi zaman dâhil olmama gibi bir şansa da sahip olabiliyoruz. Oradaki lider bir yardım çağrısı yapıyor, eh, biz de o anki işimize göre teklife uygun bir cevap veriyoruz. Bu yardımlaşmalar bazen oyunun kilit noktası da olabiliyor, yani yardım edip grubun bölgeyi ele geçirmesinde önemli bir rol oynarsak, lider, paranın yanında bize özel görevler veya gizli bilgiler verebiliyor. Bunun için adamla samimiyet kurmamız, yardıma ihtiyâcı olan bir yolcu olduğumuza ilişkin ipuçları vermemiz gerekli. Bölge çatışmaları böyle efendim, saygılar… devam!

HIZ DEĞİL, GÜÇ!

Oyun boyunca çeşitli kaynaklardan, özel ya da genel, görevler alıyoruz. Bunların kimisi için süre veriliyor, bu sayede hangi görevi daha önce yapmamız gerektiği konusunda fazla düşünmememiz sağlanıyor. Bu görevler için düştüğümüz yollarda her zaman ama ufak engeller oluyor. Radyasyon bölgeleri ve kasırgaları, mutasyon ile kendilerini kaybetmiş ve genelde ‘aç’ dolaşan hayvanatlar bunların başını çekenler. Ancak tüm bunların yanında, bir engelden ziyâde ‘kaynak’ niteliği taşıyan vatandaşlar da çıkmıyor değil. Bunlara bazen gitar çalarken, bazen de acı ile yerde ilk yardım beklerken rastlıyoruz. Yardımcı olduğumuz takdirde oyunun -neredeyse- esas görevi hakkında bilgiler topluyoruz. Bu görev Strelok. Bu adamı öldürmemiz gerektiğini biliyoruz, zaten kazadan sonra aklımızda kalan birkaç şey var, bu da onlardan biri…

Oyunun küçücük, saklı eğlence paketleri var; ‘düello’ bunlardan… Yerine getirdiğimiz bir görevin ardından deponun arkasına geçiyoruz, silahlarımızı bırakıyoruz ve elemanın biri ile iddiaya tutuşuyoruz. İlk olarak ikimize de birer tabanca veriliyor, kazanan ufak miktarda bir para ile oyunu geçiyor. Her tur atlayışın ardından, istersek, düelloya devam ediyor, sonraki turlarda değişik silahlarla, ardından da birden fazla adamla çatışıyoruz. Turun sayısı arttıkça ortadaki meblâğ da artıyor.

Bu denli geniş bir dünyada kaybolmamak mümkün değil; bendeniz de uzun uzadıya yazmak yerine özü verdim, oyunun amacını, nasıl işlediğini biliyoruz. Gelelim grafiklere… Uzun bir yapım aşamasından geçmesine dayanarak ‘vasat’ görüntülere rastlayabileceğinizi düşünebilirsiniz, fakat bu denli geniş bir altyapıya öyle şeyler yakışmaz, ayıptır. Oyunun çevre düzenlemeleri, karakter modellemeleri, görüntü efektleri, dinamizmi fevkalâde. Tabii ki de bu nimetleri açık ve temiz bir şekilde görmeniz için piyasada eşini bulmanın çok zor olduğu bir makineye sahip olmalısınız. Ancak dediğim gibi, bu makine size en üst seviyeyi verecektir; yoksa oyunu düşük detayda, filtreleme vs. olmadan oynamak için mükemmel bir bilgisayarınızın olmasına gerek yok. Zaten oyun öyle bir oyun ki, hangi bilgisayarda nasıl çalışacağını kestirmek çok zor; hatta, efendim “Yok artık!” demezseniz… aynı bilgisayarda nasıl çalışacağı bile belli olmuyor bazen. Uçurum gibi farklar arz etmiyor ama gözle görülür değişiklikler çıkıyor meydana.

Oynanabilirliğe etkisinin tartışılmayacağı yapay zekâyı sona bıraktım. Bu kadar övdüğümüz oyunun yapay zekâsı nasıl? Cevabı veriyorum, dikkâtle tâkip ediyoruz:

Evet, oyunun tamamına baktığımızda birkaç ufak arıza dışında hiçbir sorun yok. Ancak başıma gelen ve kimi arkadaşlarımızın da başına gelmesi muhtemel bazı olaylar, oyuna nihâyetinde bir eksi bulabilmemizi sağlıyor. Oyunun henüz başında verilen bir köprü görevi var, burada birçok arkadaşım otomatik silah almıştır, fakat ben almadım. Köprü altında dört adam var, elimde de içinde bulunan mermi sayısı benim için sorun olmayacak bir tabanca var. Adamları öldürmek biraz zor olunca köprünün öbür tarafına gittim. Fakat aradan geçen zaman, destek çağırmaları için gâyet yeterliydi. Destek gelene kadar dört adamdan üçü indi, gelen dört destek önce ayrıldı, ardından köprü ayağının dibinde tek sıra oldular. Oldukları yerlerden, amaçsızca ateş etmeye başladılar. Ben bu arada baştan beri hayatını sürdüren son adamı indirdim, baktım bunlar salak salak ateş ediyorlar, salladım bombayı. Aradan biri zeki çıktı, yukarı koşmaya başladı; fakat diğer üçünün adımları, bombanın patlamasını uzaktan seyretmek için uygun bir teras bulmaya yetecek kadar hızlı değildi. Aslında diğerininkiler de yeterince hızlı değildi; yoldaşları can ‘verirken’ o, can ‘çekişmeye’ başladı, ben de soktum bıçağı beynine… Diğer bir olayda ise bir koridorun sonunda duvarın içine soktuğu silâhını ateşleyen bir elemana rastladım. Var böyleler, Allah akıl fikir ihsân eylesin…

Ancak son olarak şunu belirtmeliyim: Bu eksiklikler sırf geyik olsun diye verildi tarafımdan; o kadar kusur kadı kızında da olur. Her şeyi ile dört dörtlük bir oyun S.T.A.L.K.E.R. – Shadow of Chernobyl. Beklediğimize ‘gerçekten’ değdi…
Mavi Lord isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Tags
chernobyl, s.t.a.l.k.e.r., s.t.a.l.k.e.r. - shadow of chernobyl, shadow, shadow of chernobyl, stalker


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar son Mesaj
Shadow Of The Day (Linkin Park) HiLaL Yabancı Müzik Hit ( En Sevilen ) Şarkı Sözleri 0 06.08.08 14:09


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 00:41 .


Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2