tualimforum.com  

Geri git   tualimforum.com > KÜLTÜR VE SANAT > Şiir Dünyası > Şairlerden Seçme Şiirler
amp;markreadhash=guest" rel="nofollow">Bütün Forumları okunmuş kabul etrel="nofollow">Bütün Forumları okunmuş kabul et
Kayıt ol Yardım Üye Listesi Ajanda Arama Bugünki Mesajlar Bütün Forumları okunmuş kabul et

Şairlerden Seçme Şiirler Ünlü şairlerin en güzel şiirleri.Seçme şiirler...


Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Bir Cezaevinde Tecritteki Adamın Mektupları ( Nazım Hikmet Ran )
Konudaki Cevap Sayısı
0
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
656

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler
Alt 20.11.08, 18:15   #1 (permalink)
Kullanıcı Profili
Beta Üye
 
Josephine - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Feb 2008
Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058
Puan Grafiği
Rep Puanı:2028
Rep Gücü:0
RD:Josephine has a brilliant futureJosephine has a brilliant futureJosephine has a brilliant futureJosephine has a brilliant futureJosephine has a brilliant futureJosephine has a brilliant futureJosephine has a brilliant futureJosephine has a brilliant futureJosephine has a brilliant futureJosephine has a brilliant futureJosephine has a brilliant future
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 46
73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi
:
Arrow Bir Cezaevinde Tecritteki Adamın Mektupları ( Nazım Hikmet Ran )

Bir Cezaevinde Tecritteki Adamın Mektupları

-I-

Senin adını
Kol saatimin kayışına tırnağımla kazıdım.
Malum ya, bulunduğum yerde
Ne sapı sedefli bir çakı var,
(Bizlere âlâtı-katıa verilmez),
Ne de başı bulutlarda bir çınar.
Belki avluda bir ağaç bulunur ama
Gökyüzünü başımın üstünde görmek
Bana yasak...
Burası benden başka kaç insanın evidir?
Bilmiyorum.
Ben bir başıma onlardan uzağım,
Hep birlikte onlar benden uzak.
Bana kendimden başkasıyla konuşmak yasak.
Ben de kendi kendimle konuşuyorum.
Fakat çok can sıkıcı bulduğumdan sohbetimi
Şarkı söylüyorum karıcığım.
Hem, ne dersin,
O berbat, ayarsız sesim
Öyle bir dokunuyor ki içime
Yüreğim parçalanıyor.
Ve tıpkı o eski
Acıklı hikâyelerdeki
Yalnayak, karlı yollara düşmüş,
Yetim bir çocuk gibi bu yürek,
Mavi gözleri ıslak
Kırmızı, küçücük burnunu çekerek
Senin bağrına sokulmak istiyor.
Yüzümü kızartmıyor benim
Onun bu an
Böyle zayıf
Böyle hodbin
Böyle sadece insan oluşu.
Belki bu hâlin
Fizyolojik, psikolojik filân izahı vardır.
Belki de sebep buna
Bana aylardır
Kendi sesimden başka insan sesi duyurmayan
Bu demirli pencere
Bu toprak testi
Bu dört duvardır...

Saat beş, karıcığım.
Dışarda susuzluğu
Acayip fısıltısı
Toprak damı
Ve sonsuzluğun ortasında kımıldanmadan duran
Bir sakat ve sıska atıyla,
Yani, kederden çıldırtmak için içerdeki adamı
Dışarda bütün ustalığı, bütün takım taklavatıyla
Ağaçsız boşluğa kıpkızıl inmekte bir bozkır akşamı.

Bugün de apansız gece olacaktır.
Bir ışık dolaşacak yanında sakat, sıska atın.
Ve şimdi karşımda haşin bir erkek ölüsü gibi yatan
Bu ümitsiz tabiatın
Ağaçsız boşluğuna bir anda yıldızlar dolacaktır.
Yine o malum sonuna erdik demektir işin,
Yani bugün de mükellef bir daüssıla için
Yine her şey yerli yerinde işte, her şey tamam.
Ben,
Ben içerdeki adam
Yine mutad hünerimi göstereceğim
Ve çocukluk günlerimin ince sazıyla
Suzinâk makamından bir şarkı ağzıyla
Yine billâhi kahredecek dil-i nâşâdımı
Seni böyle uzak,
Seni dumanlı, eğri bir aynadan seyreder gibi
Kafamın içinde duymak...

-II-

Dışarda bahar geldi karıcığım, bahar.
Dışarda, bozkırın üstünde birdenbire
Taze toprak kokusu, kuş sesleri ve saire...
Dışarda bahar geldi karıcığım, bahar,
Dışarda bozkırın üstünde pırıltılar...
Ve içerde artık böcekleriyle canlanan kerevet,
Suyu donmayan testi
Ve sabahları çimentonun üstünde güneş...
Güneş,
Artık o her gün öğle vaktine kadar,
Bana yakın, benden uzak,
Sönerek, ışıldayarak
Yürür...
Ve gün ikindiye döner, gölgeler düşer duvarlara,
Başlar tutuşmaya demirli pencerenin camı :
Dışarda akşam olur,
Bulutsuz bir bahar akşamı...
İşte içerde baharın en kötü saati budur asıl.
Velhasıl
O pul pul ışıltılı derisi, ateşten gözleriyle
Bilhassa baharda ram eder kendine içerdeki adamı
Hürriyet denen ifrit...
Bu bittecrübe sabit, karıcığım,
Bittecrübe sabit...

-III-

Bugün pazar.
Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.
Ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün bu kadar benden uzak
Bu kadar mavi
Bu kadar geniş olduğuna şaşarak
Kımıldanmadan durdum.
Sonra saygıyla toprağa oturdum,
Dayadım sırtımı duvara.
Bu anda ne düşmek dalgalara,
Bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım.
Toprak, güneş ve ben...
Bahtiyarım...

Nazım Hikmet Ran
Josephine isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Tags
adamin, bir, cezaevinde, hikmet, mektuplari, nazim, ran, tecritteki


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar son Mesaj
Sen ( Nazım Hikmet Ran ) Josephine Şairlerden Seçme Şiirler 0 20.11.08 19:31
Güz ( Nazım Hikmet Ran ) Josephine Şairlerden Seçme Şiirler 0 20.11.08 18:35
Ben,Sen,O ( Nazım Hikmet Ran ) Josephine Şairlerden Seçme Şiirler 0 20.11.08 18:09
21-1-924 ( Nazım Hikmet Ran ) Josephine Şairlerden Seçme Şiirler 0 20.11.08 15:56
nazım hikmet'ten Türkü Türk Şairlerin Şiirleri 4 27.01.08 10:51


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 07:57 .


Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2