tualimforum.com

tualimforum.com (http://www.tualimforum.com/)
-   Türk Şairlerin Şiirleri (http://www.tualimforum.com/turk-sairlerin-siirleri/)
-   -   Enis Batur Şiirleri (http://www.tualimforum.com/turk-sairlerin-siirleri/12283-enis-batur-siirleri.html)

Josephine 17.08.08 09:27

Enis Batur Şiirleri
 
Amazon

Gecemden uykuyu söküp aldılar,
yüzümden gamzeyi: Aynalara
durdum günden güne,
boy aynalarına serdim poşumu,
vitrinden vitrine bir cinnet,
gezdim: Mevsim sonu gelirken
mankenler bile çıplak, tamamdı.

Geceme uyku verdiler sonra,
göğsümdem söküp aldılar kem
yengeci: Gidip geliyordum ki
eksik
sisli aynaların içinde, duydum
Yengeç'in kırbaçsı sesini:
"Neslihan bir Amazon şimdi"

1987
Kaynak: in Memoriam

Enis Batur

Josephine 17.08.08 09:29

Albino
 
Albino

Kaç gece kaç gün geçti bilmem;
Bembeyaz denizin üzerinden uçarı
Bir kabuk, uzun, arşa yükselen
Albino dalgaların savurduğu kör
Bir lekeydim: yorgun, korkusunu
Çoktan terketmiş, hem iki boşluk
Duygusu arasında sonsuz kuş, hem
Kuyunun dibinde soluksuz karanlık
Hayvanı, bekledim, kaç gece kaç gün
Geçti bilmeden çoktan geçmişken
Kendimden an geldi koptum hepten,
Çekildim uzaktaki bir noktaya doğru,
İçimden geçen eksen mi kırılmıştı,
Gövdemi tutan yay mı oynamıştı
Kökündeki yerinden bilemedim:
Kaçıncı gecenin sabahıydı doğmadı
Güneş, bana gönderilen tufanın
Ardından gelen siyah bir gündü, uyandım...

Kaynak: doğu-batı divanı, yky, 2.b., istanbul-aralık 1998, s.227

Enis Batur

Josephine 17.08.08 09:31

Ars Poetica
 
Ars Poetica

Hiçbir şeye benzemediği söylendi şiirlerimin,
Wallace Stevens'a benzediğim, hiç kimseye
benzemediğim, olsa olsa ``II. Yeni'nin devamı'',
``III. Yeni'nin ta kendisi'' sayılabileceğim --
``delisaçması bir söz ve işaret yumağı'' denildi.
Bütün bunlar bensem, bütün bunlar bendim.
Yaktığım kağıtlar, fırladığım kürsüler
ve çekilip dinlediğim kör mağarada
söyleştiğim gölge, örümcek, alter:
Kendimden çekilsem de, gelsem de
kendime farkedilmedi: Ateşin içine
söktüğüm el, gözümü ayırmadığım saat,
insanlarla çarpıştığım seyrek günler
ses ile kelimenin birbiriyle
dikleştikleri yere kilitledi beni.

Gençtim, çok genç - şiiri düzen sanmıştım:
Çileydi gözümde, arınma ve yurttu,
terkedilmiş yüzüm için her an yanımda
yürüyen aynaydı, gecenin kaynağında
gövdemi dalgalayan simsiyah su, sanmıştım.

Yıllar başka bir yol çiziyor tortuya.
Şüphesiz şimdi de sanıyorum: Sehere
duyduğum inanç arkamdaki koyu, hem
delifişek uykudan geliyor belli ki.
Düzen değil şiir, kargaşa değil. İki üç
arası zamanı çelen uçarı bir odak belki.
Belki zaman ender seslerin eşiğinde tuzak,
kıvrılıp yatmış çıngıraklı bir soru,
öd noktasında, hançerede, yerimden
her oynayışımda kuytudan çıkagelen
koşnul bir yumak belki. Bir düzen değil
ama - bekleyiş, zemberek, inatçı, köz,
kaknüs hep.

Kömürden elmasa varmak için
çıktığım yolda elmastan yola çıktığımı
unutmadım: Yangınsa sonunda yazılan,
orada yazacağım an gelmeli de. Birer
kıvılcım olsun harflerim, her kelimemi
yalım dili taşısın - öyle bir ateş ki
içinde içimde tutuşmuş bir karanlıktan
kana kanaya içsin herkes, istedim...

Kaynak: Ahmet Necdet,Modern Türk Şiiri,Yönelimler, Tanıklıklar

Enis Batur

Josephine 17.08.08 09:32

Aztek Yılı Biterken
 
Aztek Yılı Biterken

Ahmatova'ya

Bırak, gelsin: ışık, ses, temas:
Sen sis nedir bilir misin?
Avlandığım ıssız akşamlar,
kıpırtısız binlerce yaprak
ve erketede bekleyen rüzgar
hatırlıyorum herşeyi bir
bir unutuyorum herşeyi:
Bu gam, bu dövme, Ave Maria
ve kuşların toparlanma çağı:
Güneş batarken başını kaldırıp
kısık gözleriyle gökyüzünü delen
kadından kalmış bir bakış
hızla akıyor içimden.

Karanlığın sonuna gittim ben.
Orada pencereler dilsiz
kapılar sürgülüyken bağırdım:
Yankı dönüp geldi ve vurdu
yüzüme: Çöktüysem, tortu, dibime
kimse sallanmasın artık...

Enis Batur

Josephine 17.08.08 09:34

Bekleyiş
 
Bekleyiş

Cehennem kimdir demiştiniz?
Keder kuşlarını ben de gördüm
Flütün ucundan bir oraya bir buraya
Evet, biliyorum, herşey benim düşgücüm
Şeyi, nasıl söylenebilir, bu kelimeler
Böyledir işte:Tam tutacakken.

Yağmur yürüyüşüne çıkmıştık o gün,
Unutmam ben ayrıntıları, kimdi
Hatırlayamıyorum tabii, ne önemi olabilir
İsimlerin, evet yüzünü de getiremiyorum
Gözümün önüne, eylüldü, eylüllerden
Biri, cehennem kimdir diyordunuz?

Enis Batur

Josephine 17.08.08 09:35

Çift
 
Çift

Pus, sis, alaca
bir tesbih saatler,
çeviriyorum.
Bir düğme açıyorum yakamda,
bir başka düğme kapanıyor,
çıkıp yürüyorum
nisandan nisana doğru.

Düşüyor işte dilimdeki tetik
ve havaya çiziyorum
sesleri, sessiz harfleri
bomboş bir çiviyle.
Bir düğme açıyorum yakamdan,
bir düğme daha açıyorum:
Tutup kökünden söndürdüğüm
geceye fırlıyor
apansız
bir kuş sürüsü.

Kedimin gözleri
gecemi aydınlatıyor...

1987
Kaynak: Pençeler

Enis Batur

Josephine 17.08.08 09:36

Düşük Ninni
 
Düşük Ninni

Beli bağlanmış anneler babalar
için de bir ninni düzmeli;

Abélard'dan Heloise'den sözetmeden
yumuşak, umutsuz bir nota bulmalı
Doğuma muska kurup karayazı kırmadan
çocuğun olması mı ölmesi mi diye sormalı;

Ey tohum tanrısı! Temsili bir çocuk
için de düş yatağında uykusuz kadınlar mı
olmalı ?

Kaynak: Dokuz Ninni ve Bir Ögüt

Enis Batur

Josephine 17.08.08 09:38

Fal
 
Fal

Eşiğine dayanıp seyirdiğim
cansız doğa: Bir çingene geldi
gece, ellerimi açtı ve uzun,
dingin bir yağmur düştü yüzüne:
"Her şey geçer, sen geçmezsin."
Güldüm, katıldım: Bilmem mi
kuytudan beslenen yorgun tekliğimi:
Ben amansız çatlak, sudan ve çıradan
çıkma yangın lehçesi: Her şey geçer
ben kalırım.

1984
Kaynak: Küçük Gümüş Şiir

Enis Batur

Josephine 17.08.08 09:38

Fugue IV
 
Fugue IV

Ben daha yokum

"Sizi kendi şehirlerime götürmeliydim"
demişti adam. "Kendi sokaklarıma,
çıkmazlarıma, durmadan taşındığım,
hiçbirini unutmadığım evlere".
Donmuş gibi dinlemişti. Saydığı şehirlerin
hepsini su ikiye bölüyordu. Andığı sokaklar
hiçbir rehberde kayıtlı olamazdı. Evlere
gelince: Onları belki unutmamıştı, ama
bir daha uğramadığı nasıl da belliydi.
"Ben yokum" demek istemişti birden, "ben
daha yokum". "Bu ev, bu sokak, bu şehir
bu şehri ikiye bölen su daha yok."

Çoktan susmuşlardı oysa...

1986
Kaynak: Fugue

Enis Batur

Josephine 17.08.08 09:40

Fugue V
 
Fugue V

Bu çocuğu hemen aldırtmazsam

"İşaretleri bunca sevdiğine göre
ona yorulmadan işaret vermeliyim".
Nasıl yorulmazdı: Kapısına götürüp
bağladığı beyaz at, aynı gün içinde
postaya attığı binbir mektup, beklenmedik
gecede beklenen bir güneş olmak -
verdiği her işaret hayatında birikmiş
büyük bir imgeyi söküp atıyordu ondan.
Kadın doymuştu oysa bu duygulara.
Beklediği işaretler değil işaretlerin
işaret ettiği yere çağrılmaktı.
Olmayınca o da yorulmadan işaret
verdi. Nasıl yorulsundu ki: Adamın
çakmağı bitince onu değiştirdi,
gömleğine sinmiş kokuyu benimsedi,
istedi ve isteklerini onun istediği
kadar göstermeyi öğrendi, kabul etti.
Yalnız kaldığında düşünüyordu: "Bu
çocuğu hemen aldırtmazsam, onunla
ölebilirim." Zaman geçiyor ve çocuk
büyümüyordu oysa. Neden sonra içinde
kaskatı bir ur olduğunu farketti
ve onu sevdi...

1986
Kaynak: Fugue

Enis Batur


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 15:42 .

Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2