tualimforum.com

tualimforum.com (http://www.tualimforum.com/)
-   Türk Şairlerin Şiirleri (http://www.tualimforum.com/turk-sairlerin-siirleri/)
-   -   Haydar Ergülen Şiirleri (http://www.tualimforum.com/turk-sairlerin-siirleri/12469-haydar-ergulen-siirleri.html)

Josephine 19.08.08 22:34

Haydar Ergülen Şiirleri
 
Ben Başkasının Dili Olsaydım

Ben başkasının dili olsaydım
Ezik sözler arasında bir delidil bulurdum
Kırılmış kolyesini arayan inciler gibi
Gözyaşlarımı toplardım, o rüyadan uzakta ve yorgun

Sen başkasın başkasından, sen delidilsin
Hey "belki" adlı iyimser kişi, durgun
Arkadaşımın uykusu, kendini görmedin ki
Başkasını görmekten, ben olsam unuturdum

Dilim daha incedir sözlerimden ve daha
Derin bakışlarım gördüğünüzden, şiir bile
Uslu kalır yanında deli suskunluğumun,
Ben delidildim, aşkı aşkla konuşurdum

Ben başkasının dili olsaydım
Mavi bir kız gibi çocukluğumla konuşurdum...

Haydar Ergülen

Josephine 19.08.08 22:35

Beni Aşka Terkettiğin İçin Seviyorum Seni
 
Beni Aşka Terkettiğin İçin Seviyorum Seni

Bir sır- çocuksun, yalnızca aşk açık sende
Ne sen kalıyorsun ne o, aşktan başka
Biri yok, gel, aşk istediği için varsın
Ne onu kurtarıyorsun ne kendini, aşktan başka
Biri yok, git, aşk istediği için yoksun

Ayrılıktan değil, taşıdığı saflıktan konuşursun;
Ayrılık sana dönmektir, yeniden bana
Ruhumuz öpüşür ya, başkasındayken ağzımız
Gövde gözaltındadır, oysa ruhumuz sereserpe
Seni senden beni benden bağışlar birbirimize

Bir sır- çocuksun, aşkla açıyorsun kullandığın herşeyi
Burda değilsin, çoktun çekilmişsin ve seninle
Gitmiş senin olan, her zamankinden çoksun bu evde
Çünkü aşk hepimizden çalışkandır, ben duruyorum
Vefa aşk listesindeki ceza nöbetine

Bu karanlıkta daha iyi görüyorum seni
Aynı tünelden geçiyorsun gelişte ve gidişte
Kavuşmaya, ayrılığa aynı yolu kullanıyorsun
Beni büyüten aşktan söz ediyorum, yolculuğa övgü
Zaman yok ki aşktan başka, uykusuzluğa övgü

Bir sır- çocuksun, baştan çıkarır gibi açığa çıkardın beni
Ayrılık mı; beni aşka terkettiğin için seviyorum seni!

Haydar Ergülen

Josephine 19.08.08 22:36

Bıçak
 
Bıçak

Kadın, gözlerinin eski gürültüsünü
Göçebe, ırmağını gezdiriyor, suçortakları gibi,
Gövde arayan bıçak, yarasıyla buluşuyor,
Bağışlıyor yoksul sevişme taklitlerini

Kalbimizin gam yükünden geçilmediği yalan,
Yaralarımızı gösterecek kadar seviştiğimiz de...

Haydar Ergülen

Josephine 19.08.08 22:37

Çocuklardır Gökyüzünün Bekçileri
 
Çocuklardır Gökyüzünün Bekçileri

Geceye karışmış bir yolcunun gözleri
Korkuyla uyanan çocuklar gibidir
Erkenci bir yıldıza rastlayınca
Düşündeki son büyüyü yitirir.

Gece yaşlanmış gökyüzüdür.

Özlem ağır uykular gibi çöker
Gezinir çocuğun coğrafyasında
Yüreğinde ışıltılı bir mevsim
Eski zamanlardan bir sabah çeker.

Sabah el değmemiş bir çocuk cakasıdır.

Ağacından bir portakal düşürür
Kana benzese de dağ yollarındaki izi
Taflan kokulu yağmurlar tarar saçını
Unuttuğu dostlukları anarak üşür.

Yağmur ilk kız arkadaşıdır.

Dağ menziline değer alımlı yüzü
Haylaz çocukların koşuştuğu göğsünde
Dağılır kederi mavi bir yıldız
Alıp getirir sonsuz ilkyazı.

İlkyaz içinin hoyrat atıdır.

Kentin kapısını bulduğu sabah
Yorgun bir atlı gibi düşer gece
Yeniden anımsansın diyedir
Sevinir çünkü çocuklar bildikçe...

Haydar Ergülen

Josephine 19.08.08 22:38

Düş Gibi
 
Düş Gibi

Bu gece bir konuk gelecek sana
Itır kokulu gün odana indiğinde
Pencerende solgun yüzüyle belirecek
Sana bu gece bir konuk gelecek

Yorgun gülüşünü tanımasan da
Sürgünde söylenmiş şarkılar gibi
Yüreğine sessiz bir yağmur düşürecek
Sana bu gece bir konuk gelecek

Günün bir ucundan ölüm giriyor
Bedenin üşüsün de yüreğin üşümesin
Özlemler uçururken coşkulu sesin
Sana bu gece bir konuk gelecek

Erinçli yazlar da gelir kavuşursun
Ev içlerinin tutkulu sessizliğine
Beyaz kuşlar gibi uykular süzülecek
Sana bu gece bir konuk gelecek

Kadınım benim acımayı bilenim
Kuşkulum tedirginim sevecenim
Üşümüş su dalgın kar acılı yel
Bu gece benimle sana gelecek...

Haydar Ergülen

Josephine 19.08.08 22:40

Eski Ormanlara Mektup
 
Eski Ormanlara Mektup

Bir mektup göndersen de açıp okumasam

Ben hangisiyim; sen demekten başka
Sana ulaşamayan zarf efendilerinin,
Aç beni, başka pulum yok, başka mektubum
Yok, yoksul olduğum söylenecek yoksa sana
Annemin bir gül olarak terkettiğinden beri
Beni gönderdiğin mektuplar ormanına

Şehri karıştırmıyorum, seni yanlış anlarlar
Kendimi karıştırıyorum, uçmaktan yanayım
Ruhunu parmaklarında dolaştıran perinin
Tevekkül penceresine konduğu eski ormanlarda

Hangi yüzüğünden düştüm bu yolculuğa;
Bilseydim, sen gönderseydin, ben o mektuba
Yazılacak kadar aransaydım dilinin ormanında
Açmazdım yine, yine yüzükler kazanırdın;
Bana suluboya bir orman göndereceğini bile bile,
`Peri ve eşek' mes'elini yazdığımı bile bile,
Ormanlara dair Şiirler okumak için
Ayrı ve birleşik Şehirler kurduğumuzu bile bile,
Açmazdım bu sırlara layık olmayan Şehri
İçinden çıkacak ormana

Bana orman gönderme, içinden Şehir çıkar;

Beni bir mektuba gönder, içinden birine
Almamış gibi yaparım, vapura binmem,
Yoluna inmem, ormanların sisi çökmeden önce

Mektupların perileri
Perilerin ormanları biriktirdiğine
Yüzüklerin parmaklarda sessizce eridiğine
İnanırım, eski orman tadı sinmiştir
Açılmayan mektuba

Gönderilse de

Eski ormanlara mektup...

Haydar Ergülen

Josephine 19.08.08 22:41

Eylül
 
Eylül

Kadın gider ve bunun şiir olduğu söylenir
Kadın gider ve bir şair doğar bundan
(Ben hangi kadından şair olduğumu bilirim)
"Yazın bittiği her yerde söylenir"se
Kadının gittiği de her yerde söylenir
Kadın gittiği her yerde şiir diye söylenir:
Kadının gittiği yazın bittiğidir, her yerde
Yaz biter kadın giderse, bunun sonu şiirdir,
Yazın sonu şiirdir, şiirdir aşkın sonu...
Şehir her semtiyle yazın peşine düşse
Yaz uzar bundan ve aşklar da nasiplenir,
Yazın peşinde şehir, kadının peşinde şiir
Eylülün semtine kadar böyle gidilir
Bir gecede gittimdi hazirandan eylüle
Eylül yazdan terkedilmişti, şiirse haziranda
Kadın tarafından terkedildi o söylenceye:
Bütün oğullar anneyi bir şiire terkeder!
O kadın beni terkederse şair olurum
Oğul olduğum kadın sakın beni terketme,
Şiirdir söylenir, yazdır biter, kadındır gider

Bütün kadınlar şiiri bir kadına terkeder!

Haydar Ergülen

Josephine 19.08.08 22:42

Karemela
 
Karemela

Yanık şekerim sert, hayatsa daha berbat,
ikisinin de aynı kâğıttan çıktığını unuturdum
unutmasına da, ben tuttum birini sevdim,
hayatı nasıl sevdiysem onu da öyle sevdim:
Tarçın kokulu kız, Carmen, Ay Carmela...
O nane likörüne bayılırdı ama, ben onu
sıcacık bir kahvenin dumanına benzettim,
o da beni birine benzetmiş olmalı ki, tuttu
aşk derdine düştü, şimdiyse terketme sevdasında!
Aşk dünyaya bizden önce gelmiş de erkenden
açmış gibi dükkânını, onun kokusuyla tanıdım
aktarları, acı sözlerini aşkın tuzu biberi saydım,
onun huylarıyla karşılaştım eski tuhafiyelerde:
Aynalı Pasaj, Bonmarşe ve Altın Düğme...
Biri birine uymayan binbur huy, binbir çeşit,
bir dükkâna rastladım duvar taş, kapı kilit,
ne tatlı sözlerim açabildi ne iyi huylu şiirim,
karemela dükkanı olduğunu en sonunda öğrendim!
Şimdi yanık şekerim sert, hayat ondan da berbat!

Ah karemela, şekerim, aşk tatlı da insanlar berbat!

Haydar Ergülen

Josephine 19.08.08 22:44

Mavi
 
Mavi

Üstünde yağmurdan başka hiçbir şey yoktu
Anlam olmak için yeterince çıplaktın
Şiirin nasıl bir şey olması gerektiğini
Hatırlatıyordu gözlerin, sana böyle inandım:
Ben inanmak için şiir yazıyorum, gözlerin
Cihangir'i hatırlatıyordu, hayal içinde fakir
Üsküdar'dan o rüyaya baktım: maviydin
Bir özletip bir geri çekiyordun denizlerini!
Usul usul inandım güzelliğin hatırına yağan
Yağmurun üstümüzde hakkı vardır, inandım
Uzak bir mavi kızın gözlerindeki bulut
Burada içimize yağacaktır, inandım, mavi
Bir yağmurluğun da olsa şiirden ıslanırdın!
Gövdene de böyle inandım, duruydu, şiirin
Nasıl bir şey olması gerektiğini hatırlatıyordu:
Öyle çıplaktın ki içinde şiirden başka
Hiçbir şey yoktu, gövden neyi hatırlatıyorsa
Ona inanıyorum, beni hatırılamasa da, biliyorum
Bazı uzaklıkların hiç mektup beklemediğini...

Bazı şiirler de bekleyemiyor yağmurun dinmesini!

Haydar Ergülen

Josephine 19.08.08 22:45

Şikayetler Gazeli
 
Şikayetler Gazeli

Yaşadığımız hayattan alacağı varsa yaşanmayanın
ne anlamı kalır yalnızca yaşadığını hatırlamanın

Kimse taşınacak kadar uzak değilse birbirine
dur, yine senden yakınını bulamazsın kendine

Şiirden daha siyah bir şey olmalı kelimelerde
yoksa küfür kafiyeli söylenecek şehirde

Sesini gölgeden çek, kül gibi yoksul kalsın da
güneşin altında mırıldanacak şeyler bulunur hala

Bakmanın sonu yok gözlerin nereye yetişebilir
dünyada yalnızca körlerin gözleri temiz kalabilir

Yeni doğanın kulağına fısıldayacak neyimiz var
vakitsiz gidenin ardından dökecek neyimiz var

Hepimizin yerine balkondan düşeni hatırla
şiir bazen öyle de çarpabilir hayata

Ne gam gazel olmuş olmamış, şikayet sayılsın da!

Kaynak: Adam Sanat, Ağustos 1999, sayı 165, s. 35

Haydar Ergülen


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 17:02 .

Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2