tualimforum.com

tualimforum.com (http://www.tualimforum.com/)
-   Türk Şairlerin Şiirleri (http://www.tualimforum.com/turk-sairlerin-siirleri/)
-   -   Necdet Evliyagil Şiirleri (http://www.tualimforum.com/turk-sairlerin-siirleri/13047-necdet-evliyagil-siirleri.html)

Josephine 24.08.08 22:23

Necdet Evliyagil Şiirleri
 
Aşk'ın Mutluluğu

"Mutlu aşk yoktur" - Louis Aragon

Aşka evet
Ama sürekli olanına hayır mı?

"Mutlu aşk yoktur"
Diyen de kim?
Dünya'nın
En büyük aşığı
Elsa'nın gözlerine vurulan
En güzel aşk şiirlerini yazan
Ünlü Fransız şairi
Louis Aragon değil mi?
O bile böyle düşündükten;
Bir yerde aşka ezildikten
Ve aşkla silindikten
Sonra, kim savunacak
Aşkın mutluluğunu,
Sonsuzluğunu ve de susuzluğunu?

"Bırakıp gittin beni" diyerekten
Yaşantıyı çöle döndüren
Sevgiliye gözyaşı döktüren
Kendini bir dalga kırandan
Daha yalnız gören
Bu nedenlerden midir, nedir
Aşkın mutsuzluğunda direnir?

Elsa'nın gözlerinin derinliklerinde
Bütün güneşleri eriten
"Göklerin en mavisi"nde
Tüm güzellikleri seven
Louis Aragon'da mutlu aşkı
Mutsuzluğa dönüştüren
Giz nedir ki?

Her aşkın öyküsü
Mutsuzluğun kapılarında mı
Sona erer ya da yolunu yitirir?

Eğer aşklar
Başladıkları gibi
Aynı heyecanla sürüp gitseydi;
Hangi aşk mutsuzlukla anılırdı ki?
Ve de aşksız yaşanırdı ki?

Long-Island - Nisan 1991
Kaynak: İstanbul Mavisi

Necdet Evliyagil

Josephine 24.08.08 22:24

Boğaziçi'nde Sabah ve Akşam
 
Boğaziçi'nde Sabah ve Akşam

Işıl-ışıl
Aydınlıktır
Boğaziçi,
Sevinince sabahları
Pırıl-pırıl olur
Güzelliğince;
Doyumsuz esintiler
Şekillenir eteklerinde,
Yosun gölgeleri
Bakışlarında dinlenir,
Bir puslu bulutçuk uçuşur
Öpücüklerin doruğundan;
Çiçekler bile dağılır
Ve de kuşları kaçırır
Filizi dallarından...

Alaca-alaca
Karanlıktır
Boğaziçi
Kederlenince akşamları,
Bulutlar kavrulur
Tepelerinde;
Değişik mevsimler
Renklenir gökyüzü'nde,
Yeşilin en sessizleri
Gözlerinde düğümlenir,
Bir beyaz dalgacık olur
Gülücüklerin sahillerde;
Savrulan yaprakların hışırtılarıyla
Rüzgârlar doyasıya kucaklaşır
Ve de martıları kıskandırır,
Yaşantı artık tümüyle
Bu mavi çalkantıdadır.

Kaynak: İstanbul Mavisi

Necdet Evliyagil

Josephine 24.08.08 22:25

Boğaziçi'nde Sonbahar Düştü
 
Boğaziçi'nde Sonbahar Düştü

Sonbaharların
Sarı, ılık bulutlu güneşi
Ve nemli gülümseyişi,
Bahçelerde, sahillerde,
Puslu, sisli tepelerde,
Yakıcı olmayan ışınlarıyla
İçimizi ürpertirken;
Boğaziçi'nde dökülen
Savrulan yapraklar,
Yollar-kaldırımlar boyunca,
Hışırtılı kuruluğunca,
Birbirine kenetlenirken
Ve sessizce öpüşürken;
Yılların ötesinden
Seni anımsadım;
Vapurlar gözlerden uzaklaşırken,
Akşamları iskeleler tenhalaşırken
Geçmiş anıları kucakladım...

Sonbaharlarda
Bulduğum-yitirdiğim;
Çılgınca sevdiğim-sevildiğim,
Gözlerinin derinliklerindeki
Filiziliklerinde eridiğim,
En güzel renkli düşleri
Yakaladığım-paylaştığım
Sihirli Boğaziçi'ni,
Nasıl unutabilirim ki?

Ağaçlardan-dallardan
Etrafa saçılan,
Adımlarımızı kuşatan
Ezilmiş yaprakların eşliğinde,
Sabahların uykulu sessizliğinde
Yeniden dünya'ya gelmişçesine
Bu cennet kıyıları dolaştım;
Tüm üzüntülerden arındım.

Maviliklerin-griliklerin
Derinliğinde-esintisinde,
Beylerbeyi'nin rıhtımında yakaladım
Çatanaların-motorların,
Çığlık çığlığa balıkçıların
Ruhumda yankılanan
Özlem duyduğum gürültüsünü;
Güneş batarken kıskandım
Rengârenk bulutların
Karşı kıyıları uyandıran,
Ve yüreğimi dağlayan öpüşünü.

Kaynak: İstanbul Mavisi

Necdet Evliyagil

Josephine 24.08.08 22:26

Boğaziçi'nde Suların Kahkahası
 
Boğaziçi'nde Suların Kahkahası

Cennet Boğaziçi'nde
Mavi'den gri'ye çalan,
Rüzgârların ürperten esintisinde
Filizi'den nefti'ye kaçan,
Ve bu sihirli sessizliklerde
Bozbulanık akan dalgaları,
Cıvıl-cıvıl akıntıları hışırtıları,
Güneş doğarken ve batarken
Gözlerinle kucaklayabildin mi?
Ohh be, dünya varmış diyebildin mi?

Sular ışıl-ışıl yanarken
Eflatun'la kırmızı'yla,
Ve de binbir çeşit
Mavi'nin - lâciverdin
Arasına serpilirken,
Pembeliklerle tutuşurken,
Alev-alev sularla konuşurken,
Avuç-avuç renklerin
Sedef beyazıyla yoğrulduğunu,
Boğaziçi'nde tüm güzelliklerin
Bulutların gölgeleriyle
Sarmaş-dolaş olduğunu;
Sevimli minik köpüklerin,
Elele vererek, devrilerek,
Üstüste dürülerek-süzülerek,
Sağanak-sağanak ışınlarla da öpüşerek
Doyumsuz kahkahalar attığını,
Çılgınca çalkandığını;
Kulaklarını çınlattığını,
Kıyılarda düğümlenip güldüğünü,
Uzaklaştıkça dağılıp çözüldüğünü,
Yaşantın boyu görebildin mi hiç?
Bu renkli tablo'da doğayı doyasıya iç
Ki, hatırlama karanlıkları ve ölümü.

Yüreğindeki paslı kördüğümü,
Boğaziçi'ndeki görkemli
Gülen, ağlayan, yakaran
Ve konuşan dalgalardaki
İç çekişmeleri inlemeleri,
Balıkların oltalara takılan
Gözyaşlarında tutabildin mi?
Yaşantının o koskocaman
Bilmecesini çözebildin mi?
Sularla oynaşan ışıkların
Savurdukları renkli kahkahalarla
Beraber olabilsen de
Bu cennet yörede;
Bir akşamüzeri,
Yitirilmiş Boğaziçi'ni
Gözlerinle değil
Sevgilerinle okşayabilsen de,
Bir martının kanatlarında
Eski anıların da uzantılarında
"Altınkum Vapuru"na ulaşabildin mi?
Kaptan Köşkü'ne konabildin mi?

Anadolu Hisarı'ndaki
Gıcırdayan ahşap iskeledeki
Tuzlu, yıpranmış eski halatları
Çocukluk günlerindeki gibi
Küçük avuçlurınla tutabildin mi?
Ve de maviliklerin sevimli
Gülücükler dağıttığı ürpertileri,
Yürekten doyasıya sarabildin mi?
Çözülen gül bahçelerinin
Genzini-yakan kavuran
O iç açan, yaprak yaprak savrulan
Kokularını duyabildin mi?
Yıllar öncesinde olduğu gibi
Ohh be, cânım Boğaziçi'm diyebildin mi?
O halde niçin kederlenirsin ki?

Kaynak: İstanbul Mavisi

Necdet Evliyagil

Josephine 24.08.08 22:26

Duyabildiğine
 
Duyabildiğine

Kuşun
Kanadında arzu
Alabildiğine..

Tohumun
Toprağında sızı
Derinliğine..

Denizin
Mavisinde dâvet
Görebildiğine..

Gözyaşının
İçinde sevinç-keder
Duyabildiğine..

İnsanın
Alnında yazı
Çözebildiğine.

Necdet Evliyagil

Josephine 24.08.08 22:27

Eski Yalı
 
Eski Yalı

Boğaziçi'nin Emektar Balıkçısı Sadık Reis'e

Kayıkhane'nin
Üstündeki cumbada,
Her şey değişmiş zamanla..
Sedir,
Uzaklaşmış yerinden;
Renkler,
Çözülmüş kilimden;
Zaman,
Duvarları dolduran
Resim çerçevelerinde kalmış.
Boğaziçi'nin
Pul pul aydınlığını,
Odalara aksettiren,
Üç katlı billûr âvize'nin
Asıldığı aynalı tavan,
Yerini,
Yağlı boya çizgilere bırakmış..

Nerde şimdi
O cânım divan?
Hasır,
Bilmem kaç parçaya ayrılmış:
Yıllar geçmiş durmadan,
Yıllar, renkleri alıp götüren,
Sesleri hâfızadan silen,
Yıllar konaklamış
Eski cumbada...

Bu iki katlı
Ahşap yalıda
Hatıralar vardır, görülen;
Dalgalar vardır, sahili döven,
Yollar vardır, dönülmeyen...

Masalların,
En sâdesine
Terkedilmiş kayıkhâne
Yeşil,
Renk olmaktan çıkmış;
Avuç avuç serpilmiş
Suyun dibine..
Küçük çakıl taşları,
Suyun koyu maviliğinde,
Elele vermiş yeşille...

Cumbayı
Kayıkhaneye bağlayan,
İki büyük kalas parçası,
Bürünmüş yeşile;
Yeşilin en güzeline,
Birkaç çeşidine..

Rüzgar,
Hırçındır, hırçın olmasına Boğaz içinde.
Ama; bir def'a düşmeye görsün
Yalıların, rüya bahçelerine açılan büyüsüne;
Dâvetsiz bir misafir gibi asılır
Kayıkhâne'nin mandalına,
Ve bırakır kendini,
Bu sükûn diyarındaki loşluğa..

Yorgun, bitap düşmüştür artık;
Hatıraları rüzgarla beraber,
Bu güzel diyarda bıraktık..

Zaman:
Bu sihirli tabloda,
Mıhlanmıştır günün sessizliğine,
Her şey düğümlenmiştir
Sanki kayıkhânede..
Deniz,
Gümüşi bir boşlukta
Maviliğine, yeşilliğine..

Sandal,
Tuzlu bir halat parçasiyle,
Kayıkçı Sadık Reis'in

Küflü duvara çaktığı
Paslı bir çiviye...
Çakıl taşları suyun dibine,
Cumba kayıkhânenin üstüne;
Gözler,
Boğazın insanı hayata bağlıyan şiirine...

Düğümlenmiş hâtıralar vardır
Boğaziçi'nde,
Sahile inci gibi serpilen,
Eski yalıların pencerelerinde.

1955
Kaynak: Eski Yalı

Necdet Evliyagil

Josephine 24.08.08 22:28

Eski Yalıdan Sesleniş
 
Eski Yalıdan Sesleniş

Boğaziçi'nin
Sahillerinde bıraktık
En güzelini ömrün;
Çocukluk günlerimizde,
Yıpranmış hatıralardan uzaktık..
Bilmiyorduk,
Bu masal âleminin
Bütün varlığımızı,
Kökünden saracağını..
Bilmiyorduk,
Mavilikler içerisinde
Bir boşluk,
Gözün alabildiğine
Bir loşluk,
Arasında kaybolacağımızı..

Boğaziçi'nde
Aynı sahil,
Aynı yalı,
Aynı mavi su;
Yıllar yılı
Bu güzelliğe doymayan
Aynı tepeler,
Birer birer
Secdeye gelseler,
Böyle bir huzurla
Baş başa olmanın,
Karşılığını ödeyemezler..

"Göksu"dan, her tekneden
Yükselen sesler,
Sahillerden pencerelerden
Boğazı kucaklayan gözler,
Acaba nereye
Nereye gittiler?

Giden gidiyor işte,
Sahiller,
Yalılar,
Mavi su
Ve tepeler,
Gene oldukları yerdeler..
Boğaz sevgisiyle kaynaşan
Kalpler
Gözler
Ve sesler,
Bir avuç toprak
İçerisindeler..
Boğaziçi'nin
Üzerinden süzülüp geçecek,
Bir bulutun getireceği
Yağmuru beklemekteler.

Ankara - 1960

Necdet Evliyagil

Josephine 24.08.08 22:28

Gelenler
 
Gelenler

Rüzgârın getirdiği
Bir bulut parçası,
Birkaç damla yağmur..

Günlerin getirdiği
Sonu gelmeyen düşünceler,
Yarınlarla dolup-taşan ümitler..

Yılların getirdiği
Ağır ağır solan renkler,
Saçlarda biriken beyaz teller..

Sevgilinin getirdiği
En güzeli ömrün,
Eğer dönüşü olmazsa bir gün.

Ankara - 1960

Necdet Evliyagil

Josephine 24.08.08 22:29

Gözyaşı
 
Gözyaşı

Çölün ortasında
Birkaç damla suya
Hasret çekeriz..

Geminin bordasında
Gözlerimiz yatar pusuya
Sahil bekleriz.

Bulutsuz gök boşluğunda
Ellerimiz uzanır duaya,
Yağmur isteriz..

Sudan uzakta susuz,
Suyun içinde huzursuzuz;
Bütün bir ömür boyu
Gözyaşıyla doluyuz.

Ankara - 1960
Kaynak: Duyabildiğine

Necdet Evliyagil

Josephine 24.08.08 22:30

Günlerin Ötesi
 
Günlerin Ötesi

Sevinçler-kederler
Gözyaşının içindeler.

Ümitler-haberler
Sesin derinliğindeler.

Gündüzler-geceler
Sevgilinin tebessümündeler.

Ömürler-ölümler
Günlerin ötesindeler.

Ankara - 1960
Kaynak: Duyabildiğine

Necdet Evliyagil


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 22:28 .

Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2