tualimforum.com

tualimforum.com (http://www.tualimforum.com/)
-   Türk Şairlerin Şiirleri (http://www.tualimforum.com/turk-sairlerin-siirleri/)
-   -   Özdemir İnce Şiirleri (http://www.tualimforum.com/turk-sairlerin-siirleri/13136-ozdemir-ince-siirleri.html)

Josephine 25.08.08 12:14

Özdemir İnce Şiirleri
 
Bir Kenti Yaşamak

Bir kenti yaşamak
ona boyun eğmektir-
sözleşmesiz, anlaşmasız-,
ne derse tek tek yapacaksın,
düşünmeden, direnmeden.

Yabancıysan
ve gezgin değilsen
"bir kent yeter" diyeceksin,
"tek bir ölüm";
boğazına oturmuş olan
bir bardak su isteyen.

Boyun eğeceksin yolcu!
bir köle gibi tıpkı,
anlamak için belki,
nedir mutluluğu bir tutsağın?

Özdemir İnce

Josephine 25.08.08 12:15

Bir Kuş
 
Bir Kuş

Bir kuş uçuyordu Sisam'la Kuşadası arasında,
anlayamadım bir türlü Türk müydü yoksa Yunan mı,
bir başka yerden mi yoksa? Hiçbir belirti yok.

Denize sordum onu: "O bir dalıcı kuştur, dedi,
danteller örer durmadan bağrımda".
Gökyüzüne sordum onu: "o benim ulağımdır, dedi,
mordan, gülrenginden eflatuna kadar".
Balıklara sordum onu, öteki kuşlara,
teknelere sordum, bayraklı flamalı,
hepsi bir şey söyledi bir cevap alamadım.

Bir kuş uçuyordu Sisam'la Kuşadası arasında
anlayamadım bir türlü Türk müydü Yunan mı,
bir başka yerden mi hangi milletten?
"Ey kuş dedim, kimlerden olursun, hangi ülkeden?"
"Ben bir martıyım, dedi, yaşım evrenin yaşında,
ülkemi sorarsan: yeryüzü, gökyüzü ve deniz,
sınırlarımı sorarsan: topraktır, su ve hava".

Kaynak: Ataol Behramoğlu - Son Yüzyıl Büyük Türk Şiiri Antolojisi -

Özdemir İnce

Josephine 25.08.08 12:16

Bir Ülke Olabilirdi Bu Sevda
 
Bir Ülke Olabilirdi Bu Sevda

Kaç cemre düştü yüreğine şimdiye kadar
kaç unutulmuş nisan var
vişne sürgünü kollarında?

Dağılıyor uyku kokusu gövdenin
dilim meme uçlarına
dokunduğu zaman;

Ateşten sapı üzerinde dönüyor ayçiçeği
bir güneş doğuyor
bacaklarının arasında.

Kollarımla sarıyorum, örtüyorum seni
günler ve geceler uzuyor
ve savurmaya hazırlanıyor gövden gövdemi...

Özdemir İnce

Josephine 25.08.08 12:17

Deniz Kıyısındaki Kadın
 
Deniz Kıyısındaki Kadın

ezbere biliyorum bütün gizlerini
rüzgar gülünün imbatı tanıdığı kadar

ekmeğin adı susuzluğun adı açlığın adı
dorukları olgunlaştıran baş dönmesi
senin çıplak gövdeni yoğunlaştıran

açık suyun tanığı uzun kolların
toprağın yalnızlığı bacaklarının arasında
doğumun ve ölümün yalnızlığı

yatmışsın orada acı bir öykü gibi tıpkı
mutlu çağların destan kabartmalarında
sıcak çakılların yakıcı kumların arasında
isyanın gerçekliği senin duruşun

büyüyen bir çayırdır yaşamın senin
karanlığın üstüne iner her gece
örter onu tül perde duruluğuyla
deniz kıyısındaki kadın
benim uzak sevgilim
güneş işte böyle doğar darağacında...

Özdemir İnce

Josephine 25.08.08 12:19

Dört Duvar Arasında
 
Dört Duvar Arasında

Bir şeyler kapanıyordu bir yerlerde,
belki bir kapı, belki bir mezar -
ama çatı degildi - sanki bir yangın,
tavşanların, kuşlarin hızından anlıyordun,
ama çatı degildi kapanan,
üzerinde bir bayrak dalgalanan.

Ama çatı degildi kapanan;
biraz daha ışık, diye haykırdın,
daglarıma ve uçurumlarıma,
hepsini gövdeme
duvarlarıma kazıyacagım.

Bir şeyler kapanıyordu bir yerlerde:
Kiminin bahtı, kiminin yüregi,
kiminin kapısı ve penceresi.

Düşündün: Her şey bütün bir sonsuzluk
ve bir dakikaydı önünde ve sonunda.

Bir dakika, o senin olan bir dakika,
yani yaşaman için sana bırakmadıkları...

Paris - 19.03.1986

Özdemir İnce

Josephine 25.08.08 12:19

Durum
 
Durum

Pazar günü geçmek bilmiyor
Birden bir kavak fışkırıyor pencereden
Hızla kapıyı örtüyor bir sokak
Bir kız saatine bakıyor alanda
Gençliğim, güneşim, rüzgârım benim!
Bu çıraklık sabah akşam sürüyor.

Pazar günü geçmek bilmiyor
Toprağın alnında eriyor güneş
Sevdiğim uzakta, bir an kadar yakın
Aramızda sessizliğin amansız yasası
Aklımda denizle donatılmış kentim
Alışıyor sevgilim yaprak dökümüne.

Pazar günü geçmek bilmiyor
Nerede o ölüme yürümek öyküsü
Ölüme yürümek, bir tarla açarmış gibi,
Yürümek, genç ve mutlu, yürümek, sessizce.

Pazar günü geçmek bilmiyor
Gecenin güne değdiği yerde
Saatler geçiyor parmaklarımın arasından
Paslanmış demir renkli saatler
Taze kan kokusu yoğunlaşıyor aklımda
Bir pazar, yanmış küllenmiş bir gövde,
Bütün pazarlar gibi geçiyor
Bütün aylar, bütün yıllar gibi geçiyor.

Kentim biraz uzakta, donatılmış bir gemi.

Özdemir İnce

Josephine 25.08.08 12:20

Evren Yorumcusu
 
Evren Yorumcusu

Atlayarak çiz dünyayı,
gerçekler söylenmeyen alanlarda kalsın,
yani gerçekleri söyle, sadece onları;

Bana sorarsan -ki sormasan da olur-,
yüreğindedir yaşamın bütün ipuçları.

Özdemir İnce

Josephine 25.08.08 12:21

Ey Oğul Eğer Yazıcı Olursan
 
Ey Oğul Eğer Yazıcı Olursan

Ey oğul bir gün yazıcı olursan
gözü gözünde yüreği yüreğinde eli elinde
inancın tadını söyle ülkemin çocuklarına
Ey oğul bir gün yazıcı olursan
kuşkunun birikmenin ve beklemenin yazıcıcısı
sakın masal anlatma ülkemin çocuklarına
Zaman akıp gitmekte dağ taş değişmektedir
demir paslanmakta temel çürümektedir
al kalemi bildiğin en gerçek sözü yaz
İşte ateş tuğlası işte ağaçlar ve kökleri
işte ayağımızın bukağısı sırtımızdaki hançer
işte emeğimiz alınterimiz işte ülkemiz
Kadınlarımız var elmanın bir yarısı
canevimizde böğrümüzde alnımızın çatında
yazılmamış şiir isimsiz kapalı kitap
Erkeklerimiz var elmanın bir yarısı
biraz sabır biraz öfke biraz sarmaşık
sorusu sorulmamış yanıt boynu Pîr Sultan
Ey oğul bir gün yazıcı olursan
sesini sev sevgini çoğalt yüreğini aç
onu güzel ölüyü anlat ülkemin çocuklarına...

Aydın - 15.10.1967
Kaynak: Kiraz Zamanı

Özdemir İnce

Josephine 25.08.08 12:22

Gön
 
Gön

Yorgun değilim
seni beklemekten seni düşlemekten geçen günlerden,
yeniden başlasam da bir başka yenilgiye.

Yorgun değilim
ne aşktan ne dostluktan ne de ölümden,
geceye gözlerimi açarak bakıyorum.

Yorgun değilim
ne acıdan ne umuttan ne de korkudan
sonbaharla birlikte kazıya başlıyorum

Yorgun değilim
ne geçmişten ne şimdiden ne de gelecekten;
bir yalnızlığım vardı, gittikçe aşıyorum...

Özdemir İnce

Josephine 25.08.08 12:22

Karşı Sevda
 
Karşı Sevda

Kan sağar gece gündüz yüreğim,
tuzaklar gözyaşlarına kurulmuştur;
dalgın durur deli gönlümün aynası,
kavuşmak bir başka yaza kalmıştır;
ne kadar kulak kesilsem de dünyaya
sözcüklerden daha gerçek değildir aşk
sözcüklerden daha gerçek değildir ölüm.

Dilim pas içinde, doyum bulunmaz ona,
bir ateştir ki yârin gül ağzı
korkmadan öpmek bir serüven, bir belâ;
bir sancıdır aslında belki de mutluluk,
çünkü bir gaflet, bir öfke tutturmuşum,
başlarken her gün bir başka yenilgiye
dağbaşlarına, ummanlara adanmış huyum.

Artık bulmasam da olur, fidyesini sevdanın:
Gövdem olan o ağacı soğukla vurdum.

Özdemir İnce


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 05:22 .

Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2