![]() |
Bellek BELLEK Yaşlılık, bıkıldı Zaman geçer: Bir kitap Çevir sayfalarını. Yok bu çölde Bittikçe baştan Çevir sayfalarını. Açtıkça yaprakları Değişen bir çiçek dürbünü Çoğu yararını gördü... Behçet Necatigil |
Beyler BEYLER Sökülende bir çadır Yaklaşırken çıngırak Deve boyunlarında Kulak çınlamaları. Önünde, uzakta alıştığın sofra Alırken ondan ondan Çıt eder, çatlar fanus Kulak çınlamasından. Ne telaş, ne de ezgi Çevrenizde güzeller Yahu, beyler! Kesilir uğultu Silinir arazi Gider tapu, beyler! Behçet Necatigil |
Bilmeceler BİLMECELER Elimde ne var Elimde, avucumda.. Gene ne var Yolların ucunda? Avucu alalım: Yüzük, değirmen taşı Hançer, kama Defne dalı? Buğday, karınca Hangisi kimden Süleyman'dan, Adem'den? Yollara bakalım: Yolların sonu dağ, Bir sütun mu yoksa Ferhad'ın deldiği? Bilemem bildiğim Zaman zaman zamanın Bize neler verdiği, Bizden neler aldığı... Behçet Necatigil |
Bir Albümden Resimler BİR ALBÜMDEN RESİMLER Okunmuş toprak Çocukluğumun resmi Sargıdan görülmüyor Boynumda köstebek izleri. Lise son sınıf Gençliğimin resimleri Gülümseyen arkadaşlar Neydi isimleri? Kuytu köşe, kitaplar Gömüldüğümün resmi: Yüksek okul, bir onuru korumak Habersiz çekilmişti. Sonra her şey değişti Yolum bir ormana düştü Gür otlar, çalı, ceylan Vurulan ben oldum, bu onun resmi. Bunlar da ellerim yazgı çizgi Derken tenha bahçe Biraz dinleneyim dedim Kovulduğumun resmi... Behçet Necatigil |
Bir Bir Daha Bir Daha BİR BİR DAHA BİR DAHA Tanrı imtihan eder Tekrar imtihan eder Kul hazır ümitler Kendi öyle zanneder. Kiminde hafif geçer Hatta bir şey sorulmaz Kiminde bu kaçıncı Çokları isyan eder. Değişik konular Ne belli bir kitap Ne bunca hastalıklar Birbirine benzer. Ezelden yazılmışsa Geçilir ince köprü Herkes mutlu olamaz Boşunadır çareler. Onu neye bıraktı Sır gözetir Tanrı Kutsal aydınlığına Sırları kalkan eder... Behçet Necatigil |
Bir Kapi BİR KAPI Açıldıkça çarpar, içe dönük bir kapı Ama sen, ancak bu oldukça. Kırılır,yıkılırken çekil, Karanlık park ağaçlar bir sıra. Yalnız,sonra seni kim anlatır Ne anlatır yokluğunda? Behçet Necatigil |
Bir Kiş Akşami BİR KIŞ AKŞAMI Pencereye kar düşünce Çalar akşam çanı uzun, Evi düzen içinde Hazır sofrası çoğunun Gezgin-göçebe kimi de Gelir karanlık yollardan kapıya Toprağın serin özsuyu Açar altın,kemer ağacında. Yolcu girer içeri sessiz, Eşiği taş yapar acı. Duru aydınlıkta,sofrada Ekmek,şarap parıltısı... Behçet Necatigil |
Bir ölümden Kalanlar BİR ÖLÜMDEN KALANLAR Doğuşundan beridir sakladığı Tanrının bir emaneti vardı. Yatağa düştü, Üçüncü gün akşam üstü, geri verdi güler yüzlü. "Kalsın bende temelli, diye ağlar bazıları. " 'Pişirdiğim aşla, bağladığım başla gideyim, Üç gün yatak, Dördünde toprak olsun yerim! ', derdi. Geleni gideni yokkken gençliğinde bile, Akşamları gizli gizli, bilinmez Kimi gözlerdi? Tanrının sevgili kuluymuş, Muhtaç olmadan öldü. Ama gözleri yine kapıdaydı, Belliydi birini beklediği. Son sözü bir kadın ismi oldu, hiç duymadığım. Lakin anlaşılamadı gitti, söylemek istediği... Behçet Necatigil |
Bir Susma Eğrisi BİR SUSMA EĞRİSİ Susmanın ibadet Olduğu yerde Ne çok Konuşuyordu. Arada bir, tek başına yaşayan Hasta, yaşlı birini Yoklamaya gider gibi İç denetimden geçebilirdi. Seslerin hele kof, sığda Çiğ ve güncel Eriyeceğini havada Bile bilmiyordu. Kınayan, sessiz bakışlar Ancak bir akşam üstü Beklemiş, çok beklemiş Birden sözünü kesti. Behçet Necatigil |
Bir Ev Bir çocuk BİR EV BİR ÇOCUK Gençten bir adamdı Hikayesi gayet kısa. Yıllar yılı tek başına yaşadı Bir gün rastladı bir kıza Düşündüler, birlikte yürüseler Ömür geçiyor nasılsa. Şimdi içine bir ev, bir de çocuk girer Aşkları yazılsa. Behçet Necatigil |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 04:20 . |
Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2