![]() |
Behçet Necatigil Şiirleri ABDAL MUSA Bir piston Kalmamı ister dilediği yerde Tekler çoğulluğumu Bir dinozor zor yer beni Yadi can beygir gücü. Karıncaydı devenin Tepip oyluğun ezen, Bir bücür yere çaldı Dev gibi pehlevanı Unuturlar anı. Bir sürek avında Ölüsünü görmeye gelirler, Abdal Musa demişler Bağrına saplı oku Çıkardı verdi geri. Bu söz ibret sözüdür Arifler ocağında Yanar özge bir ateş O ateşin dilleri, Hele bir gel beri... Behçet Necatigil |
Aci Utanmak ACI UTANMAK Büyüsün küçülmen, Bu senin yakının! Yaklaştın mı sağlığında Şimdi de uzaksın! Duyur istersen İlanlar ne yapsın? Ana baba kardeş Yaşarken ne yaptın? Görseler gazetelerde Dostlar tedirgin Bir iki telefon Yeter üç beş akraba. Yükler ağır kaldırdınız Kırık, ezik bir yığın. Göm, gömülmez Utancın, uzaklığın... Behçet Necatigil |
Aile Durumu AİLE DURUMU Yemeden olmuyor Yapılara, yakıtlara, taşıtlara Ödemeden Yememize ne kaldı? Sıcak durulmuyor Otur oturduğun yerde Geçsin bu gün de gidersiz Geçmemize ne kaldı? Vurulsa yüzdeye Kaçta kaç yaşamak Bir şeyler görmeye Görmemize ne kaldı? Behçet Necatigil |
Akşam şiiri AKŞAM ŞİİRİ Birden hatırlarsın, O da seni;birden bazan: Nerde, ne yapar şimdi Parlar bir özlem anılar arasından. Bu akşam ne garip sözcük Sanki ilk duydum, yadırgıyorum: Akşam. Bilmem bulur muyum Yollara baksam? Söner yangın birazdan Yatışır özlem. Bir gün karşılaşırız Bir gün, bir yarım akşam... Behçet Necatigil |
Aşk Gelmiş Cihana AŞK GELMİŞ CİHANA Kız kaptırdı gönlünü Sevdiği oğlan kalpsizin biri Alay etti güldü... Hiç aşka gülünür mü? Ne çare, cahil aklı Kız hastalandı, yattı Mumda yandı pervane... öldü. Oğlan sormakta haklı Hiç aşktan ölünür mü? Behçet Necatigil |
Atatürk ü Duymak ATATÜRK Ü DUYMAK Ulu rüzgarlar esmedikçe Yaşamak uyumak gibi. Kişi ne zaman dinç Dalgalanırsa bayrak bayrak gibi. Ne var şu dünyada ekmekten daha aziz? Sürdüğün tarlalara sevginle serpildik, Ekmek olmak icin önce Buğday olmak gibi. Silinir sözlüklerden sen hatıra geldikçe Cılız sözler: usanmak, yorulmak, durmak gibi. Kuvvettir yaptıkların her yeni yetişene, Bir ışık-kaynak gibi. En yakınlar zamanla fersahlarca uzak gibi; Bir sen varsın kalacak, bir sen ölümsüz Daha da yakınsın, daha da sıcak. Bıraktığın toprak gibi. Kaç Türk var şu dünyada, bir o kadar susuz: Hepsinin gönlünde sen, bir pınar bulmak gibi. Ancak senin havanda sağlıklar, esenlikler; Olmaya devlet cihanda Atatürk'ü duymak gibi... Behçet Necatigil |
Ayriliklar AYRILIKLAR Karadenizde gemilerin mi battı, Ağzını bıçaklar açmaz, Üzüntüdesin gayet. Sen sızlanmışın çok mu, Bize edebiyat öğretmeni anlattı: Neyler bile etmiş şikayet. Baktın ki olacak gibi değil, Unuttu diyelim nihayet; Yine de bulunur tesellisi: Dünyada başka kız yok mu, Elini sallasan ellisi Mesele bundan ibaret... Behçet Necatigil |
Balbal BALBAL Kaç yaş yaşadı umutlar Uçup gittiğinde Girdiğim yas törenleri Sahiden girdim mi? Yüzdeye vurunca Kaçta kaç sevinç Acılar içinde Sahiden sevdim mi? Görür gözüm görmezden Bilir usum bilmez gibi Aldanıp al kumaşları Sahiden giydim mi? Mızrak batımı kar Mutsuzluk ovalarında Aradım, savaştım Sahiden buldum mu? Yere dikili gözler Baktım bir yerde yukarı Yukarda - - Sahiden gördüm mü? Behçet Necatigil |
Barbaros Meydani BARBAROS MEYDANI Biliyorum ayıp ve mânasız Ama peşlerinden gidiyorum Gezmeye çıktıkları vakit Ana kız. Utanır da belki Anasının sırtındaki Yeldirmeden, Kız bir adım önde gider Sezdirmeden. Beşiktas'ta Barbaros Meydanı Sağı anıt, solu türbe Ortası kare şeklinde, Parkıdır yoksulların Bilhassa yaz ayları. Fidanların, mezarların önünde Yontulu taşlar çepçevre, Yer yer banklar konulmuş, Meydana dolmuş millet Sıra sıra oturmuş. Ah genç kız kalbi, Sıralara bakar elbet. Meydanın ilerisi deniz kıyısı Karaya çekilmiş kayıklar İskele gazinosu yanda Sulara dökülmüş ışıklar Üsküdar şu karşısı. O nemli topraklara Ana çöker yorgun argın, Kalmış gözü arkada Kendi ayakta kızın... Behçet Necatigil |
Başsağliği BAŞSAĞLIĞI Ben uzaklarda olmalıyım, çok uzaklarda Acılar unutulduktan sonra Dönmeliyim. Ölümlerin karşısında şaşırıyorum Ne desem ki Düşünüyorum. Kalanları ağlıyor gidenin Benim gözlerim kuru Herkes bana bakıyor, biliyorum İçlerinden geçenleri. Başsağlığı dilemek Garibime gidiyor Ölen öldü, sen yaşa Küçültmeye benziyor. Beni böyle kitaplar mı yaptı ne Kağıtlarda gidenlere içlenip ağlayan ben Hayattaki ölümlerde put gibi duruyorum. Ben canavar ruhlu muyum Bir ölü evinde tek söz söylenmeden Put gibi duruyorum Kimse anlamaz derdimi Ben uzaklarda olmalıyım, çok uzaklarda Bir yakınım öldümü... Behçet Necatigil |
Bellek BELLEK Yaşlılık, bıkıldı Zaman geçer: Bir kitap Çevir sayfalarını. Yok bu çölde Bittikçe baştan Çevir sayfalarını. Açtıkça yaprakları Değişen bir çiçek dürbünü Çoğu yararını gördü... Behçet Necatigil |
Beyler BEYLER Sökülende bir çadır Yaklaşırken çıngırak Deve boyunlarında Kulak çınlamaları. Önünde, uzakta alıştığın sofra Alırken ondan ondan Çıt eder, çatlar fanus Kulak çınlamasından. Ne telaş, ne de ezgi Çevrenizde güzeller Yahu, beyler! Kesilir uğultu Silinir arazi Gider tapu, beyler! Behçet Necatigil |
Bilmeceler BİLMECELER Elimde ne var Elimde, avucumda.. Gene ne var Yolların ucunda? Avucu alalım: Yüzük, değirmen taşı Hançer, kama Defne dalı? Buğday, karınca Hangisi kimden Süleyman'dan, Adem'den? Yollara bakalım: Yolların sonu dağ, Bir sütun mu yoksa Ferhad'ın deldiği? Bilemem bildiğim Zaman zaman zamanın Bize neler verdiği, Bizden neler aldığı... Behçet Necatigil |
Bir Albümden Resimler BİR ALBÜMDEN RESİMLER Okunmuş toprak Çocukluğumun resmi Sargıdan görülmüyor Boynumda köstebek izleri. Lise son sınıf Gençliğimin resimleri Gülümseyen arkadaşlar Neydi isimleri? Kuytu köşe, kitaplar Gömüldüğümün resmi: Yüksek okul, bir onuru korumak Habersiz çekilmişti. Sonra her şey değişti Yolum bir ormana düştü Gür otlar, çalı, ceylan Vurulan ben oldum, bu onun resmi. Bunlar da ellerim yazgı çizgi Derken tenha bahçe Biraz dinleneyim dedim Kovulduğumun resmi... Behçet Necatigil |
Bir Bir Daha Bir Daha BİR BİR DAHA BİR DAHA Tanrı imtihan eder Tekrar imtihan eder Kul hazır ümitler Kendi öyle zanneder. Kiminde hafif geçer Hatta bir şey sorulmaz Kiminde bu kaçıncı Çokları isyan eder. Değişik konular Ne belli bir kitap Ne bunca hastalıklar Birbirine benzer. Ezelden yazılmışsa Geçilir ince köprü Herkes mutlu olamaz Boşunadır çareler. Onu neye bıraktı Sır gözetir Tanrı Kutsal aydınlığına Sırları kalkan eder... Behçet Necatigil |
Bir Kapi BİR KAPI Açıldıkça çarpar, içe dönük bir kapı Ama sen, ancak bu oldukça. Kırılır,yıkılırken çekil, Karanlık park ağaçlar bir sıra. Yalnız,sonra seni kim anlatır Ne anlatır yokluğunda? Behçet Necatigil |
Bir Kiş Akşami BİR KIŞ AKŞAMI Pencereye kar düşünce Çalar akşam çanı uzun, Evi düzen içinde Hazır sofrası çoğunun Gezgin-göçebe kimi de Gelir karanlık yollardan kapıya Toprağın serin özsuyu Açar altın,kemer ağacında. Yolcu girer içeri sessiz, Eşiği taş yapar acı. Duru aydınlıkta,sofrada Ekmek,şarap parıltısı... Behçet Necatigil |
Bir ölümden Kalanlar BİR ÖLÜMDEN KALANLAR Doğuşundan beridir sakladığı Tanrının bir emaneti vardı. Yatağa düştü, Üçüncü gün akşam üstü, geri verdi güler yüzlü. "Kalsın bende temelli, diye ağlar bazıları. " 'Pişirdiğim aşla, bağladığım başla gideyim, Üç gün yatak, Dördünde toprak olsun yerim! ', derdi. Geleni gideni yokkken gençliğinde bile, Akşamları gizli gizli, bilinmez Kimi gözlerdi? Tanrının sevgili kuluymuş, Muhtaç olmadan öldü. Ama gözleri yine kapıdaydı, Belliydi birini beklediği. Son sözü bir kadın ismi oldu, hiç duymadığım. Lakin anlaşılamadı gitti, söylemek istediği... Behçet Necatigil |
Bir Susma Eğrisi BİR SUSMA EĞRİSİ Susmanın ibadet Olduğu yerde Ne çok Konuşuyordu. Arada bir, tek başına yaşayan Hasta, yaşlı birini Yoklamaya gider gibi İç denetimden geçebilirdi. Seslerin hele kof, sığda Çiğ ve güncel Eriyeceğini havada Bile bilmiyordu. Kınayan, sessiz bakışlar Ancak bir akşam üstü Beklemiş, çok beklemiş Birden sözünü kesti. Behçet Necatigil |
Bir Ev Bir çocuk BİR EV BİR ÇOCUK Gençten bir adamdı Hikayesi gayet kısa. Yıllar yılı tek başına yaşadı Bir gün rastladı bir kıza Düşündüler, birlikte yürüseler Ömür geçiyor nasılsa. Şimdi içine bir ev, bir de çocuk girer Aşkları yazılsa. Behçet Necatigil |
Bir Istanbullunun Not Defterinden-i BİR İSTANBULLUNUN NOT DEFTERİNDEN-I Değişmedi Çocukken de.. Emektar mum Şimdi elektrik kesilmelerinde. Kar çamur kışlar, bata çıka Öğrenciyken de - - İyi ki ayaklarım yürüyorum Taşıtlar almayınca. Semt semt, belli günlerde İyi ki hala sergiler - - Ucuzluk arıyorum Ninemin pazarlarında. Mumlar, çamurlar, çarşılar Vura vura kendimi birinden ötekine Böyle katı oldum. Bıçkın arabalar sıyırıp geçer beni Her an çiğnenme korkusu Onca eğreti oldum. Yazmıştı birisi Hangi kitaptaydı Onun anlattığı oldum... Behçet Necatigil |
Bir Istanbullunun Not Defterinden- Ii BİR İSTANBULLUNUN NOT DEFTERİNDEN- II Sokaklarda gerçeğin yüzleri Park etmiş kaç yüz kaldırımlarda Bir yol Bulmaya çabalar arabasız. Yalvarmalı izleyerek taşıtları Bir araca bin de nasıl binersen bin Zifoslar fışkırtarak üstüme Basar gider arabalı. Bir mahşerde itile kakıla Sindikçe sinerek Ben bu yaşa gelmiş adam Başka yere gidemem ki. Bu duraktan bu otobüs Ne zamanları geçer Sorarım, gülerler: Bekle, Baba! Beklerim kış yaz ayaz Kuyruklarda İstanbul'da yaşıyorum Yaşamaksa... Behçet Necatigil |
Bir Istanbullunun Not Defterinden - Iii BİR İSTANBULLUNUN NOT DEFTERİNDEN - III Beni biri ötekine yolladı Doktordu, bilirdi Hastalığınız yalnız bu değil, Değildi. Üçüncü bir doktora ihtiyaç belirdi Benim gibi bazıları Hiç doktora gitmedi Gitseler miydi? Behçet Necatigil |
Bir Yatak Ve Pike Kaynar gene kapalı kap Başlar taşmaya çok iyi Bildiğimiz acılar, Durgunlaşmaz mıyız? Kandır nasıl köpürür Yüksek duvar saplantı Bıkkınlık, ah kolay olsa Yıllardır aşmaz mıyız? Yılgın gemiyiz açıkta Gösterin bize göre bir kıyı Yakıp son direkleri Yanaşmaz mıyız? Behçet Necatigil |
Boşuna BOŞUNA Yanımdan geçerken bir tuhaf baktı, Arzulu ve davetkardı mutlak. Bense neden sonra farkına vardım, Böyle işler bizden ne kadar uzak. Şimdi ; Ha başımı taşlara vurmuşum, Ha düşmüşüm geceyle sokaklara; Kimbilir ne zaman karşılaşırım, Hem tanıyacağım da şüpheli bir daha... Behçet Necatigil |
Bu Su BU SU Çırpıntılı denize Her yakın dalışta Sakınsak da başımızı Günlerce kulak ağrısı Gidenden sestir bu. Sonra görme bozukluğu Karanlıkta karşımızda Oturduk aynı sofralarda Renkli kuşlar uçtu Boşalan kafestir bu. Ömrümüz süredursun Hayallerin peşini Doldurmak bir boşluğu Evlerde şurda burda Silinen izdir bu... Behçet Necatigil |
Burç BURÇ Falınız öyle gösteriyor Hangi su bengi su Gurbetin ucundasınız. Bir tren ya da gemi Bir zaman geçiyor Siz de içindesiniz. Karanlığa çıkınca Bilen çıkmıyor Hikmet burcundasınız... Behçet Necatigil |
Buz üzerine Bir Yorum BUZ ÜZERİNE BİR YORUM Sıcak çok sıcak Alışmış olmalıydık Sıcağın geçmişi var Buzun geleceği yok. İçimize kapandıkça hüzün "Bir gül açılmaz yüzün tek." İster gibi geri gelsin geçmişler Şimdi birimiz ölsek başlar tık Yani her şey başımızın altından Ansızın çekilen bir yastık... Behçet Necatigil |
Coğrafyada şart Kipi COĞRAFYADA ŞART KİPİ Her günkü yollarından evlerine dönerken Vurur yorgun adamların parçalanmış gölgeleri Saray duvarlarına. Coğrafya kitabında konu: Yeryüzünün şimdiki hali. Ülkelerin yüz ölçümü, Engebeler, dağ, orman, vadi. Akar su, iklim, yağış Bitkiler, nüfus, konuşulan dil Halkın geçim kaynakları - - Ülkeleri bildirir Bir coğrafya kitabı. Bilgi! Kitaplar ne bilir, Ben ölçmedimse bütün ölçümler boşuna. Yağmurların sözü nasıl edilir, Alnım ıslanmadıysa serin yağışlarında. Ne denizler deniz, dağlar dağdır Ne bahçeler bahçe. Yok öyle göller Ben olmayınca. Ben gidemiyorsam Kitaplar aldatır. En verimli toprak, ben göremiyorsam Katı, kıraç, kısır. Gökdelen yapılardan söz açar Işıklar içinde bir şehir Salaşlardır, sallanan, ben gezemiyorsam Adımlarım değmiyorsa uzun, sonsuz sokaklar Başlamadan bitiverir. Koca koca şehirler Milyonların üstünde Coğrafya kitapları! Geçer yorgun adamlar sarayların önünden Kapıları kapalı... Behçet Necatigil |
çati ÇATI Her çatı ev Çadır da Bitmez tasaları Taşıyın sırtınızda. Bıkılır, tükendi Hep aynı Biçimsiz boşluklar Dolu sandıklarınızda. Sürmeli sürgün Varsa varsınız Çıplak gözle bulanık Bir uzak gözlüğü. Korkusu yalnızlık, zulmü kendine Acısı da öyle, Bir valiz göçebe Ordan oraya. Açar kapar bir kanal Her gün kapaklarını, Dolar boşalır sular Ev mi, yollar mı? Behçet Necatigil |
çocuklar ÇOCUKLAR Çarşılarda birşey Biz pek aramazdık çocuklar olmasaydı Kasaplarda manavlarda bazı yorgun kadınlar Hep de tenha saatleri seçerler Sonra yavaş bir sesle Çocuk için hasta kaç gündür yemiyor Biraz et biraz meyve isterler Sevdiği bir reçeli gün aşırı yalnız ona Kaşıklarla beraber büyük bir üzüntü Uykularda bile bitiyorsa Yağların şekerlerin çayların Annelere düşündürdüğü İnsanlara,tezgahlara,kağıtlara kolaydı Biz bu kadar eğilmezdik çocuklar olmasaydı... Behçet Necatigil |
Dağlarda Ateşler Yandikça DAĞLARDA ATEŞLER YANDIKÇA Oda karanlık Odadan dışarı çık Şehir karanlık Şehirden dışarı çık Korkma Yürü bir hayli yürü Gördün mü ? Dağlar başladı artık. Korkun dağılır rüzgarda Bekle biraz Dağlarda ateşler yandıkça Karanlıktan korkulmaz. Dağlar karanlık Dağlara yukarı çık Korkma Yürü bir hayli yürü Az daha yukarı çık Birbirinden uzakta Gördün mü ? Ateşler parladı artık. Şimdi dağlar kaldı yine ardında Odan yendi karanlığı, ölümü Dağlarda ateşler yandıkça Karanlıktan korkulmazmış, gördün mü? Behçet Necatigil |
Darginlik DARGINLIK Ve susmak Bir denizin çekildiği Bir rüzgarın kesildiği Anlaşılınca Boştur konuşmak İlk iskele Kurtuluş Yanaşılınca Ne selam, ne veda Felaket bir vapur Çık hemen Bir yağmur serin, ince... Behçet Necatigil |
Dünya çocuk Yilinda - I DÜNYA ÇOCUK YILINDA - I Bütün çocuklar Yokluk bilmesinler Et, şeker, süt bulsunlar Giyimli, tok ve rahat Gitsinler okullara Sınıflarını geçsinler... Büyükler biraz daha yorulsun Onlar da büyüsünler Onlar da mesut olsunlar Geçti, kaç savaş ezikliği Çocukları düşünsünler Çocuklar iyi gün görsünler... Behçet Necatigil |
Der Biri Sizin Için DER BİRİ SİZİN İÇİN Ben onu tanıdım, çok günler yanındaydım O daha yaşlanmıştır, ben yaşlandım. Bir yağmur yağardı, ılırdı çiçekler Sesti yakınlığı, sessizlik yakındığım... Behçet Necatigil |
Ders DERS Kitaptaki konuları Öğretmiş olsanız, Yerinize başkası gelince Görmedik, der bütün sınıf, Okutmadı, öğretmedi. Meslek cilveleri.. Sonraki, yerinme! Öğrenciler Hep yeni ağızdan duymak ister, Yinele aynı şeyleri... Behçet Necatigil |
Donmuş Dallarda çiçek DONMUŞ DALLARDA ÇİÇEK İyidir beraber olmamız Yaklaşmış, değişik. Duyulur çevrenin gürültüsünde Issız Bizde bir şey eksik. Belki de bir şey fazla, yıllarca bilmedik Çökmüş birdenbire ağır: Bir kırık gülüşte Yitik Ümitsiz hatırlanır. Bulmak gibi tıpkı Karlar altında kayıp uzanırken ova Yolu kendiliğinden, Donmuş dallar esen ılık rüzgâra Çiçek açar çekingen. Aldanarak, unutulmuş Senin yolun ayrı, benimki ayrı Az sonra ikimiz de yalnız Kısa bir zaman için, saat beş suları İyidir beraber olmamız... Behçet Necatigil |
Dost DOST Dostumdu önceleri, Göznurunu kitaplara dökmek varken Avare gezerdi caddelerde. Dünya böyledir zaten, Kadın olmasın ara yerde. Bir varmış, bir yokmuş aramızdaki dostluk. Kızına kıl kadar olsun göz koysaydım, Derdim, buydu korktuğu. Odama uğramaz oldu, semtimden geçmez; Oysa bir ben vardım içli dışlı olduğu... Behçet Necatigil |
Dönmedolap DÖNMEDOLAP Nerden niçin mi geldim Bilmeden bir şey diyemem, ya siz? Hem hiç önemli değil Geldim, yer açtılar, oturdum Girip çıkanlar vardı Zaten ben geldiğimde. Başka şeyler de vardı, ekmek gibi, su gibi Gülüşler öpüşler ne bileyim hepsi Doğrusu anlamadım bir düğün dernek mi Sonra da kimileri düşünceli, durgundu Gidenler neye gitti doğrusu anlamadım Zaten ben geldiğimde. Bir lunapark mı bir konser bir gösteri Bilmem pek anlamadım önüm kalabalıktı Sıkıştığım yerde vakit çabuk geçti. Bak dediler baktım pek bir şey göremedim Hem her yer karanlıktı Zaten ben geldiğimde. Benim tek düşüncem büzüldüğüm köşede Nasıl çekip gideceğim kalk git dediklerinde Çünkü çıkmak sıkışık sıralardan mesele Kalkacaklar yol vermeye bakacaklar ardımdan Az mı söylendilerdi şuracığa ilişirken Zaten ben geldiğimde... Behçet Necatigil |
Dur şimdi DUR ŞİMDİ Gezilerdi sevgilerdi içtenlikler Geldilerdi gerekirdi gitmeniz. Kaldı, hep siz Geri çevirdiniz. Düz duvar tırmanmalar Sözde nedenleriniz. Eşleri çocukları dostları Unutmuş gibiydiniz. Belli yaklaşmasından Bakalım bu, dinler mi Siz sahi hep öyle derdiniz: Dur hele, dur şimdi... Behçet Necatigil |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 02:04 . |
Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2