tualimforum.com  

Geri git   tualimforum.com > BİLİM ve TEKNOLOJİ > Bilim Adamlarının Hayatı > Yabancı Bilim Adamlarının Hayatı
amp;markreadhash=guest" rel="nofollow">Bütün Forumları okunmuş kabul etrel="nofollow">Bütün Forumları okunmuş kabul et
Kayıt ol Yardım Üye Listesi Ajanda Arama Bugünki Mesajlar Bütün Forumları okunmuş kabul et

Yabancı Bilim Adamlarının Hayatı Yabancı bilim adamlarının hayatı,yabancı bilim adamlarının biyografileri...


Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Copernicus - Kopernik Hayatı ( Biyografisi )
Konudaki Cevap Sayısı
1
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
1687

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler
Alt 04.12.08, 03:21   #1 (permalink)
Kullanıcı Profili
Gamma Üye
 
Metrix - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Jan 2008
Nerden: İstanbul
Mesajlar: 3.491
Konular: 3144
Puan Grafiği
Rep Puanı:6312
Rep Gücü:0
RD:Metrix has a reputation beyond reputeMetrix has a reputation beyond reputeMetrix has a reputation beyond reputeMetrix has a reputation beyond reputeMetrix has a reputation beyond reputeMetrix has a reputation beyond reputeMetrix has a reputation beyond reputeMetrix has a reputation beyond reputeMetrix has a reputation beyond reputeMetrix has a reputation beyond reputeMetrix has a reputation beyond repute
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 74
366 Mesajına 520 Kere Teşekkür Edlidi
:
icon Copernicus - Kopernik Hayatı ( Biyografisi )

Copernicus - Kopernik Hayatı ( Biyografisi )

1473 - 1543) Düşünce tarihinde etkisi yönünden Copernicus devrimiyle boy ölçüşebilecek pek az dönüşüm vardır. Son dörtyüz yılda tanık olduğumuz bilimsel gelişmenin astronomide yer alan bu devrimle başladığı söylenebilir.

Dinsel bağnazlıkla özgür düşünce hemen her dönemde çatışma içinde olmuştur. Ortaçağ düşünce geleneğini kıran ilk bilimsel atılımın astronomide ortaya çıkması bir bakıma doğaldı. Birkez, astronomide hiç bir alanda olmayan bir bilgi birikimi vardı. Babillilerin göksel nesnelerin devinimlerine ilişkin gözlemlerini, kuramsal düzeyde işleyen eski Yunanlıların astronomide büyük ilerleme kaydettikleri bilinmektedir.

17. yüzyıla gelinceye dek egemenliğini sürdüren Ptolemy (Batlamyus) sistemi bu birikimin ürünüdür. Sonra, Rönesans'la birlikte, astronomide ivedi çözüm gerektiren pratik sorunlar ağırlık kazanmıştı. Bu sorunlardan biri denizde boylam hesaplanmasına ilişkindi. Bu ise, öncelikle, güneşin izler göründüğü yolun doğru belirlenmesini gerektiriyordu.

Çözümü aranan bir diğer sorun takvime ilişkindi. M. Ö. 46'da oluşturulan yürürlükteki takvim yetersizdi. Örneğin, o takvime göre, bir yıl 365 günden oluşuyordu (Oysa, şimdi bildiğimiz gibi yılın süresi bundan 11 dakika 14 saniye daha kısadır)

Ne var ki, bu türden nedenler, doğruluğu söz götürmez sayılan Ptolemy teorisinde köklü bir değişiklik için yeterli olamazdı. Astronomlar çoğunluk kimi düzeltmelerle yer-merkezli sistemin korunabileceği inanandaydılar. Nitekim, klasik dönemden beri kimi bilginlerce önerilen güneş-merkezli sistem onların gözünde saçma olmaktan ileri bir anlam taşımıyordu.

Yerleşik sistem nerdeyse bağnaz bir inanca dönüşmüştü. Öyle ki, ortaçağ sonlarına doğru Oresme ve daha sonra Cusalı Nicolas gibi bilginlerin yönelttikleri ciddi eleştiriler hiç bir etki uyandırmadan kalır. Yeni arayışların başladığı Rönesans'ta bile sistemin sarsılması kolay olmaz.

Copernicus'un daha öğrencilik yıllarında Ptolemy teorisine karşı içine düştüğü kuşku ve doyumsuzlukta kendisini önceleyen eleştiricilerin, özellikle hocası Novara'nın etkisi büyük olmuştur. Bologna üniversitesinde astronomi profesörü olan Novara, kilisenin o sıra içinde olduğu görecel hoşgörüden de yararlanarak, Ptolemy sistemine sert eleştiriler yöneltmekteydi.

Biraz önce de değindiğimiz gibi, Ptolemy sisteminin göksel olguları açıklamaya yönelik salt bir teori olmaktan ileri bir niteliği, dinsel ya da ideolojik bir bağışıklığı vardı. Sistem ortaçağ skolastik felsefesiyle bütünleşmiş, nerdeyse resmi bir kimlik kazanmıştı. Eleştirilerin, ne denli yerinde ve tutarlı olursa olsun, önemli bir etki yaratması beklenemezdi.

Sistemin sarsılması Rönesans'ın getirdiği yeni anlayışı, farklı kültür ortamını bekler. Rönesans sanatta parlak bir atılım olduğu kadar, sonunda din, bilim, politika ve ekonomide de geleneksel katı tutumları kıran, dünyaya yeni bir bakış açısı getiren uzun süreli bir dönüşümdür. Copernicus'un şansı, üstün zekâ ve güçlü öğrenme tutkusunun yanı sıra, her alanda yeni arayışların başladığı öyle bir dönemde dünyaya gelmiş olmasıdır.

Copernicus kimdi ve ne yaptı? Yalnız bilimde değil, insanlığın dünya görüşünde de büyük bir devrime yol açan çalışmasının kapsam ve niteliği neydi?

Nicolaus Copernicus Polonya'nın Torun kentinde üst-yaşam düzeyinde bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. On yaşında iken babasını yitirdi; bir bilgin-papaz olan amcasının koruyuculuğu altında büyüdü; aldığı eğitim daha çok teolojiye yönelikti. Ancak, Copernicus'un ilgi alanı belli bir konuyla sınırlanamayacak kadar genişti. Ülkesinde Cracow üniversitesini bitirdikten sonra İtalya'ya gider; Bologna, Padua ve Ferrara gibi dönemin seçkin üniversitelerinde astronomi, matematik, hukuk ve tıp dallarında altı yıl süren öğretim görür.

Bir süre Roma'da matematik profesörlüğü yaptıktan sonra ülkesine döner, kilisede üst-düzey bir görev üstlenir. Ayrıca, çeşitli devlet hizmetlerini sürdüren Copernicus bir ara ülkesini dış ilişkilerde diplomat olarak da temsil eder. Ne ki, onun asıl ilgi alanı astronomi idi. Aralıksız otuz yıl süren bir çalışmanın ürünü baş yapıtı Göksel Kürelerin Dönüşleri Üzerine arkadaşlarının ısrarı üzerine yayıma girer. Kitabının ilk nüshası Copernicus'a yaşamının son günlerinde hasta yatağında ulaşır.

Sorumuza dönelim: Copernicus devrimi nedir, niçin önemlidir?

Copernicus işe koyulduğunda ortaçağ dünya görüşüne karşı çıkma gibi bir niyeti yoktu. Aldığı eğitim temelde o görüşe dayanıyordu. Onun yapmak istediği çeşitli yönlerden yetersiz bulduğu Ptolemy astronomisini matematiksel olarak daha basit, kendi içinde uyumlu ve açıklama gücü daha yüksek bir sisteme dönüştürmekti.

Ptolemy teorisine göre, gökyüzü yıldızların "çakılı" olduğu dönen bir küreydi; dünya bu kürenin merkezinde sabit bir konuma sahipti; çevresinde ay, güneş ve gezegenleri taşıyan iç içe bir dizi kristal küre vardı. "Tanrısal bir düzen" diye imgelenen bu sistem, ayrıca insana evrenin merkezinde olma onur ve gururunu sağlamaktaydı.

Ne var ki, salt bilimsel açıdan bakıldığında sistem gereksiz yere karmaşık olduktan başka tutarsızdı. Sistemde birbirini tutmayan bir takım varsayımlar, ayaküstü gereksinmelere göre oluşturulan açıklamalar vardı. Benzetme yerindeyse, baş, gövde, el ve ayak gibi her parçası başka bir yerden derlenmiş bir heykelin acayip görüntüsünü sergiliyordu.

Copernicus astronomiyi basitleştirme ve tutarlı kılma girişiminde, kökü klasik çağa uzanan bir hipoteze başvurur (M. Ö. 3. yüzyılda Aristarcus adında bir bilgin, şimdi "güneş sistemi" dediğimiz sistemin merkezinde dünyanın değil, güneşin yer aldığını ileri sürmüş, ancak bağnaz çevrelerin tepkisiyle susturulmuştu)

Doğrusu, yalnız yerleşik öğretiye değil sağduyuya da ters düşen bu hipotezin bilim tarihindeki devrimsel sonucunu Copernicus'un öngördüğü kolayca söylenemez. Büyük olasılıkla, Aristarcus hipotezi onun gözünde göksel sisteme geometrik uyum sağlayan bir basitleştirme aracıydı. Nitekim, kitabın önsözünde önerilen yeni sistemin bilimsel doğruluğu değil, salt matematiksel geçerliği vurgulanıyordu.

Gerçekten, Copernicus teorisinin, dünyanın sistemdeki yeni konumu dışında köklü bir değişiklik içerdiği kolayca söylenemez. Bir kez sayılarını azaltmakla birlikte göksel kürelere ilişkin varsayımdan vazgeçilmemiştir. Sonra, gezegenlerin devinimlerinde düzgün çembersel yörüngeler izlediği görüşü korunmuştur. Üstelik yeni teori de gözlemsel verilerle uyum bakımından kimi güçlüklerle karşı karşıyaydı. Belki de biraz da bu nedenle 16. yüzyılın sonlarına gelinceye dek teori beklenen ilgiyi görmez; Ptolemy sistemi yürürlükte kalır.

Bilindiği gibi, Copernicus teorisi iki temel varsayım içermektedir:
1) Gezegenleri taşıyan göksel küreler dünyanın değil, güneşin çevresinde dönmektedir;
2) Dünya merkezde sabit değil, kendi ekseni çevresinde günlük, güneşin çevresinde yıllık dönüşler içindedir. Copernicus'u bu varsayımlara en başta gözlemsel verilerin yönelttiği kuşku götürmez. Bunun çarpıcı bir kanıtım şu sözlerinde bulmaktayız:

Kanımca, ileri sürdüğüm ilkeler soruna büyük bir basitlik getirmektedir. Ptolemy sisteminde olduğu gibi dünyayı merkezde sabit varsayma çok sayıda küre varsayımına yol açmış, bu da sorunu içinden çıkılmaz karışıklığa sokmuştur. Önerdiğim sistem ise, gereksiz ya da boş varsayımlara gitmeksizin, bir çok gözlem verisini tek nedenle açıklamaya elveren, gerçeği her yanıyla yansıtan bir sistemdir.

Bu ussal yaklaşım Copernicus'un çok iyi bilinen cephesi. Onun çoğu kez gözden kaçan bir başka cephesi daha var! Aşağıdaki alıntıda Copernicus'un evreni "ilkel" diyebileceğimiz büyülü bir dille betimleme yoluna gittiğini görmekteyiz:

Evrenin ortasında güneş taht kurmuştur. Bu görkemli tapınakta, çevresindeki herşeyi bir anda aydınlatan "güneş" dediğimiz nur kütlesi için daha saygın bir konum düşünülebilir miydi? Güneşi evrenin Lambası, Bilge yöneticisi diye övenler olmuştur: Hermes Trismegutus'un gözünde O ışıldayan Tanrı, Sophocles'in Elektra'sı için herşeyi gören yüce varlıktır. Güneş gerçekten tahtına kurulmuş Sultan gibi, çevresinde dolaşan gezegenleri çocukları gibi yönetir.

Copernicus'un bu duygusal yanıyla bir tür gizemcilik olan, teologların da paylaştığı bir felsefenin (Yeni-Platonculuk) etkisinde olduğu söylenebilir. Ama öylede olsa kilisenin resmi öğretiye ters düşen bir görüşü hoş karşılaması beklenemezdi. Ne ki, Bruno ve Galileo'ya gelinceye dek Katolik kilisesi belirgin bir tepki göstermez. Oysa protestan liderler daha baştan Copernicus'u kınama yoluna gitmişlerdi. "Bu budala" diyordu Luther, "astronomi bilimini altüst etme sevdasındadır. Oysa kutsal kitap arzın değil, güneşin döndüğünü bize bildirmiştir. Bir yeni yetme astrologa halk kulak versin, olacak iş mi?"

Copernicus mistik eğilimlerine karşın bir astrolog değil, gerçek bir astronomdu. Tarih onu 17. yüzyıl bilimsel devrimine yol açan araştırma tutkusu ve atılımcı kişiliğiyle bize tanıtmaktadır.


Metrix isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Metrix Kullanıcısına bu mesajı için teşekkür eden üyeler:
Alt 18.02.13, 17:45   #2 (permalink)
Kullanıcı Profili
Moderator
 
Kartal - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Feb 2008
Nerden: Ankara
Mesajlar: 9.368
Konular: 7178
Puan Grafiği
Rep Puanı:10540
Rep Gücü:131
RD:Kartal has a reputation beyond reputeKartal has a reputation beyond reputeKartal has a reputation beyond reputeKartal has a reputation beyond reputeKartal has a reputation beyond reputeKartal has a reputation beyond reputeKartal has a reputation beyond reputeKartal has a reputation beyond reputeKartal has a reputation beyond reputeKartal has a reputation beyond reputeKartal has a reputation beyond repute
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 2.018
642 Mesajına 953 Kere Teşekkür Edlidi
:
Post --->: Copernicus - Kopernik Hayatı ( Biyografisi )

Copernicus - Kopernik Hayatı ( Biyografisi )

Nicolaus Copernicus (Lehçe: Mikolaj Kopernik) (D. 1473 Torun- Ö. 1543, Frauenburg), Polonyalı astronomi bilgini.



Nicolaus Copernicus

19 Şubat 1473 yılında Torun'da (Polonya) doğan Kopernik temel eğitimini tamamladıktan sonra 1492 yılında Krakov'daki okula devam ederek matematik ve astronomi konularında uzmanlaştı. 1494 yılında evine dönen Kopernik, başpiskopos olan amcasının tesiriyle dini eğitim için İtalya'ya gitti. Orada gökbilimci Domenico Noworra (1454-1504) ile beraber çalıştı. 1497'de memleketine dönüp, kilisede görev aldı fakat bu uzun sürmedi, 1501'de hukuk fakültesine devam etmekte iken, tıp fakültesine başlamak için tekrar İtalya'ya geri döndü. Burada çalışmalarına devam etti.Daha sonra amansız bir hastalığa yakalandı ve tedavi olmaya başladı.

Kopernik, dünyanın ve diğer gezegenlerin güneş etrafında döndükleri kuralını açıklamıştır. Heliosentrik (güneş merkezli) teori bugün Kopernik teorisi olarak da adlandırılır. Yeni astronominin kurucusu kabul edilen Kopernik, ileri sürdüğü fikirleri ancak ömrünün sonlarında açıklayabilmiştir. Sebepleri ise kendisinin bunların doğru olduğuna yeterince emin olmaması ve din adamı olması sebebiyle kiliseden çekinmesidir. O dönemin Hıristiyan din adamlarına göre İsa Mesih güneşe sabit durması için emir vermişti ve güneş de sabit durmaktaydı. Yine genel inanca göre dünya düz tepsi gibiydi. Aksini düşünenler ise cehennemlikti. O dönemde, kiliseye karşı çıkan insanların ateşte yakılmasına hükmedilirdi.

Ömrünün sonlarına doğru sağlık problemleri yaşayan Kopernik'in bu din adamlarından korkusu kalmamıştı. Artık fikirlerini rahatça açıklayabilir, yazdığı kitabını ortaya çıkarabilirdi. Papa'ya kitabını göndererek şu mektubu yazdı: "Aziz peder, kitapta yazılanları okuyanların hemen reddedeceklerini biliyorum. Ben ömrüm boyunca çevremin düşüncelerine aldırmayan, fikirlerini savunan biri olamamışımdır. Etrafın tepkisinden, başladığımhususlardan vazgeçmeye niyetlendiğim olmuştur. Fakat çekingenliği üzerimden atarak çalışmalara devam ettim. Yazdıklarımı tenkit edenler olursa onlara aldırmayacağım ve saçma kabul edeceğim..."

Kopernik en önemli eserinde "De revolutionibus orbium coelestium" heliosentrik teorisini detaylı anlattı. 1540'ta ise butün fikirlerini içine alan kitabın basılması içinmüsaade çıktı. Astronom, doktor ve papaz olan Kopernik, Yunanlı astronom Batlamyus'un yanlış olan teorisini dünyaya anlatarak bilime büyük hizmette bulundu. Yani dünya evrenin merkezi değildi. 24 Mayıs 1543 yılında Frombork'ta öldü.

Yaşamı

Nicolaus Copernicus 19 Şubat 1473'te bir Prusya şehri olan Thorn'da dünyaya geldi. Babası Krakovlu bir tüccar, annesi de varlıklı bir ailenin kızıydı.Dört çocuğun en küçüğüdür. Kardeşi Andreas Augustinyan bir rahipti. Dini eğitimi için gittiği İtalya'dan döndüğünde kısa süreliğine kilisede görev aldı. Kız kardeşi Barbara Venedikten bir rahibeydi. Diğer kız kardeşi Katharina ise Thornvalisi ile evliydi. Babası erken yaşlarda ölünce geride bıraktığı 5 çocuğuna Kopernik baktı. Kopernik hiç evlenmemiştir.

Kopernik'in yazmış olduğu De revolutionibus orbium coelestium adlı eser Türkçeye C. Cengiz Çevik tarafından çevrildi. Copernicus, Göksel Kürelerin Devinimleri Üzerine, Çev. C. Cengiz Çevik, İş Kültür Yayınları, 2011.
--------------Tualimforum İmzam--------------
Kartal
Kartal isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Tags
biyografisi, copernicus, copernicus biyografi, copernicus biyografisi, copernicus hakkında, copernicus hakkında genel bilgi, copernicus hayatı, copernicus kim, copernicus kimdir, copernicus özgeçmişi, copernicus yaşamı, hayati, kopernik, kopernik biyografi, kopernik biyografisi, kopernik hakkında, kopernik hakkında genel bilgi, kopernik hayatı, kopernik özgeçmişi, kopernik yaşamı

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar son Mesaj
Nicolaus Copernicus Biyografisi,Nicolaus Copernicus Hayatı Sude Yabancı Bilim Adamlarının Hayatı 3 13.09.16 12:33
Kopernik Kimdir? blue Genel Kültür 1 18.02.13 17:48
Nicolas Copernicus Hayatı ( Biyografisi ) Deniz Yabancı Bilim Adamlarının Hayatı 1 18.02.13 17:40
Nicolaus Copernicus Biyografisi - Nicolaus Copernicus Kimdir - Nicolaus Copernicus Kartal Yabancı Bilim Adamlarının Hayatı 0 18.02.13 17:38
Bi Rain Biyografisi,Jeong Ji Hoon Biyografisi,Rain Hayatı,Jung Ji Hun Hayatı Esra Yabancı Sinema Sanatçılarının Hayatı ( Biyografileri ) 1 21.09.10 03:56


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 23:09 .


Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2