tualimforum.com

tualimforum.com (http://www.tualimforum.com/)
-   Türk Şairlerin Şiirleri (http://www.tualimforum.com/turk-sairlerin-siirleri/)
-   -   M. Fethullah Gülen Şiirleri (http://www.tualimforum.com/turk-sairlerin-siirleri/12938-m-fethullah-gulen-siirleri.html)

Josephine 23.08.08 13:25

Dostla Halvet
 
Dostla Halvet

Hakk’a kul olanlar kula kul olmaz;
Kulluğa erenler yollarda kalmaz.
Ruhlarında vuslat, ruhlarında haz,
Âlem aldansa da onlar aldanmaz.

Baş koyup Hak eşiğinde bekleyen,
Dost düşünüp, dost deyip, dost söyleyen;
Şevklerle şahlanıp aşkla inleyen,
Yüz hazân görse de sararıp solmaz.

Üveyk gibi kanatlanan rûhuyla,
Pür neş’e ve meleklerle kolkola,
Uzayıp Sonsuz’a ulaşan yola,
Girip yol alanlar asla yorulmaz...

Kuşlar gibi her ân kanat çirparak,
Akil ermez ufuklarda uçarak;
Gidip sir kapilarini açarak,
Hakk’la halvet olur, olur ayrılmaz.

M. Fethullah Gülen

Josephine 23.08.08 13:26

Duyuşlar
 
Duyuşlar

Yollardayız her zaman, îmân, azim iç içe,
Yürüyoruz durmadan önümüzde tepeler...
Masmâvi ümitler fecrinde her gün, her gece,
Sisli bir şafak gibi tülleniyor öteler...
Gül kırmızı ufuklar, apaçık nûra gebe,
Zirveleri kolluyor güneşin hüzmeleri;
Aşıldı ve aşılıyor bir bir her engebe;
Bahar var az ötede ilkinden de ileri.
Yolcusuyuz sahilsiz enginlerin tâ dünden,
Gözlerimiz pâr pâr, gönüllerimizde huzûr;
Duyuyoruz var olma neşvesini derinden...
Ve cennet kokuları geliyor buhur buhur...
İçimize hüzme hüzme ışıklar yağıyor,
Görür gibiyiz o Akçağları şimdiden;
Geceler hırıltıda tan yeri ağarıyor...
Ve derken geçmişle buluşuyoruz âniden.
Bahar çağlıyor hazan estiği yerlerde,
Meltemle fısıldaşıyor her yanda yapraklar;
Ukbâ nağmeleri duyuluyor perde perde,
Bir başka ma’nâyla dalgalanıyor bayraklar...
Yürüyelim durmadan az ilerde son nokta,
Hayat bir sırlı rüyâ, îmân bir tatlı ses;
Yaşanan şu ömrümüz bir ezelî plâkta...
Var olmak ne güzel, âkıbet ondan da enfes...

Kaynak: Sızıntı, Aralık 1994

M. Fethullah Gülen

Josephine 23.08.08 13:27

Dünyâ
 
Dünyâ

Burada hiç kimse durucu değil,
Hepimiz dünyâdan göçmeye geldik.
Kör olan bu işi görücü değil,
İyiyi kötüden seçmeye geldik.

Pazarcılar gibi alış-verişle,
Öbür âlem için bir sürü işle,
Az bir sıkıntı, biraz bekleyişle,
Bu çetin köPage Rankingüyü geçmeye geldik.

Gelmedik buraya biz dava için,
Encâmı karanlık bir kavga için,
Dünyâlara ait bir sevdâ için,
Bizler âb-ı hayat içmeye geldik.

Kehf ashâbı gibi mağaralarda,
O en Kutlu ile mübârek Gar'da,
Henüz ölüp gömülmeden mezarda,
Bitmeyen çileyi çekmeye geldik.

Niceler düştüler dünyâ ağına,
Vuruldular bahçesine bağına,
Anlarlar varınca son durağına,
Bizler bu bahçeyi ekmeye geldik...

M. Fethullah Gülen

Josephine 23.08.08 13:28

Düşünce Tokmagı
 
Düşünce Tokmagı

Düşünce bir tokmak dövülen rûhum,
Tıpkı mercanlar gibi sînemde kan...
Yutkunup yutkunup hep inliyorum,
Dudağım buruk, rûhumda heyecan.
İçimde tasa, şakaklarımda ter,
Bir çıldırtan dert ki her dertten beter.
Bunu anlamak için irfan ister...
Ve ızdırâptan şerha şerha vicdan...
Gamsıza hâl anlatmak zorlardan zor,
Bedenin kulları bitevî mahmûr...
Çakırkeyf, serâzat, gamsız ve mağrur,
Gülüp geçiyorlar sana arkadan.
Çileyle başbaşa sonsuza kadar,
Kal ki "ateş düştüğü yeri yakar"
Varsın anlamasın derdini ağyâr,
Meydanlar er ister, erler de meydan.

M. Fethullah Gülen

Josephine 23.08.08 13:31

Efendim
 
Efendim

Hasret Sana bu gözler, gönlüm yolunu gözler,
Huzûra ersem bir kez, bahara döner güzler...
Erse pâyine başım, hep çağlasa gözyaşım,
"Sen Sen" deyip ağlasam, kalkar bütün pürüzler...
Köyünün pembe rengi, bulunmaz asla dengi;
Temizlenip giderler, günâhla gelen yüzler.
Gelenler erer nûra, her biri bir sürûra,
Rahmet yağar heryana, kalır mahrûm gözsüzler...
Toprağından tozundan, o mübârek izinden
Zulmetli dünyâlara akar gelir gündüzler...
Ölgün ne desem Sana, medhin düşmezdi bana;
Birşey diyeyim dedim, vefâ etmedi sözler.
O derin şefkatinden, çok engin himmetinden,
Dönüp bir teveccüh kıl; rûhum lütfunu özler!

M. Fethullah Gülen

Josephine 23.08.08 13:31

El Değmemiş Bahar
 
El Değmemiş Bahar

Göründü ufku şûh tepelerin, mor dağların,
Yüzerken uyuyanlar en derin uykularda...
Mor pembe şafaklar tülleniyordu ard arda...
Kuğuların süzülüp gittiği gün sularda,
Duyduk ürperten soluklarını nevbaharın.

Bir mâvi sükûn sarmıştı hülyâlarımızı,
Gökyüzü ümitle göz kırpıyordu uzaktan...
Tam yapayalnız kaldığımız an dayanaktan;
İnâyet azimle bütünleştiği kuşaktan,
Morartıyordu mesajlar rüyâlarımızı.

Suyu gürül gürül çeşme coşmuştu yeniden,
Esiyordu her yörede ikbâl meltemleri.
Bir nurlu neş'e sarıyordu hemen her yeri...
Ve ömrün gönlümce geçen en mutlu günleri,
Yaşanıyordu bir kere daha en derinden.

Bir zümrüt içinde el değmemiş taze bahâr,
Tıpkı mâzînin deseni ve mâzînin rengi...
Örülüyor dantela gibi nizam hevengi,
Hasretli sînelerin hasretlerinin dengi;
Firdevsî tepeler üstünde mor erguvanlar...

Şimdi rüzgâr esiyor, çemenler ürperiyor,
Hazâna uğrayan yerlerde dipdiri güller...
Sûr sesi duymuş gibi diriliyor ölüler...
Bu hülyâlı mâvilikte onlarla beraber,
Hicrânla yanan sîneler vuslata eriyor...

M. Fethullah Gülen

Josephine 23.08.08 13:35

Emekliyoruz
 
Emekliyoruz

Kaç mevsim oldu yollarda zelil ve derbeder,
Gökte uçanlara inat hep emekliyoruz.
Hâlimiz mezardakilerin hâlinden beter,
Bir sırlı nur kapısı açılsın bekliyoruz...
Ayaklarımızda zincir, boynumuzda kement,
Sürüm sürümüz, sürüm sürüm bütün insanlık.
Yazık! Süründürülüyor bu koskoca millet,
Mukaddesler târ u mâr, düşünceler karanlık.
Yollarda bekleyenler de var süzülmüş gözler,
Sinelerinde sızı, çehrelerinde hasret...
Yürüyorlar arkalarında ışıktan izler;
Yürüyorlar ve Cennet kevserleriyle sermest.
"Âb-ı hayat" içip ölümsüzlüğe ermişler,
Hülyaları pırıl pırıl, ufuklarında nûr
Daha şimdiden varıp cennetlere girmişler,
Esiyor çevrelerinde üfül üfül huzûr.
İklimleri hazan bilmeyen bahçeler-bağlar,
Neş'eyle güler semâ, vuslatla coşar zemin...
Bu dünyâda her mevsim, ayrı bir bahar çağlar,
Âdetâ burada her şey gökler kadar derin...

M. Fethullah Gülen

Josephine 23.08.08 13:36

Eski Günler
 
Eski Günler

Hep eski yamaçlarda yeni güller,
Arayıp durmuştun bir ömür boyu...
Çiçeklerde geçmiş günlerin bûyu,
Geçmişten renkleri, geçmişten suyu,
Bekledin gelir diye mavi dünler...

Mecnûn gibi hep bir âhû peşinde,
Çölden çöle koştun tâ doğuşundan,
Çıkmadı asla hayâlinden cânân;
Hayatın bir nişan, ölümün bin şan,
Varları atıp yoku seçişinde...

Sessizdi rûhun derinliklerinde,
Hayâlindeki o mavi dünyâlar,
Ümîtle tebessüm eden verâlar,
İdealini haykıran sadâlar,
Ne ra’şeler vardi akislerinde..!

Sen coşkun, mevsim de tam müsaitti,
Çiçek koklamak için her bucakta...
Ve ak horoz ötüyordu şafakta,
Yankilandi nagmesi her dudakta,
Gökler bu armoniye müşâhitti...

Bilmedin hayatta bahari-güzü,
Zevk u safâ bir yanda, sen bir yanda,
Herkes serâzâd oldugu zamanda,
Âdetâ esir yaşadin cihânda,
Gece gibi geçirmiştin gündüzü...

M. Fethullah Gülen

Josephine 23.08.08 13:37

Eski Şarkı
 
Eski Şarkı

Ruhlarımızı saran o manâda!
Şanlı mâzîmizden bin râyiha var...
Güzelliklere açik adalarda;
Başka türlü esiyor şimdi rüzgâr,
Ruhlarimizi saran o manâda...
Bir düzine zafer tâki önünde,
At koşturuyoruz soluk soluga...
Hizir’la arkadaş, Musa yaninda;
Vardik "âb-i hayat" akan musluga,
Bir düzine zafer tâki önünde.
Iç içeyiz soyumuzla, pür-neş’e!.
Coşturan gülbanklarin gölgesinde;
Ruhlara ilhâm iniyor peşpeşe,
Tipki eski şarkilar güftesinde...
Iç içeyiz soyumuzla pür-neş’e...

M. Fethullah Gülen

Josephine 23.08.08 13:38

Ey Nebi 1
 
Ey Nebi 1

Hicranla yandı gönlüm hâlimi sormaz mısın?
Dil ucuyla olsun melâlimi sormaz mısın?
Bilmem ki yoksa, dost vefâsından şüphen mi var...!
Lûtfedip bir kere hayâlimi sormaz mısın?

Dostlara ülfet yağdı, bize iltifat yok mu?
Kebab oldu sînem âhıma itimat yok mu?
Yüz sürüp izine bekledim ilk günden beri,
Yoksa bende Sen’in sevgine istidat yok mu...?

M. Fethullah Gülen

Josephine 23.08.08 13:38

Ey Nebi 2
 
Ey Nebi 2

Gözlerim yolunu sînemdeki tepelerde,
Gönlümde belirdin de daldım kaldığım yerde;
Hayâlin ağarırken ruhumda perde perde,
Gözlerim yolunu sînemdeki tepelerde...

Sen, o ışıktan ikliminle en tatlı rüyâ,
Sen, mor, pembe renklerle rûhumu saran hülyâ...
Kararır, Sen’i duyup Sen’i görmezsem dünyâ,
Dostlarınla elele gezdiğin tepelerde...

M. Fethullah Gülen

Josephine 23.08.08 13:39

Ezelî Nûr
 
Ezelî Nûr

Nurdan çehrendeki bu nikab da ne?
Güneşlere tâç giydiren işikken
Hep hicranla bunca yil bunca sene
Geçmiş gidiyor... baharlar beklerken...

Dog ruhlara arşdan gelen bürhanla
Inlet dört bir yani altin sadânla
Hayat üfle sihirli râyihanla
Hak adina üfül üfül eserken...

Konuş ki hatipler haddini bilsin
Ilâhî nefhanla ruhlar dirilsin
Sâyende tâ zirvelere erilsin
Başlamiş gökler de bunu dilerken...

Ey mukaddes kitap ey ezelî nûr
Ey iklimi ziyâ etrafı huzûr
Son demde bir kere daha ne olur
Ağar, ışık karanlığı boğarken...

Bahar olmasa da sonbahar olsun
Cihânlar bütün âvâzınla dolsun
Yeniden nâmın her yanda duyulsun
Şu fânî ömürlerimiz biterken...

M. Fethullah Gülen

Josephine 23.08.08 13:40

Fenâ ve Bekâ
 
Fenâ ve Bekâ

Dünyâyı bir Cennet saydı sayanlar,
Düştü arkasına hep aldananlar;
Dahası takılıp yolda kalanlar...

Ziyân olup, heder olup gittiler,
Tasa olup, keder olup gittiler.

Bir uzun yol, menzile zor erilir,
Erenler de gerildikçe gerilir...
İnâyet olmazsa çok zor girilir;

Dere olur, yokuş olur,zâr olur,
Tipi olur, boran olur, kar olur.

Emeller âdetâ kuyu içinde,
Gassal kazanının suyu içinde;
Varılmaz sâhilin koyu içinde...

Hem hicran hem yeis, yürekler hissiz,
Düşler kâbuslu, düşler merhametsiz.

Dünyâ bir fırıldak pek çok köşeli,
Her yanında inci mercan döşeli,
İnsanoğlu bu tuzağa düşeli,

Dermansız ve alîl, mahkûm ve sefil,
Şeytanın ağında, şeytanlar delîl.

Duruş aldatıcı, görünüş yalan,
Gelenler çok ama var mı bir kalan?
Gafillere plân üstüne plân...

Sezip aldanmayan kullar nerede..?
Ve, Hakk'a götüren yollar nerede..?

İzler var yollarda, izler silinmez,
Işıkla yürümüş Ulu bilinmez;
Herkes elenip gider O elenmez;

Sonsuzluk yolunda bir kudsî rehber,
Zirvelere ermiş Yüce Peygamber.

Işık ordusunun biricik nûru,
Garip ruhların neş’esi, sürûru,
İnananların sarsılmayan sûru...

O’na sığınanlar şâd olur-gider,
Ebedlere kadar yâd olur-gider.

Kulluğunla fahra erdik Sultanım!
Işığınla yola girdik Sultanım!

Sayende sevdik, sevildik Sultanım!

Sen’siz yol aşilmaz, kervan yürümez!
Sen’siz mahşer olmaz, kimse dirilmez!

M. Fethullah Gülen

Josephine 23.08.08 13:41

Füsunlu Işık
 
Füsunlu Işık

Söyler Seni yüz bin dil ile dağlar, dereler,
Her yanda tül tül esmâ ve sıfatın görünür...
Duyunca adını her gönül ürperir-inler,
Çehreler büyülü bir mehabete bürünür...
Vücudun aynasıdır halâyık şüphe yok;
Her bir varlıkta Cemâlinden bir eda gizli...
Münkirlere olmasa da mü’mine şahit çok.
Gördügümüz her şey âdeta lâhut benizli...
Füsunlu işigin gerçi her simada ayân,
Ancak güzelligine âşinâ olan görür.
Renkler, şekiller, suretler Seni anar her an;
Anar ve çagiltilarla ummânina yürür.
Tesbih etmeyen var mi Zâtini bu cihanda?
Her şey Senin şem’ine pervane döner;
Vuslat duygusu her sinede bir kara sevda,
Kara sevdalı olmak bile pâyeymiş meğer...
Bırakma hicranlara açık tahtımla beni!
Lutfedip vuslatınla ruhumu âbâd eyle!
Yakma ikbal bilmeyen kara bahtımla beni!
Bir nim u nigâhınla gönlümü âzâd eyle!
Gönder ışığından ruhuma sönmeyen bir nûr!
Zuhûl etmeyeyim gayrı varlığından asla;
Ne olur insin artık mahzun gönlüme huzûr,
Kalmasın va’dinin is’âfı bir başka fasla.!

Kaynak: Sızıntı, Mayıs 1996

M. Fethullah Gülen

Josephine 23.08.08 13:42

Gece
 
Gece

Güneş varıp gurûba kapanınca,
Kakmalı bir taç gibi gül kırmızı;
Ve füsunlu mağrib ufku sarınca,
Artar hummalı gönüllerin hızı.
Gece sevdalı ruhların otağı
Gece âşıkların sırlı durağı
Salınır reftâre mavi geceler,
Sinelere neler fısıldar neler...
Coşar duygular, uyanır sevgiler,
Duyulur her yanda gönül avazı...
Gönül gecenin sunduğuyla mahmûr
Gece O’nun ıtrıyla buhur buhur
Kurtulanlar uzaklığın ağından,
Mesajlar alırlar yar otağından,
Ererler sırlara ebed çağından
Ve duyarlar o en duyulmaz hazzı...
Hep anber sürünür gezer meltemler
Sihirli rüya gibidir geceler
En büyülü tellerle ötelerden,
Nağmeler işitirler çok derinden;
Şarkılar dinlerler gönlün içinden,
Verâdan sözleri, verâdan sazı.
Duyulur cennetlerin akisleri
Gök kapılarının sırlı sesleri
Orada yalnız düşünenler kalır,
Maddî âlem daraldıkça daralır;
Ruh mesafe üstü mesafe alır,
Aşılır cismin aşılmaz çıkmazı
Sessizleşir sevdalılar, sevdalar
Ve sinelerinde baharlar çağlar
İner gönüllere bir mavi sükun,
Parıldar her yanı insânî ufkun...
Gece bir halvet mevsimidir O’nun,
Çığlık çığlıktır âşıkların nazı...
Duyarak ötelerin lezzetini
Cennetleri, Firdevs hayaletini...

Kaynak: Sızıntı, Eylül 1994

M. Fethullah Gülen

Josephine 23.08.08 13:45

Geçer
 
Geçer

İnanıp Hakk’a eren geçilmez yoldan geçer;
Nur halkasına giren, gölden deryadan geçer.
Düşmüşse yâr yoluna "Ona Bağdat sorulmaz",
Yağma eder varını, servetten maldan geçer.
Bir girsin Dost hayâle başka ma’şûk aramaz,
O’nu özünde bulan can ile tenden geçer.
Kiminin kastı cemâl, kiminin kaş ile göz,
O’nu mahbûb bilenler, kirpikten kaştan geçer.
Varlik çay gibi akar, akana meyl edilmez!
Âkibeti görenler, her şeyden baştan geçer.
Aşka yelken açanlar yol almiştir muhakkak,
Tadanlar aşk şarâbin kaymaktan baldan geçer.
Nefsini bilmeyenler bilmezler O’nu asla!
O’nu bilen ârifler "kîl" ile "kâl"den geçer.
Benlik ateşten atlas, gurur karanlik da’va,
Gidip O'nu bulanlar benlikten, candan geçer.

M. Fethullah Gülen

Josephine 23.08.08 13:46

Geçmiş ve Gelecek
 
Geçmiş ve Gelecek

Arkada kalmiş bir yaz gibidir geçen yillar,
Sîneler mahrumsa sonsuza açik ufuktan.
Hicrana uzanir şen-şakrak yürünen yollar,
Habersiz akip giden ömürler için Hak’tan...
Hüzünle inler gezip dolaştigin şuh daglar,
Güllerin çehresinde damla damla soguk ter...
Matemle tüter her yer, her yanda hazan çaglar.
Gözler kapaliysa bir yeni bahara eger.
Yeis esirir durur bu kipkizil dünyada...
Ve kasvetle kararir ufuklar perde perde...
Her mevsim kiş gibi geçer, kişlar da ard arda,
Cehenneme denktir günler bu ugursuz yerde.
Tipki bahar gibidir bizim dünyamiz bütün,
Her sabahi, her kuşlugu, her akşami hazdan...
Tadi, neş’esi, ışığı, büyüsü ile her gün,
Ümit fısıldar geçer cennet gibi bir yazdan...

Kaynak: Sızıntı, Eylül 1993

M. Fethullah Gülen

Josephine 23.08.08 13:46

Geçmişin Şevk Akşamları
 
Geçmişin Şevk Akşamları

Yeni bir mevsim tülleniyor az ötelerde;
Geçmişin şevk akşamları gibi perde perde.
Her yanda üfül üfül anber kokulu rüzgâr
Kış ortasında âdetâ sımsıcak bir bahar,
Bayıltan soluklarıyla karşı tepelerde...

Şanlı mâzînin o muhteşem günlerine denk,
Füsunlu Cennet güzellikleri hevenk hevenk.
Her çizgisinde ruhları büyüleyen manâ;
Her bucakta güzellikler birbirinden ra’nâ
Zambaklar, papatyalar, karanfiller rengârenk.

Sessiz bu yeni doğuşla her yan ağarırken,
Ağardı ruhlar da ateşten rüyâlar... derken,
Canlandıran bir büyü duyuldu kulaklarda,
Ve şevkin o sihirli şarkısı dudaklarda;
Açıldık sonsuza hazır açılmışken yelken.

Önümüzde sır âleminin en tenhâ koyu,
Hülyâ gibi gezinenlerle bir ömür boyu...
Süzülüp göklerin semâvî dalgıçlarıyla,
Soluk soluğa sonsuzun kırlangıçlarıyla,
Zevk ettik-bitmesin-bitmeyen derin tutkuyu...

Bir bu kadar hazza ömürler verilse değer,
Bilmemişiz imândaki Cennetleri meğer..!
Tutsak gibi, hicranlı tahayyüllerle gamlı,
Yaşamışız her günü birbirinden buhranlı
Ve şimdi Cennet bahçesi gördüğümüz her yer.

M. Fethullah Gülen

Josephine 23.08.08 13:47

Gelir
 
Gelir

Ne gelirse bize dâhilden gelir,
Haddini bilmeyen câhilden gelir.
Mefsedet bitevî sardı heryanı,
Hem yayladan, hem de sâhilden gelir.
Dudağına geldi milletin canı,
Çıkacak canlar Azrâil’den gelir.
Millet perişân, ahâli derbeder,
Idâre bilmez nâehilden gelir.
Nesiller adina yaşanan keder,
Hem gençlerden hem de kâhilden gelir.
Aldatma, hiyânet bir mergub metâ,
Kimi soysuz, kimi asilden gelir.
Hayâ ve edebe artik elvedâ,
Öteler bilmeyen gâfilden gelir.
Deliler bitevî timarhânede,
Delilik bize hep âkilden gelir.
Dinsize yol açik hemen her yerde,
Bütün bunlar o ilk âmilden gelir.

M. Fethullah Gülen

Josephine 23.08.08 13:48

Gençligim
 
Gençligim

Dalmiştim rengârenk hülyâlara bir dönemde,
Rûhumda dinleyerek sonsuzluk mûsikîsi;
Coşmuş ve haykirmiştim çelikten sadâ ile...
Bir sürü düşünce tüllenirken benligimde;
Ama bilmem ki kaçinin duyulmuştu sesi,
Hâlâ bir sir yumagi sanki o günkü çile.
Görürdü çocukluk devrimi idrâk edenler,
Hayâlin kollarinda bugünü kucaklarken;
Dogrusu, o gün bir rüyâ saniyordu bunu,
Kelebekler gibi işiga dogru gidenler;
Henüz âlem uykudayken... ve o kadar erken,
Göremezdik onlar ve ben bu rengârenk sonu.
Kutlu horoz ötüyordu bir ezan sesiyle,
Sadâ yankilanip çarpti mezar taşlarina
Bir karanliklar yumagi içindeyken eşyâ...
Hayat üflüyordu ilhâm kokan nefesiyle
Işik ordusundan nurlu arkadaşlarina
Artik diriliş solukluyordu bütün dünyâ...

M. Fethullah Gülen

Josephine 23.08.08 13:49

Gökkuşagından Tâklar
 
Gökkuşagından Tâklar

Işiktan gelmiş nizam begenmeyen begenmez,
Sistemler yikilip gitse de o sendelemez!
Gelip geçti her fikir, geçenleri kaldir at!
Çikmazlarda tek menfez Allah yolu hakikat...
Yençerice düşünce dikiş tutmaz sökülür,
Temsilci magrûr başlar başak başak dökülür...
Bâtilin her sistemi bir akilsizlik dengi,
Yollar içinde yolumuz dogruluk mehengi.
Sönmez işik kaynagi, peygamber yedeginde,
"Ballar bali" denilen hep O’nun peteğinde...
Ondan bize vasiyet sahip çıkın cihâna!
Tutun zimâmı elde hükmeyleyin zamana!
Çıksın öne artık, dünü-bugünü bilenler,
Savulup gitsin, hepsi bir baskınla gelenler..!
Gariplere bayram; belki bugün belki yarın!
Hele şu hamuru bir miktarcık daha karın!
İlhad çöküyor gayrı, ona gerek bir mezar.
Siz kazmasanız dahi, zaman bir çukur kazar...
Çoktan yolları doldurdu ışıktan atlılar,
Gökkuşağından tâklar, bayramınızı kutlar...

M. Fethullah Gülen

Josephine 23.08.08 13:50

Gökkuşağı
 
Gökkuşağı

Gök mâvi, yer yeşil bambaşka renkler,
Bölüşülmüş her şey tam gökkuşağı;
Renk-ışık içinde duruyor insan...
Açmış ellerini bir şeyler diler,
Yüzü yukarıda, gönlü aşağı...
Ona gökler dâvetiyesi imân...
Toprakdan-balçıkdan bir yüce cevher,
Öteleri gösteren eşsiz ayna;
Verâlara dönük derin ve parlak...
Haydi gayret et, sen de özüne er!
Bütünleş rûhunla, rûhunla kayna!
Hem inleyerek, hem de ağlayarak...
Bir tomurcuk gibi hep yavaş yavaş,
Güneşle yüz yüze gelinceye dek...
Kök toprakta ama, gözler ışıkta...
Göklerde başladı bu sırlı savaş,
Kıyâmete kadar böyle sürecek;
Hiç durma! Geril, koş zafer ufukta..!

M. Fethullah Gülen

Josephine 23.08.08 13:50

Gönlümün Gülü
 
Gönlümün Gülü

Sen’i seven her ruh uludur ya Resûlallâh!
Gönlü-gözü onun doludur ya Resûlallâh!

Cemâlin pertevinden zerre şevk alan billâh,
Kapinin ayrilmaz kuludur ya Resûlallâh!

Beklemez bir başka iltifât Sana erenler,
Semtin iltifat buguludur ya Resûlallâh!

Gönül gözleriyle bir kere seni görenler,
Onlar ruhların bir koludur ya Resûlallâh!

Uçuşur ikliminde altın kanatlı kuşlar,
İklimin kuşların yoludur ya Resûlallâh!

Cennet yamaçları gibidir orda ufuklar,
Cemâlin bu ufkun tülüdür ya Resûlallâh!

Sana ermek imanlı gönüllerin rüyâsı,
Seni bilmeyenler ölüdür ya Resûlallâh!

Vuslatın, bu garip kıtmîrin her dem hülyâsı,
Bu benim gönlümün gülüdür ya Resûlallâh!

M. Fethullah Gülen

Josephine 23.08.08 13:52

Gönlümün Virdi
 
Gönlümün Virdi

Yıllarca boşalıp doldum,
Değişip özümü buldum.
Karanlıktan hep korkardım,
Işığa erdim kurtuldum.
Ya şimdi neden korkayım,
Çelikten gerilmiş yayım,
Hem bugün hem de ferdâyım,
"Hû" deyip O’nunla doldum...
Ayrı düşen titrer elbet,
Gördüğünden bekler himmet.
Benim boynumda bir kement,
"Kulum" dedim halâs oldum...
Azrâil kiminin derdi,
Korkar ölümden en merdi...
O benim gönlümün virdi,
Korktuklarıyla yâr oldum...
Korktuğum olmuştu önce,
Dünyâ gönlüme düşünce,
O’nu yokluğa gömünce,
Artık yoklarla yok oldum...
Kendinden geçmeyen bilmez,
Beden insanı dirilmez...
Ölmeden ölenler ölmez!
Zannım o yolda yoruldum...
Kâh düşerek, kâh kalkarak,
Yürüdüm hep ağlayarak,
Çaylar gibi çağlayarak,
Ümîdim var ki duruldum..!

M. Fethullah Gülen

Josephine 23.08.08 13:53

Gönlümüzü Âbâd Et
 
Gönlümüzü Âbâd Et

Yollardayız Allah'ım, Sen'den ola bir himmet;
Lütfunla kullarına bir kez daha imdad et!
Olmalı bir mîâdı bu teklemenin elbet...
Kurtar bendelerini ve gönlümüzü şâd et...
Gözlerimiz ufukta sürekli tulû' bekler,
Mihnetkeş garipleri bir de ünsünle yâd et!
Bahçelerde bağlarda her zaman güller açsın.!
Gül günlerini artık bizlere de mûtâd et!
Bilmem kaç asır oldu ırmaklar kuruyalı,
Nezdinde hapsettiğin rahmetini âzâd et!
Uçmak için sonsuza güçlü kanat ver bize,
Son arzumuzdur ya Rabb, gönlümüzü âbâd et!

Kaynak: Sızıntı, Temmuz 1999

M. Fethullah Gülen

Josephine 23.08.08 13:54

Gönül Gözüyle Yarınlar
 
Gönül Gözüyle Yarınlar

Farklı dönüyor çark, zamanda bir fısıltı var,
Dağ-bayır, ova-oba her yanda gizli şölen...
Mevsim değişiyor artık ufukta nevbahar,
Tıpkı ilk Işık Çağı, az ilerde görülen.
Yeryüzü bitevî yağmur duasına durmuş,
Yasla kıvranan o kupkuru çölde inşirah;
Âdeta dünyaya ötelerin rengi vurmuş,
Bin büyüyle ağarıyor ağarınca sabah...
Tıpkı eşref saate bağlanmış gibi zaman,
Her yanda ışık meşalesi o Sonsuz Nur’dan
Tülleniyor bir bir O’nun inayeti, ayan...
Çarpıyor ruhlarımıza bir sırlı fağfurdan.
Bir bayram sevinci içinde bütün gariban,
Yol hazırlığıyla meşgul o meş’um ızdırap;
Tekmil değişiyor bir baştan bir başa cihan,
Nur Çağı’ndan renklerle doğuyor doğan mehtap...

Kaynak: Sızıntı, Haziran 2000

M. Fethullah Gülen

Josephine 23.08.08 13:55

Gönül Sultanım
 
Gönül Sultanım

Gönül sultanımsın, her zaman dilimde virdim,
Başımın zümrütten tâcı sultanım Efendim,
Ayrılmaz bendenim, sâyende kulluğa erdim,
Bir mücrim olsam da sana hayrânım Efendim.
Kime baksam, kimi görsem gönlüm hep Sendedir,
Kulun boynundaki tasmasıyla bir bendedir;
Onu almak, onu satmak Senin elindedir,
Işığım, ziyam, rehberim, burhânım Efendim.
Ne dizimde tâkat ne irademde fer kaldı,
Şu biten hayatımdan bir sürü keder kaldı;
Sermâyem yok, ümmetin olduğum eser kaldı,
Bir de kapında nâlân u giryânım Efendim.
Bağbânım olmazsan bu sîne virâne olur,
Bu bağı tımar edecek de bir tâne olur;
Keremkânım bir de bana lütfetsen ne olur.!
Gözde nurum, tende cânım cânânım Efendim.

Kaynak: Sızıntı, Şubat 1999

M. Fethullah Gülen

Josephine 24.08.08 00:35

Gönüller Tahtın
 
Gönüller Tahtın

Rahmetle doğup zahmetle içiçe büyüdün
İnâyet oldun bize, inâyettin Ezelden
Bir uğraktı dünyâ gelip "öte"ye yürüdün
Işık verdin âleme, ışık aldılar Sen’den.

Kapkaranlıkdı cihânlar Sen gelmeden evvel
Çehrenden akan nûrdan aydınlandı dört bucak
İçlere saldığın irfan dünyâlara bedel
Uyandık sâyende ve insanlık uyanacak!

Kurtuluş sabahı asrında, kurtulduk tekmîl
Takılıp yolda kalanlara yazıklar oldu
Bir hamlede ettin zulmeti ışığa tebdîl
Silindi kasvetler her taraf nûrlarla doldu.

Otağın bitevî yeryüzü, gönüller tahtın
Bir sultanlık kurmuştun Süleymân’dan ileri
Melekleri gıptaya salan zümrütten bahtın
Sana tebessüm ediyordu ilk günden beri

Feyzinle gül bahçesi olan düşkünler bağı
Şimdi dağınık zülüflerin gibi târ u mâr
Toprak nemrut bitiriyor, çağ firavun çağı
Küfür ve ilhatla esiyor esince rüzgâr.
Teşrîfinle altın renge boyanmıştı gökler
Şimdi simsiyah çehresiyle âdeta zar zar...
Yollar garip, yolcular düşer kalkar emekler
Ve dudaklarının suyuna susamış bahar

Bak kıyamet ışığı var aynalarda bugün
İblis keyfinde; cehenneme körük çekiyor
Bu üstüste kasvetten göz nemli, gönül üzgün
Kalk bunlara bir "Dur" de, deki zaman geçiyor.

Tanyeri ağaralı bir hayli zaman oldu
Yolunu bekleyenlerin canları dudakta
Henüz Sen gelmeden ışığın ruhlara doldu
Bir ümit dolu intizarla gözler ufukda...

M. Fethullah Gülen

Josephine 24.08.08 00:36

Gönüllerde Yeşeren Bahar
 
Gönüllerde Yeşeren Bahar

Karanlığın gözleri uykuyla kapanınca,
Fecrin ışık ordusu gönüllere ulaştı.
O eski nurlu günleri yeniden anınca,
Hülyâlarım coştu, coştu ve bendini aştı.
Bir nûr tûfânı oldu yer, ışığa büründü;
Ayrıldı birbirinden Hak-bâtıl ve kara-ak...
Ağardı ufuk, altın saçlı bahar göründü,
Bütün yamaçlar gül, nergis, papatya ve zambak...
Yaslı dudaklar, lâle yanaklarına döndü...
Ve bülbül dilinden ruhları nağmeler sardı,
Hasretle yanan sînelerin hasreti söndü...
Bu bahar, gönüllerde yeşeren bir bahardı.
Gelin odasına benzeyen gül yuvasından,
Gözlerimize sihirli sürmeler çekildi.
Bu zeberced iklimin, suyundan, havasından,
Duygularımız coştu, gönüller deme geldi.
Aşkla yanan dudaklarda kevser kadehleri,
Cibrîl'in dolaşıp durduğu altın yollarda...
Varıp Cennet'e erenler ve daha ileri,
Süprizler gördüler O Görünmez'den ardarda.
Kelebek kanadından renk almış ağaçlarda,
Çiçekler Cennet ıtırlarıyla burcu burcu.
Ebedle büyülü bu sihirli yamaçlarda,
Sonsuzla bütünleşir her şeyin diğer ucu...
Burada eşyâ bir başka nazla yatar-kalkar,
Burada bahar çemenleri selâmlar gezer;
Burada ırmaklar köpürür "Hû" deyip akar;
Burada Firdevsî renklerle tüllenir her yere.
Burada her gün bülbüller öter, güller açar,
Gonca gamzeler çakar, gamze yürekler deler...
Renkler dalga dalga gözlere güzellik saçar,
Geçerken burda Hızır seccâde sermiş meğer...

M. Fethullah Gülen

Josephine 24.08.08 00:37

Gözlerimde Kan
 
Gözlerimde Kan

Içimde izdirâp, gözümde damla damla kan
Sultânim el amân!

Ey rûhumu saran gizli dertlere nigehbân,
Lutfeyle el amân!

Hakkım diyemem ama, affıma ferman yok mu?
Cürmüm öyle çok mu...?

Boynu tasmalı bir kulum kapında her zaman,
Rûhum Sana kurban...!

Bir kere nazar kılmaz mısın ciğerim kebâp?
Yıllardır bu azâp...

Sen ehl-i keremsin, sun ihsân üstüne ihsân!
Ey derdime dermân!

Tabîbim, derde dermânımsın... perîşan hâlim..!
Kalmadı mecâlim...

Bırakma ne olur, âteş-i hasrette nâlân!
Gözlerim çağlayan...

M. Fethullah Gülen

Josephine 24.08.08 00:37

Gözyaşları
 
Gözyaşları

Gözyaşları damla damla mısralaşan şiir,
Sevincin-kederin, ümidin-ye’sin nağmesi...
Bazen hicranla yanar İnsan, mum gibi erir
Ve gözyaşlarına dönüşür soluğu, sesi.
Bazen çocuklar gibi coşar, sevinçle ağlar,
Görünce dört bir yanda tüllenen şafakları...
Bazen ocaklar gibi yanar ve ciğerin dağlar,
Kaplayınca bir karanlık keder ufukları.
Gözyaşları ateşleri söndüren bir iksir,
Cehennemlere karşı yırtılmayan bir sera;
Ve gönüldeki ma’nâlar onlarla yeşerir,
Onlarla cennetlere döner bütün bir verâ...
Yaş döken göz, cephedekilere denktir;
Görmez gayyâlari Allah için aglayanlar...
Içten aglama kalp sadakatine mihenktir,
Anlar bunu ancak gönülde Hakk’ı duyanlar...
Gönlüm her zaman bir gamlı haberle buğulu,
Uçup gidiyor sevdiklerimiz birer birer...
Hislerim sarsık, gözlerim yaşlarla dopdolu,
Bütün bu baharlar bir hazan içinmiş meğer..!
Hayat hep zahmet ve yaş varınca elli beşe,
Sararıyor arzular, emeller yaprak yaprak;
Sistemler açılıyor birden meçhul inişe,
Ve az ötede hislere çarpıyor son durak...
Ufukta bir kanlı şafak veya sonsuz nûr,
Durmaz yürür İmanlı gönüller O’na doğru;
Sonra eder ak-kara va’dolunanlar zuhûr,
Kimileri zift gibi kimisi de dupduru...
Ve ben pürmelâl ellerim arasında başım,
Ümit çiçeklerimde kırağı endişesi;
"Son"un bilmem ne kadar yakınına varmışım
Azrail’le söyleşir gibi ruhumun sesi...
Herkesle beraber yürüyoruz öbek öbek,
Salmişiz kendimizi ebed musikîsine;
Ruh sonsuza dogru pervaz eden bir kelebek,
Kaptirmiş kendini zevâlin en nefîsine...
Tipki bir ney gibi bütün ömür boyu zâr zâr,
Ne gurbeti biter, ne gurûbu hiçbir zaman...
Mecnun gibi hep ağlar dolaşır O’nu arar,
Gözleri hicranla dolu, gönlünde hafakan...
Ağla gözlerim ağla, ırmaklarda gün dönsün!
Ağla vadiler Nil, dağlar "Tûr-i Sînâ" olsun!
Ağla ki İbrahim’i saran ateşler sönsün!
Ve yeşeren asâ ile sihirler bozulsun.!
Şak şak olsun "Kafdagi" hayat suyu fişkirsin!
Dirilsin ölüler gözyaşi kurnalarinda;
Iradenin kollarindaki zincir kirilsin
Ve görünsün fecir süvarileri ard arda...

Kaynak: Sızıntı, Agustos 1995

M. Fethullah Gülen

Josephine 24.08.08 00:38

Gurbet 1
 
Gurbet 1

Gurbet rûhumda poyraz gibi esdiydi bir gün,
Hazân, türküler söylüyordu; yerlerde yaprak...
Sînemde iniltili hâlâ o hicranlı dün,
Gönlüm, hafakanlarıyla dalgalanan bayrak...

Daldım eski günlerdeki derin melâlime,
Kandan bir lücceydi âdeta gördüğüm yerler.
Ürperdim; bir kere daha acıdım hâlime,
Geçince birer birer hayâlimden o günler...

Gerçi yine bir gurbet hüznü var sînelerde,
Poyraz biraz serince okşuyor çiçekleri;
Perde perde neş’enin çağladığı her yerde,
Bir gamlı melodi susturuyor böcekleri.

Ama, o hep kasvetle esip gelen hicranlar,
Artık göçedip gittiler bir başka diyara...
Asırlardan beri gerçeği saran dumanlar,
Birer birer eriyip yol verdiler bahara...

Şimdi dertli sînemin o eski huysuzluğu,
Yalnızlık gecelerimde vefâlı arkadaş...
Ve çöllerdekine denk gönlümün susuzluğu;
"Az ağrı, âsân ölüm " ve îmân ola yoldaş..!

M. Fethullah Gülen

Josephine 24.08.08 00:38

Gurbet 2
 
Gurbet 2

Gurbet içinde gurbet,
Yandım bîhuzûr oldum.
Hasret içinde hasret,
Hem boşaldım, hem doldum.
Ben ki, bir baht-ı kâre,
Dolaştım hep âvâre,
Bahtıma tam emâre,
Bir yeşerdim, bir soldum...
Kâh çöl gibi kavruldum;
Kâh bulut gibi doldum;
Damla damla savruldum,
Düşe düşe göl oldum...
Bahar geldi çiçekler,
Yapraklarda böcekler;
Yol yol gezer emekler,
Ben dururken yoruldum.

M. Fethullah Gülen

Josephine 24.08.08 00:39

Gurbet Şiiri
 
Gurbet Şiiri

Gurbet rûhumda poyraz gibi estiydi bir gün,
Hazân, türküler söylüyordu; yerlerde yaprak...
Sînemde iniltili hâlâ o hicranlı dün,
Gönlüm, hafakanlarıyla dalgalanan bayrak...

Daldım eski günlerdeki derin melâlime,
Kandan bir lücceydi âdeta gördüğüm yerler.
Ürperdim; bir kere daha acıdım hâlime,
Geçince birer birer hayâlimden o günler...

Gerçi yine bir gurbet hüznü var sînelerde,
Poyraz biraz serince okşuyor çiçekleri;
Perde perde neş'enin çağladığı her yerde,
Bir gamlı melodi susturuyor böcekleri.

Ama, o hep kasvetle esip gelen hicranlar,
Artık göçedip gittiler bir başka diyara...
Asırlardan beri gerçeği saran dumanlar,
Birer birer eriyip yol verdiler bahara...

Şimdi dertli sînemin o eski huysuzluğu,
Yalnızlık gecelerimde vefâlı arkadaş...
Ve çöllerdekine denk gönlümün susuzluğu;
"Az ağrı, âsân ölüm " ve îmân ola yoldaş..!

Kaynak: Kırık Mızrap

M. Fethullah Gülen

Josephine 24.08.08 00:40

Gurbet Ufukları
 
Gurbet Ufukları

Insan bir gurbet çocugu, gurbet ürperten bir deryâ,
Yüzer dalgalar arasinda, titrer bir ömür boyu...
Her durak bir ümit fecri, her menzil bir yikik rüyâ,
Sabahlar hicran rihtimi, akşamlarsa vuslat koyu.
Ara sira fânilik rüzgârlari eser, eser serince,
Yetim nevhalari gibi sesler duyulur her yerde...
Yer yer semâvî korolar dinlenir sirli ve ince,
Vicdanlarin sesinden, rûhların derinliklerinde.
Bazen coşar insan köpürdüğü gibi dalgaların,
Sonsuza ulaşmak ister, gelir sahile mıhlanır;
Tutsağıdır âdeta zincirlerin, prangaların,
Kükrer, şahlanır ama, yine kendi havzında kalır.
Ufuksuz rûh, ömür boyu bu ferahfezâ dünyada,
Maddenin dar hendesesinde esirler gibi yaşar...
Gönlünün kuytularında hep hazan çağlar ard arda,
Dolaşır ye’sin fecir bilmez tepelerinde zâr zâr...
İdeal rûhlarda gurbet bir balayıdır her gece,
Bin bir temâşâ zevkiyle, heyecanlı bir pürneş’e;
Süzerler her zaman varlığı, gönülden ve derince,
Duyarlar âdeta ötelerin sesini peş peşe...
Sırtında alevden gömlek, yollarda bin bir ızdırap,
En acı günlerin sahilsiz deryâlarından bile;
İnancın engin hazzıyla dili âdeta bir mızrap,
Rûhlara neler dinletir gönlünün altın sesiyle!
Her gün yunar-yıkanır bir muhabbet çağlayanında;
Duyar O’nu, meleklerin duyduğu gibi derince,
En yapayalnız olduğu zamanlarda hep yanında;
Bin aşk zevkiyle erer en tatlı halvete kendince...

M. Fethullah Gülen

Josephine 24.08.08 00:40

Gümüş Tenli Dünya
 
Gümüş Tenli Dünya

Gördümdü o gümüş tenli dünyâyı,
Kapı kapı hakîkatı ararken;
Ve onun ötesindeki manâyı,
Buldum bulanlarla bir sabah erken...

Artık gözlerimde tüllenen eşyâ,
Tıpkı bir kitaptı ışıktan, renkten;
Bu bildiğim arz, o göz kırpan semâ,
Bir güzel endâmla karşımda yekten;

Nergis gibi o mahmûr bakışıyla,
Gönlüme sihirli kemendler saldı...
Durup durup gamzeler çakışıyla,
Geçtim kendimden, rûhum kala kaldı...

Her nağmede büyüleyen bir sadâ,
Kulaklara çarpan, Cennet şarkısı;
Nağmelerinde füsünkâr bir edâ,
Ruhlara ninni kevser çağıltısı...

Sevdâyla yatar, sevdâyla kalkarlar,
Bu iklimde hayata uyananlar...
Yüzlerinde sönmeyen ışık pâr pâr,
Anlar bunu ancak aşkla yananlar.

Nağmeler salarlar gelip geçerken,
Zümrüt hülyâların altın sesinden;
Şevk ü târâbla coşarlar ve derken,
İlhâm soluklarlar Hak nefesinden...

Kendilerini Cennette sanırlar,
Haz duyarlar ebedler kadar derin;
Binlerce yıl ve binlerce asırlar...
Bu tâli’li bendeleri kaderin..!

Tenezzühe çıktıkları her yerde,
Tıpkı Itrî gibi bestekârlardan;
Mûsikîler dinlerler perde perde,
Zevkine doyulmayan baharlardan...

M. Fethullah Gülen

Josephine 24.08.08 00:41

Güneş Doğacak
 
Güneş Doğacak

Ey mâyesi nurla yoğrulmuş millet!
Hele dişini sık az daha sabret!
Aman, sönmesin sînendeki himmet!
Son durağın "Devlet-i ebed müddet..."

Hiç durma yürü ki, yollarda gözler!
Durmuş şehid baban yolunu gözler
Geril, koş! Seni bekliyor pürüzler
Gel artık sevinsin kederli yüzler...!

Belli, da’vâ büyük yollar da uzun;
Ne gam! Yolcusu olmuşsun Sonsuz’un.
Kutlu Rehber bu yolda kılavuzun...
Lafı mı olur artık, karın-buzun...!

Nasıl olsa bir gün güneş doğacak;
Çevreye yeniden nurlar yağacak;
Dağ-dere, ova-oba bucak bucak,
Işık gelip karanlığı boğacak...

M. Fethullah Gülen

Josephine 24.08.08 00:41

Hak Dostu
 
Hak Dostu

Hak dostu ezelin komşusu, ebed yolcusu,
Azığı, asâsı, yolu Allah’a emanet...
Hep tecelli avlar gönlünde ışıktan pusu,
Kemankeşi, yayı, oltası, ağı muhabbet...
Gözleri nergis gibi süzgün, çehresi apak,
Gönlünün kanatları meleklerinkine eş;
Sanki bir miraç şehsuvarı altında burak,
Nazarı ufuklar ötesi, ruhunda ateş.
Tıpkı bir mangal gibi derinliklerinde kor,
Duyguları bahar bulutları gibi yüklü;
Toprak kadar mahviyet içinde, ama vakur,
İçi dalga dalga ummanlardan da köpüklü...
Işıktan dünyasında madde-mânâ iç içe,
Beyan çeşmesinden "ledün" kevserleri akar;
Sureti, uhrevîliğine ince bir peçe,
Bir gözü dünyaya, öbürü ukbâya bakar...
Hep bir çevgâna benzeyen boynunun halkası,
Sonsuza ulaşma azmiyle yay gibi gergin;
Kaynaya kaynaya buharlaşmadır sevdası,
Kendince zerre olan gönlü, semalardan da rengin...
Nazarı, meleklerin dolaştığı noktada,
İklimi, dudağı kurumuşların durağı;
Ve her zaman kervanlar konar-kalkar ard arda,
Hızır çeşmesine benzer büyülü otağı.
Gözlerinin içinde sihirli seslenişler,
Çevresinde âdeta bir uhrevî tenhalık;
Bu uhrevî koyda hep ümitli bekleyişler,
Burası O’na bir kapı, kapı da aralık...
Gel sen de kır elindeki benlik kâsesini!
Yürü O’na açılan yolda son hadde kadar!
Duyacaksın her bucakta ezelin sesini,
Ve tüllenecek ufkunda solmayan bin bahar...

Kaynak: Sızıntı, Haziran 1996

M. Fethullah Gülen

Josephine 24.08.08 00:42

Hak Erleri
 
Hak Erleri

Koç yiğitler var gönül dünyasında,
Aramızda cefâsına dururlar.
Ruhlarıyla semâların verâsında,
Lûtfedip aramızda bulunurlar...
Ay gibidir vicdanları, yüzleri...
Gökten inmiş melek gibi dururlar.
Bir an vefâsızlık etse gözleri,
Ömür boyu dövünür, vurunurlar.
Az inhirâfa uğrasa özleri,
Hazân vurmuş güller gibi kururlar.
Âdetâ şeker-şerbettir sözleri,
İşitenleri gönülden vururlar.

M. Fethullah Gülen

Josephine 24.08.08 00:42

Hasbıhâl
 
Hasbıhâl

İclâlinin âhengi her bucakta nümâyân!
Gönüllerde o tecellinin bir gölgesi var...
Bunu duyan ruh gezer her yerde Seni arar,
Gözlerinde tüllenir en tatlı hatıralar;
Her ses, her renk, her desende varlığın ayân...
Hep yollardayım, bak yüzümün rengi sararmış!
İçimde buğu buğu hüzün, gözlerim nemli,
Neyimden yükselen ses hüznümden de elemli,
Tarife ne hacet, içim belli-dışım belli!
Ama duydum ki mücrimlere affın da varmış...
Gönlümde derin bir acı, ruhumda hafakan,
Ağlar gezerim her gün bu biten mecâlimle,
Kaddimi büken o bağrımdaki melâlimle;
Hep düşe-kalkayım şu iki büklüm halimle
Bir gün şâd olsam da, her gün ayrı bir heyecan...
Anar Seni bu dertli sinem her seherinde,
Gel gönlümde konakla, ızdırâbımla konuş!
Enîsim ol ki, derûnum yalnızlıkla dolmuş;
Dünkü yamaçlarımda güllerim bir bir solmuş,
Hazan nağmeleri duyulur bestelerinde.
Tattır ruhuma aşkının ilâhî tadını!
Ferhat gibi hep hıçkırsın, Mecnûn gibi yansın;
İkliminin zümrütten renklerine uyansın,
Tüllenen güzelliklerinin şiirine kansın,
Bu kırık kalbime armağan et muradını..!
Sende buldu bulanlar vuslatın neş’esini,
Yıllardır yollardayım hâlim Sana emanet;
Senin yolunda olmak bile en büyük devlet,
Ey Yüce Sevgili, sevginle beni de şâd et!
Göreyim ruhumda Cemâlin gölgesini.

Kaynak: Sızıntı, Ekim 1996

M. Fethullah Gülen


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 09:41 .

Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2