tualimforum.com

tualimforum.com (http://www.tualimforum.com/)
-   Yabancı Şairlerin Şiirleri (http://www.tualimforum.com/yabanci-sairlerin-siirleri/)
-   -   Pablo Neruda Şiirleri (http://www.tualimforum.com/yabanci-sairlerin-siirleri/1138-pablo-neruda-siirleri.html)

Deniz 16.02.08 06:25

Pablo Neruda Şiirleri
 
Bizler Susuyorduk

Bilmek acı çekmektir. Ve bildik;
Karanlıktan çıkıp gelen her haber
Gereken acıyı verdi bize:
Gerçeklere dönüştü bu dedikodu,
Karanlık kapıyı tuttu aydınlık,
Değişime uğradı acılar.
Gerçek bu ölümde yaşam oldu.
Ağırdı sessizlğin çuvalı.

Pablo Neruda

Deniz 16.02.08 06:25

Bu Gece Yazabilirim
 
Bu Gece Yazabilirim

Bu gece en hüzünlü dizeleri yazabilirim.
Şöyle yazabilirim: 'Yıldızla yüklü gece,
Mavmavi yıldızlar titreşir uzaklarda.'
Döner gökte, şarkı söyler gece rüzgarı.
Bu gece en hüzünlü dizeleri yazabilirim.
Sevdim onu, o da sevdi beni bazen.
Böyle gecelerde duyumsadım onu kollarımda.
Öptüm, öptüm uçsuz bucaksız göğün altında.
Sevdi beni, ben de sevdim onu bazen.
Nasıl sevilmez o kocaman duru gözler.
Bu gece en hüzünlü dizeleri yazabilirim.
Benim olmadığını düşündükçe, duyumsadıkça onu yitirdiğimi
Duymak uçsuz bucaksız, onsuz daha da sınırsız geceyi.
Gönüle düşer dizeler, çiy çimene düşercesine.
Ne çıkar sevgim onu tutamadıysa
Gece yıldızla yüklü ve yanımda değil o
Hepsi bu.
Uzakta şarkı söylüyor biri.
Uzakta.
Gönlüm razı değil onu yitirmeye.
Gözlerim bulmak istiyor onu, alıp getirmek için
Yüreğim ağrıyor ama o yanımda değil.
Aynı gece beyazlatıyor aynı ağaçları
Ama biz aynı biz değiliz artık.
Sevmiyorum onu artık, bu kesin ama nasıl sevmiştim eskiden
Sesim rüzgarı aradı sesine dokunmak için
Başkasının, kimbilir kimin olacak, öpüşlerimden önceki gibi.
Sesi, pırıltılı bedeni, sonsuz gözleriyle.
Sevmiyorum bu kesin, ama belki de seviyorum
Unutmak uzun sürer çabucak geçse de sevgi.
Böyle gecelerde aldım onu kollarıma
Ama gönlüm yitirmeye razı değil.
En son acı bana çektirdiği
Ve bunlar son dizeler onun için yazdığım.

Pablo Neruda

Deniz 16.02.08 06:26

Güzde Unutulmuş
 
Güzde Unutulmuş

Saat yedi buçuğuydu güzün
Ve ben bekliyordum
Kimi beklediğim önemli değil.
Günler, saatler, dakikalar
Bıktılar benle olmaktan
Çekip gittiler azar azar
Kaldım ortada, tek başıma

Kala kala kumla kaldım
Günlerin kumuyla, suyla
Bir haftanın artıklarıyla kaldım
Vurulmuş ve hüzünlü

Ne var, dediler bana Paris'in yaprakları
Kimi bekliyorsun?

Kaç kez burun kıvırdılar bana
Önce ışık, çekip giden
Sonra kediler, köpekler, jandarmalar

Kalakaldım tek başıma
Yalnız bir at gibi
Otların üstünde ne gece, ne gündüz
Sadece kışın tuzu

Öyle kimsesiz kaldım ki
Öyle bomboş
Yapraklar ağladılar bana
Sonra, tıpkı bir gözyaşı gibi
Düştüler son yapraklar

Ne önceleri, ne de sonra
Hiç böyle yalnız kalmamıştım
Bu kadar
Ve kimi beklerken olmuştu
Hiç mi hiç hatırlamam.
Saçma ama bu böyle
Bir çırpıda oldu bunlar
Apansız bir yalnızlık
Belirip yolda kaybolan

Ve ansızın kendi gölgesi gibi
Sonsuz bayrağına doğru koşan.
Çekip gittim, durmadım
Bu çılgın sokağın kıyısından
Usul usul, basarak ayak uçlarıma
Sanki geceden kaçıyor gibiydim
Ya da karanlık, kükreyen taşlardan

Bu anlattıklarım hiç bir şey değil
Ama başıma geldi bütün bunlar
Birini beklerken bilmediğim
Bir zamanlar.

Pablo Neruda

Deniz 16.02.08 06:28

Nazım'a Bir Göz Çelengi
 
Nazım'a Bir Göz Çelengi

Neden öldün Nâzım? Senin türkülerinden yoksun
Ne yapacağız şimdi?
Senin bizi karşılarkenki gülümseyişin gibi bir pınar bulabilecek miyiz bir daha?
Senin gururundan, sert sevecenliğinden yoksun ne yapacağız?
Bakışın gibi bir bakışı nereden bulmalı, ateşle suyun birleştiği
Gerçeğe çağıran, acıyla ve gözüpek bir sevinçle dolu?
Kardeşim benim, nice yeni duygular, düşünceler kazandırdın bana
Denizden esen acı rüzgâr katsaydı önüne onları
Bulutlar gibi, yaprak gibi uçarlar
Düşerlerdi orada, uzakta.
Yaşarken kendine seçtiğin
Ve ölüm sonrasında seni kucaklayan toprağa.

Sana Şili'nin kış krizantemlerinden bir demet sunuyorum
Ve soğuk ay ışığını güney denizleri üzerinde parıldayan
Halkların kavgasını ve kavgamı benim
Ve boğuk uğultusunu acılı davulların, kendi yurdundan...
Kardeşim benim, adanmış asker, dünyada nasıl da yalnızım sensiz.
Senin çiçek açmış bir kiraz ağacına benzeyen
Yüzünden yoksun
Dostluğumuzdan, bana ekmek olan,
Rahmet gibi susuzluğumu gideren ve kanıma güç katan
Zindanlardan kopup geldiğinde karşılaşmıştık seninle
Kuyu gibi kapkara zindanlardan
Canavarlıkların, zorbalıkların, acıların kuyuları
Ellerinde izi vardı eziyetlerin
Hınç oklarını aradım gözlerinde
Oysa sen parıldayan bir yürekle geldin
Yaralar ve ışıklar içinde.

Şimdi ben ne yapayım? Nasıl tanımlanır
Senin her yerden derlediğin çiçekler olmaksızın bu dünya
Nasıl dövüşülür senden örnek almaksızın,
Senin halksal bilgeliğinden ve yüce şair onurundan yoksun?
Teşekkürler, böyle olduğun için!
Teşekkürler o ateş için
Türkülerinle tutuşturduğun, sonsuzca.

(Türkçesi: Ataol Behramoğlu)

Pablo Neruda

Deniz 16.02.08 06:30

Unutmak Yok
 
Unutmak Yok

Bunca zamandır nerede olduğumu soracak olursan
'Oldu birşeyler' demeliyim
Oturmalıyım bir taşa
Kararan dünyada,
kendini yemiş bitirmiş bir nehirde.
Korumasını bilmiyorum yitirdiklerini kuşların
Geride bıraktığım denizi
ya da çığlığını kızkardeşimin.
Nedir bu toprağın zenginliği?
Gün neden günle kapanıyor?
Neden karanlık gece çalkalanıyor ağzımda?
Ve ölüm neden?

Nereden geldiğimi sormayacak mısın?
Anlatayım sana;
Kırık şeyleri
Acılı kapları
Sık sık tozlanan koca sığırları
ve tutulu kalbimi.

Bunlar ne belleğimizde uyanan sarı güvercinler,
ne de anılardır kuşaktan kuşağa akan.
Ağlayan yüzlerdir bunlar,
Parmaklardır gırtlağımızdaki, ve toprağa düşen yapraklardır.
Yiten günün karanlığıdır.
Yeşertir kaleleri hüzünlü kanımızdaki.

İşte menekşeler ve işte kırlangıçlar,
Sevdiğim her şey
Tatlı mesajlar veren günbegün
Açıkta zaman
Tatlılığı artan.
Kaçamayız biz; Dişlerimizin arasından:
Neden kemiriyor boşa giden zaman sessizlik kabuğunu?
Ne yanıt vereceğimi bilmiyorum.

O kadar çok ki ölümüz
Ve o kadar çok ki kızıl güneş önünde setler
Ve o kadar çok ki çarpık kabuklu başlar
Ve o kadar çok ki öpücüklerimizi engelleyenler
Ve o kadar çok ki unutmak istediklerim.

Pablo Neruda

Josephine 23.08.08 10:21

Asma Çubuğu Ve Rüzgar
 
Asma Çubuğu Ve Rüzgar

Bir şarkıcıyım ben,
Avrupa'nın bağlarında dolaştım;
Gezindim rüzgarlar altında.
Asya'nın rüzgarı altında.
Yaşamlar içinde en iyisi
Yaşam bile,
Dünyanın tadı;
Ak pak barış bile;
Avareydi
Devşirdim
Evet devşirdim.

Başka toprakların
En iyisi
Yüceltti şarkısını dudağımda;
Bağların ortasında
Barışın ve rüzgarın özgürlüğü!

İnsanlar nefret ediyor gibiydiler
Birbirleriyle.
Yine de aynı gece
Birbirlerinin üzerlerini
Örtüyorlardı.
Bizi uyandıran
Tek ışık
Dünyanın ışığıydı bu!
Evlerine girdim,
Yemek yiyorlardı masalarında;
Fabrikadan çıkmıştılar,
Gülüşüp ya da ağlaşıyorlardı.
Ve de
Hepsi birbirine benziyordu.
Ve hepsi de
Gözlerini ışığa çeviriyorlardı
Yollarını arıyordu hepsi de.

Hepsinin bir ağzı vardı
Türkü çağırıyorlardı,
Türkü çağırıyorlardı
İlkbahara dönük!

Hepsi.

İşte rüzgarda
Bağ çubuklarının arasında
En iyi insanları devşirdim
Şimdiyse dinlemeniz gerek beni...

Pablo Neruda

Josephine 23.08.08 10:22

Aşk
 
Aşk

Bunca gün, ah, bunca gün
görmeyi seni böyle kırılgan, böyle yakın,
nasıl öderim, neyle öderim?

Uyandı kana susamış
ilkbaharı koruların,
çıkıyor tilkiler inlerinden
çiylerini içiyor yılanlar,
ve ben gidiyorum seninle yapraklarda
çamlar ve sessizlik arasında,
sorarark kendime nasıl, ne zaman
ödeyeceğim diye şu bahtımı

Bütün gördüklerim içinde
yalnız sensin hep görmek istediğim
dokunduğum her şey içinde
senin tenindir hep dokunmak istediğim:
seviyorum senin portakal kahkahanı
hoşlanıyorum uykudaki görüntünden

Ne yapmalıyım, sevgilim, sevdiceğim
bilmiyorum nasıl sever başkaları
eskiden nasıl severlerdi,
yaşıyorum, bakarak, severek seni,
aşk tabiatımdır benim

Her ikindi daha da hoşuma gidiyorsun.

Nerde o? Hep bunu soruyorum
kaybolduğunda gözlerin
Ne kadar geç kaldı! Düşünüp inciniyorum,
yoksul, aptal, kasvetli duyuyorum kendimi
geliyorsun sen, bir esintisin
şeftali ağaçlarından uçan.

Bu yüzden seviyorum seni, bu yüzden değil
o kadar neden var ki, o kadar az,
böyle olmalı aşk
kuşatan, genel
üzgün, müthiş,
bayraklarda donanmış, yaslı,
yıldızlar gibi çiçek açan,
bir öpüş kadar ölçüsüz...

Pablo Neruda

Josephine 23.08.08 10:23

Atlar
 
Atlar

Pencereden atları gördüm.

Berlin'deydim, kıştı. Işık
Işıksızdı, gökyüzü yoktu gökyüzünde.

Havanın aklığı ıslak bir ekmek gibi.

Ve penceremden boş bir sirk
Kışın dişleriyle kemirilmiş.

Ansızın bir adamın yedeğinde
On at göründe sislerin içinden
Çıkarken titremediler, ateş gibi,
O saate kadar bomboş olan
Evreni doldurdular gözlerimde. Görkemli, yangınlı
Uzun bacaklı on tanrı gibiydiler,
Yeleleri tuzun düşlerini andırıyordu.

Portakaldan ve evrenlerdendi sağrıları.

Baldı derileri, amber, yangın.

Boyunları gururun taşlarından
Oyulmuş kulelerdi,
Ve kızgın gözlerine güçlü bir dirim
Eğilmişti bir tutuklu gibi.

Ve orada, sessizlikte, ortasında
Günün, kirli ve dağınık kışın
Haşarı atlar kan,
Uyum ve yaşamın kışkırtıcı gömüleriydiler.

Baktım, baktım ve yeniden yaşadım:
Kaynağın, altın dansın, gökyüzünün,
Güzellikte yaşayan ateşin
Orada olduğunu bilmeden.

O kapanık Berlin kışını unuttum.

Ama atların ışığını unutmam.

Pablo Neruda

Josephine 23.08.08 10:25

Bayraklar Nasıl Doğar
 
Bayraklar Nasıl Doğar

Bayraklarımız her zaman böyle doğmuştur.
Halk işlemiştir onları
Tüm sevgisiyle
Onun parçalarını dikmiştir
Bütün yoksulluğuyla
Ve yıldızı çivilemiştir
Canı gönülden
Gökte ya da gömlekte vatanın yıldızı için
Bir mavi kesmiştir
Ve damla damla
Kırmızı doğmuştur...

Pablo Neruda

Josephine 23.08.08 10:26

Bio Bio
 
Bio Bio

Ama niçin benimle konuşmuyorsun artık
Boi Bio?
Ben söylüyorum şimdi
Senin diyeceklerini
Oysa ben konuşmayı
Senden öğrendim
Yağmur ve yaprakla karışık
Gece türkülerini
Senden öğrendim, Bio Bio

Kimse bakmazdı bana çocukken
Günün doğuşunu senden öğrendim
Zorla toprağa gömülmüş gücün
Durgun çanlar gibi sessizliğini
Senden öğrendim, Bio Bio

Senden öğrendim evreni
Oysa sakız yaprakları
Kırık oklar,
Kırık, hüzünlü oklar
Bin yılda öğrettiler onu bana

Ama seni gördüm, Bio Bio
Kendini usulca denize bırakışını gördüm
Paramparça ağzını, göğüslerini
Kanlı bir öykü anlatarak
Büyük ve çiçekli
Gördüm seni, Bio Bio...

Pablo Neruda


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 02:48 .

Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2