![]() |
Haydi Git Haydi Git Haydi git güle güle Güle güle sana Acılara yeten gücüm Mektuplara yetmedi Demirlere yeten gücüm Mektuplara yetmedi Bu ne biçim sevgi Nasıl kardeşlik Bu nasıl dostluk Bu ne beter sevda Benim aklım ermedi Haydi git güle güle Güle güle sana İçli mektuplar gelmesin Kavuşmaz uzaklardan Yanık mektuplar gelmesin Kavuşmaz dostluklardan Haydi git güle güle Güle güle sana Zincirlere yeten gücüm Mektuplara yetmedi Demirlere yeten gücüm Mektuplara yetmedi Ahmet Kaya |
Hep Sonradan Hep Sonradan Ne sen leyla' sın ne de ben mecnun Ne sen yorgun ne de ben yorgun Kederli bir akşam içmişiz sarhoşuz hepsi bu Hep sonradan gelir aklım başıma hep sonradan sonradan Hep sonradan gelir aklım başıma hep sonradan Hep sonradan gelir aklıma hep sonradan, sonradan Hep sonradan gelir aklım başıma, hep sonradan Ne sen bulutsun ne de ben yağmur Ne sen mağrur ne de ben mağrur Hüzünlü bir akşam susmuşuz durgunuz hepsi bu Hep sonradan gelir aklım başıma, hep sonradan, sonradan Hep sonradan gelir aklım başıma, hep sonradan Hep sonradan gelir aklıma, hep sonradan, sonradan Hep sonradan gelir aklım başıma, hep sonradan Ahmet Kaya |
Herkes Kendi İşine Herkes Kendi İşine Dağlar bize düz olur lo Yar gelmezse ne olur Bir yar gider bin yar gelir Düşmanlar görür kör olur Hadi sen git işine de Herkes kendi işine Dağlarımda zulüm var lo Düşemem yar peşine Güle baykuş kondurmayın Küstürüp soldurmayın Yare birşeyler söyleyip Kafamı bozdurmayın Hadi sen&çek işine de Herkes kendi işine Dağlarımda zulüm&ölüm var lo Düşemem yar peşine Ahmet Kaya |
Hiçbir Şeyimsin Hiçbir Şeyimsin Sen benim hiç bir şeyimsin Yazdıklarımdan çok daha az Hiç kimse misin bilmem ki nesin Lüzumundan fazla beyaz Sen benim hiçbir şeyimsin Varlığın anlaşılmaz Galiba eski liman üzerindesin Nasıl karanlığıma bir yıldız olmak Dudaklarınla cama çizdiğin En fazla sonbahar otellerinde Üniversiteli bir kız uykusu bulmak Yalnızlığı öldüresiye çirkin Sabaha karşı öldüresiye korkak Kulağı çabucak telefon zillerinde Sen benim hiçbir şeyimsin Hiçbir sevişmek yaşamışlığım Henüz boş bir roman sahifesinde Hiç kimse misin bilmem ki nesin Ne çok cığlıkların silemediği Zaten yok bir tren penceresinde Sen benim hiçbir şeyimsin Yabancı bir şarkı gibi yarım Yağmurlu bir ağaç gibi ıslak Hiç kimse misin bilmem ki nesin Uykum arasında cağırdığım Çocukluk sesimle ağlayarak Sen benim hiçbir şeyimsin. Ahmet Kaya |
Hikayemiz (Bir Güneşti) Hikayemiz (Bir Güneşti) Bir güneşti gördüğüm dağlar ardında Uzanıp gittiğim yollar ateşti sanki Tuttuğum ellerde dostluk saklı bağrımda Yürüyüp gittiğim yollar ateşti sanki Bir volkandı içimizde coşan nehirler Costukça umutlar hep taşardı sanki Ne oldu bizim güneşe neden doğmuyor Uzun uzak gecelerde sabah olmuyor İşte bizim hikayemiz hep böyle gider Umutlar hep gecelerde yol olur gider İşte bizim hikayemiz burda biter Aydınlıklar karanlıkta yol olur gider Ahmet Kaya |
Hoşçakalın Gözüm Hoşçakalın Gözüm Nedir bu başımdaki felaket Kırk yıldır sefalette bu ahmet Kefenimi alın dikin bir zahmet Gömün beni, gömün beni bir başıma Susamıyorum, susamıyorum Elimde değil susamıyorum -şiir- Hele bir ışıklar sönsün Hele bir kapansın kapılar Sular durulsun Bıçak atacağım daha 12'den Kısa devre yapsın kalbim Ellerim inatla dökülsün cigaraya Dağlarda ay büyüsün Sular köpürsün Sen beni o zaman gör Hele küssün meydanlar Dehşetin oğlu gülsün Ağır bir köpek karanlığı Ve tüm mayınlar patlasın Sen beni o zaman gör Kaldırımlara yağmur dökülsün Dağılsın dişlerimde gülüşler Kaybettiklerim bir dönsün Sen beni o zaman gör -2- Yalnızlık ne demek Kül olsun uykular Kuşlar silinsin gözlerimden Sen beni o zaman gör Saçlarımda kırılsın kar Baştan çizilsin uçurumlar Kırılsın camlar Sen beni o zaman gör Ahmet Kaya |
İçerden Çıkacak Birazdan Adam İçerden Çıkacak Birazdan Adam İçerden çıkacak birazdan adam Yılların tortusu çökmüş yüzüyle Alnını güneşe serecek adam Uykusuz ranzalar suskun voltalar Geride kalacak ve ah hüzünle Bir kül gibi savrulup gülecek adam Kar yağmştır sardunyanın üstüne Anılar toza toza bulanmıştır Kitaplar sobada yanmış, Ah sazlar duvarda kalmış Güzelim şarkılar yağmalanmıştır Kitaplar sobada yanmış, Ah sazlar duvarda kalmış Güzelim şarkılar yağmalanmıştır. İçerden çıkacak birazdan adam Yıpranmış bavulu hantal sesiyle Kendini yollara vuracak adam Yüz çeviren dostlar sinsi tavırlar Açığı cıkacak ve ah kendiyle Bir ince hasabı görecek adam Susamıştır tebessümün seyrine Sacları hiçbir gün okşanmamıştır, Bir ihtilal kadar yalnız, Ah vefanız kadar yanlış Mümkünse farzedin yaşamamıştır. Bir ihtilal kadar yalnız, Ah vefanız kadar yanlış Mümkünse farzedin yaşamamıştır. Bir ihtilal kadar yalnız, Ah vefanız kadar yanlış Mümkünse farzedin yaşamamıştır. Ahmet Kaya |
İçimde Ölen Biri Var İçimde Ölen Biri Var Bana birşeyler anlat, canım çok sıkılıyor Bana birşeyler anlat anlat, içim içimden geçiyor Yanımdasın susuyorsun, susuyor konuşmuyorsun Bakıyor görmüyorsun Dokunsan donacağım, içimde intihar korkusu var Bir gülsen ağlayacağım bir gülsen kendimi bulacağım Depremler oluyor beynimde dışarıda siren sesi var Her yanımda susmuş insanlar susmuş İçimde ölen biri var Vayyyy vayyyy vayyyy vayyyy vayyyy vayyyy Hadi birşeyler söyle, çocuk gözlerim dolsun İçinden git diyorsun, duyuyorum gülüm Gideceğim son olsun Yanımdasın susuyorsun, susuyor konuşmuyorsun Bakıyor görmüyorsun Dokunsan donacağım, içimde intihar korkusu var Bir gülsen ağlayacağım bir gülsen kendimi bulacağım İçimde soluyorsun, iki can var içimde Korkular salıyorsun üstüme korkular heran başka biçimde Depremler oluyor beynimde dışarıda siren sesi var Her yanımda susmuş insanlar susmuş İçimde ölen biri var Vayyyy vayyyy vayyyy vayyyy vayyyy vayyyy Ahmet Kaya |
İhanet Zincirini Tutan Utansın İhanet Zincirini Tutan Utansın Kimileri hep suçluyor,kimileri sorguluyor... Yaralı yüreğime, kara çalıyor. Kimileri hep suçluyor,kimileri sorguluyor... Yaralı yüreğime, kara çalıyor. İhanet zincirini tutan utansın Dönüp arkasına bakan utansın Dost diye bağrıma bastığım insanlar Arkamı dönünce vuran utansın Durmadan hep soruyorlar, aç bırakıp gülüyorlar Emekleyen yüreğime, usta diyorlar Usta değil acemi bir işçiyim Onurlu bir kavganın neferiyim Dostun dostu düşmanımın eceliyim ben Bilip de söylemeyen diller utansın İhanet zincirini tutan utansın Dönüp arkasına bakan utansın Dost diye bağrıma bastığım insanlar Arkamı dönünce vuran utansın Ahmet Kaya |
İyimser Bir Gül İyimser Bir Gül Uyandım seni düşündüm Birden bire duvar birden bire gece yarısı Uyandım seni düşündüm hadi yar Ay göğsümün ay göğsümün sol yarısı. Su bulanınca Meydanlarda sesin, sesin, sesin yırtılınca Hiç dostun kalmayınca Sarsılmış bir ömrün basamaklarından Görüşmeye gel ne olur İyimser bir gül olsun dudaklarında İyimser bir gül olsun dudaklarında İyimser bir gül olsun dudaklarında Dert etme iyiyim ben Ara sıra mahşer ara sıra yaşama hırsı Dert etme iyiyim hadi yar Ay hüznümün ay hüznümün tütün sarısı Kan bulaşınca Yangınlarda yüzün, yüzün, yüzün parlaşınca Saçların tutuşunca Zorlanmış bir hükmün tutanakların Görüşmeye gel ne olur İyimser bir gül açsın yanaklarında İyimser bir gül açsın yanaklarında İyimser bir gül açsın yanaklarında. Ahmet Kaya |
Jilet Yiyen Kız Jilet Yiyen Kız O kızı nerede nasıl görsem Aklımı başımdan alır ağzı Saçları şıra köpüğü desem Kaşları bıçak izi kırmızı Yakut pulları mı&bu ne görkem Kanlı gözbebeklerindeki yazı Beni nasıl büyüledi bilmem Kirpikleri örümcek kırmızı Kızıl demirden bir ünlem Salınması yangın yalnızı Korkmasam öpmeye eğilsem Dişleri elektrik kırmızı Çarpılmışım başım sersem Sevdim jilet yiyen kızı Göğsündeki kumrulara değsem Gagaları zehirli kırmızı Gece gündüz tek düşüncem Kasıklarımdaki ince sızı Artık kimseyle sevişemem Anladım sevişmek kırmızı Jilet yiyen kız merih'li gecem Birlikte bulacağız belâmızı Sonumuz kuşkusuz cehennem Kırmızı kırmızı kırmızı Ahmet Kaya |
Kaçak ve Annem Kaçak ve Annem Uçtum ateş üstüne Dağlansın diye sızım Sorma halim ne olur Yoruldum anlamsızım. Yağmur doldu içime Açım sigarasızım Uyuyor musun anne Ben geldim; vefasızın. Suç oldu suç üstüne Her şarkım her yazım Vuruştum türkülerle Kanla beslendi sazım. Bir rüzgarın önünde Kaçağım kuralsızım Duyuyor musun anne Yalnızım çok yalnızım. Ah dalsam dizinde Uyusam doymaksızın Sabah olmasa gece Kaçmasam dermansızım. Sür beni gül yüzüne Gitsem de kalsın sızım Ağlıyor musun anne Gidiyor hayırsızın. Ahmet Kaya |
Kaçakçı Kurban Kaçakçı Kurban Lele kurban ben olayım Ah göğsünde ben olayım Senin yerin sıcak kalsın Ah yine giden ben olayım. Lele kurban zor gelir Dağlara giden zor gelir Avcı yaralar kekliği Altum' a giden zor gelir. Lele kurban boşa gider Ne söylersen boşa gider Çiğnenir ektiğin güller Ah emeklerin boşa gider. Lele kurban gülü verin Dönemsem de gülü verin Mayın tarlasına düştüm Kan kırmızı gül verin. Ahmet Kaya |
Kadınlar Kadınlar Üç etekli ak pusulu türkü bakışlı Kadınlar yürüyor dağlara doğru Leylak moru gül kurusu dağlara dogru Özlemlerle acılarla bir Anadolu Sivas'lımı Urfa'lımı bilemem gayri Kadınlar kadınlar dağlara doğru Çalı çırpı sıla gurbet dağlara doğru Sarı sıcak ak cibinlik dağlara dogru Ordu ordu çekip gider ay çiçekleri Bakma Turaç bakma bana bakma el gibi Bilemezler avcının kim olduğunu Sezmişler düşmanın kokusunu Kadınlar kadınlar dağlara dogru Özlemlerle acılarla bir Anadolu Bu sıtmalı gecelere bu beşikleri Bakma Turaç bakma bana bakma el gibi Ahmet Kaya |
Kafama Sıkar Giderim Kafama Sıkar Giderim Artık seninle duramam Bu akşam çıkar giderim Hesabım kalsın mahşere Elimi yıkar giderim Sen zahmet etme yerinden Gürültü yapmam derinden Parmaklarımın üzerinden Su gibi akar giderim Artık sürersin bir sefa Ne cismim kaldı ne cefa Şikayet etmem bu defa Dişimi sıkar giderim Bozar mı sandın acılar Belaya atlar giderim Kurşun gibi mavzer gibi Dağ gibi patlar giderim Kaybetsem bile herşeyi Bu aşkı yırtar giderim Sinsice olmaz gidişim Kapıyı çarpar giderim Sana yazdığım şarkıyı Sazımdan söker giderim Ben ağlayamam bilirsin Yüzümü döker giderim Köpeklerimden kuşumdan Yavrumdan cayar giderim Senden aldığım ne varsa Yerine koyar giderim Ezdirmem sana kendimi Gövdemi yakar giderim Beddua etmem üzülme Kafama sıkar giderim Ahmet Kaya |
Kalan Kalır (Vur Sırtına) Kalan Kalır (Vur Sırtına) Vur sırtına vur sırtına Dostun olam vur sırtına Madem ki ben kaldıramam Derdimi al vur sırtına Duman kalır duman kalır Ocak tüter duman kalır Ben yanarım hiç tükenmem Benden sonra kalan kalır Kalan kalır kalan kalır Giden gider kalan kalır Ben giderim geri gelmem Benden sonra kalan kalır Ah ne fayda ah ne fayda Kefen beyaz ah ne fayda Bir hayına yaş dökersin Kadrin bilmez ah ne fayda Meydan kalır meydan kalır Yiğit ölmez meydan kalır Yere vurma hatırımı Sana kahpe meydan kalır Kalan kalır kalan kalır Giden gider kalan kalır Ben giderim geri gelmem Benden sonra kalan kalır Ahmet Kaya |
Kan Kurşundan Silinince Kan Kurşundan Silinince Uçakları nedeyim? Gökkuşağı gönder bana Senin olsun süngülerin Gül dikeni yeter bana Kan Kurşundan silinince Kardeş olur kardeş olur eller bana Kan Kurşundan silinince Kardeş olur kardeş olur eller bana Kan Kurşundan silinince Kardeş olur kardeş olur eller bana Kan Kurşundan silinince Kardeş olur kardeş olur eller bana Silahları nedeyim? Benim sevgim mavzer bana Suya attığım çiçekler Bir gün olur döner bana Kan Kurşundan silinince Kardeş olur kardeş olur eller bana Kan Kurşundan silinince Kardeş olur kardeş olur eller bana Kan Kurşundan silinince Kardeş olur kardeş olur eller bana Kan Kurşundan silinince Kardeş olur kardeş olur eller bana Ahmet Kaya |
Kara Yazı Kara Yazı Geçmedi yare sözümüz Yollarda kaldı gözümüz Yere sürüldü yüzümüz Böyleymiş karayazımız. Çiçekler açılmaz oldu Pınarlar içilmez oldu Yar bize gülmez oldu Böyleymiş kara yazımız. Yalnız ona yar demiştik Onda bir şey var demiştik O bizi anlar demiştik Böyleymiş kara yazımız. Hey gönül gene bu gece Kederim geceden yüce Gel susalım beraberce Böyleymiş kara yazımız Ahmet Kaya |
Kara Yılan Kara Yılan Kara yılan der ki harbe oturak Kilis yollarından kelle getirek Nerde düşman varsa orda bitirek Vurun antepliler namus günüdür Sürerim sürerim gitmez gadana Fransız kurşunu da geçmez adana Varın söyleyin garip anama Analar da böyle yiğit doğurur Ahmet Kaya |
Karanlıkta Karanlıkta Akşam olur karanlıklar çökende Devriyeler adım adım gezende Kar kaplamış solmuş güller görende Sarılıp dallarını öpesim gelir Sanki gökten kar yerine kan yağıyor Kar altında üşümüş bir çocuk ağlıyor Yaşlı gözleriyle bana bakıyor Akan göz yaşını içesim gelir İşte böyle karanlıklar içinde Devriyeler adım adım gezende Yar uykuda ben yine penceremde Doğacak güneşi göresim gelir Ahmet Kaya |
Karar Vermek Zor Karar Vermek Zor Malatya' dan çıktım yola, yollar yanıyor Düşman sarmış dört yanımı, kurşun saçıyor Düşmüşüm bir çukura, canım yanıyor Yaşasam mi ölsem mi Karar vermek zor. Beyler deresinde kardaş pusu kurdular Dağda çadır çadır aştılar tüfek çaktılar İki er kardeşi canımdan, canımdan vurdular Yaşasak mi ölsek mi Karar vermek zor. Ahmet Kaya |
Kardelenler Açınca Kardelenler Açınca Bayrakları göndere çeken çocuklar Aç bir destandır kan gölü gruplarda Bir çocuk ağlar ağlar durur Bir ana tandıra düşer kavrulur Bir gelin parmağıyla deşer rahmini Radyoda ince saz, ney taksim Büyür çetelerin hıncı Kent ince ince susar Ve korku bir kahpe yaradır içerden işler Vurur hançerini şah damardan ihanet Satarsın ulan satarsın Açılmamış gonca gülünü Gökte yıldız kayınca, için yanınca Gözlerin ıslanınca, akşam olunca Dön yüzünü dağlara, bir mavzer gibi Sabır zorlayınca, sel kabarınca Kar tanesi uçunca, çiğ tükenince Kardelenler açınca, otlar bitince Avucumda ateşle, dönerim sana Toprak uyanınca, bahar gelince Ahmet Kaya |
Karlı Dağlar (Ilgaz Dağlarında) Karlı Dağlar (Ilgaz Dağlarında) Ilgaz dağlarında çocuk doğurdun sen Memende süt yoktu Karla doyurdun sen Sardın sarmaladın anam Sırtına vurdun anam anam Terketmedin karlı yolları Yolda çile çeker Şerife bacım hey Eller donmuş gözler çekilmez acı Çocuğuna değil Yurduna sancın Terketmedin karlı yolları Ahmet Kaya |
Katlime Ferman Katlime Ferman Bir yürüyüş eylediler sabahtan Ilgıt ılgıt kan gidiyor loy loy Bir yürüyüş eylediler sabahtan Ilgıt ılgıt kan gidiyor loy loy Dayan dizlerim dayan Ağla gözlerim ağla Namlu puşt olmuş at ayağı puşt Vay anam vay vay bu belalı başımla ben nere gidem Vay anam vay vay bu belalı başınan kime ne diyem Ya derdime derman, ya derdime derman, ya derdime derman Ya katlime ferman Of anam of of bu belalı başımla ben nere gidem Vay anam vay vay bu belalı başınan kime ne diyem Ya derdime derman, ya derdime derman, ya derdime derman Ya katlime ferman Ay bu nasıl devran, ay bu nasıl devran 28 nisandı yavru hey Ham meyvayı kopardılar dalıdan Vay anam vay vay bu belalı başımla ben nere gidem Vay anam vay vay bu belalı başınan kime ne diyem Ya derdime derman, ya derdime derman, ya derdime derman Ya katlime ferman Of anam of of bu belalı başımla ben nere gidem Vay anam vay vay bu belalı başınan kime ne diyem Ya derdime derman, ya derdime derman, ya derdime derman Ya katlime ferman Ahmet Kaya |
Kenar Mahalleli Kenar Mahalleli Bir kenar mahalleliyim Mecburen parasızdır ceplerim Fabrikada satılık sendika Ağzımı açsam sokaktayım Bir kenar mahalleliyim Mecburen kavga ederim Markette köpek öldüren şarabı Bekçilerle naralı gecedeyim Bir kenar mahalleliyim Mecburen kılıksız gezerim Beyoğlu' nda pupa yelken polisler Rüzgarına değer sopa yerim Bir kenar mahalleliyim Mecburen uzaktan severim Ev önlerinde babalar Kızlarına baksam cinayet sebebiyim Ahmet Kaya |
Kendine İyi Bak Kendine İyi Bak Yan yana geçen geceler unutulup gider mi? Acılar birden biter mi? Bir bebek özleminde seni aramak varya Bu hep böyle böyle gider mi? Suya hasret çöllerde beyaz güller biter mi? Dikenler göğü deler mi? Bir menekşe kokusunda seni aramak varya Bu hep böyle böyle gider mi? Kendine iyi bak beni düşünme Su akar yatagını bulur. İçimdeki fırtına kör kurşunla diner mi? Kavgalar kansız biter mi? Bir mavzer çığlığında seni aramak var ya Bu hep böyle böyle gider mi? Şu kahpe dünya seni bana düşman eder mi? Dostluklar birden biter mi? Bir kardeş selamında seni aramak var ya Bu hep böyle böyle gider mi? Kendine iyi bak beni düşünme Su akar yatağını bulur. Ahmet Kaya |
Kimdi Bunlar Kimdi Bunlar Ne çıramız ne lambamız Karanlık yollarda kaldık Kor kor ateşlerde yandık Çok uslandık, usanmadık Bir rüzgar gibi tarihten geçtiler Neler görüp neleri geçirdiler Aç kaldılar yine dilenmediler Kimdi bunlar, kimdi bunlar, kimdi Kara perçemleri türkü türküdür Hiç değiller onlar insan gülüdür Dediler ki düşünmenin günüdür Kimdi bunlar, kimdi bunlar, kimdi Ahmet Kaya |
Kore Dağları Kore Dağları Yol parası veremedim diye Bu dağları bana deldirdiler Bu yolları bana açtırdılar Hacizlere gitti suna gibi geçimine oy meri kekliğim Oy meri kekliğim nedir çektiğim Nedir çektiğim nedir çektiğim nedir çektiğim Kore dağlarında tabakam kaldı Mahpus damlarında özgürlüğüm Of meri kekliğim nedir çektiğim Oy meri kekliğim nedir çektiğim Nedir çektiğim Dut kurusu süpürge tohumu yediğimiz Ve bir godik arpa için Sivas kapılarından geri döndüğümüz Günleri defledik hey Meri kekliğim Oy meri kekliğim Nedir çektiğim Ahmet Kaya |
Korkarım Korkarım Gençliğimi kimse bilmez Sakallarımdan cocuk kokusu Ağzımdan ay ışığı fışkırır benim Ceketimi yağmurlara astığımdan beri Tehlikeli şiir okur Dünyaya sataşırım ben Güzüm baharlara Yüzüm yağmurlara Hüznüm dağlara küs Gözüm sabahlara Ömrüm topraklara Hüznüm dağlara küs Geceden karanlık sebebim Geceden mülteci kederim Korkarım dönmez yüreğim Korkarım güzelim korkarım Beni soracaklar Beni bulacaklar Beni yoracaklar yar Beni tutacaklar Beni yakacaklar Bana kıyacaklar yar Sorulur karanlık sebebim Vurulur mülteci kederim Korkarım dönmez yüreğim Korkarım güzelim korkarım Ahmet Kaya |
Koru Kendini Koru Kendini Kaldırınca tabancasını Nişan almak için sarı saçlıya Parıldayıverdi gözleri Koru kendini Kırlangıçlar uçuştular Korkudan çığrışıp Kanat çırparak koru kendini. Hadi söyle bana müziği seversin sen Nasıl çalar insan hapishanede Ağrılardan, sızılardan sonra Romatizmanın zincirleri kemirdi elleriyle. İşte nişan aldı tam Kemanının üstüne Iskalamaz iyi nişancıdır Koru kendini Ama teller gene şakıdılar Doldular havayı titrek titrek hiç umursamadan. Hadi söyle bana müziği seversin sen Nasıl çalar insan hapishanede Ağrılardan, sızılardan sonra Romatizmanın zincirleri kemirdi elleriyle. "Havasız bir delikte Gıcırdayan somya üstünde yatakta Yakalanmışsın berbat bir öksürüğe Hih gel de şarkı söyle. Ama yine de sarı saçlı adam Devam etti kemanı çalmaya Dirildi içimizde ölü düşler." Ahmet Kaya |
Kum Gibi Kum Gibi Martılar ağlardı çöplüklerde, Biz seninle gülüşürdük. Şehirlere bombalar yağardı hergece, Biz durmadan sevişirdik. Acımasız olma şimdi bu kadar, Dün gibi dün gibi çekip gitme. Bırakta sarılayım ayaklarına Kum gibi kum gibi ezip geçme. Sonbahar damlardı damlarımıza, Biz seninle sararıdık. Aydınlanlansın diye şu kirli yüzler, Biz durmadan şavaşırdık. Acımasız olma şimdi bu kadar Dün gibi dün gibi çekip gitme. Bırakta sarılayım ayaklarına Kum gibi kum gibi ezip geçme... Ahmet Kaya |
Kurtuluş Savaşı Destanı Kurtuluş Savaşı Destanı Kollumu salladım toplar oynadı Karataş içinden çete kaynadı Yaşasın urfalılar teslim olmadı De yürüyü yürü kumandalarım yürü Kumandanlar gidiyor dönmüyor geri De yürüyü yürü kahramanlarım yürü Kahramanlar gidiyor dönmüyor geri Tıfıldır hastahane karşı karşı Gavur fransız' ın bomba atışı Urfa çetelerinin şaha kalkışı De yürüyü yürü kumandalarım yürü Kumandanlar gidiyor dönmüyor geri De yürüyü yürü kahramanlarım yürü Kahramanlar gidiyor dönmüyor geri Ahmet Kaya |
Lili Marlen Türküsü Lili Marlen Türküsü Akşam olur mektuplar hasretlik söyler Zağrep radyosunda lili marlen türküsü Siperden sipere ateş tokuşturanlar Karanlıkta dem tutan isah kuşu Biz insanlar yemin ettik imanımız var Hürriyet için hürriyet aşkına Savulacak dönem savulacak düşman Dehrin cefasını çektik sefasını süreceğiz Akşam olur mektuplar hasretlik söyler Zağrep radyosunda lili marlen türküsü Dost ağlar karanfilim , dost ağlar karanfilim Marş söylemeden ölmek bize yakışmaz Ahmet Kaya |
Mahur Beste Mahur Beste Şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız Gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız Yalnız kederli yalnızlığımız da sıralı sırasız O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız Bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı Güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı Hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı Gittiler akşam olmadan ortalık karardı Bitmez sazların özlemi daha sonra daha sonra Sonranın bilinmezliği bir boyut katar ki onlara Simsiyah bir teselli olur belki kalanlara Geceler uzar hazırlık sonbahara Ahmet Kaya |
Mavinin Türküsü Mavinin Türküsü Şu dağdaki gezene bak gözlerinin rengine bak Ay o gözler kan kan olmuş şu feleğin işine bak Şu dağdaki gezene bak gözlerinin rengine bak Seni vuran benide vursun şu feleğin işine bak Dağlarda talan olurmu dosta hiç yalan Ölürsem duyan olurmu şu feleğin işine bak Dağlarda talan olurmu dosta hiç yalan Ölürsem duyan olurmu şu feleğin işine bak Ahmet Kaya |
Meleğim Meleğim Hani bulutlarla bana haber yollayacaktın Sen her yağmur damlasına bir kelime yazacak; Bende o damlaları avuçlarıma alıp Yazdığın mektubu okuyacaktım Kokunu çiçeklere iliştirip yollayacaktın hani Söz vermiştin Bülbüller sözlerini getirecekti bana Dalgalar, vurup vurup hasretini solumayacak mıydı Yıldızlar, sana giden yolu gösterecek Mehtap, yolumuzu aydınlatacaktı Aşkımıza ondan başka kimse şahit olmayacaktı Öyle sevecektik ki birbirimizi Sorgusuz sualsiz girecektik cennete Kıskanacaktı nur'umuzu melekler bile Şimdi neden solgunsun böyle bir tanem Niçin açıp gözlerini ellerimden tutmuyorsun Uzat ellerini, al beni de yanına Bunca hasret yetmez mi çıkmak için katına Yoksa gittin ve unuttun mu beni; Unuttun mu oralarda Göz kırp bana yıldızlardan Bir an bile durmam buralarda inan; Davetini bekliyorum Çağır geleyim artık Çağır meleğim artık Ahmet Kaya |
Memleket Hasreti Memleket Hasreti Giderim buralardan Giderim bir gece vakti Umurumda olmaz bilirim Ya beni sararsa Memleket hasreti Bağırsan duyamam ki İstanbul da değilim ki Çağırsangelemem ki Varna da değilim ki Uzaklardayım Ben bende değilim ki Ya beni sararsa Memleket hasreti Ahmet Kaya |
Merhaba Merhaba Yağmur yağsın isterdim bu sabah Merhaba soylu sevdam, merhaba İpil ipil düşsün betona Merhaba sevgili vatan, merhaba Ve üç gece güvercini Nazlı nazlı uçsun buluta merhaba Bütün sabahların bu saati En fazla sevdiğim vakit Son kez; merhaba Ahmet Kaya |
Metrisin Önünde Metrisin Önünde Metrisin önünde durdum Hasretim yerlere vurdum. Ben dağlarda uçan kuştum Kanatlarımdan vuruldum. Yıllar var ki yorgunum ben Gökyüzüne vurgunum ben Mahpuslarda durgunum ben. Metrisin önü kahveler Kahvede can annem&dostalar bekler. Dağlar köyler türkü söyler Dağlar köyler yolum gözler. Geze geze yoruldum ben Gökyüzüne vuruldum ben Mahpuslarda duruldum ben. Ahmet Kaya |
Mican Mican Martinimin fuları Gece geçtim yolları Aslan mican geliyor Takmaz karakolları Vay benim canım Micanım Dünyalarda bir canım Rakı koydum fincana Helede bakın şu cana Kördasın Kel Sait Nasılda kıydın bu cana Vay benim canım Micanım Dünyalarda bir canım Mican sen öleceksin Tabuta gireceksin Dokuz tahta altında Ne cevap vereceksin Vay benim canım Micanım Dünyalarda bir canım Ahmet Kaya |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 22:18 . |
Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2