![]() |
Munzurlu Munzurlu Munzurdan bir kuş indi Karalı karalı Gittim baktım kanatları Yaralı yaralı Kirvem belli Dersim dağları Maralı maralı maralı Kirvem kirvem kirvem kirvem Hey avcı vurmuş gor kaç gündür yaralı Munzurdan bir tas su verim de ölem diyor Hem ağlıyor hem bir türkü söylüyor Biz de söyleyelim birlikte ölelim Munzur benim kirvem olur kime vereyim Kirvem yine bela kirvem yine bela Duman olmuş dağlar yolum karanlık Kirvem yine bela kirvem yine bela Kor olmuş dağlar yolum karanlık Aaahh diz çöküp illede Anam anam anam diyor Burna haber salında daye daye daye Ahhhh dönüp gitsem şu dağlara diyor Kirvem dağlarda nerde olduğunu bilem Ahhhhh dağlara git ateş yak orda olduğunu bilem Ahhhh kirvem uzat uzat ayağının altını öpem Munzurdan bir taş su verim de ölem diyor Hem ağlıyor hem bir türkü söylüyor Biz de söyleyelim birlikte ölelim Munzur benim kirvem olur kime vereyim Kirvem yine bela kirvem yine bela Duman olmuş dağlar yolum karanlık Kirvem yine bela kirvem yine bela Kor olmuş dağlar yolum karanlık Ahmet Kaya |
Nerden Bileceksiniz Nerden Bileceksiniz Üstüm başım toz içinde Önüm arkam pus içinde Sakallarım pas içinde Siz benim nasıl yandığımı Nerden bileceksiniz. Bir fidandım deriildim Fırtınaydım duruldum Yoruldum çok yoruldum Siz benim neler çektiğimi Nerden bileceksiniz. Taş duvarlar yıkıp geldim Demirleri söküp geldim Hayatımı yıkıp geldim Siz benim neden kaçtığımı Nerden bileceksiniz. Gökte yıldız kayar şimdi Annem beni anar simdi Sevdiğim var kanar şimdi Siz benim niye içtiğimi Nerden bileceksiniz. Bir pınardım kan oldum Yol kenarı han oldum Yanıldım ah ziyan oldum Siz benim neden sustuğumu Nerden bileceksiniz. Ben ardımda yas bıraktım Ağlayan bir eş bıraktım Sol yanımı boş bıraktım Siz benim kime küstüğümü Nerden bileceksiniz. Ahmet Kaya |
Nevroz Ateşi Nevroz Ateşi Bir acemi düşte gördüm Ağlayan gülüşte gördüm Güller açmıştı yeni ülke Bayram yeriydi çarşılar Ölüleri halayda gördüm Devasa ateşler yanmış Çadır kurulmuş dağlara Külleri savrulur durur Karışıyor yıldızlara Aylar boyu yollar gittik Kanal boyunca sınır boyunca Ay ışığı şamdan değil Ölüm olunca ölüm olunca Devasa ateşler yanmış Çadır kurulmuş dağlara Külleri savrulup durur Karışıyor yıldızlara Ahmet Kaya |
Neyleyim Neyleyim Canım benim güzel annem Bir solukuk izin ver Analık hakkınla bağlama beni Aşk dedim, sevda dedim, umut dedim, kavga dedim Elimde gençliğim vardı, Onu verdim neyleyim. Aman annem canım annem, Bir solukluk izin ver Analık hakkınla bağlama beni Aşk dedim, sevda dedim, umut dedim, kavga dedim Elimde gençliğim vardı, Onu verdim neyleyim. Ahmet Kaya |
O Vahşi At O Vahşi At Bizi güllerin iklimi tüketti Toprağı yaran filize vurulduk O vahşi beyaz at alıp başını gitti Bir yaz yağmuru gibi unutulduk. Sığ yanlarımız oldu ara sıra El yordamıyla dalarken hayata Bir parça telaş, bir parça ümittik Hiç yetişemedik o vahşi ata. O vahşi atlarla beraber Ah şu içimizdekiler Sanki sökülürcesine, sanki sökülürcesine, Sanki sökülürcesine Gitti gider. Bize bir gün çelişkisi yetti Dudağı yoran bir söze kırıldık O vahşi beyaz at tutuştu yelesinden Kaldığı yerden başlanır mı artık. Hiç ayrılmayız derken bir ucundan Aşk doğa yitirdiğimiz ilan aşktı Ben sana kıydım, sen bana gücendin Ve durduramadık o vahşi atı. O vahşi atın ardından ah şu aramızdakiler Hiç yaşanmamışçasına, hiç yaşanmamışçasına, Hiç yaşanmamışçasına Uçtu gider. Ahmet Kaya |
Odam Kireçtir Benim Odam Kireçtir Benim Odam kireç tutmuyor Kumunu katmayınca Sevda baştan gitmiyor Sarılıp yatmayınca Baba ben derviş miyem Hırkamı giymiş miyem Ben sevdim eller aldı Niye ben ölmüş müyem Odamı kireç eyle Yüzümü güleç eyle Yandım aşkın elinden Gel bana ilaç eyle Odam kireçtir benim Yüzüm güleçtir benim Soyun da gel yanıma Tenim ilaçtır benim Ahmet Kaya |
Olmasaydı Sonumuz Böyle Olmasaydı Sonumuz Böyle Sakin göllerin kuğusuyduk Salınarak suyun yanağında Yarılan ekmeğin buğusuyduk Göğsüm daralıyor yüreğim kanıyor Olmasaydı sonumuz böyle Biri saksımızı çiğneyip gitti Biri duvarları yıktı, camları kırdı Fırtına gelip aramıza serildi.. Biri milyon kere çoğaltıp hüzünleri Her şeyi kötüledi, bizi yaraladı.. Biri şarabımızı döktü, soğanımızı çaldı, Biri hiç yoktan vurdu kafeste kuşumuzu! Dedim ya, ciğerim yanıyor, yüreğim kanıyor Olmasaydı sonumuz böyle Göğsüm daralıyor yüreğim kanıyor Olmasaydı sonumuz böyle Dağlarda çoban ateşiydik Dolanarak mavzer yatağına Ceylanın pınara inişiydik Göğsüm daralıyor yüreğim kanıyor Olmasaydı sonumuz böyle Birer yolcuyduk aynı ormanda kaybolmuş Aynı çıtırtıyla ürperen bir serçe Hep aynı yerde karşılaşırdık tesadüf bu Birer tomurcuktuk hayatın kollarında Birer çiğ damlasıydık Bahar sabahında, gül yaprağında.. Dedim ya, hiç yoktan susturuldu şarkımız Yüreğim kanıyor, ciğerim kanıyor Olmasaydı sonumuz böyle Göğsüm daralıyor yüreğim kanıyor Olmasaydı sonumuz böyle Ahmet Kaya |
Oy Benim Canım Oy Benim Canım Ay ışığı vurmuş Toprak yanıyor Toprağın üzerine Kimler düşüyor Kimse bu yangını Görmüyor duymuyor Onun için mi dağlar Yıldızlar ağlıyor Oy benim canım Yaralı ceylanım Henüz yolun başında Solup giden baharım Ay ışığı vurmuş Toprak kanıyor Dudağının kıvrımından Gözüm nereye sızıyor Bu kaçıncı baharım Başlamadan bitiyor Onun için mi dağlar Yıldızlar ağlıyor Ahmet Kaya |
Ölüm Dörtlüğü Ölüm Dörtlüğü Ölüm her aklıma geldiğinde Ah edip, vahedip inleme Bu halinle tanrıyı incitmiş olacaksın Ecel kapını çaldığı zaman, evi telaşa verme O geldiği zaman, sen gitmiş olacaksın Korkma yürü Ölüm her aklıma geldiğinde Ah edip, vahedip inleme Bu halinle tanrıyı incitmiş olacaksın Ecel kapını çaldığı zaman, evi telaşa verme O geldiği zaman, sen gitmiş olacaksın Korkma yürü Ahmet Kaya |
Öyle Bir Yerdeyim Ki Öyle Bir Yerdeyim Ki Öyle bir yerdeyim ki Ne karanfil ne kurbağa Öyle bir yerdeyim ki Bir yanim mavi yosun çalkalanır sularda Bir yanim mavi yosun çalkalanır sularda Dostum dostum güzel dostum Bu ne beter çizgidir bu Bu ne çıldırtan denge Yaprak döker bir yanımız Bir yanımız bahar bahçe Öyle bir yerdeyim ki bir yanim çığlık çığlığa Öyle bir yerdeyim ki Anam gider allah allah kızım düşmüş sokağa Anam gider allah allah ölüm düşmüş sokağa. Ahmet Kaya |
Özgür Çağrı Özgür Çağrı Sana yalan söyleyemem Darılırsın yavrucağım Ağabeyin bir gün dağdan döner Giden gelmez, geri dönmez Bilmiyormusun yavrucağım Sen üzülme, sıra bende Gideceğim yavrucağım Elverir ki çoşku Haylaz çocuklarını boğazlamasın Avunmak elbette kolaydır Şehri yiğit bir türkü gibi dolaşmak Dağlara destanlar, düşünmek kolaydır Hapislere bir sevinç çığlığı gibi düşmek Kızların diri gögüslerinde Matbaalarda Ve kongre zabıtlarında dünyayı tazelemek Yeryüzüne depremler düşürmek Çünkü binlerce militanın rüzgarlı macerası Bir kurşun bile değildir namusun mavzerine Gönlün kahpeliğine tutsaksın açıkçası Asıl savaş alanı suskundur arkadaş Sahipsizdir Asıl savaşcılar afyonlu,mütevekkil Öyleyse Şehrin girdabında çalkalanan zulüm Halkın şanlı isyanına işaret değil Bodrum duvarlarına öfkeli yazıları Tırnaklarınla kazıyorsan da Sana yalan söyleyemem Darılırsın yavrucağım Ağabeyin bir gün dağdan döner Giden gelmez, geri dönmez Bilmiyormusun yavrucağım Sen üzülme, sıra bende Gideceğim yavrucağım Bulvara dökülen bildiriler Harcanan bunca emek,bunca değer Fokurdayan metal potası İşleyen rotatifler Cesetleri iğnelemek gibi birseydir Ve zaman usulca göz kırpıp telaşına Homurdanarak çekip gitmiştir Yani bu Aşağılık bir dramdır artık Çünkü jarjuruna Boş kovanları dolduran adam En azından kendinden utanmalıdır Yani yetsin diyorum Şarkılarınızı dağlarıma sürün diyorum Uzatın ellerinizi diyorum Uzatın tanışalım Helallaşalım... Ahmet Kaya |
Sabır Kalmadı Sabır Kalmadı Her şarkının içinde Ben seni görürüm Sevda nefes gibi Çekmessem ölürüm Sabır kalmadı içimde Dertler yaş oldu gözümde Bu yoksulluk denizinde Boğulmadan gel Sensiz isyan ettim her an Dünyam kahır dünyam zindan Yine başım duman duman Olmadan gel Yıllardır ne bir haber Ne bir selamını aldım Bu koskocaman dünyada Sensiz yapayalnız kaldım Sabır kalmadı içimde Dertler yaş oldu gözümde Bu hasretlik denizinde Boğulmadan gel Sensiz isyan ettim her an Dünyam kahır dünyam zindan Yine başım duman duman Olmadan gel Ahmet Kaya |
Saza Niye Gelmedin Saza Niye Gelmedin Saza niye gelmedin Söze niye gelmedin Gündüz belli işin var Gece niye gelmedin Üç gün dedin, beş gün dedin Aylar oldu gelmedin Geçen Cuma gelecektin Haftalardır gelmedin Çaldığım saza mı yanam Ettiğin naza mı yanam Alam yari koynuma Kış yatam, yaz uyanam Üç gün dedin, beş gün dedin Aylar oldu gelmedin Geçen Cuma gelecektin Haftalardır gelmedin Ahmet Kaya |
Sel Dağ Sel Dağ Bu hasretlik kalır gitmez teninden Eksilmez acılar ezik yüreğinden Alma başını nasırlı ellerimden Sen istedin gültenimde yaralar Bu ayrılık hem seni Hem beni yaralar Sel dağda birleşince Dağda güller ezilince Yara açtı gültenimde Ağlar dağlar Dağlar ağlar Yüreğimi sancı sarar Sel dağda kalır gitmez Sel altında güller bitmez Gültenimde yara geçmez Ağlar dağlar Dağlar ağlar Yüreğimi sancı sarar Ahmet Kaya |
Sen Benim Hiçbir Şeyimsin Sen Benim Hiçbir Şeyimsin Sen benim hiçbir şeyimsin Yazdıklarımdan çok daha az Hiç kimse misin bilmem ki nesin Lüzumundan fazla beyaz Sen benim hiçbir şeyimsin Varlığın yokluğun anlaşılmaz Galiba eski liman üzerindesin Nasıl karanlığıma bir yıldız olmak Dudaklarınla cama çizdiğin En fazla sonbahar otellerinde Üniversiteli bir kız uykusu bulmak Yalnızlığı öldüresiye çirkin Sabaha karşı öldüresiye korkak Kulağı çabucak telefon zillerinde Sen benim hiçbir şeyimsin Hiçbir sevişmek yaşamışlığım Henüz boş bir roman sahifesinde Hiç kimse misin bilmem ki nesin Ne çok çığlıkların silemediği Zaten yok bir tren penceresinde Sen benim hiçbir şeyimsin Yabancı bir şarkı gibi yarım Yağmurlu bir ağaç gibi ıslak Hiç kimse misin bilmem ki nesin Uykumun arasında çağırdığım Çocukluk sesimle ağlayarak Sen benim hiçbir şeyimsin Ahmet Kaya |
Sen Yanma Diye Sen Yanma Diye Ben cürümüs bir asayım Zindanlara yol eyledi dert beni Carmiha gerilmis bir Isa´yim Civilere zapteyledi dert beni Pir Sultan´i darda gördüm Daragaca vur eyledi ask beni Haci Bektas´i kirda gördüm Bir ceylana pir eyledi ask beni Her yangina her atasa Köz eyledi dert beni Bu daglara bu yollara Toz eyledi ask beni Ben yanarim ask icin Ben yanarim gül icin Bu ates sönmesin diye Ben yanarim kim icin Ben yanarim sen icin Bari sen yanma diye Ben yakilmis bir ozanim Yanginlara kül eyledi dert beni Kerbela cölünde bir Hüsetin´im Damla suya kul eyledi dert beni Ben Yunus´u nurda gördüm Dergahina gül eyledi ask beni O Mecnun´u firarda gördüm Bir Leyla´ya derleyledi ask beni Ahmet Kaya |
Senin Derdindeyim Senin Derdindeyim Kapıya vurdun ardımdan Ölecektim ben kahrımdan Beni vursalar anlımdan Yine senin derdindeyim Geçip karşımda dursan Hem bağırsan hemde kızsan Beni keleş ile vursan Yine senin derdindeyim Kaleşnikof ile vursan yine senin derdindyim Ahmet Kaya |
Sensiz Yaşayabilmerem Sensiz Yaşayabilmerem Güzelim yürekten bağlıyam sana Eziyet eder mi seven sevene Yandırdın kalbimi aman Ay kaşları keman Bu derdime inan yar Sensiz yaşayabilmerem Ey sevgili canan Bu derdime inan Seni görmeyende fenadır halim İntizarda koyma gadan ben alım Yandırdın kalbimi aman Ay kaşları keman Bu derdime inan yar Sensiz yaşayabilmerem Ey sevgili canan Bu derdime inan Ahmet Kaya |
Sevemezsin Sevemezsin Deli dolu bir akşam Vakit ayrılık Saatler yanlızlığa dönüyor mağrur Yabancı düşler kalmış dünden geriye Yürekler pişmanlığa çarpıyor mağrur Adımı anamazsın, yoluma çıkamazsın Gönülden sevemezsin sen Geçmişi silemezsin, rüyama giremezsin Gerçekten sevemezsin sen Beklenen ölümlerin kaçışı olmaz Bir yıldız bilinmeze kayıyor mağrur Ben sürgünüm sen durgun Kaçak bu sevda Dilim hep elvedaya dönüyor mağrur Haykırsam duyamassın Çağırsam gelemezssin Yürekten sevemezsin sen Zor günde aramassın Hiç yalnız kalamazsın Korkusuz sevemezsin sen Öyle bir küsüp gidişin vardı ki Seni vicdansız, insafsız, kitapsız Ahmet Kaya |
Sevgi Duvarı Sevgi Duvarı Sen miydin o yalnızlığın mıydı yoksa Kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi Dilimizde akşamdan kalma bir küfür Salonlar piyasalar sanat sevicileri Derdim, günün birinde insan arasına çıkarmaktı seni Yakanda bir amonyak çiçeği Yalnızlığım benim sidikli kontesim Ne kadar rezil olursak o kadar iyi Kumkapı meyhanelerine dadandık Önümüzde; altınbaş, altın zincir fasulye pilakisi Ardımızda görevliler hızır paşalar Sabahları açıklarda bulurlardı leşimi Öyle sıcaktı ki çöpçülerin elleri Çöpçülerin elleriyle okşardım seni Yalnızlığım benim süpürge saçlım Ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi Baktım gökte bir kırmızı, bir uçak Bol çelik, bol yıldız, bol insan Bir gece sevgi duvarını aştık Düştüğüm yer öyle açık seçik ki Başucumda bir sen varsın bir de evren Saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi Yalnızlığım benim çoğul türkülerim Ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi Ahmet Kaya |
Siz Yanmayın Siz Yanmayın Ağlama, bu günler gelirde geçer babam Ağlama, bu dertler elbet biter babam Ocaksız köylerimde, dumanlar tüter elbet Ben yandım, sen yanma allah aşkına "burda, bu şarkımı söylerken, Benim türkiye'de yaşadığım çok zor günlerde, Bir merhabasını istediğim,fakat o merhaba'yı benden Esirgeyen Ulusal anlamda bu kaderi paylaştığım, Bütün arkadaşlarıma ve dostlarıma İnce bir sitemdir... Umarım, Beni anlarlar" İki damla gözyaşımla Satıldım pazarlarda Kırdılar yüreğimi Kırdılar azarlarla Sürgünlere yolladılar Sabah dörtte yağmurlarla Ben yandım, Siz yanmayın allah aşkına Şimdilik, hoşça kalın gözüm! Hoşça kal, ey sevgilim Türkiye! Ahmet Kaya |
Sorgucular Sorgucular Kimileri hep suçluyor Kimileri sorguluyor Yaralı yüreğime kara çalıyor İhanet zincirini tutan utansın Dönüp arkasına bakan utansın Dost diye bağrıma bastığım insanlar Arkamı dönünce vuran utansın Durmadan hep soruyorlar Aç bırakıp gülüyorlar Emekleyen yüreğime usta diyorlar Usta değil acemi bir işçiyim ben Onurlu bir kavganın neferiyim ben Dostun dostu, düşmanımın eceliyim ben Bilip de söylemeyen diller utansın Ahmet Kaya |
Söyle Söyle Söyle yağmur çamur Değmedi yüreğime Şimdi ben nerdeyim Sen nerde Söyle ay doğmadan Düşmesin yaş gözüme Şimdi ben nerdeyim Sen nerde Dışarıda kar yağıyor Benim içime yağmur Ağlama gözbebeğim Biraz daha dur Yüregime basa basa İçimden yar gidiyor Ağlama iki gözüm Biraz daha dur Ay ayy ay ayy yanıyor ömrüm Vallahi yamur çamur Değmedi yüreğime Söyle ben nerdeyim Sen nerde Söyle ay doğmadan Düşmesin yaş gözüme Söyle ben nerdeyim Sen nerde Söyle yamur söyle Değmeden yüreğime Söyle gökyüne O nerde Söyle baksın gece Dağlardan hasretime Söyle bilmesemde O nerde Söyle ay doğmadan Düşmesin yaş gözüme Söyle gökyüzüne O nerde Ahmet Kaya |
Suskun Suskun Rüya, bütün çektiğimiz Rüya kahrım, rüya zindan. Nasıl da yılları buldu, Bir mısra boyu maceram. Sus, kimseler duymasın. Duymasın ölürüm ha. Aymışım yarı gece de Seni bulmuşam sonra Yağar bir yağmur sonra... Bilmezler nasıl aradık birbirimizi, Bilmezler nasıl sevdik birbirimizi, İki yitik hasret, İki parça can. Sus, kimseler duymasın Duymasın ölürem ha Aymışam yarı gecede Seni bulmuşam sonra Yağar bir yağmur sonra... Yağıyor yeşil yeşil. Ahmet Kaya |
Sürmeli Ne Yandasın Sürmeli Ne Yandasın Sürüler içinde sürmeli koyun Şafaklar atıyor gel yarim soyun Gencecikken ettiler bana bir oyun Ne yandasın sürmeli palazım Ne yanda A canım, ne yanda Ellerim saz çalar göğnüm Ne yanda A canım, ne yanda Aşağıdan gelir gelinin göçü Gelin mi ettiler canımın içi Koynumda sakladım verdiğin saçı Ne yandasın sürmeli palazım Ne yanda A canım, ne yanda Ellerim saz çalar göğnüm Ne yanda A canım, ne yanda Ahmet Kaya |
Şafak Türküsü Şafak Türküsü Beni burada arama Arama anne Kapıda adımı, adımı sorma Saçlarına yıldız düşmüş Koparma anne ağlama. Kaç zamandır yüzüm traşlı Gözlerim şafak bekledim Uzarken ellerim kulağım kirişte Ölümü özledim anne. Yaşamak isterken delice Ah.. verebilseydim keşke Yüreği avcunda koşan herbir anneye Tepeden tırnağa oğula Ve kıza kesmiş Bir ülkeye armağan Düşlerimle sınırsız Diretmişliğimle genç Şaşkınlığımla çocuk devrederken sırdaşıma Usulca açıverdi yanağımda tomurcuk Pir sultan'ı düşün anne, şeyh bedretinn'i Börklüce'yi Insanları düşün anne Düşün ki yüreğin sallansın Düşün ki o an güneşli güzel günlere inanan Mutlu bir yusufcuk havalansın Beni burada arama Arama anne Kapıda adımı, adımı sorma Saçlarına yıldız düşmüş Koparma anne ağlama. Yani benim güzel annem Ala şafağında ülkemin yıldız uçurmak varken Oturup yıldızlar icinde kendi buruk kanımı içtim Ne garip duygu şu ölmek Öptüğüm kızlar geliyor aklıma Bir açıklaması vardır elbet Geride masa üstünde boynu bükük Kaldı kağıt kalem. Bağışla beni güzel annem Oğul tadında bir mektup yazamadım diye Kızma bana. Elleri değsin istemedim Gözleri değsin istemedim Ağlayıp kokluyacaktın Belki bir ömür taşıyacaktın koynunda. Yaşamak ağrısı asıldı boynuma Oysa türkü tadında yaşamak isterdim Ölmek ne garip şey anne Beni burada arama Arama anne Kapıda adımı, adımı sorma Saçlarına yıldız düşmüş Koparma anne ağlama. Kısacası güzel annem Bir çiçeği düşünürken ürpermek yok Gülmek umudetmek özlemek Ya da mektup beklemek Gözleri yatırıp ıraklara. Ölmek ne garip şey anne Baba olamayacağım örneğin Toprak olmak ne garip şey anne. Beni burada arama anne Kapıda adımı, adımı sorma Saçlarına yıldız düşmüş Koparma anne ağlama. Bekle beni anne. Bir sabah çıkagelirim Bir sabah anne bir sabah Acını süpürmek için açtığında kapını Beni burada arama anne Kapıda adımı, adımı sorma Saçlarına yıldız düşmüş Koparma anne ağlama. Bayram kartlarının tutsaklığından aşırıp bayramı Sedef kakmalı bir kutu içinde Vermek isterdim çocukların ellerine Sonra, sonra benim güzel annem Damdan düşer gibi vurulmak isterdim bir kıza Gecenin kıyısında durmuşum Kefenin cebi yok Koynuma yıldız doldurmuşum Koşun çocuklar koşun Sabah üstüme üstüme geliyor Artik duvarlari kanatırcasına tırnağımla Şaşkın umutlu şiirler yazamıyacağım Mutlak bir inançla gözlerimi tavana çakamıyacağım Uçurumlar ki sende büyür Dağdır ki sende göçer Ben bayram derim çiçek derim Çam diplerine açmış kanatlarını kozalak derim Gül yanaklı çocuğa benzer Yinede oğlunu yitirmek ne garip şey anne Her kavgada ölen benim Bayrak tutan çarpışan Her kadın toprağı tırnaklıyarak Doğurur beni Özlem benim kavga benim aşk benim Adı başka sesi başka Nice yaşıtım Koynunda çiçekler Çicekler içinde yeni bir ülke getirirler. Ahmet Kaya |
Şahin Gibi Şahin Gibi Sabahtan uğradım ben bir güzele Güzel ağlatmadı güldürdü beni Ben güzelden böyle vefa ummazdım Ak göğsün üstüne kondurdu beni Ahu gelin kınalı gelin Şahin gibi yükseklerden uçarken Keklik ininden geçerken Ahu bu kevser ırmağından içerken Susuz çöllerden kandırdı beni Ahu gelin kınalı gelin Susuz pınarlardan kandırdı beni Ahu gelin kınalı gelin Ahmet Kaya |
Şeyh Bedrettin Şeyh Bedrettin Yağmur çiseliyor, yağmur çiseliyor Serezin esnaf çarşında Yağmur çiseliyor. Yağmur çiseliyor Korkarak yavaş sesle Bir ihanet konuşması gibi Yağmur çiseliyor Beyaz ve çıplak Mürtet ayaklarının Islak ve karanlık toprağın üstünde koşması gibi. Yağmur çiseliyor Serezin esnaf çarsında Bir bakırcı dükkanın karşında Bedrettin in bir ağaca asılı Yağmur çiseliyor Gecenin geç ve yıldızsız bir saatidir Ve yağmurdan ıslanan Yapraksız bir dalda sallanan Şeyhimin çırılçıplak etidir Yağmur çiseliyor Serez çarşısı dilsiz Serez çarşısı kör Havada konuşmamanın görmemenin Kahrolası hüznü Ve Serez çarşısı kapatmış elleriyle yüzünü Yağmur çiseliyor. Ahmet Kaya |
Şiire Gazele Şiire Gazele Senin eşkin meni düşürdü dile Neçe aşık olur bülbüller güle Hasret çektim könül verdim Seni sevdim men Böyle bir güzele eşkimi tezele Şiire gazele könül verdim Şiire gazele Eğer menden ayrı gezip dolansan Menim bu eşkime bigane kalsın Alışaram od tutaram Hem yanaram ben Bunu da bilmerem Sensiz ben gülmerem Könlümü vermerem heçkese men Könlümü vermerem Ahmet Kaya |
Tedirgin Tedirgin Sarı sıcak yazılar uzak Dost uzanan eller uzak Karanlıklar kurmuş tuzak Benim sonum dünden belli Haramiler sarmış yolumu Güvercinler muhbir uçar Telden tele fermanım gider Benim sonum dünden belli Gözlerim dolar kan sanırım Betonlar boğar nefessiz kalırım Şahidim yoktur, perdeler örtük İnanamazsın, ağlarsın Geceler mi sen, ben mi yorgunum Mermiler mi sen, ben mi yangınım Düşlerim tutsak, yüreğim sürgün İçimde bir çocuk tedirgin Suskunum, vurgunum, tedirginim ben Haylanmaz, uslanmaz, tedirgin Dağlarda kar yollar uzak Yar belinden kollar uzak Hasımlarım kurmuş tuzak Benim sonum dünden belli Müfrezeler sarmış yolumu Menekşeler solgun açar oy Dilden dile fermanım gider Benim sonum dünden belli Gözlerim dolar kan sanırım Betonlar boğar nefessiz ağlarım Şahidim yoktur, perdeler örtük İnanamazsın, ağlarsın Ahmet Kaya |
Tezgahtar Nebahat Tezgahtar Nebahat Tezgahtar bir kızdı o permalı saçlarıylaHerkese gülümserdi süzgün bakışlarıyla Anasının elinden kaçırıp birkaç kuruş Konserlere giderdi çılgın gözyaşlarıyla Kırmızı hırkasıyla resimler çektirirdi Keşfedilmek için hep Beyoğlu'nda gezerdi Her akşam o şarkıcı duvardaki posterden Uzanıp rüya gibi dudağından öperdi Ahh Nebahat Nebahat bir gün görmedi rahat Düşünür bulamazdı kimdeydi bu kabahat Tezgahtar bir kızdı o evi Salmaclarda Altı kardeş bir ana birde kötürüm baba İçki kumar peşinde boşvermiş bir abisi Devlete karşı gelmiş bir ablası mapusta Kırmızı hırkasıyla ah seneler eskitti Sonunda rüyasını sandığına kitledi Mahalleden biriyle heveslendi sevmeye Hayırsız çıktı oğlan zengin bir dula gitti Ahh Nebahat Nebahat ona gülmedi hayat Sonunda anladı ki kendindeydi kabahat Ahmet Kaya |
Turna Semahı Turna Semahı Gitme turnam gitme, nerden gelirsen Sen nazlı canana benzesin turnam Her bakışta beni, mecnun edersin Tabibe lokmana benzesin turnam Has nenni nenni, dost nenni nenni Pir abdal sultan'a benzesin turnam Yürü turnam yürü canana yürü Havayı hey deli gönül havayı Bir kız katarlamış da atı deveyi Ay doğmandan şavkı tuttu Yürüyelim, yürüyelim bundan sonra dost nenni Hey dost, hey dost Yedi kardeş idik biz bu ovada Kimi saz çalardı kimi dönende Bakmaz mısın gözlerimin yaşına Bakmaz mısın mezarımın taşına Hey dost, hey dost Eğlen dur, eğlen dur, sarı&telli turnam eğlen dur Sallan dur, sallan dur, sarı turnam sallan dur Ahmet Kaya |
Turuncu Gemi Turuncu Gemi Gülüm gülüm, gülüm gülüm Akşam oldu bugün yine Gülüm gülüm, gülüm gülüm Hava bozdu birden bire Turuncu gemide yoldaşlar gidiyor Tüfekleri ellerinde Kalk gidelim evimize karlar yağacak Bugünde böyle geçti sanma Yarın neler olacak Gülüm gülüm, gülüm gülüm Hava bozdu birden bire Gülüm gülüm, gülüm gülüm Gözündeki yaş niye Turuncu gemi dönmeyecek geri Gözündeki yaşlar niye Deniz kenarı soğuk Hemde karanlık basıyor Havada tam kar havası ha Gidilmesi zor yer var gidilmesi gereken Hadi gülüm toparlan gidiyoruz Yaşamak için ölmek sırası bizde Gitmeden yetişelim gemiye çabuk Ahmet Kaya |
Tut ki Gecedir Tut ki Gecedir Tut ki gecedir Karanlik sivasir ellerine camlardan Birden kırmızıya doner trafik ışıkları Kükürtlü dumanlar yükselir Korkuya batmış cam kırığı adamlardan Tehlikeye büyür sakalları Tut ki gecedir İhbarlar birer sansar Bir telefondan bir telefona atlar Yeraltı örgütleri tetik üstünde Adres değiştirmis silah kacakcilari Fahişeler birbirinden kuşkulanıyor "Tut ki gecedir katiller huzursuz hırsızlar sinirli" Hainler ürkekçedir Elleri telefona kendiliğinden uzanıyor "ihanete gece muthis bir gerecedir ihbarlar birer sansar bir telefondan bir telefona atlar" Ihanet bir bilmecedir Ahmet Kaya |
Tutuşur Dizelerim Tutuşur Dizelerim Yiğidim yiğit olmasın aya Yanık türkülere vurmayın beni Tutuşur dizelerim dizelerim sonra Her biri yıldız kendi halinde Geceleri inen inen sessizlik Umarsız açan eski yaradır İşte gene yükseldi duvarlar Etme gözlerim koru kendini Ayıklasam dize dizelerimden Acıyı dönüş duvar nemini Kirli gömleğimi koklarmış annem Koklasın şiirimi sıcak bir ekmek gibi Kirli gömleğimi koklarmış annem Koklasın türkümü sıcak bir ekmek gibi Ahmet Kaya |
Uçun Kuşlar Uçun Uçun Kuşlar Uçun Uçun kuşlar uçun doğduğum yere Şimdi dağlarımda mor sümbül vardır Ormanlar koynunda bir serin dere Dikenler içinde sarı gül vardır. Uçun kuşlar uçun burda vefa yok Öyle akar sular, öyle hava yok Feryadıma karşı aksi seda yok Bu yangın yerinde soğuk kül vardır. Ahmet Kaya |
Uğurlar Ola Uğurlar Ola Ey sürüden arkaya kalmış yiğit Arkadaşın gitti haydi sen de git Bak ne diyor ceddi şehidin işit Haydi git evladım uğurlar ola Haydi git evladım açıktır yolun Zalimlere karşı bükülmez kolun Bayrağı çek ön safa geçmiş bulun Uğurun açık olsun uğurlar ola. Eşele bir yerleri örten karı Ot değil onlar dedenin saçları Dinle şehit sesleridir rüzgarı Haydi git evladım uğurlar ola Haydi git evladım açıktır yolun Zalimlere karşı bükülmez kolun Bayrağı çek on safa geçmiş bulun Uğurun açık olsun uğurlar ola Haydi levent asker uğurlar ola Yerleri yırtan sel olup taşmalı Dağ demeyip taş demeyip aşmalı Sende ki coşkunluğa er şaşmalı Kahraman askerim uğurlar ola Haydi git evladım açıktır yolun Zalimlere karşı bükülmez kolun Bayrağı çek ön safa geçmiş bulun Haydi levent asker uğurlar ola Haydi git evladım uğurlar ola Ahmet Kaya |
Uy Havar Uy Havar Yangınlar Kahpe fakları Korku cığlıkları Ve irin selleri aç yırtıcılar Suyu zehir bıçaklar ortasındasın Bir cana bir başa kalmışsın vay vay Pasatsız duldasız üryan Bir cana bir de başa Seher vakti leylim leylim Cellat nişangahlar aynasındasın Oy sevmişem ben seni Üsküdar'dan bu yana lo kimin yurdu He canim Çiçek dağı kıtlık kıran Gül açmaz çağla dökmez Vurur çakmaktaşı kayalarıyla Küfrünü medetsiz Munzur Şahmurat suyu kan akar Ve ben şairim... Namus işçisiyim yani Yürek işçisi Korkusuz pazarlıksız Kül elenmemiş Ne salkım bir bakış Resmin çekeyim Ne kinsiz bir rüzgar Mısra dökeyim Oy sevmişem ben seni! Ve sen daha demincek Yıllarda geçse demincek Bıcaklanmış dal gibi ayrı düştüğüm Ömrümüm sebebi ustam, sevgilim Yaram derine gitmiş Fitil tutmaz bilirim Ama hesap dağlarladır Umut dağlarla Düşün uzay cağında bir ayağımız Ham carık kıl çorapta olsa da biri Düşün olasılık, atom fiziği Ve bizi biz eden amansız sevda Atıp bir kıyıya bir zamanı Yarının çocukları gülleri için Herbirinin ayva tüyü için çilleri için Koymuş postasını Görmüş restini He canım Sen getir üstünü Oy Havar Muhammed, İsa aşkına Yattığım ranza aşkına Deeey dağları un eder ferhadın gürzü Benim de boş yanım hançer yalımı Ve zulamda kan ter içinde asi He desem koparacak dizginlerini Yediveren gül kardeşi bir arzu Oy sevmişem ben seni! Ahmet Kaya |
Üşür Ölüm Bile Üşür Ölüm Bile Bir ormanda tutup onu bağladılar ağaca Yumdu sanki gözlerini uyur gibi usulca Bir soğuk yel eser üşür ölüm, ölüm bile Anlatır akan kanı beyaz sesiyle. Diz çöktüler karşısında sonra ateş ettiler Parçalanan yüreğine yuva kurdu mermiler Bir soğuk yel eser üşür ölüm, ölüm bile Anlatır akan kanı beyaz sesiyle. Gelip kondu bir güvercin ellerine o gece Kırmızı bir çelenk oldu bileğinde kelepçe Bir soğuk yel eser üşür ölüm, ölüm bile Anlatır akan kanı beyaz sesiyle. Ahmet Kaya |
Yakamoz Yakamoz Yağmur yağar ıslanırsın vay aman Güneş doğar kaybolursun vay aman Ay ışığı der durursun vay aman Yakamozsun sen Sessiz sessiz ağlar gibisin vay aman Zaman geldi gideceksin vay aman Bırak ay gitsin sen kal bu gece Umudumsun sen. Ahmet Kaya |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 22:18 . |
Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 RC 2